Web´den Seçmeler

Hıristiyanlar Noel kutlarken aynı anda Mevlana’yı sevebiliyorlar çünkü ve onu anarak dinlerini değiştirmiş olmuyorlar. Aynı şekilde bir Müslüman Noel’i kutladı diye dinden imandan çıkmıyor, burası öyle bir şehir, yanı başınızda kilisede Noel ayini yapılabiliyor ve buna saygı duymak, hatta arzu ediyorsanız katılmak inancınıza halel getirmiyor. Ben sırf hoşuna gittiği için ya da bu günü Hıristiyan arkadaşlarıyla paylaşmak amacıyla kiliseye Noel ayinine giden insanlar tanıyorum. Ya da yine Beşiktaş Belediyesi’nin üç yıldır yaptığı gibi Hanuka bayramında parkta toplanır, mum yakarsan, bu oradaki herkesin Musevi olduğunu değil, birbirine saygılı olduğunu gösteriyor ve gerçekten hiçbir zararı yok. Hatta dilimize doladığımız ve uzaydan aramıza atılmış nifak tohumu muamelesi yaptığımız ‘kutuplaşma’ belasının tek ilacı da bu. Birbirinin inancına, kültürüne saygı göstermek. ASU MARO - MİLLİYET

İzak BARON Diğer
20 Aralık 2017 Çarşamba
  • BU SES ÖYLE TANIDIK Kİ, BU KEZ ADOLF HİTLER’İN ‘KAVGAM’INI AÇIYORUM, BAKIN NE SÖYLÜYOR: “KENDİSİNİ KORUYAN ÖRTÜYE GEREK DUYMAYACAK KADAR GÜÇLÜ HİSSETTİĞİNDE MASKESİNİ ÇIKARIR VE ANSIZIN, BİRÇOKLARININ İNANMAK VE GÖRMEK İSTEMEDİKLERİ ŞEYE DÖNÜŞÜR: YAHUDİYE.”

Bu ses öyle tanıdık ki, bu kez Adolf Hitler’in ‘Kavgam’ını açıyorum, bakın ne söylüyor: “Kendisini koruyan örtüye gerek duymayacak kadar güçlü hissettiğinde maskesini çıkarır ve ansızın, birçoklarının inanmak ve görmek istemedikleri şeye dönüşür: Yahudiye.” Sözde o maskeyi düşürüyor Kılıçarslan, ‘Yahudi’yi, “zihnen dünya için en tehlikeli insan topluluğunu” görüp işaret parmağımızla göstermemizi istiyor. Hitler’e göre, “Hayat, kuzey ülkelerinin insanlarını kalın giysiler giymeye nasıl sevk ediyorsa, Yahudileri de durmaksızın yalan söylemeye aynı doğallıkla sevk etmekte” iken, Kılıçarslan işte o yalanlar konusunda uyarıyor: “Bakın burada da çok iyi bir numara yapıyorlar.” Burada da… yani genelde yaptıkları gibi, fıtratlarında olduğu üzere. Hem sakın ola bazı Yahudileri diğerlerinden ayırma konusunda aceleci davranmayın, zira: “Güya Siyonizm karşıtı heterodoks Yahudiler’in de ‘barış içerisinde yaşamak’ filan gibi bir dertleri yok. Hatta çoğu grup ‘Müslüman kanı dökmeye’ Ortodoks Yahudiler’den daha meyyaldir.” ‘Çoğu’ grubun eğilimini hangi değerli araştırmasıyla ölçtüğünü ya da o ‘güya’yı oraya hangi inceleme neticesinde koyabildiğini sormayın yazarımıza, öyle bir araştırma-inceleme bulunmuyor. Yeni Türkiye’de böyle lüzumsuz uğraşların yerini köşelerden kesilen cahilane ahkâm alalı epey oluyor. Hitler, o rezil paçavrada, “Yahudi parazittir, Yahudi yalancıdır, Yahudi kültürü diye bir şey yoktur, hatta kültür dediğimiz şey Yahudiler elinde kepaze edilmiştir” diye sayıp dökerek insanlık tarihinin en aşağılık suçlarına zemin hazırlarken ne kadar rahatsa, Kılıçarslan da o derece rahat artık. “Talmud, kişiyi öte dünyaya hazırlamak için değil, bu dünyada kârlı bir hayat sürmesi içindir” diyorsa Hitler, Kılıçarslan ilave ediyor: “Yahudiler’in tehlikesiz bir insan topluluğuna dönüşmeleri ancak teolojilerinden, din anlayışlarından vazgeçmeleriyle mümkün olabilecektir.”

