Web´den Seçmeler

• Annemin küçüklüğümden beri anlattığı Edirne anıları arasında mahallesi, birkaç yıl önce yenilenip açılan sinagogun köşesindeki evi hep vardı. O evi, müziğin, kahkahaların, birbirlerine sataşmaların hiç eksik olmadığı haylaz ve neşeli üç çocuklu kalabalık bir ailenin mutlu yuvası diye hayal ederdim. Anneannem kendimi bildim bileli piyano çalardı, büyükbabam ise beni operayla tanıştıran ilk kişiydi. Traş olurken bile “la donna e mobile”yi mırıldanırdı. İşte bu mutlu yuva, Edirne’nin en eski ve en tarihi yerleşim merkezi Kaleiçi, Dilaver Bey Mahallesi’ndeki ev şimdi harabe durumda. GİLA BENMAYOR - HÜRRİYET

İzak BARON Diğer
31 Ocak 2018 Çarşamba
  • İSRAİL’LE OLAN TİCARETİMİZDE TARIM ÜRÜNLERİNİN DE, BU ÇERÇEVEDE DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN TOHUMUN DA PEK ÖNEMLİ BİR YERİ YOK ASLINDA

TÜİK verilerine göre geçen yılın ocak-kasım döneminde İsrail’den 10.7 milyon dolarlık domates tohumu almışız. İkinci sırada 3.9 milyon dolarla biber tohumu geliyor.

Bu dönemde ayrıca yaklaşık 205 bin dolarlık kavun karpuz tohumu, 95 bin dolarlık hıyar tohumu, 93 bin dolarlık turp tohumu, 28 bin dolarlık kabak tohumu, 10 bin dolarlık marul tohumu, 7 bin dolarlık tohumluk ayçiçeği tohumu, 2 bin dolarlık da soğan tohumu ithal etmişiz. İsrail’le tohum ticaretimiz yalnızca ithalatla sınırlı değil, biz de bu ülkeye tohum satıyoruz.

İsrail’e geçen yılın on bir ayında 1.3 milyon doları susam, 740 bin doları haşhaş, 210 bin doları hıyar, 169 bin doları domates, 215 bin doları da diğer ürünlere ait olmak üzere toplam 2.7 milyon dolarlık tohum ihraç etmişiz.

Tohum satarak bizi “zehirleyen” İsrail bu şekilde üretilen ürünlerimizi de adeta havada kapmış. Yine aynı dönem, 2017’nin ocak-kasım dönemi...

İsrail’e 14 milyon dolarlık taze domates, 605 bin dolarlık da kurutulmuş domates satmışız. Bu dönemde yine 575 bin dolarlık da kabak ihracatı gerçekleştirmişiz.

11 milyon dolarlık buğday unu ve 6 milyon dolarlık kurutulmuş kayısı da ihraç ürünlerimiz arasında.

İsrail’le olan ticaretimizde tarım ürünlerinin de, bu çerçevede düşünülmesi gereken tohumun da pek önemli bir yeri yok aslında.

On bir aylık verilere göre bu ülkeye en çok ihracatı 520 milyon dolarla demir-çelik sanayinde yaptık. İkinci sırayı 404 milyonla motorlu kara taşıtları, 251 milyonla da giyim eşyası alıyor.

İthalatta ise ilk üç sırada 524 milyon dolarla akaryakıt, 181 milyon dolarla sentetik kauçuk ve plastik hammaddeler, 151 milyon dolarla da ana kimyasal maddeler bulunuyor.

Türkiye olarak İsrail’e on bir ayda 3.1 milyar dolarlık ihracat yaptık, bu ülkeden ise 1.4 milyarlık ithalat gerçekleştirdik. Tutarlardan da görüleceği gibi aslında İsrail’in Türkiye’nin dış ticaretin de hiç de kayda değer bir payı yok.

