Futbol ve spor yatırımlarına dair denemeler

Yabancı sayısı kısıtlansın mı, teknik direktör kim olsun, 4-4-2’ye geçersek şampiyon olur muyuz soruları her kaybedilen uluslararası futbol maçından sonra tartışma konusudur.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
21 Kasım 2017 Salı

Lahey’de (The Hague) bizim Miniatürk’ün Hollanda versiyonu Madurodam bulunur. Burada Hollanda’nın 1988 Avrupa Şampiyonluğu ve futbolu ile ilgili özel bir kısım yer alır. Gullit, Rijkaard gibi isimlerle vas Basten’ın sıfırdan attığı o vole golünü unutmak mümkün mü? Avrupa şampiyonluğuna giden tarihsel videodan sonra yandaki salonda antrenman için parkurlar vardır. Topları duvardaki yanıp sönen alanlara ve büyüklü küçüklü deliklere denk getirmeye çalışırken çocuklar çok eğlenir. Süreye, engele, dikkate, top kontrolüne, vuruş tekniğine yönelik müthiş bir çalışmadır. Altyapı deyince futbolda akıllara ilk gelen Ajax futbola Johan Cruyff, Frank Rijkaard, van der Sar, Bergkamp, Kluivert, van Basten ve Sneijder gibi efsane isimleri kazandırmış ve Avrupa liglerine en fazla futbolcu gönderen spor kulübüdür. Hollanda’nın milli takımlar seviyesindeki başarısına bu sene Danimarka’yı finalde 4-2 yenip Avrupa Şampiyonu olan kadın milli takımı da eklendi. Kulüpler seviyesinde ise başarısı daha fazladır. Tabii başarı kadar sürdürülebilirlik yani futboldaki adı ile istikrar da(ha) önemlidir. Drogba efsanesi hâlâ tarih yazıyor. Ya “I love you Hagi”, istikrar kolay gelmiyor.

Bize dönüp bakınca gerek 1923’ten bu yana, gerek 1900’lerin başından bu yana, gerekse resmi lig kuruluş tarihimiz 1959’dan bu yana, uluslararası anlamda futbolda uluslararası kupa sayımız kulüpler ve milli takım düzeyinde toplamda beş adet. Balkan Kupası, Akdeniz Oyunları Şampiyonluğu, UEFA Kupası ve Süper Kupa ve son olarak Ampüte Milli Takımımızın şampiyonluğu. 1959’dan bu yana düzenlenen uluslararası kupaları ve organizasyonları sayarsak, Şampiyon Kulüpler, UEFA, Şampiyonlar Ligi, Dünya Kupası, Avrupa Kupası, Balkan Kupası, Akdeniz Oyunları, vb. 59 yılda her sene ortalama üç UEFA/FIFA organizasyonu diye varsaysak ve dört yılda bir milli takımlar düzeyindeki organizasyonu ve Olimpiyatları eklersek 300 civarında organizasyonda uluslararası kupa sayımız beş adet. Yarı final ve çeyrek finalleri de eklersek on civarına ulaşıyoruz. Barcelona veya Juventus her sene şampiyon olmuyor ama her sene gruplardan çıkan takımlar arasına, çeyrek veya yarı finale adını yazdırıyor. Brezilya Almanya’dan yedi tane yiyebiliyor ama dünya kupasını beş kere kazanmış, onu dört şampiyonlukla İtalya takip ediyor.

SPORDA BAŞARI NASIL GELİR?

