“20.yüzyılda yaşanmış bu barbarlık her zaman hatırlatılmalı”

Holokost’un unutulmaz acılarının, 20. yüzyıla damgasını vurmuş olan barbarlığının her zaman hatırlanması gerektiğini savunan Ferhat Atik, ‘Kristal Gece’de Holokost gerçeğini çarpıcı ve vurucu bir dille kaleme aldı. Şalom yazarı, Ferhat Atik ile romanının iki yıllık zorlu ortaya çıkış sürecini konuştuk.

Virna BANASTEY Toplum
29 Kasım 2017 Çarşamba

 Hayatınızda Holokost ile ilk tanışmanız ne zaman oldu hatırlıyor musunuz?

Dünya tarihini merakla okuduğum ortaokul yıllarımda Yahudi toplumu ile ilgili bilgiler anlatan bir hocam olmuştu. Tarihçiydi ve bu konularda hassastı. Bu ilk yüzeysel bilgi ilerleyen yaşlarımda da hep dikkatimi çekti. Ardından bu alanda çekilmiş filmleri izleyerek konuyu anlamaya çalıştım. Yıllar sonra bir yurt dışı seyahatim esnasında yanıma oturan bir Yahudi ile yakın bir sohbet etme fırsatı buldum. Babaannesi bir Holokost kurtulanıydı ve hikâyesi beni çok etkiledi. Ben büyüdüm, bu bilgiler, duygular ve yaşanmışlıklar birikti. 

Nihayet Prof. Dr. Vamık Volkan’la çalışmaya başladığımda ise yaptığı çalışmalar üzerinden konunun tüm derinliğine hem toplumsal hem bireysel hem de psikolojik olarak inme şansım oldu. Holokost gerçeğinin en derin acılarını ve dehşetini o zaman tam anlamı ile kavradım.

 Bir roman konusu olarak Yahudi Soykırımını seçmenizde hangi etkenler etkili oldu?

Holokost’un derinliğini öğrendiğim zaman, bunun sadece dünde kalmadığını, gelecekten gelen bir korku da olduğunu hissettim. Kimse bize “Bu bir daha yaşanmaz” diyemez. Bu neden beni yazmaya itti. Holokost’u yazmamın en önemli nedeni, insan ve inanç ayrımı yapmaksızın, gezegenimizde Holokost’u yeniden ve hep yeniden hatırlatmak, unutulmasına asla izin vermemektir. Bu bilgi, 20. yüzyılda yaşanmış bu barbarlık her zaman hatırlatılmalı ve bu şekilde yeniden olması ile mücadele edilmeli diye düşünmekteyim. Bu alanda katkı sağlamak isteyince en etkili alanlardan olan ve kalıcı olan romanla buna katkı koyabileceğime karar verdim. Bu alanda farklı çalışmalar yapmak da istiyorum.

 Yahudi olmayan bir yazarın Holokost hakkında yazması, alışılmışın biraz dışında… Bu konuda nasıl tepkiler aldınız?

Aslına bakarsanız, kitabın önsözünü yazan Prof. Dr. Vamık Volkan’ın da not düştüğü gibi, çoğunlukla, Yahudi olmayan bir yazar olarak bunu yazmam önemsendi, değer buldu. Olumsuz bir etki hiç almadım. Aksine Yahudi olmayan insanlardan roman hakkında çok olumlu geri dönüşler almaktayım. Ancak birçoğunun “Holokost” kelimesini dahi ilk kez duymalarına üzüldüm. Diğer yandan da bunu öretmeye vesile olmaktan mutluyum.

 

 Kitabın hazırlık süreci zorlu oldu mu?

Kitap iki yıla yakın bir zaman çalışıldı. Yazımı bu sürenin ardından başladı. Çalışma sürecinde Amerikan Holokost Müzesi (USHMM) gerek her türlü bilgi ve belgede gerekse fotoğraf ve video sağlamada yardımlarını esirgemediler. Gerek fotoğraflar gerekse videolar hissetmemi daha iyi sağladı. Hikâyeye yerleştikçe yaşar gibi oldum. Yahudi gelenekleri ve hatta dönemin evleri ve kişi isimleri ile de Hahambaşılık makamı ilgilendiler. Bu vesile ile her iki kuruma da sonsuz teşekkür ederim. Yine duygularımı yansıtabilmek için Holokost kurtulanları ile görüştüm. Yaşadıklarını tekrarlatmak zor olsa da kitabın yazılma sürecine büyük etki yaptılar. İsimlerini açıklamasam da kendilerine yürekten teşekkür ederim.    

 Çok uzun olmayan, rahat okunan bir roman kaleme aldınız. Tarihi bilgileri de hiç sıkmadan okuyucuya aktarabiliyorsunuz… Yazarken en çok nerede zorlandınız?

Zaman ne kadar ilerlese de Holokost acısı gün gibi. En zoru da bu aslında. Bugün yaşanmışçasına hissederek yazmak üzücü bir süreç. En önemli süreç romandaki gerçeklik. Bu nedenle en zor kısımlar bunlar diyebilirim. Ayrıca Yahudi gelenek ve ritüellerini yazmak da önemliydi. Öyle ki sağ olsunlar, Hahambaşılık makamı bu konuda hata yapmama engel olarak tüm bilgileri verdi.

 

 Gümüşgerdan ve Atik

 

Ferhat Atik

Şalom yazarı Ferhat Atik aynı zamanda yazar, senarist ve yönetmen.

Yurtiçi ve yurtdışında medya alanını kapsayan elliyi aşkın araştırma ve bilimsel makalesi yayımlandı. Aynı alanda 50’yi aşkın konferans, seminer ve atölye çalışmasında konuşmacı ve yönetici olarak bulundu. Birçok sivil toplum örgütünde kurucu ve yönetim kurulu üyeliklerinde bulundu. Tez, kısa film, medya gibi alanlarda jürilerde görev aldı. Alanındaki birçok eğitim grubuna eğitmenlik ve yöneticilik yaptı. Senaryo, roman ve düzyazı ile felsefe yazıları üzerine dersler verdi. Atik’in yayınlanmış romanlarının yanı sıra, biyografi, şiir ve deneme kitapları da bulunuyor.