Semavi bir dine değil, onun zihniyet dünyasına düşman olduğunu ilan ediyor Yeni Şafak yazarı. Bu ikisini birbirinden nasıl ayırdığını, bu işlemi yaparken işkembe-i kübradan atmak dışında bir ölçüsü olup olmadığını açıklayacağı günü heyecanla bekliyoruz. “O teoloji ırkçılık, faşistlik, üstüncülük anlamında dünyanın en tehlikeli zihnini inşa etmiştir” derken tüm dinlerin ve tüm ideolojilerin yobazlarının (dolayısıyla kendisinin de) teolojisini anlattığını fark edebilmesini diliyor; küçük aklımıza katık etmemiz için tel dolaptan azıcık lütfettiği peyniri -ola ki açlık şekeri yükselmiştir de beyne kan gitmiyordur- el sürmeden kendisine iade ediyoruz.

Onur Behramoğlu

https://www.birgun.net/haber-detay/kudus-ve-tel-dolaptaki-peynir-195916.html

 

  • AMA TARİH GÖSTERİYOR Kİ ANTİ-SEMİT OLMAK İÇİN SOMUT NEDENLERE İHTİYAÇ YOKTUR; DEVLETİNİZ KÖTÜ MÜ YÖNETİLİYOR? SEBEBİ BELLİ: YAHUDİ KOMPLOSU! EVİNİZE GİREN EKMEK Mİ AZALDI? KESİN BEYNELMİLEL YAHUDİ! EMEĞİNİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR MUSUNUZ? E TABİİ Kİ YAHUDİLER YÜZÜNDEN!

Anti-semitik şiddeti öven, meşrulaştıran ve yeniden üreten bu şaka programının ortaya çıkardığı şey vatanseverlik falan değil doğrudan faşizm tabii… Bunu açıklamak için Mısır ile İsrail arasındaki savaş ve çatışma tarihinden söz edebilir ya da programa davet edilen kişilerin zaten anti-semit tavırlarıyla bilinen radikal Müslümanlar olduğunu söylemek de mümkün. Ama tarih gösteriyor ki anti-semit olmak için somut nedenlere ihtiyaç yoktur; devletiniz kötü mü yönetiliyor? Sebebi belli: Yahudi komplosu! Evinize giren ekmek mi azaldı? Kesin beynelmilel Yahudi! Emeğinizin karşılığını alamıyor musunuz? E tabii ki Yahudiler yüzünden! Akdeniz limanlarında dolaşan ticaret gemilerinin yaydığı ‘kara ölüm’ vebayı bile Yahudilere bağlamış bir tarih ve akıl tarzının devamı olarak, devlet mekanizmasını belli bir süre yönetsinler diye oy verdiğiniz politikacıları ya da alın terinizi size göstere göstere çalan patronları suçlayacak değilsiniz ya!

Uğur Kutay

https://www.birgun.net/haber-detay/studyo-yikilirsa-kurtulabilecek-misiniz-195790.html

 

  • SAYIN PROFESÖR GÖRÜNDÜĞÜ KADAR APTAL OLMADIĞI İÇİN, YAHUDİLERİN BİR HADİSİ DOĞRU KABUL EDİP BU DOĞRULTUDA DAVRANMASININ ÇOK MAKUL BİR İDDİA OLMADIĞINI ANLAMIŞ

Gargat ağacı hakkında Osman Özsoy diye birinin son derece aydınlatıcı bir yazısını buldum. Bu Özsoy bir zamanlar Fatih Üniversitesi'nde Prof. Dr. imiş, AKP-Cemaat işbirliğinin mutlu günlerinde yıldızı pırıl pırıl parlamış, televizyonlarda, gazetelerde şan şöhret kazanmış. Sonra da, tahmin edersiniz, yıldızı sönmüş. Ama ta 2009'da Haber7'de önemli bir yazı yazmış, nasıl olduysa benim gözümden kaçmış.

Demiş ki, "Tarım konusunda Yahudilerin birçok araştırmaya imza attığını biliyoruz. İsrail’in tarım sektörü, doğal kaynak azlığının üstesinden gelme üzerine kurulan yoğun bir sistemdir, özellikle su azlığı ve topraklarının yarısının çöl olması nedeniyle. İsrail firmaları sulamada, su tasarrufunda diğer ülkelere hizmet sağlamaktadır. İsrail tarıma bu kadar önem verirken, Yahudiler neden İsral'in her yanına Gargat ağacı dikiyor?"

Sorunun cevabı bir hadis-i şeriften kaynaklanıyormuş:

“Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek 'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır.' diyecek. Sadece 'Gargat Ağacı' bunu söylemeyecek, çünkü o Yahudi ağacıdır. (Kitab-ul Fiten H. 2239)”

Bu nedenledir ki, İsrailliler her tarafa konuşmayan ağaç dikiyormuş!

Prof. Dr. Osman Özsoy'un yapabileceği bir şey yok: "Hadis-i Şerif temel kaynaklarda böyle geçiyor. Birileri rahatsız olacak diye lafı eğip bükecek değiliz. Peygamber Efendi'miz söylüyorsa el Hak doğrudur. Bu kadar yalın bir gerçeklikle ifade edilen hadis-i şerif üzerinde ayrıca bir yorumda bulunma ihtiyacı duymuyorum. Her şey gayet açık ortada."

