Web´den Seçmeler

• Askerliğimi hatırlıyorum. Ranza arkadaşım İsak... Bir Museviydi. Hafta sonu izni için birlikte yüzbaşının karşısına çıkmıştık. Ben adımı söyleyerek kısa künyemi vermiş ve hafta sonu kâğıdımı almıştım. İsak da selama durarak adını ve soyadını söyledi. Yüzbaşı bir anda öne eğilmiş olan başını kaldırdı ve asker kıyafetinde olan İsak´ı tepeden tırnağa süzdü. Ardından, "Bu ne biçim isim. Sen Türk değil misin?" diye sordu. ZEYNEL LÜLE – www.t24.com.tr

İzak BARON Diğer
24 Ocak 2018 Çarşamba
  • İSAK SAKİN BİR SESLE MUSEVİ OLDUĞUNU, TÜRKİYE'DEKİ AZINLIKLARDAN BİRİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Türkiye'de "azınlık" olmak çok zor ve bazen eziyet. Onlar bu ülkede Yahudi ise İsrailli, Rum ise Yunan, Ermeni ise Ermenistanlı muamelesi gördüler.

Askerliğimi hatırlıyorum. Ranza arkadaşım İsak... Bir Museviydi. Hafta sonu izni için birlikte yüzbaşının karşısına çıkmıştık. Ben adımı söyleyerek kısa künyemi vermiş ve hafta sonu kâğıdımı almıştım. İsak da selama durarak adını ve soyadını söyledi. Yüzbaşı bir anda öne eğilmiş olan başını kaldırdı ve asker kıyafetinde olan İsak'ı tepeden tırnağa süzdü. Ardından, "Bu ne biçim isim. Sen Türk değil misin?" diye sordu.

Ben son derece rencide olmuştum. Türk askeri kıyafetindeki bir kişiye "Sen Türk değil misin?" diye soran bir komutan vardı karşımızda.

İsak sakin bir sesle Musevi olduğunu, Türkiye'deki azınlıklardan biri olduğunu söyledi. Yüzbaşı biraz şaşkın ve büyük bir ihtimalle İsak’ın sözlerine bir anlam vermeden ve homurdanarak izin kâğıdını imzaladı.

Çok canım sıkılmıştı. İsak'a durumun beni çok üzdüğünü söyledim. İsak ise aldırmamam gerektiğini, kendisinin yıllardan beri buna alışkın olduğunu söyledi. Ülkemdeki azınlıklar, bu türlü muameleyi hemen her gün yaşadılar ve hala yaşıyorlar.

Zeynel Lüle

http://t24.com.tr/yazarlar/zeynel-lule/hrantin-anisina,18978

 

  • MESELÂ GEÇMİŞTE ALEYHİMİZE ÇALIŞMIŞ BİR SİYONİST’TEN YÜZ KÜSUR SENE SONRA İNTİKAM ALMAK MI İSTİYORSUNUZ? ÇEVİRİN BİR DİZİ…

Geçmişteki acı hadiselerin intikamını diziler ve filmler vasıtası ile almaya merak saldığımız ve ekranda gördüklerimizi gerçek zannetmeye başladığımız için ekrana çoğu aslında yaşanmamış olan bazı hayalî hadiseleri getirmek yüreklere su serpiyor, “İşte bakın, hainlerin komplolarını nasıl engellemişiz!” havasına giriliyor.

Meselâ geçmişte aleyhimize çalışmış bir Siyonist’ten yüz küsur sene sonra intikam almak mı istiyorsunuz? Çevirin bir dizi; başroldekiler Siyonist, İngiliz, Yahudi ve aleyhimizde faaliyet göstermiş kim varsa hepsine patır kütür girişsinler, kafalarını gözlerini yarıp canlarını da alsınlar! Böylece hem namusumuz temizlenmiş, hem de vatan kurtulmuş oluyor ve bir asırdan buyana bulamadığımız huzura kavuşuyoruz!