Alaattin Aktaş

https://www.dunya.com/kose-yazisi/israil-tohumu-artik-bir-sehir-efsanesi/400079

 

  • İSRAİL BU “GÜVENLİ BÖLGE” PLANIYLA SURİYE SAVAŞI’NDA ŞAM YÖNETİMİNİN YANINDA SAVAŞAN LÜBNAN HİZBULLAHI İLE İRAN DESTEKLİ GÜÇLERİ HAMA ŞEHRİNE KADAR GERİLETMEYİ PLANLIYOR

Suriye’nin Türkiye’ye komşu olan kuzeybatısı gibi zeytinliklerle dolu olan güneybatısında İsrail’in bir “güvenli bölge” oluşturma planının ilk safhası, habere bakılırsa, nihayete erdi bile. Şu aşamada farklı İsrailli ve Amerikalı sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışılarak ikinci aşamanın da tamamlanmasının hedeflendiği belirtiliyor. Adını açıklamayan bir ÖSO komutanının Intercept’e aktardığı bilgilere göre, İsrail bu “güvenli bölge” planıyla Suriye Savaşı’nda Şam Yönetiminin yanında savaşan Lübnan Hizbullahı ile İran destekli güçleri Hama şehrine kadar geriletmeyi planlıyor.

Haberde iddiayı desteklemek üzere verilen haritaya bakılırsa, İsrail planın üçüncü aşamasında sınırlarını bir yandan doğuya doğru epeyce ilerletirken kuzeyde de neredeyse başkent Şam kırsalına kadar yayılacak genişlikte bir alanı kontrol edecek gibi görünüyor.

Plan uyarınca küçük bir İsrail birliği ile istihbarat personeli 2017 yılı Temmuz ayında Suriye’nin Ürdün sınırına yakın Batı Dera kırsalına geçti ve ABD ile Ürdün’ün desteğiyle Dera ve Kuneytra bölgesinde savaşmakta olan Liva Ceydur Horan ile Ceyş’ül Ebabil adlı iki ÖSO grubunun komutanlarıyla buluştu. İddiaya göre, İsrailli yetkililer Eylül 2017’de de Liva Caydur, Fursan el-Culan ve Suriye Devrimciler Cephesi (Cebhet Suvvar Suriye) gibi ÖSO gruplarıyla Kuneytra’nın güneyindeki Rafid kasabasında görüşmeler gerçekleştirdi.

Ebu Ahmed isimli Suriyeli muhalif bir aktivistin Intercept’e verdiği bilgiye bakılırsa, ülkenin güneyinde hükümete karşı savaşan ÖSO kuvvetleri, Ürdün’deki ABD Askeri Operasyon Merkezi (MOC) kendilerine yönelik askeri desteğini kestikten sonra gerek silah ve teçhizat gerekse de para desteğini İsrail’den karşılama yoluna gidiyorlar.

Intercept’in haberine göre, İsrail ordusu söz konusu güvenli bölge oluşturma planının ikinci safhası için Fursan el-Culan örgütünün militanlarından oluşan 500 kişilik bir grubu sınır muhafız gücü olarak konuşlandırmak üzere bir eğit/donat programını yürürlüğe koydu. Sınır muhafızlarının Golan Tepeleri’nin Suriye tarafındaki Dürzi kenti Hadar’ın güneyinden başlayarak, güneye doğru inen, ÖSO denetimindeki Cubata el Kasab, Ber Acem, Hamidiye ve Kuneytra’nın güney kırsalındaki Rafid kasabasına kadar olan hat üzerinde devriye görevi yapacağı ileri sürülüyor. İsrail’in planın üçüncü aşamasında güvenli bölgeyi 40 km derinliğe ulaştıracağı savunuluyor.

Böylelikle İsrail 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan bu yana işgal altında tuttuğu, ancak uluslararası hukuka göre hâlâ Suriye’ye ait olan Golan Tepelerindeki askeri varlığını hem kuzeye hem de doğuya doğru epeyce genişletmiş olacak. Yarım yüzyıl önceki Golan işgalinde de güvenlik gerekçelerini öne süren İsrail, suyun da bol bulunduğu, stratejik bir konumu da olan bu toprakları işgal etmiş ve askerlerini başkent Şam’ın 60 km yakınına kadar mevzilendirmişti.