Sayın profesör göründüğü kadar aptal olmadığı için, Yahudilerin bir hadisi doğru kabul edip bu doğrultuda davranmasının çok makul bir iddia olmadığını anlamış, bunun da açıklamasını sunmuş:

"Yahudiler her ne kadar hadis-i şeriflere itibar etmiyor olsa da, tedbir olarak bu ağacı dikmekten de vazgeçmiyor."

Doğrudur. Bir türlü vazgeçemiyoruz. Ben Beşiktaş'ta bahçesiz bir apartmanın dördüncü katında yaşadığım için ağacım yoktu, uzun süre korumasız kaldım, çok endişeli günler geçirdim. Her Yahudi doğduğu gün MOSSAD tarafından eline tutuşturulan gargat ağacı tohumlarını saklamıştım, ama apartmanda nereye ekeceğimi bilemiyordum. Sonunda özel olarak kocaman saksılar yaptırıp balkonda birkaç gargat yetiştirdim. Hadis-i şeriflere itibar etmiyor olsam da, tedbirli davranmakta fayda var, n'olur n'olmaz. Üstelik, bir taşla iki kuş vurmuş oldum, artık hem saklanacak yerim var hem de ağaçların arasına bir ip çektim, çamaşırlarımı kurutmak açısından büyük kolaylık oldu.

Roni Margulies

http://marksist.org/icerik/Yazar/8506/Gargat-agaci-ve-Yahudiler

 

  • İSRAİL, BÖLGEDEKİ TÜM İSTİKRARSIZ REJİMLER İÇİN BİR CAN SİMİDİ İŞLEVİ GÖRÜYOR, YOLSUZLUĞA, İSTİKRARSIZLIĞA BATMIŞ, YOZLAŞMIŞ TÜM HÜKÜMETLER, DİKTATÖRLER, İSRAİL'E YÖNELİK ANTİSEMİT ÖFKEYİ BÜYÜTEREK GERİYE KALAN TÜM SORUNLARI GÖRÜNMEZ KILIYOR

Gilad Atzmon'un görüşleri, dünyanın en zeki insanlarından birisi olup ömrünün sonlarında kafayı sıyırıp Hitler aşığına dönüşen, Holokost'u inkar eden satranç şampiyonu Bobby Fischer'ın görüşlerinden daha kıymetli değil. Şanslıyız ki, İsmail Kılıçarslan, ırkçılığının temelini "bir Yahudi olan" Fischer'dan almamış.

Kılıçarslan'ın yazısı baştan aşağı antisemit sayıklamalarla ve cahillikle dolu. Kılıçarslan, engizisyonun arkasında Alman sanayicileri olduğunu iddia edebiliyor. Kavramların önemine vurgu yaparken ortodoks, heterodoks (?) Yahudileri karıştırabiliyor, Yahudilerin %95'inin terörle ilişkili olduğunu uydurabiliyor. Büyük resmi gören kocaman aklıyla bu kadar basit hatalar yapması "tesadüfle izah edilemez".

İsmail Kılıçarslan, Yahudilik ile siyonizm arasında bir fark olmadığını, bu yüzden antisiyonist değil antisemit olmak gerektiğini vaaz ediyor. İsrail devleti de siyonizmi Yahudiliğin mütemmim cüzü olarak görüyor, antisiyonizmin de antisemitizm olduğunu iddia ediyor. Filistin davasını savunan herkesi de bu yolla antisemit ilan etmeye çalışıyor. İsmail Kılıçarslan'ın İsrail'le bu söylem benzerliği tesadüf değil. Çünkü İsrail'in varlığına ihtiyacı var. İsrail, bölgedeki tüm istikrarsız rejimler için bir can simidi işlevi görüyor, yolsuzluğa, istikrarsızlığa batmış, yozlaşmış tüm hükümetler, diktatörler, İsrail'e yönelik antisemit öfkeyi büyüterek geriye kalan tüm sorunları görünmez kılıyor. Bu yüzden hükümetler gerçekçi adımlar atmaktan kaçınıp Yahudileri günah keçisi bellemeyi tercih ediyor.

Benzerini, Mavi Marmara saldırısından sonra da yaşamıştık. AKP hükümeti, Gazze'ye yönelik abluka kaldırılana dek diplomatik ilişkileri askıya almıştı. Ancak, bölgede yaşadığı ittifak arayışlarının bir sonucu olarak, tazminat bile denemeyecek bir bedel karşılığında geri adım atmış ve İsrail'le ilişkileri yeniden tesis etmişti. Bu süreçte, iktidar destekçileri AKP'ye toz kondurmamak için Türkiyeli Yahudileri hedef alan "Türkiye'de İsrail Askeri İstemiyoruz" isminde ırkçı bir kampanya başlatmışlardı. Gazze'ye yönelik abluka son bulmadı, AKP ise Aşdot limanında kontrol edildikten sonra Gazze'ye geçebilen yardımlarla övünebiliyor.

