Peki siz insan olduğunuza emin misiniz?

Alber NASİ Köşe Yazısı
1 Kasım 2017 Çarşamba

Gerek Kuzey Irak gerek Katalan bölgesinde yapılan referandumlar, referandumu düzenleyen yerel yönetimlerin kendi yönetimlerinden vazgeçmesi ve vazgeçirilmesiyle son buldu.

Kuzey Irak Kürt Yönetimi Lideri Mesut Barzani sonraki seçimlerde aday olmayacağını açıklarken makamının lağvedilmesini istedi. Zaten Irak Merkezi Yönetimi en azından askeri olarak bölgeyi önemli ölçüde kontrol altına almıştı. Şimdilik durum sakin gibi görünüyor ancak Barzani’nin cömert gelir paylaşımına alışmış bölge halkının Irak merkezi yönetiminin yönetim, vergilendirme ve nemalandırma şekli, bölgenin kaderi üzerinde önemli rol oynayacak. Kuzey Iraklı Kürtlerin kaderine teslim olmuş kurbanlık koyun imajı bölge halkının menfaatleri yerine getirilmemesi halinde bir anda tersine dönebilir. Ne yazık ki bölge doğası gereği kanlı terör saldırılarına da maruz kalabilir.

Diğer yandan Katalanların İspanya’dan ayrılma kararı tamamen hukuksal yollardan bertaraf edilmeye çalışılıyor. Merkezi İspanyol hükümeti, Özerk Katalan Parlamentosunu ve hükümetini lağvetti ve hemen ardından bölge için seçim kararı aldı. Lağvedilen hükümetin yerine şimdilik İspanyol yetkililer atanırken merkezi hükümet gerek statükoyu gerek demokrasiyi korumak amacıyla olsa gerek Katalonya meclisini yenilemek amacıyla 21 Aralık günü Katalonya bölgesinde erken seçime gidileceğini ilan etti. Yapılacak seçimlerde mevcut hükümetin işbaşına gelmesi beklenmiyor. Bu arada Katalanların sonuç ne olura olsun silahlı veya yasa dışı eylemlere gitmesi beklenemiyor. Ancak sürecin gidişatı, 21 Aralık’ta seçilecek yeni Katalan hükümetinin tavrı, Avrupa’daki ayrılıkçı hareketlerin kaderini de belirleyebilecek güçte.

Özellikle Avrupa Birliği ile koordineli ve uyumlu şekilde yapılacak referandumlar, yani ayrılmaları halinde de konu bölgelerin Birlik içinde kalmaları ve eşit statü almaları halinde, sanılandan daha fazla bölge bağımsızlık referandumuna gidebilir. Tabi ülkelerin bunu algılayışı da önemli olacak. Ülke vatandaşları ülkelerini parçalanmış olarak hissedebilecekleri gibi, aynı Birlik içerisinde daha uyumlu çalışacaklarına da inanabilirler.

Ne olursa olsun gerek BM nezdinde gerek AB içerisinde referandumları düzenleyen normların yaratılması ve belli bir dünya standardı yaratılması gerekliliği var.

***

Geçen haftanın en ilginç haberi ise bugünü direkt olarak ilgilendirmese de sanılandan yakın bir gelecekte hayatımızı tamamen değiştirecek yapay zekâyla ilgili. Bilindiği üzere Suudi Arabistan dünyanın en büyük petrol şirketlerinden biri olan Aramco’yu halka açma hazırlığı içerisinde. Suudi Arabistan buradan elde edeceği gelirle ülkenin kuzeyinde, Kızıldeniz kıyısında 500 milyar dolarlık bir tekno park yaratmayı planlıyor. Geçen hafta yatırımcılara yönelik yaptığı etkinlikte ise dünya üzerinde ilk defa yapay zekâlı robota vatandaşlık verdi. Bu haber aslında pek enteresan değil. Ancak Yapay zekâ Sophia’nın yatırımcılardan birine verdiği cevap dikkate değer. Yatırımcının biri “Yapay zekâlı bir robot olduğunun farkında (bilincinde) mısın?” diye sorduğunda Sophia hiç bozuntuya vermeden “Siz insan olduğunuza emin misiniz?” sorusuyla karşılık verince herkes şaşırdı.

Bu diyalog pekâlâ bir kurgu olabilir. Ancak bu soruyu yapay zekalı robot daha önce öğrendiği bilgileri özümseyerek sormuşsa çok yakın gelecekte sanılandan çok daha fazla robotun, makinenin karar verme süreçlerine dahil olacağı sonucuna varabiliriz. Kim bilir belki de birçok insandan daha doğru kararlar verebilirler. Neticede makinelere egolarımızı öğretmeyeceğiz.