Son zamanlarda Sultan Abdülhamid’i konu alan dizilerde, işte böyle yapılıyor...

Sultan Abdülhamid imparatorluğun son güçlü hükümdarlarındandır ama gücü bir yere kadardır, zira devlet artık çöküş ve dağılma sürecine girmiştir! Abdülhamid devleti birarada tutabilmek maksadı ile elinden geleni yapmıştır fakat zamanın Türkiyesi çeşitli sebeplerle kuvvetten düşmüştür ve hükümdarın bütün çabalarına rağmen iktidar senelerinde elimizden çıkan toprak miktarı, bugünün Türkiyesi’nin iki katına yakındır!

Gerçekler böyle olduğu halde “Abdülhamid tek karış toprak vermemişti” demek hayalî bir tarih yazmaktır ve devletin o zayıf dönemlerini bir “muhteşem yüzyıl” imişçesine göstermek ise zihinleri allak-bullak ederek gerçeklerden ders alınmasını engelleyecek bir iştir!

Murat Bardakçı

http://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/1799592-gecmise-ovgu-oyle-bir-derttir-ki

 

  • PENCE ZİYARETİNİN YARATABİLECEĞİ TÜRBÜLANSA HAZIRLIKLI OLMAMIZDA YARAR VAR

Diğer yandan bu ‘gezinin’ çözdüğünden çok sorun çıkarabileceğini düşünenler de az değil. Foreign Policy dergisinin bloğuna yazan Ilan Goldenberg, Pence’in ateşe körükle gideceği kanaatini taşıyor. Ona göre böylesi bir ziyaret İsrail’de çözüm istemeyenleri güçlendirecek, yıllardır Amerika’dan gelebilecek tepkiler yüzünden sanki çözüm istiyormuş gibi davrananlara yeni imkanlar tanıyacak.

Goldenberg, Pence’in Ağlama Duvarı ziyaretinin biçimini ve İsrail Parlamentosu Knesset’te yapacağı konuşmayı önemsiyor. Şimdilik gelen haberler Ağlama Duvarı ziyaretinin eskiden olduğu gibi özel bir ziyaret olacağı yönünde. Fakat Knesset’te söyleyecekleri sadece Filistin’de değil bu sorunu önemseyen pek çok ülkede tepki doğurma potansiyeli taşıyor. Bu tepkiler de Goldenberg’e göre Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi, asıl önemlisi Ürdün Kralı Abdullah’ı zor durumda bırakabilir.

Goldersberg’in haklı olup olmadığını çok yakında göreceğiz. Umarız ABD Başkan yardımcısı sadece kendi seçmen kitlesinin ve destekçilerinin hassasiyetlerini değil bölgenin hassasiyetlerini de dikkate alan bir konuşma yapar. Duygularına teslim olmaz. Ortadoğu’nun kırılgan dengelerini sarsacak inisiyatifler geliştirmeye kalkmaz. Yine de bizim Pence ziyaretinin yaratabileceği türbülansa hazırlıklı olmamızda yarar var.

Mensur Akgün

http://www.karar.com/yazarlar/mensur-akgun/pencein-ortadogu-ziyareti-6007

 

  • İSRAİL’İN 1982’DEKİ İŞGALİNİN YARATTIĞI HİZBULLAH, İRAN DEVRİM MUHAFIZLARI’NCA EĞİTİLMİŞ MİLİTANLARI SAYESİNDE İKTİDAR ALANINI GENİŞLETEREK DEVLET DIŞI TEK SİLAHLI GÜÇ OLARAK KALMIŞTI

Lübnan zayıflığı nedeniyle diğer Arap devletlerinin oyun alanı olmaktan, özellikle içinden koptuğu Suriye’nin ve güneyindeki İsrail’in yıkıcı müdahalelerinden kurtulamayan bir ülkedir. Farklı köşelerinde farklı güzelliklerin gizlendiği, devletin zayıflığına rağmen kimi kurumların, rahat bırakıldıkları için şaşılacak derecede iyi yönetildiği, ama havanın bir ucunda hep patlamaya hazır bir şiddet kokusunu alabildiğiniz bir yerdir. 1975’ten 1990’a kadar 15 yılda o zamanlardaki nüfusunun yüzde 3’ünü kaybedeceği amansız, insafsız bir iç savaşı güzelliklerinin arkasına gizlenen bu şiddet potansiyelinin de etkisiyle yaşamıştır.