Sadede gelirsek başarı altyapıdan, kolej liginden, menajerlik sisteminden, profesyonel koçluk desteğinden, spor psikologlarından, beslenme ve diyetikten, futbol ve spor burslarından, disiplinden kısaca metodolojiden geliyor. Stat veya 3-5-2 sistemine geçiş, yarı yolda hoca değişikliği belki turu getiriyor ama sürdürülebilirliği sağlamıyor. Spora dair deneyimlerimden farkı örneklerle anlatayım. İstanbul’da Barcelona’nın futbol okulu var. FC Barcelona’da disiplin had safhada. Öğrenciler antrenmana tek sıra giriyor tek sıra çıkıyor. Sahada en az on antrenör ve bir İspanyol Hoca var. Tekmeliğini unutan çocuk antrenmana giremiyor. Katalonya’da Camp Nou’ya gittiğinizde müzede en az iki saatinizi harcıyorsunuz; her yer kupa, ödül dolu, içeride aktiviteler ile turistler unutamayacakları bir deneyim yaşıyor. Diyelim ki maça gideceksiniz. Barcelona’da veya Amsterdam’da herhangi bir turist danışma ve bilet ofisinden biletinizi alıp maça 10 dakika kala koltuğunuza oturabiliyorsunuz. Gelelim Riyadh’a. Juventus’un satış mağazası dışında Avrupa kulüplerinin neredeyse hepsinin logolu ürünleri tüm spor mağazalarında satılırken, bizim takımların formalarını bile bulmak neredeyse imkânsız. Orlando Magic’in L.A. Clippers ile maçına gitmiştim, sene 2003. Magic’in kötü sezonu olduğu için tribünlerin yarısı boştu. İlk çeyrekte üst kattayken sahayı yakından göreyim diye arada aynı bölümde daha aşağıdaki boş koltuklardan birine geçmiştim. İkinci çeyrekte maç başlamadan bir görevli geldi, biletimi sordu, yerler boş olmasına rağmen “sizin yeriniz yukarıda” diyerek beni kendi yerime aldı. Bizde Passolig var ama kendi yerinde ve oturarak neredeyse maç seyreden yok. Sigara içmek yasak ama tribünlerde takan yok. Güvenlik veya görevli arasan o da pek yok. E peki niye bizim pek uluslararası kupamız yok? Konu sadece saha içiyle de alakalı değil yani.

ABD’ye gelelim. Spor bursları var kolejlerde, üniversitelerde. Derslerinde başarısız olan öğrencinin ya bursu kesiliyor veya öğrenci takımdan kesiliyor. NCAA’in sayfasına bakıldığında en iyi 25 koçun listesi, en fazla yarda geçen güncel sporcu listesi, sanırsın UEFA istatistikler sayfası. NCAA her yıl 1.100’den fazla kolej ve üniversitedeki yarım milyon civarındaki öğrenci atlete 205 milyon Dolar para dağıtıyor, 80 milyon Dolar öğrenci ekstra yardımlarına gidiyor. Akademik programların gelişimi için 46 milyon Dolar, (kadın) koçların eğitimi, seminerleri için 3 milyon Dolar harcanıyor. 2019-2020 sezonundan itibaren burs dağıtımında akademik başarı kriteri de dikkate alınacak. Gelirlerinin 798 milyon Doları TV ve pazarlama gelirlerinden 123,5 milyon Doları bilet satışlarından geliyor. TV yayın hakları CBS Sports ve Turner Broadcasting’de. 24 spor dalında 90 şampiyonada başarı nasıl sağlanıyor Şekil 1.’de özetli. Akademik destek sorumlusu öğrencinin ders başarısına destek oluyor. Koçlar ise sahadaki başarısına. Bitti mi? Hayır. Sağlık destek elemanı, istatistik ve dokümantasyonu tutan spor bilgi direktörü, konferanslar için ayrı bir yetkili, uyum memuru, fakülte atlet temsilcisi, kolej başkanları, atlet direktörleri. Menajerlik kurumları var. Tom Cruise’un Jerry Maguire filmini izleyenler bilirler. Menajerlik sistemi profesyonelliğe geçiş ve sürdürülebilirliğine yönelik en önemli aşamadır ABD spor dünyasında. NCAA sayfasına göre öğrenci atletlerin yüzde 80’i akademik kariyerlerinde (diploma) derece alıyorlar. Bu sahadaki rekabeti ve başarıyı da tetikliyor. Ligler profesyonel ligler kadar çekişmeli. Kolej basketbol ligi en az NBA kadar heyecanlı. Sporu seven ülkede okullar arası cheerleaders (ponpon) şampiyonaları en az kolej ligleri kadar çekişmeli. Sponsorlar var, ülkenin ve dünyanın büyükleri: Coca-Cola, AT&T, Capital One, Unilever, Intel, vb.

Özetle, ağaç yaşken eğiliyor, profesyoneller kolay yetişmiyor, başarı tesadüfen gelmiyor. Eğitim şart! System is the heart, vision must. 

Şekil 1. NCAA Üyeler Görev Dağılımı