Akdoğan Özkan

http://t24.com.tr/yazarlar/akdogan-ozkan/bir-zeytin-dali-da-israilden-mi,19044

 

  • 1980’Lİ YILLARDAN SONRA İLK KEZ DÖRT YIL ÖNCE EDİRNE’YE GİDEN ANNEM EVİNİ GÖRDÜĞÜNDE GÖZYAŞLARINI TUTAMAMIŞTI

Annemin küçüklüğümden beri anlattığı Edirne anıları arasında mahallesi, birkaç yıl önce yenilenip açılan sinagogun köşesindeki evi hep vardı. O evi, müziğin, kahkahaların, birbirlerine sataşmaların hiç eksik olmadığı haylaz ve neşeli üç çocuklu kalabalık bir ailenin mutlu yuvası diye hayal ederdim. Anneannem kendimi bildim bileli piyano çalardı, büyükbabam ise beni operayla tanıştıran ilk kişiydi. Traş olurken bile “la donna e mobile”yi mırıldanırdı. İşte bu mutlu yuva, Edirne’nin en eski ve en tarihi yerleşim merkezi Kaleiçi, Dilaver Bey Mahallesi’ndeki ev şimdi harabe durumda.

1980’li yıllardan sonra ilk kez dört yıl önce Edirne’ye giden annem evini gördüğünde gözyaşlarını tutamamıştı. Çatısı iyice çökmüş, tahtalarındaki o güzelim oymalar yok olmaya yüz tutmuş ev uzun yıllardan beri ailenin mülkiyetinde olmasa da anılarını gittiği her diyarda canlı tutan annemin biricik eviydi.

Gila Benmayor

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/annemin-evi-40718959

 

  • İSRAİL BİRÇOK ÜLKE İLE YENİ DİPLOMATİK VE EKONOMİK BAĞLAR KURUYOR, DİĞERLERİYLE ESKİ BAĞLARINI İYİLEŞTİRİYOR VE TİCARET VE FİNANS ORTAKLIKLARINI GENİŞLETİYOR

İsrail’in Arap ve Müslüman çoğunluklu devletlerle olan ilişkileri de gelişiyor. 2017 yılındaki Genel Meclis oturumu çerçevesinde Mısır cumhurbaşkanı Abdel Fatah al-Sisi, Netanyahu ile ilk toplantısını gerçekleştirdi. Uluslararası Kriz Grubu’ndan kıdemli bir analistin söylediği gibi, “Mısır-İsrail ilişkileri bugün tarihinin en üst düzeyinde.” Resmi ve genellikle de soğuk diplomatik ilişkiler 1979 yılında başladı. Bugün iki ülke Gazze ve özellikle Sina yarımadasıyla ilgili güvenlik meselelerinde yakın işbirliği içindeler; aşırılık yanlısı grupların tehdidine karşı birlikte savaşıyorlar.

Hiç kuşku yok ki bu değişimin bir kısmı, İsrail ve birçok Sünni çoğunluklu ülkenin –özellikle de Körfez ülkelerinin- İran’a dair paylaştıkları endişelerden kaynaklanıyor. 2015 yılında İsrail Abu Dabi’de bir diplomatik misyon açtı. Rice Üniversitesi bünyesindeki Baker Enstitü’nün yaptığı bir analize göre, “İsrail ordusu ile güvenlik yapılanmasının önemli kısmının Körfez İşbirliği Konseyi ile kurmak istediği yakınlaşma, 2011 yılından beri devam ediyor; keza Arap Baharı sonrası tesis edilen ortam, paylaşılan endişe alanlarında gayriresmi bağların derinleştirilmesi için bir fırsat sundu.” İsrail bakanlar kurulu üyesi ve Likud partisi lideri Yuval Steinitz’in 2017 yılında söylediği gibi, “Bu, Orta Doğu’da neredeyse bir devrimdir.” Üstelik Netanyahu, 2016 yılında Müslüman çoğunluklu Kazakistan ve Azerbaycan’ı ziyaret etti ki bu da bir İsrail başbakanı açısından bir ilktir.2005 yılında başlatılan boykot, tecrit hali ve yaptırımlar hareketine rağmen İsrail’in ihracatları büyük oranda etkilenmedi. Hareket Avrupa’da ve Amerikan üniversitelerinin kampüsünde büyük ses getirdi; ancak İsrail’in Avrupa Birliği’ne olan ihracatı peyderpey artmaya devam ediyor. Avrupa Birliği ile İsrail arasındaki toplam ticaret 2006 yılında 23,8 milyar Euro iken 2016 yılında 34,3 milyar Euro’ya ulaştı.

