Maden’den Nizam’a

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
4 Ekim 2017 Çarşamba

Büyükada Hesed Le Avraam Sinagogu Kipur sonrası, gelecek yaza kadar kapılarını kapattı.

Biz de mevsimi bitirerek şehre döndük. Gerçi son dört gün pek de hayal ettiğim gibi geçmedi. Ada’nın Nizam tarafına bu sene çok az gittim. Dışarıdan gelen ziyaretçiler giderek azaldığından, keyifle yürüyüşler yapacak, ara sıra çay/kahve molaları verecektik. Buzdolabındaki yemekler, öğlen dışarıda, akşam evde yiyecek şekilde hesaplanmıştı. Gece de balkonda kitap okuyup oksijen stokumuzu dolduracaktık.

Eşim için orucu Ada’da yapıp, orada sinagoga gitmek neredeyse bir tutku.

Gerçekten de farklı bir algı vardır bu ibadethanede. Yorulan avluya çıkar, çocuklar koşuşturur, bebekli anneler Şofar dinlemeye gelir.

***

Her ne kadar hava durumu ısının düşeceğini ve yağışların başlayacağını söylediyse de, bu denli bir değişim beklemiyordum. Şemsiye elimizden düşmedi, Nizam’a yürüyüş yapamadık ve tabii balkonda oturamadık. Onun yerine her gün evde yedik, eşofmanların içine birer kazak giydik, ama Kipur Büyükada’da yapıldı. Hastalanmamamız bir mucizeydi. Tabii huzursuzluğumun nedenlerinden biri de aile fertlerinin şehirde olmalarıydı. Herkesi memnun etmek mümkün değil. Ancak bayram v.s gibi günlerde ailelerin bir arada olması hepsinden önemli. Tavizler zaman içinde bizi bizden alıyor.

Sonuçta pazar günü kepenkleri kaparken çıkan sese bu sefer hiç üzülmedim. Daha doğrusu yazı kasvetli bir havada sonlandırmak istemedim.

Ada yazılarım henüz bitmedi. Bundan sonra günübirlik gideceğiz. Daha çok güzel günler var önümüzde.

Sonbaharın her rengini yaşamak, kaldırım kenarlarını dolduran kahve/kızıl kurumuş yaprakların üstünde yürümek kısa süreliğine çocukluğa geri dönmektir. Huzur kişinin içinde, yine de yan etkenler mutlu olmayı kolaylaştırıyor. Hani bugünkü gibi güneşli bir günde ‘büyük tur’ yolu üstündeki eski sanatoryumda olabilirdik. Kırmızı toprak zeminde yürümek, tahta masalarda çay içmek, çok heveslenip binmekten çekindiğim hamaklara uzanmak ve martı sesleri… Yakınımızda olandan çabuk sıkılır, uzaklaşınca da hemen özleriz. Bunlar da kişisel ikilemlerimiz.

***

Belediye başkanları her yaz bayramlarda sinagoga bir nezaket ziyareti gerçekleştirirler. Bu kez de gelenek devam etti. Başkan, konuşmasında geçtiğimiz yaz mevsiminde Ada’ya gelen Yahudi vatandaşların azalmasından duyduğu üzüntüyü ifade etti. Gelecek sene bu sayının artması dileğinde bulundu. İlginç bir gözlemdi.

Sinagog çıkışı rahmetli Rav Moşe Benveniste’yi bir kez daha andım. Gülen bir yüzle hatırlanmak ne büyük erdem. Kaç nesil öğrencisi oldu kim bilir Büyükada Sinagogunda? Amore Moşe ve More Adereh bir bütündü yaz ayları boyunca… Sonra o rav oldu, biz de ebeveyn. Sevgi dolu bakışları hâlâ bizimle.

Hag Sukot Sameah.