FKÖ’nün varlığı iç savaşın tetikleyicilerinden biriydi, doğrudur. Ama asıl mesele, büyük ailelerin mutabakatıyla şekillenen siyasi sistemin değişen demografik dağılımdan kaynaklanan taleplere ve şehre göç arttıkça daha fazla ön plana çıkan ekonomik eşitsizliklere cevap verme basiretini gösterememesiydi. Bir de altlarındaki toprak kaymakta olan Marunilerin kendi küçük devletçiklerini kurma tutkusu.

Savaş bittiğinde FKÖ de dahil olmak üzere tüm eski güçler etkisizleşmiş, İsrail’in 1982’deki işgalinin yarattığı Hizbullah, İran Devrim Muhafızları’nca eğitilmiş militanları sayesinde iktidar alanını genişleterek devlet dışı tek silahlı güç olarak kalmıştı.

Soli Özel

http://www.haberturk.com/yazarlar/soli-ozel/1805061-beyrut

 

  • İSRAİL, FİLİSTİN DEVLETİNİ TANIMADIĞINA GÖRE KENDİ İŞGALİ ALTINDA BULUNAN TOPRAKLARDA TANIMADIĞI BİR ÜLKEYE AKREDİTE BİR BÜYÜKELÇİLİĞİN FAALİYETİNE İZİN VERECEK MİDİR?

Belgeyi okumaya devam edelim: “1967’deki altı günlük savaşta İsrail Şeria Nehri’nin batı yakasındaki tüm Filistin topraklarını ve Doğu Kudüs’ü işgal etti.

1980’de de Anayasasında yaptığı bir değişiklikle Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etti. BM Güvenlik Konseyi ise İsrail’in bu girişimini reddeden ve geçersiz sayan bir karar aldı.

Kararda Kudüs’te büyükelçilik kurmuş devletler bu temsilciliklerini Tel Aviv’e taşımaya davet ediliyordu.Karar ABD için de bağlayıcıdır.

Gerek Doğu gerekse Batı Kudüs’te pek çok ülkenin konsoloslukları bulunmaktadır.

Bu konsolosluklar idari olarak Tel Aviv’deki büyükelçiliklerine değil, doğrudan kendi başkentlerine bağlı olarak çalışmaktadırlar.Bu statü BM’nin ayrı varlık kararını henüz resmen ilga etmemiş olmasının bir sonucudur.”

17 Aralık 2017’de Cumhurbaşkanımız (Erdoğan) Doğu Kudüs’te büyükelçilik açabileceğimizi söylemiştir. “Türkiye’nin Doğu Kudüs’te bir başkonsolosluğu vardır ve orada büyükelçilik yapmış bir memur çalışmaktadır.

Büyükelçilik açılması ciddiyet kazandığı takdirde şu hususlar gündeme gelecektir:

Doğu Kudüs İsrail işgali altında bir topraktır.

İsrail, Filistin devletini tanımadığına göre kendi işgali altında bulunan topraklarda tanımadığı bir ülkeye akredite bir büyükelçiliğin faaliyetine izin verecek midir?

Sınır kapıları İsrail makamlarının kontrolünde olduğuna göre bu makamlar tanımadıkları bir ülke nezdinde büyükelçi olarak atanmış bir yabancı ülke görevlisinin kendi ülkelerine girmesine izin verecekler midir?

