Başka bir Agassi hikayesi

Mete YAYLALI Spor
4 Ekim 2017 Çarşamba

 

1981 Las Vegas...

MGM Grand sonsuz eğlence gecelerinden birini yaşarken, şık giyimli ziyaretçilerin servet kokan görüntüsü yanında Mike Agassi yüzünde asılı klasik gülümsemesi ve şık üniformasıyla, kapıda karşılama görevinde, bambaşka düşünceler içindeydi.

Pancho Gonzalez’i nasıl ortadan kaldırabilirdi? Kendisi mi yapmalı yoksa 20 bin dolar verip bir kiralık katil mi tutsa daha garanti olurdu? Las Vegas hâlâ eski gangster ruhunu taşırken, 20 senedir burada yaşayan Mike elbette birisinin tanıdığı başka birisini bulmakta zorlanmazdı. Bütün iş hesabı doğru yapmaktı. Mike hayatını hapishane köşelerinde tüketmeye hazır değildi fakat bir taraftan da Pancho’nun öldüğünü görmenin vereceği mutluluk vardı.

İran’dan Vegas’ın tenis kortlarına

1952 yılında abisi Samuel’in ardından İran’dan geldi Amerika’ya. Asıl adı Emmanuel Agassian. Babası Kiev, annesi de Türk Ermeni’sidir. 1930 yılında Salmas’ta doğmuş ve Tahran’da Hristiyan bir çevrede yetişmiş, küçük yaşlarda Amerikalı ve İngiliz görevliler sayesinde tenisle tanışmış fakat asıl sportif kariyerini boksta zirveye taşımış, İran olimpiyat takımında yer almıştı. Roosevelt Üniversitesi mezunuydu. Elizabeth Dudley ile tanışıp evlendikten sonra 1962 yılında Las Vegas Tropicana Hotel’de iş bulup taşındıklarında Rita 2 yaşında ve Philip henüz 8 günlüktü. 1969’da Tamara ve 1970’de Andre dünyaya gelecektir çölün ortasındaki bu eğlence vahasında. Tenis hem bir tutku hem de çıkış yoludur Mike için ve Rita’da büyük bir gelecek görür. Yıllar sonra en küçük oğlu Andre bir dünya yıldızı olup da hayatını kaleme aldığında babasının “günde 5000 top vurma” takıntısı ile hayatının karardığını, tenisten nefret ettiğini anlatacaktır.

“İşin gerçeği, bu kadar zorlayarak Rita’nın tenis kariyerini yıktım. Teorime göre yenilmekten ne kadar çok nefret edersen, yenilmezsin! Final oynarsan yenildin demektir. Ben de Rita’ya her mağlubiyetinden sonra ölesiye yüklendim. Rita’nın hayatından, tenis dışındaki her şeyi kaldırdım. Arkadaşları sinemaya giderken ve eğlenirken Rita her zaman korttaydı. Bütün bu planlamanın sonucunda elimize ne geçti? 13 yaşındaki bir çocuk mide ülseri oldu!”

Mike Agassi Rita’nın durumunu böyle özetliyordu.

Tenisin efsane ismi

Pancho Gonzalez...

1928 Los Angeles doğumlu. Asıl adı Ricardo Alonso Gonzalez. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük tenisçilerinden birisi, eski dünya 1 no. 60’larda Arthur Ashe ve Althea Gibson kortlarda fırtına gibi esmeden önce, 70’lerde ve 80’lerde Jimmy Connors ile John McEnroe tenis kazanını kaynatmadan önce, 90’larda Pete Sampras’ın servislerine raket bile değmezden önce Pancho Gonzalez spordaki bütün sınıfsal ve etnik bariyerleri parçalayan, adeta bir çığlık gibi güçlü servisleriyle rakiplerini paralize eden, hakemlerin hışmından titrediği bir efsaneydi. “Profesyonel tenis onunla başladı... Bugün sahip olduğumuz her şeyin babası Pancho’dur.” Böyle demiş başka bir ünlü Romen tenisçi ve bugünün en büyük spor organizatörlerinden birisi olan Ion Triac.

70’li yıllar sürerken profesyonel kariyerinin sonlarında Pancho Gonzalez Las Vegas’ın kralıdır. Bir tenis kulübünün sportif direktörü ve herkesin kortta kendisinden birkaç cümle duymak için kapısında sıra beklediği bir yıldızdır.

“Rita da Andre gibiydi. İnatçı, çok alıngan, her şeye itiraz eden fakat müthiş bir müsabık ve yüksek motivasyonlu. Ne zaman zorlasam hep ters teperdi. Kendi dediğinin doğru olduğunu ispatlamak için oyun hatta bazen maç bıraktığı bile olurdu” diyor baba Mike Agassi, günah çıkartmaya devamla.

İstenmeyen aşk

İşte baba Mike Agassi 13 yaşındaki bu hırçın ve asi kızı ile başa çıkamayınca soluğu, istemeden de olsa Pancho Gonzalez’in yanında alacaktı. Las Vegas’taki herkes gibi Mike da bilir Pancho’nun karakterini. Hatta yaşayarak tecrübe etmişti 17 yıl önce. Şikago’da Pancho Gonzalez ile Ken Rosewall karşılaşmasında Mike Agassi çizgi hakemidir. Bir Pancho klasiği olarak, gelecekte kayınpederi olacak çizgi hakemini o kadar fazla taciz edip itiraz eder ki, başka bir puana daha dayanamayacağını anlayan Mike görevini bırakıp tribüne çıkar!