Ozan Ekin Gökşin

http://marksist.org/icerik/Yazar/8496/mobileRedirect

 

  • SEBEBİ TEVRAT MIDIR, YAHUDİ OLMALARI MIDIR, YOKSA İSRAİL EĞİTİM SİSTEMİ MİDİR BİLMEM; AMA BU YAHUDİLER DÜNYA İÇİN OLDUKÇA FAYDALI İNSANLAR!

Sebebi Tevrat mıdır, Yahudi olmaları mıdır, yoksa İsrail eğitim sistemi midir bilmem; ama bu Yahudiler dünya için oldukça faydalı insanlar! Çocuk felci aşısını bularak çocuk ölümünün önüne geçen Jonas Salk’ı da içine alacak şekilde Yahudi kökenli herkese “çocuk katili” demeden önce biraz düşünmek gerek. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var: Mesela, Filistinlilere ait elma bahçelerini İsrail topraklarına katması emrini yerine getirirken gözünü kırpmadan silahına davranan komutanın, ürkek adımlarla yaklaştığı tezgâhtan titrek ellerini elmalara uzatırken yaptığı işin hırsızlık olduğunun farkına varıp nefsi ile vicdanı arasında kalması tüm Müslümanlara ders olmalı. Özellikle bakanları rüşvet almakla; başbakanının ve cumhurbaşkanının çocukları vergi kaçırmakla suçlanan ülkenin vatandaşları, mevcut Başbakanı’nın (Natenyahu) evini altı kez polis aramasından geçiren İsrail’den alacağı çok ders var!

Dün İsrail’i kınayan 57 Müslüman ülkeden hangisi İsrail’den daha masum? Yemen’i yerle bir eden şeriatla yönetilen iki Müslüman ülke değil mi? Daha dün, Suudi Arabistan uçaklarının Yemen’de 58 sivili öldürdüğü haberi gelmedi mi? Körfez’in petrol zengini ülkeleri hariç, geri kalan Müslüman ülkelerin tamamı, endişe verici düzeyde açlık çeken 50 ülke arasında yer alıyor. 15 milyon nüfusa sahip Çad’da 5 milyon, 16 milyonluk Somali’de nüfusun yarısı öldürücü açlıkla karşı karşıya. Ve açlık önce çocukları öldürüyor.

İsrail’e, bu ülke yöneticilerine itirazınız olabilir. “Bu İsrail terör devletidir! Terör…” diye bağırmanız, karşınızdakinde sarhoş narası muamelesi görmesin istiyorsanız iler tutar bir tarafınız olmalı.

Ünal Özmen

https://www.birgun.net/haber-detay/yahudiler-egitimdeki-basarilarini-tevrat-a-mi-borclu-195592.html

 

  • İSRAİL'E KIZANLAR, TOPTAN YAHUDİLERİ HEDEF ALABİLİYOR.TÜRKİYE'DE DE BENZER EĞİLİMDEKİ OLUMSUZ GÖSTERİLER, BU ÜLKENİN YURTTAŞLARI OLAN YAHUDİLERİ HEDEF HALİNE GETİREBİLİYOR

Yahudiler, ırkçılıktan en çok zarar görmüş halkların başında gelir. Son olarak İkinci Dünya Savaşı'nda faşizmin zulmüne uğradılar. Milyonlarca Yahudi büyük bir katliamın kurbanı oldu. Ancak kaderin cilvesi, bir gün onları da başkalarına baskı yapan bir devletin kurucusu haline getirdi.

Bu nedenle İsrail, dünya halklarının öfkesiyle yüzyüze geldi. İsrail'e kızanlar, Yahudi kimliğini düşmanlaştıran bir tepkiselliğin içine girdiler. İslam dünyasındaki öfke yaşanan felaketler nedeniyle zaman zaman Yahudi düşmanlığına dönüşebiliyor. İsrail'e kızanlar, toptan Yahudileri hedef alabiliyor.

Türkiye'de de benzer eğilimdeki olumsuz gösteriler, bu ülkenin yurttaşları olan Yahudileri hedef haline getirebiliyor. Bu üç dinin mensupları içinde fanatikler, aşırıcılar her dönemde var oldular. Tersi de geçerli. Irkçılığı reddeden geniş bir dünya kamuoyu var.

İsrail'in içinde de Filistinlilere yapılan baskılara muhalefet edenler var. Filistinlilere dost Yahudi örgütleri ve sivil toplum kuruluşları var.

Hiçbir halkı toptan suçlamak doğru değil. Irkçılık, insanlığın kötü bir hastalığıdır.