Bu yol açıldığı takdirde Türkiye dışındaki ülkelerin de aynı yolu kullanmak isteyeceklerini göz önünde bulunduracak İsrail böyle bir kapıyı açmaya razı olur mu?” Yani özetlemek gerekirse önü arkası düşünülmeden söylenen sözler, alınan kararlar sonunda çok büyük sorunları beraberinde de getirir.

Leyla Tavşanoğlu

http://www.yurtgazetesi.com.tr/kudus-ey-kudus-makale,14577.html

 

  • İSRAİL’İN “ASYA AÇILIMI”NIN EN ÖNEMLİ AYAĞI OLAN HİNDİSTAN, ÇİN-PAKİSTAN KARŞISINDA ABD-İSRAİL EKSENİNİN YANINDA DURUYOR

1980’lerin sonuna kadar Hindistan’a silah desteği Rusya’dan geliyordu. 88’den sonra durum tabii ki değişti. Bu tarihten sonra İsrail, Hindistan’ın savunmasına katkıda bulabileceğini açıkladı.

Tabii tek taraflı değil bu ilişki. İsrail’in Hindistan’la ilişkilerini geliştirmesinin nedenlerinden başlıcası “Asya Açılımı” ile ilgili. Japonya, Güney Kore, Vietnam ve Singapur’u kapsayan bir açılım bu.

Diplomatik ilişkilerin başladığı 1992 yılında, İsrail ve Hindistan arasındaki yıllık ticaret sadece 180 milyon dolar civarındaydı. Bu rakam otuz kat büyüyerek 2011’de 5 milyar doların üzerine ulaşmıştı. Tarım konusunda da Hint çiftçisi İsrail teknolojisinden yararlandı. İki ülke ortak tarım Araştırma ve Geliştirme projeleri yürüttü. Hindistan’ın 7 eyaletinde, çeşitli alanlarda 27 proje gerçekleştirildi.

1989’da Rajiv Gandhi’nin iktidardan düşmesi İsrail ile Hindistan arasındaki ilişkilerin gelişme hızını daha arttırdı. Yeni Janata Dal hükümeti özellikle Keşmir konusunda ABD’de Yahudi Lobisi ile işbirliğinin yararına inanmaya başladı. Sadece bu değil, yıllarca özenle koruduğu tarafsızlık politikasından uzaklaşan Hindistan, 1991 Körfez Krizi sırasında Amerikan savaş uçaklarının yakıt ikmaline Hint topraklarında izin verdi. İki ülke arasındaki ilişkilerde asıl sıçrama 2014’de Hindistan’da aşırı sağın iktidara gelmesi ile oldu. 23 Aralık 2014 tarihli sayısında Hindistan’da yayınlanan Hindu gazetesi Hindistan’ın resmi BM politikasını İsrail lehine değiştirmeyi düşündüğünü yazdı. İsrail basını da Narenda Mondi hükümetinin “zaten var olan olumlu ilişkileri” daha da ileri bir aşamaya götürdüğünü yazdı.

İsrail’in “Asya Açılımı”nın en önemli ayağı olan Hindistan, Çin-Pakistan karşısında ABD-İsrail ekseninin yanında duruyor. Çünkü Hindistan Çin’i “önemli bir rakip”, Pakistan’ı ise “nükleer bir düşman” olarak görüyor. İsrail ile Hindistan’ın başında iki “milliyetçi”nin bulunması da başlı başına bir talihsizlik. Ancak her ikisinin de “milliyetçilik”leri dini milliyetçi özellik taşıyor, dolayısıyla Netanyahu ile Modi’nin ortak noktası İslam karşıtlığı. Modi’nin, üyesi olduğu Bharatiya Janata Party BJP (Hindistan Halk Partisi) Hindu milliyetçisi, ırkçı bir parti. BJP Müslüman düşmanlığını hiç saklamış da değil.