Pancho neden Rita ile ilgilenmiş bilinmiyor. Belki araya hatırlı birileri girdi ve bu kızla ilgilenmesini “rica” etti veya gerçekten de bir ışık gördü. Fakat Rita 15 yaşına geldiğinde baba Mike kızının Pancho’ya büyük bir tutkusu olduğunu fark eder ve antrenmanları bırakması için baskı yapmaya başlar. Sonuçta Pancho Gonzalez kızından 32 yaş büyüktür fakat reddedilemeyecek bir gerçek de Pancho’nun karizmasıdır. Mike işte bundan korkar ama Rita karşı koyacaktır. 17 yaşına geldiğinde 49 yaşındaki antrenörüne aşık bir tenisçidir. Bir yıl sonra ayrı eve taşınır, 20 yaşında Pancho ile aynı evde yaşamaya başlar ve 24 yaşında da evlenirler.

Artık Mike için iki yol vardır. Ya Pancho’yu öldürecek, hapse girecek ve karısı ile üç çocuğu perişan olacak; ya da her şeyi unutacak ve kendi yoluna gidecek. Mike ikinci yolu seçer, Rita’yı evlatlıktan reddeder ve unutur. Mike ve Pancho tenis maçlarında karşılaşırlar fakat konuşmadan geçerler. Pancho zaten sevilmemeye hatta nefret edilmeye alışkındır, bundan da ayrı bir zevk aldığına inanılır çünkü o ‘yalnız kurt’ olmayı seçmiştir.

Rita ve Pancho evliliği on yıl sürecektir ve Rita altıncı ve son eşidir ünlü tenisçinin. Bu evlilikten 1986 yılında Skylar adını verdikleri bir oğulları olur fakat Pancho çocuklarına düşkün birisi değildir. Hatta bir gün Rita eve geldiğinde 11 aylık Skylar’ı havuzda boğulmak üzere bulur ve hastaneye son anda yetiştirirler. Bu sırada Pancho evde uyumaktadır. Bu olay Pancho’yu çok sarsacak ve artık bütün zamanını ve enerjisini Skylar’a verecektir. Bütün diğer çocuklarından esirgediği sevgisini Skylar’a yöneltir Pancho. Belki de artık çevresinde kimse kalmadığı için tek arkadaşı torunu olabilecek yaşta bu küçük çocuktur. Rita’dan ayrıldıktan sonra da Skylar bütün gününü babası ile geçirir. Zor bir adam olmasına rağmen Skylar ile birlikteyken sıcak ve sabırlıdır. Birlikte bisiklete binerler, golf oynarlar. “Tek isteğim Skylar liseye giderken hayatta olmak” der Pancho ama o günleri göremeyecektir.

1994 US Open dördüncü turunda Andre Agassi, Michael Chang’i yenerken Pancho Gonzalez bir hastane odasında artık ilerlemeye başlayan kanserin acısını ilaçlarla geçiştirirken maçı izler. 15 yıl önce Caesars Palace kortlarında, Pancho Gonzalez’in yönettiği kortlarda oynanan Alan King Tennis Classics finalinden önce karşılıklı rally yaptığı ve tribünleri ayağa kaldıran vuruşların sahibi 11 yaşındaki çocuğu hatırlayacaktır. Ne demişti babasına o zamanlar? “Andre çok yumuşak ve korkak. Güçlenmeli ve daha cesur olmalı. Böyle tenis ancak kulüplerde oynanır. Profesyonel tenis acımasızdır.”

1995 Haziran ayında Pancho’dan Mike Agassi’ye telefon gelir. Skylar’ın boğulma tehlikesinden sonra ilişkileri biraz daha yumuşamıştır. Ölmekte olduğunun farkındadır ve “Rita için zor olacak çünkü Skylar ile hep ben ilgilendim. Benden sonra onu sen yetiştireceksin” der.

Ölmeden bir gün önce, 2 Temmuz 1995’te, Pancho hastanede morfinden uyuşturulmuş bir halde bile Wimbledon izlemeye çalışacak fakat ertesi gün hayatını kaybedecektir. Cenaze masraflarını Andre Agassi öder. Çok küçük bir topluluk törene katılır. Herkesin iyi ya da kötü karışık duyguları vardır efsane tenisçi Pancho Gonzalez için.

Mike Agassi 14 sene önce ortadan kaldırmayı düşündüğü adamı elbette öldüremedi fakat yine de mütevazı ve düşkün hayatını izledi, ölümünü gördü.

Bugün…

Rita Agassi Gonzalez bugün 57 yaşında ve inişli çıkışlı hayatından sonra daha sakin, tenis antrenörlüğü yapıyor. Küçük kardeşi Andre ile çok uzun yıllar görüşmeseler de bugün yakınlar.

Skylar Gonzalez bugün 31 yaşında ve babasız bir hayatın zorluklarını hep yaşadığını ve babasının duvardaki posterleriyle büyüdüğünü anlatıyor. Ara sıra tenis oynuyor ve bir insan kaynakları şirketinin yöneticisi.

Mike Agassi 86 yaşında, hâlâ tenis dersleri veriyor ve boks yapıyor. Göçmen olarak geldiği Amerika’da tenis ile ailesine bir yol çizmeye çalışan, başarının baskıdan geçtiğine inanan ve bu yolda bir kızının trajik hayat çizgisine neden olan bir baba. “Bazen düşünüyorum keşke böyle olmasaydı. Rita’nın gençliğinde hep uzaktaydım, kızımın hayatını yıktım. Andre belki de Rita kadar güçlü değildi, belki de baskıyı yönetti fakat geldiği noktada servetinin ne olduğunu kimsenin bilmediği ve tenis tarihinin unutulmazları arasında artık. Başardım diyebilir miyim bilmiyorum!”

Pancho Gonzalez, “Büyük bir adamdı beş parasız kaldı; büyük bir adamdı kendi hayatını bitirdi; büyük bir adamdı fakat hiç dostu yoktu.”