Oral Çalışlar

http://www.posta.com.tr/yahudileri-toptan-dusman-gormek-oral-calislar-yazisi-1361727

 

  • HER NE KADAR ABD'NİN KUDÜS KARARINA ORTADOĞU'DA VE DÜNYADA GENİŞ BİR TEPKİ BULUNSA DA İSRAİL, ABD'DEN ALABİLECEĞİ BİR DESTEKLE LÜBNAN'DA BİR ÇATIŞMAYA GİRİŞEBİLİR. ÜSTELİK MISIR VE SUUDİ ARABİSTAN, BU TÜR BİR DURUMDA BÜYÜK İHTİMALLE İSRAİL'İN ARKASINDA YER ALACAKTIR

Ancak Kudüs'le ilgili gelişmeleri sadece Filistin çerçevesinde ele almak yeterli değil. Suriye'de iç savaşın sonuna gelindiği düşüncesi İsrail için daha tecrübeli ve daha iyi silahlanmış bir Hizbullah anlamına geliyor. Dahası, İran'ın Suriye ve Lübnan'daki etkinliğinin arttığı düşüncesinin İsrailli karar vericilerde hakim olduğu gözlemlenebilir.

Öte yandan Hizbullah için durum daha çetrefil. Suriye'de yeni bir tecrübe ve çok sayıda silah elde etti. Fakat 6 yıldır savaşan ve bu nedenle yorulan bir örgüt olduğu da unutulmamalı. Üstelik bu savaş sırasında Lübnan'da yaşanan kutuplaşmanın asli aktörlerinin başında geliyor. Bu bağlamda ele alındığında 2006'dakinden daha farklı bir Hizbullah-Lübnan ilişkisi olduğu dikkate alınmalı. Bu nedenle Hasan Nasrallah'ın Kudüs ve Filistin konusundaki açıklamaları Hizbullah'ın Filistin davasını desteklemesinden ziyade yakın gelecekte yaşanabilecek çatışmaya dair bir ön alma olarak okunabilir.

Tüm bunlara İsrail İstihbarat Bakanı Yisrael Katz, İran'ın Lübnan'daki askeri varlığını öne sürerek çatışma çıkabileceği uyarısını bir üst seviyeye taşıması eklenince "İntifada yerine başka bir savaş olasılığı mı artıyor?" sorusu daha da güçlenmeye başladı. Her ne kadar ABD'nin Kudüs kararına Ortadoğu'da ve dünyada geniş bir tepki bulunsa da İsrail, ABD'den alabileceği bir destekle Lübnan'da bir çatışmaya girişebilir. Üstelik Mısır ve Suudi Arabistan, bu tür bir durumda büyük ihtimalle İsrail'in arkasında yer alacaktır.

Elbette olası bir İsrail-Hizbullah savaşı sadece iki aktör arasında değerlendirilemez. İran ile Suudi Arabistan arasında son dönemde iyice yoğunlaşan gerginlik ve rekabetin bir sonucu olduğu söylenebilir. Belki de ABD'de Trump yönetiminde İran'la çatışmayı savunan taraflar olası bir çatışmayı İran'ın zayıflatılması için planlanan bir dizi hamlenin ilk adımı olarak da görüyordur.

Bu nedenle bugün Kudüs ve Filistin sorunu bölge gündeminde ilk sıraya tırmansa da kısa bir süre sonra başka bir ya da birkaç farklı çatışmayı konuşuyor olabiliriz.

Serhat Erkmen

http://www.dw.com/tr/yorum-kud%C3%BCs-krizinin-anatomisi/a-41795649

 

  • ARAPLAR TOPRAK SATMIŞ, SATMAMIŞ BUGÜN BİLE KONUŞMAYA DEĞMEZ BASİT POLİTİKALARDIR…

Tüm sorunların inanç üzerine oturtulması “Yahudi” inanışında olan insanların “katli vaciptir” gibi bir algı oluşturulması yanlıştır. ASIL ÖNEMLİ OLAN YAHUDİLERİN DÜNYA İNSANLIK TARİHİNE YAPTIĞI KATKILARDIR.

Bu gün atomu parçalayan Albert Einstein, psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudiydi. Karl Marx, Paul Samuelson ve Milton Friedman’da düşünce başta olmak üzere ürettikleriyle dünyaya katkı sunan insanlardı. Çocuklarımızın hastalıklardan kırılmasını önleyen Benjamin Rubin’i, Çocuklarımızın felç olmasını önleyen Jonas Salk ve çocuk felci aşının daha da geliştiren Albert Sabin’i, Lösemiye karşı ilacı veren Gertrude Alion’u, Hepatit B aşısını geliştiren Baruch Blumberg’i, insanlığın kökünü kazıyacak olan frengiye tedaviyi bulan Paul Ehrlich’i, Bulaşıcı hastalıklarla mücadelede Nobel kazanan Elie Metchnikoff’u, Kas ve sinir sistemi arasındaki iletişim çalışmalarıyla Nobel alan Bernard Katz’ı, bu gün toplumun müzdarip olduğu akli bozukluklar, deprasyon, fobi tedavisinde kullanılan psiko terapi yöntemini geliştiren Aaaron Beck’i, hastanelerde sıra bulamadığımız kapılarında kuyruklar oluşturduğumuz Endokrinojiyi insanların hizmetine sunan Andrew Schally’i, İlk doğum kontrol hapını geliştiren Gregory Pincus’u, Göz hakkındaki çalışmaları ile göz sorunumuzun çözümünde büyük adımlar atan bu alanda Nobel ödülü kazanan Gerald Wald’ı, Embriyoloji alanında Nobel ödüllü Stanley Cohen’i ve dikkat buyurunuz böbrek diyaliz makinesini icat eden Willem Koff’u Genetik Biliminin baş tacı Barbara M’Oclock’u nasıl Yahudi diye lanetleyebiliriz.