Bakalım iki ülkenin arasındaki ilişki bundan sonra nasıl bir seyir izleyecek. Ama bu işbirliği bölge yararına bir işbirliği değil elbette.

Mustafa K.Erdemol

https://www.birgun.net/haber-detay/bibi-ile-modi-fobi-de-bulustu-200206.html

 

Netten okumalar

 

  • BU BÖLÜM DİZİDE YOK – YILDIRAY OĞUR

http://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/bu-bolum-dizide-yok-5997#

 

  • YAHUDİ TOPLUMU'NDAN ESKİ EMNİYETÇİ UZUN'A YANIT

http://bianet.org/bianet/azinliklar/193351-yahudi-toplumu-ndan-eski-emniyetci-uzun-a-yanit

 

  • SABRİ UZUN İLE NE GÖRÜŞTÜM - RAFAEL SADİ

https://odatv.com/sabri-uzun-ile-ne-gorustum-1801181200.html

 

  • İVO MOLİNAS İLE RÖPORTAJ – VARLIK ERGEN

http://lgbti.org/ivo-molinas-ile-roportaj/

 

  • SEFARAD MÜZİĞİ: OTANTİK ŞARKILARDAN KAYIT VE ARANJMANLARA

https://www.youtube.com/watch?v=1rMMUicqsUw

 

  • KÖTÜLÜK İÇİMİZDE Mİ? - GÜVEN GÜZELDERE

http://acikradyo.com.tr/acik-bilinc/kotuluk-icimizde-mi

 

  • BİR VAKİTSİZ KAYBEDEN: ALBERT KARAKO - DİLŞAD GÜNDOĞAN

http://kitapeki.com/bir-vakitsiz-kaybeden-albert-karako/

 

Takılan tweetler

 

Murad Çobanoğlu‏ @muradcobanoglu 17 Oca

Daha fazla

Yahudi deyince aklınıza ne geliyor? - Allah'a inanmıyorlar. - Kafirlerle şey... - Yahudi dinsizlik demektir. - Yahudi, Hristiyan gibi... dinden çıkmış... - İsrail geliyor... - Bütün insanlık ölse herkes ölse onlar için değeri yok. - Gavur (tek şey bilmiyor ama bolca fikri var)

https://www.youtube.com/watch?v=V4TmgTQeSw4

 

Felsefe ha!‏ @banabirseyogret 16 Oca

Daha fazla

Sosyal Psikolog Stanley Milgram'ın, Hitler dönemi katliamlarından sorumlu olanların 'Ben görevimi yapıyordum' açıklaması nedeniyle 1963 yılında uyguladığı, meşhur Milgram Deneyi; otorite istedi diye hiçbir suçu olmayan birine işkence eder misiniz?

 

Selin Nasi‏ @selinnasi 16 Oca

Daha fazla

Türkiye’nin Yahudi vatandaşlarını hedef alan üstü kapalı pogrom tehdidinin ABD veya İsrail’in Suriye/Kürt politikasını değiştireceğine inanıyor musunuz?

 

Serdar Korucu‏ @serdarkorucu 20 Oca

Daha fazla

New York'ta bir Yahudi tarafından evine kabul edilen Josephine Baker'e otelden ret: "Sizi kabul etmeğe hiçbir itirazımız yok fakat ce­nup eyaletlerinden gelen birçok yolcuların oturduğu bizim gibi bir otele sizi kabul etmekle boykota uğrama tehlikesine düşer" 10.01.1936 / Akşam

 

 

 

TrakyaBalkan‏ @TrakyaBalkan 22 Oca

Daha fazla

Selanik'teki Makedonya konulu gösteride Yunan Naziler 2. Dünya Savaşı'nda katledilen Selanikli Yahudiler* anısına dikilen anıta ve Müslüman-Yahudi-Hristiyan dostluğu panosuna da zarar vermiş! Çomarlığın coğrafyası yok!