İsrail ekonomisi, sıradışı bir başarı öyküsü olarak kalmaya devam ediyor: Dünya Bankası’na göre, kişi başına düşen GSYİH 1990 yılında 12.000 dolar iken 2017 yılında 36.000 dolara yükseldi. Aynı dönemde GSYİH 59 milyar dolardan 318 milyar dolara sıçradı. İhracatlar, söz konusu dönemde 20 milyar dolardan 90 milyar dolara tırmandı.

Üçüncü olarak, İsrail’in diplomatik talihi, artık umutsuz olmaktan ziyade, karma nitelikte. Kudüs konusunda Genel Kurul’daki son oylama, İsrail’in UNESCO’dan çekilmesi ve İnsan Hakları Konseyi’nde İsrail’e karşı sürekli kararlar alınması; Birleşmiş Milletler’in Yahudi devleti için düşmanca bir toprak olmayı sürdürdüğünü gösteriyor. Ancak karşı-eğilimler de mevcut. Meksika, İsrail-karşıtı kararlara otomatik destek vermeyi sonlandırdığını açıkladı. Hindistan da ilk kez 2017 yılında Arap devletleriyle olan bağını kopardı; İsrail’i kınayan birçok karara olan desteğini kesti. Daha birçok teşvik edici işaret var: 2006 yılında, ülke-özelinde İnsan Hakları Konseyi’nin aldığı kararların yüzde 60’ı İsrail’i hedefledi. Bu durum, ABD’nin Konsey’e 2009 yılında katılımının ardından yüzde 40’a geriledi; 2016 yılında ise yüzde 20’nin altına düştü.

Genel bir model mi var? İkili diplomatik ve ekonomik düzeyde İsrail Müslüman çoğunluklu ülkelerde bile zemin kazanıyor. BM sistemi, gecikmeli bir gösterge. İsrail, oyları kaybetmeye ve olağandışı bir dikkatin ve kınamanın hedefi olmaya devam edecek – Yahudi devletiyle kendi ikili ilişkilerini verdikleri oya yansıtmayan devletler tarafından bile. Belki de, Birleşmiş Milletler’de verilen oyları devletleri eski oylama modellerini sürdürmeye yönlendiren somut adımların takip etmemesi, sembolik bir anlam ifade ediyor. Belki de tüm oylar aleniyken, ikili ilişkiler gizli olabilir. Ancak genel eğilim net bir şekilde ortada: İsrail birçok ülke ile yeni diplomatik ve ekonomik bağlar kuruyor, diğerleriyle eski bağlarını iyileştiriyor ve ticaret ve finans ortaklıklarını genişletiyor.

Elliott Abrams

http://asam.org.tr/israilin-tecrit-hali-azaliyor-mu/

 

Netten okumalar

 

  • HOLOKOST VE İSLAM DÜNYASI – KEMAL AY

http://www.tr724.com/holokost-islam-dunyasi/

 

  • BİR DAHA ASLA…- RÜYA KARLIOVA

http://www.kronos.news/tr/bir-daha-asla/

 

  • 75 YIL ÖNCE ÇIKARILAN ‘VARLIK VERGİSİ’ TRAJEDİSİ: KİMİN FİKRİYDİ, NEDEN ÇIKARILDI, AŞKALE’DE NELER YAŞANDI?

https://www.adaletinbumudunya.net/hukuk-haberleri/75-yil-once-varlik-vergisi-trajedisi-kimin-fikriydi-cikarildi-askalede-neler-yasandi/

 

  • İZMİR KORTİJOLARI (YAHUDİHANE) – ORHAN BEŞİKÇİ

http://www.milliyet.com.tr/izmir-kortijolari-yahudihane-/orhan-besikci/ege/yazardetay/28.01.2018/2599163/default.htm

 