Bu gün insan sağlığı, bu günün tıp bilimi, bu buluşlardan yararlanan insanlar nasıl olur da “Hitler bir işi beceremedi bunların hepsini yakacaktı” diyebilirler.

Trafik ışıklarının mucidi Charles Adler, Optik lif kabloyu bulan Peter Schultz, paslanmaz çeliğin mucidi Isadır Kisse, ilk mikro işlek çipini bulan Stanley Mezor, ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştiren Leo Szilard saymakla sayfamın yetmeyeceği birçok buluş bu gün yaşamımızı sağlıyor, yaşamamızı kolaylaştırıyor.

Araplar toprak satmış, satmamış bugün bile konuşmaya değmez basit politikalardır… Topraklarını Yahudilere sattı diye suçladığımız Arapların bugün parayı basıp neler alabileceğini, hepimiz görmekteyiz.

Oğuz Selim Yazıcı

http://www.orduhayatgazetesi.net/yazarlar/gercekler-ve-birlik-olma-zamani.html

 

  • BÜTÜN GÜZEL BULUŞMALARI, BİRLİKTE BİR ŞEY KUTLAMA VESİLELERİNİ ‘BİRTAKIM HASSASİYETLER’E KURBAN EDERSEK NASIL AŞACAĞIZ TOPLUMDAKİ KUTUPLAŞMAYI?

Beşiktaş Belediyesi’nin Noel, Şeb-i Arus ve Hanuka etkinliklerini iptal ettiklerini bildiren açıklamalarını üzülerek okudum. Çok tanıdık ve çok endişe vericiydi her sefer olduğu gibi; “Ülke ve dünya gündemindeki gelişmeler dolayısıyla toplumun çeşitli katmanlarında oluşan hassasiyetleri göz önüne alarak kutuplaştırmayı artıracak faaliyetlerden kaçınmak adına...”

Türkçesi; “Birtakım yayın organları bizi hedef gösterdi, sosyal medyadan bazı insanlar olmadık iftiralarla üzerimize saldırdı, endişelendik”.

Beşiktaş’ta üç yıldır sorunsuz devam eden etkinlikler bunlar ve üç semavi dinden insanın bu şehirde, bu semtte bir arada dostluk ve barış içinde yaşamakta olduğunu simgeliyorlar. Bütün amaçları bu.

Hıristiyanlar Noel kutlarken aynı anda Mevlana’yı sevebiliyorlar çünkü ve onu anarak dinlerini değiştirmiş olmuyorlar. Aynı şekilde bir Müslüman Noel’i kutladı diye dinden imandan çıkmıyor, burası öyle bir şehir, yanı başınızda kilisede Noel ayini yapılabiliyor ve buna saygı duymak, hatta arzu ediyorsanız katılmak inancınıza halel getirmiyor. Ben sırf hoşuna gittiği için ya da bu günü Hıristiyan arkadaşlarıyla paylaşmak amacıyla kiliseye Noel ayinine giden insanlar tanıyorum.

Ya da yine Beşiktaş Belediyesi’nin üç yıldır yaptığı gibi Hanuka bayramında parkta toplanır, mum yakarsan, bu oradaki herkesin Musevi olduğunu değil, birbirine saygılı olduğunu gösteriyor ve gerçekten hiçbir zararı yok. Hatta dilimize doladığımız ve uzaydan aramıza atılmış nifak tohumu muamelesi yaptığımız ‘kutuplaşma’ belasının tek ilacı da bu. Birbirinin inancına, kültürüne saygı göstermek.

Bütün güzel buluşmaları, birlikte bir şey kutlama vesilelerini ‘birtakım hassasiyetler’e kurban edersek nasıl aşacağız toplumdaki kutuplaşmayı?