  • SOYKIRIM ANITLARI

http://www.dw.com/tr/soyk%C4%B1r%C4%B1m-an%C4%B1tlar%C4%B1/g-17620471

 

  • İKİ SENE BOYUNCA GİZLİ BİR BÖLMEDE YAŞADI, YAZDIĞI GÜNLÜK YETMİŞTEN FAZLA DİLE ÇEVRİLDİ! SOYKIRIMIN SEMBOLÜ: ANNE FRANK

https://onedio.com/haber/iki-sene-boyunca-gizli-bir-bolmede-yasadi-yazdigi-gunluk-yetmisten-fazla-dile-cevrildi-soykirimin-sembolu-anne-frank-806156

 

  • ÖLÜM KAMPINDA İNSANSIZ HAVA ARACIYLA ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLER TÜYLER ÜRPERTTİ

https://tr.newsner.com/haberler/olum-kampinda-insansiz-hava-araciyla-cekilen-goruntuler-tuyler-urpertti/

 

  • VİKTOR EMİL FRANKL DENKLEMİ İLE ÇARESİZLİK, ANLAM VE ACI

https://www.sanatgibihayat.com/viktor-emil-frankl-denklemi-ile-caresizlik-anlam-ve-aci-21385.html

 

  • HAMAS BATI ŞERİA’DA STRATEJİ DEĞİŞTİRİYOR – SHLOMİ ELDAR

https://www.al-monitor.com/pulse/tr/contents/articles/originals/2018/01/israel-palestinians-hamas-fatah-west-bank-mahmoud-abbas.html

 

  • DUVDEVAN VE FAUDA - RALF ARDİTTİ

https://www.turkisrael.org.il/single-post/2018/01/23/Duvdevan-ve-Fauda

 

  • İSTANBUL’DA SEFARAD YAHUDİLERİ’NİN İZİNDE-1 – CÜNEYT SADIÇ

http://www.milliyet.com.tr/istanbul-da-sefarad-yahudileri-nin/cadde/ydetay/2600090/default.htm

 

  • İSRAİL’DE VATAN VE ULUS ALGISI – UMUT UZER

http://www.tyb.org.tr/umut-uzer-israilde-vatan-ve-ulus-algisi-32690h.htm

 

Takılan tweetler

 

Türk Yahudi Toplumu‏ @tyahuditoplumu 27 Oca

Daha fazla

Tarihimizin kara sayfalarından Varlık Vergisini ödeyemeyenlerin Aşkale çalışma kamplarına sürüldüğü bugün, Varlık vergisi felaketi mağdurlarını ve Aşkale’de hayatını kaybedenleri saygı ile anıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

US Embassy Turkey‏ @USEmbassyTurkey 25 Oca

Daha fazla

Maslahatgüzar Philip Kosnett, Uluslararası Yahudi Soykırımı Anma Günü vesilesiyle, soykırım kurbanlarını anmak ve sağ kurtulanlara hatırlamak üzere 25 Ocak'ta Ankara Üniversitesi ve Ankara Sinagogu tarafından düzenlenen törene katılmaktan gurur duymuştur. #WeRemember

 

ivo molinas‏ @basyazar 28 Oca

Daha fazla

Polonya’nın sağcı ve popülist hükümeti Holokost’ta Polonya’nın ve Polonya halkının suçlarını tartışmayı yasaklamak için ilk adımı atmış.Tarihi kanunla değiştirme çabası!...

 

Murad Çobanoğlu‏ @muradcobanoglu 29 Oca

Daha fazla

1926 yılında İstanbul'da basılan; Yahudi dini müziği, Yahudi sufi geleneğinden doğan (Sefer) Maftirim (İbranice tasavvuf) ilahileri metni. Murathan Mungan'ın dediği gibi "...Işıklar yanardı evlerde / Eskidendi, çok eskiden." 

 

 

 

 

 

 

 

 

Emb. Esp Turquía‏ @EmbEspTurquia 27 Oca

Daha fazla

Bugün, 27 Ocak, Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü. Bu senenin sloganı «Holokost’u anma  ve eğitim: paylaştığımız sorumluluk» @UN http://www.un.org/en/holocaustremembrance/ …