Asu Maro

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/asu-maro/kutuplasmayi-asmak-icin-2572139/

 

  • ÇÜNKÜ ÖYLE YA DA BÖYLE İSRAİL DEMOKRATİK BİR ÜLKE, İKTİDARI DA İNSANLARI DA HUKUKA SAYGILI

İsrail'de sokak gösterileri bitmek bilmiyor. Binlerce İsrail vatandaşı adı

yolsuzluğa karışan Başbakan Netanyahu'yu protesto ediyor ve hükümetin

istifasını istiyor. Bu protestoları izlerken gözümün önünde bir de Türkiye

canlandı. Halk sokaklara çıkmış, ülke yönetimi hakkında ileri sürülen yolsuzluk

iddialarına dayanarak büyük protesto gösterileri yapıyor. Ne der bizim iktidar ve yandaşları; “Türkiye şu anda dört bir tarafından kuşatılmış durumda. Amerika

ve Batı ülkeleri hükümeti yıkmak için ellerinden geleni yapıyor. Böyle bir

ortamda tek vücut olmak, dışa karşı birlik görüntüsü vermek zorundayız.

Bunu yapmayan vatan hainidir.” Aynen böyle olurdu ki zaten oluyor. İktidar ve

yandaşlar Erdoğan'a ve hükümete yönelik bütün eleştirileri bu cümlelerle

savuşturmaya çalışıyor. Oysa İsrail'in durumu bizden daha beter. Bütün

Müslüman ülkeler toplanmış, İsrail aleyhine kararlar alıyor. Amerika dışındaki

hiçbir ülke Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyarak büyükelçiliğini bu kente

taşımaya yanaşmıyor. Her gün on binlerce Filistinli İsrail'i protesto ediyor, İsrail askeri ve polisiyle çatışıyor. Bu çatışmalarda ölen ve yaralananlar oluyor. Bütün dünya olaylarla ilgili İsrail'i suçluyor. Bütün bunlara rağmen İsrail'de kimse çıkıp da “Dünya bize saldırıyor, tek vücut olmamız gerek, aksini düşünen vatan hainidir” falan demiyor. Çünkü öyle ya da böyle İsrail demokratik bir ülke, iktidarı da insanları da hukuka saygılı. Türkiye'de anlamadıkları bu.

Can Ataklı

http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/can-atakli/sakalsiz-erkekten-tahrik-olan-kadin-gordugunde-deliriyordur-2137773/

 

Netten okumalar

 

  • YAHUDİ MUHACİRLER-27- ERALP ADANIR

http://www.yeniduzen.com/yahudi-muhacirler-27-11676yy.htm

 

  • HEM HERKESİN, HEM HİÇ KİMSENİN: KUDÜS - SAFFET EMRE TONGUÇ

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/galeri-hem-herkesin-hem-hic-kimsenin-kudus-40678903#page-1

 

  • FOTOĞRAFIN PAPA’NIN ROTHSCHİLD’İN ELİNİ ÖPTÜĞÜNÜ GÖSTERDİĞİ İDDİASI

https://teyit.org/fotografin-papanin-rothschildin-elini-optugunu-gosterdigi-iddiasi/

 

  • ÇARPITILAN BİLDİRİ: KUDÜS SKANDALI – YALÇIN DOĞAN

http://t24.com.tr/yazarlar/yalcin-dogan/carpitilan-bildiri-kudus-skandali,18732

 

  • TRUMP’A “KUDÜS’E ÖZGÜRLÜK” CEVABI – MURAT YETKİN

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/murat-yetkin/trumpa-kuduse-ozgurluk-cevabi-40677533

 

  • TRUMP’IN KUDÜS’U TANIMASINDAN 37 YIL ÖNCE - RALF ARDİTTİ

https://www.turkisrael.org.il/single-post/2017/12/13/Trump%E2%80%99%C4%B1n-Kud%C3%BCs%E2%80%99u-Tan%C4%B1mas%C4%B1ndan-37-Y%C4%B1l-%C3%96nce

 

  • İZMİR’DE BİR YAHUDİ SARA PARDO - AYŞE ARMAN

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/izmirde-bir-yahudi-sara-pardo-40682105

 

  • YAHUDİLER: İZMİR'İN OLMAZSA OLMAZLARI - MELİS ALPHAN

http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/yahudiler-izmirin-olmazsa-olmazlari-40682069

 

  • YEDİ CÜCELERDİ ONLAR, PRENSESLERİ YOKTU…

http://demokrasi44.com/2017/12/18/yedi-cucelerdi-onlar-prensesleri-yoktu/

 

  • YAHUDİ GELİNLİĞİ TİRE'DEKİ MÜZEDE SERGİLENİYOR

https://www.youtube.com/watch?v=FQF9bKEY6s0

 

  • ABD, BM’DE YALNIZ KALDI AMA... – SAMİ KOHEN

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/sami-kohen/abd-bm-de-yalniz-kaldi-ama--2575264/

 

Takılan tweetler

Natali AVAZYAN‏ @NataliAVAZYAN 12 Ara

Daha fazla

Türkiy'den İsrail'e göç eden Yahudi ailesi gemi önünde1949 Hanuka, İbrani takvimine göre Kislev'in 25.günü başlayıp sekiz gün süren 1 Musevi bayramı. Ayrıca "Işık Bayramı"ya da "Yeniden Adanma Bayramı" olarak da anılır. Hanukkah sözcüğü İbranice" adama, ithaf etmek" anlamlarına gelir

 

 

 

fatma yavuz‏ @fatmayavuz08 13 Ara

Daha fazla

İslamcı basındaki utanmazca, açıktan anti semitist yazıların insanları zehirlediği bir zamanda Şalom'u bu özen ve dikkatinden ötürü kutluyorum. Türk Yahudileri sorunlarımızın çözümü için büyük bir imkan aslında. Malesef kıymet bilmiyoruz.

 

Ruhsal Otopsi‏ @ozkilicismet 13 Ara

Daha fazla

yanılmışım şalomdaki manşete bakın bunu hiçbir gazete yapamaz gerçekten objektif olduğunuza inandım musevi olmadığım halde şalomu takip edeceğim biz müslümanlar habercilik konusunda dürüst değiliz çünkü!

 

Y. Emre Kocabasoglu‏ @Kocabasoglu 15 Ara

Daha fazla

Bir Google aramasıyla ortaya çıkacak bir yalan neden bu kadar rahat servis edilir? Burhan Kuzu neden buna bile isteye aracı olur? İşte asıl sorulması gereken sorular bunlar.

https://www.vosizneias.com/165775/2014/05/26/jerusalem-pope-honors-holocaust-survivors-in-israel/

 

Selina Doğan‏ @_SelinaDogan 15 Ara

Daha fazla

1947’de Avram Leyon tarafından kurulan @SALOMgazetesi 70. yaşını kutluyor. Musevi toplumunun sesi olmasının yanı sıra başarılı haberlere imza atan Şalom’u tebrik ederim, yayın hayatının uzun yıllar devam etmesini dilerim. @basyazar

 

Bir Türk Yahudisi‏ @TurkiyeYahudisi 17 Ara

Daha fazla

Bir sempozyum için israele gelmişken rahmetli dedemin en büyük abisi ile konuşma firsati buldum.1928 yilinda dogmus kendisi. Kendi hikayesini anlatmadan evvel babasindan basladi anlatmaya... Atatürk'ün emrindeki özel bölüklerden birinde Atatürkle beraber kılıçla savaşmışlar.

Atatürk le beraber 19 Mayıs 1919da Samsun'a ayak basmışlar. Beyoğlun'da Şişhane'de merkez apartmanının altında "Cevdet Berber"de çalışmış. Askerliğini Ankara'da yedek subay okulunda yine berberlikle geçirmiş. 1948 yılında israele göç etmiş. Askere alınmış ve güneye yollanmış

Eilat taraflarında savaş o fonem bittiği icin ingilizlerin çok olduğu Tel Aviv taraflarına yine berber olarak gitmiş. Askerlik hayatını orada bitirmiş. Daha sonraları kuzeyde amcası oldugu için Akko'ya yerleşmiş. Orada tanıştığı bir türk kızı ile evlenmiş.

4 cocukları olmuş. Hala Türkçe konuşur. Çocukları takır takır ladino konuşuyorlar. Toplam torun sayısıni hatirlamiyor. Ama torunun torunu sayisi 2. Ne istiyosun be 90 yasindayim dedi bana :)

 

Pınar Kılavuz‏ @devpinar 13 Ara

Daha fazla

TV'de Trump'un kararından sonra Berlin'de yapılan protestolar gösterildi. Türk bayrakları da sallanırken Israel bayrakları yakılıyordu.

Insanlar hep bir ağızdan "Yahudilere ölüm" diye bağırıyorlardı. TR bayrağı gördüğüme mi yanayım, bir ülkeyi protesto etmek için bayrak Yakılmasına mı yoksa "Yahudilere ölüm" diye bağrılmasına mı?. Hemen ardında Berlin'deki devasa hanukiya ve kutlamalar da gösterildi.

Almanya adalet bakanı hanukiyanın yanında "Antisemitik hareketler utançtır. Toplum buna geçit vermemelidir" dedi. TR'de ise pazar akşamı Hanukka mumlarını yakmak için düzenlenecek etkinliğin "hassasiyet" nedeni ile iptal olduğunu öğrendik. Bu nasıl bir "hassasiyet" ise..

Amerika'nın verdiği karar üzerine Türkiye'de yaşayan Yahudilere yüklenilmesine mi yanayım? Instagram'da "Türk Yahudi Toplumu"nun hesabına Girip yazılan yorumlara bakın. Cahillikle savaşmak çok zor. Düşmanın bile akıllısı makbul derler. TR'nin bakış açısı daha çok canlar yakar

Halbüki Hanuka yine meydanlarda kutlansa, insanlar bir araya gelse ne güzel olurdu.