Web´den seçmeler

HAYIR, BEŞİKTAŞ’A ASILMIŞ O PANKARTTA YAZILDIĞI GİBİ BARZANİ AİLESİ YAHUDİ DEĞİL Hayır, Irak’ta Kürtlerin yaşadığı yerler “vaad edilmiş topraklar” ya da ‘arz-ı mevdud’un sınırları içinde değil. ‘Vaad edilmiş topraklar’ın neresi olduğuyla ilgili de iki yorum var. İlk yorum Tevrat’ta Tekvin Bab 15’e dayanıyor: “O gün Rab, Avram’la antlaşma yaparak ona şöyle dedi: “Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları senin soyuna vereceğim.”

İzak BARON Diğer
4 Ekim 2017 Çarşamba
Bu yoruma göre ‘vaad edilmiş topraklar’ın sınırları Nil’den Fırat’a kadar uzanan topraklar. Yani ne Türkiye ne de Irak Kürdistan’ı bu toprakların içinde. Tabii bunu bilmek için Fırat’la Dicle’yi karıştırmayacak kadar coğrafya bilgisine sahip olmak yeterli.

Ayrıca, Tevrat’ta bu hitabın muhatabı olan Avram da Hz. Musa değil, Hz. İbrahim. Hz. İbrahim’in de iki eşinden iki oğlu var. İshak ve İsmail. Yahudilere göre kendi soyları Hz. İshak’ın oğlu Hz. Yakup (İsrail diye anılıyor) ve onun oğlu Yehuda’dan geliyor. Hz. İsmail ise Arapların atası. Yani aslında Tevrat’ta Avram’ın soyuna ‘vaad edilmiş topraklar’ sadece Yahudilere değil, Araplara da vaad edilmiş.

Esas olarak Siyonistlerin de ‘vaad edilmiş topraklar’ olarak kabul ettiği harita ise Tevrat’taki başka bir ayete dayanıyor.

Bu vaad edilmiş topraklar, Hz. Musa’nın Yahudileri Mısır’da Firavun’un zulmünden kaçırıp getirdiği coğrafya. Yani Kenan diyarı. Tevrat’ta çölden kaçışın anlatıldığı ‘Çölde Sayım’ bölümünün 34. Bab’ının 1’de şöyle deniyor: “İsrailliler’e de ki, ‘Mülk olarak size düşecek Kenan ülkesine girince, sınırlarınız şöyle olacak.’ Buradan 12’inci baba kadar bu sınırlar ayrıntılarıyla tarif edilmiş. Tarif kuzeyde Lübnan Dağları, doğuda Ürdün Nehri ve güneyde Sina Çölü’nü yani neredeyse bugünkü İsrail’e uyuyor.

Hayır, Beşiktaş’a asılmış o pankartta yazıldığı gibi Barzani ailesi Yahudi değil.

Mezapotomya’da 2500 yıldır Yahudiler yaşıyor. İstanbul, İzmir, Edirne’de olduğu gibi Bağdat, Erbil, Süleymaniye’de yaşayan Yahudiler de var. Hatta Hakkari’de 20. Yüzyılın başlarına kadar Yahudi aşiretler bile vardı. İstanbul’da yaşayanlara Türk Yahudileri denildiği gibi Bağdat’ta yaşayanlara Arap, Erbil’de yaşayanlara da Kürt Yahudileri deniyor. Herkes yaşadığı yerin dilini konuşuyor.

Kürt Yahudiler 16. Yüzyıldan itibaren Filistin’e doğru göç etmeye başlamışlar. Kalanlarsa 20. Yüzyılın başından itibaren Yahudileri İsrail’e çağıran Siyonist hareketlerin etkisiyle, İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında yükselen Yahudi düşmanlığı ve Yahudilere karşı saldırılar sonucunda ve tabii ki 1948’de İsrail’in kurulmasından sonra Filistin topraklarına doğru göç ettiler.

En büyük göç dalgası 1951 yılında yaşandı. İsrail,  Irak’taki 130 bin Yahudi’yi, Kıbrıs ve o sıralardaki müttefiki İran üzerinden uçaklarla İsrail’e taşıdı. (Operasyona Eski Ahit’te Yahudileri Babil’deki esaretten kurtarıp İsrail’e göç ettirdiği anlatılan peygamberlerden hareketle Ezra (Üzeyr) ve Nehemya adı verilmişti)

Filisitin’e 16. Yüzyılda göç etmeye başlayan Kürt Yahudilerinden geri kalanlar da 1948 ve 1951 arası bu göçlere İsrail’e yerleştiler. Bugün İsrail’de İstanbul’dan, Edirne’den göç etmiş Türk Yahudileri gibi Kürt Yahudileri de yaşıyor ve nüfuslarının 200 bin civarı olduğu tahmin ediliyor.

Kürt Yahudilerin bir kısmının yaşadığı yer Erbil’in kuzeyinde Zap Nehri’nin kenarındaki Barzan şehriydi. Hatta 16. Yüzyılda yaşamış ilk kadın Yahudi Rabbi kabul edilen Asenath Barazani de buralı. 1940’larda İngilizlere karşı İsrail'in kurulması için silahlı mücadele veren Lehi’nin kurucularından Moshe Barazani de, 1920’lerde Irak’tan İsrail’e göç etmiş, Barzanlı bir Yahudi aileden geliyordu.

Soyadlarındaki Barzani adı, Abdülkadir-i Geylani, Mevlana Halid-i Bağdadi gibi doğdukları yerden geliyor.

Tıpkı Molla Mustafa Barzani, Mesud Barzani’nin adının geldiği gibi.  Buradan hareketle Barzani’ye Yahudi diyenler için hikayenin bundan sonrası biraz acıklı olabilir.

Yahudilerin çok uzun yıllar Barzan’da rahatça yaşamalarının sebeplerinden biri burada yüzyıllardır bulunan Nakşi tekkesinin sağladığı hoşgörülü ortamdı.

Barzânî ailesine mensup Nakşi-Hâlidî şeyhlerinin ilki olan Şeyh Tâceddin’in kurduğu Barzan Tekkesi’nde postnişine silsile halinde Şeyh Abdurrahman, Şeyh Abdullah, Şeyh Abdusselam, Şeyh Muhammed oturdular. Sonra sırasıyla oğulları Şeyh Abdusselam, ardından kardeşi Şeyh Ahmed geldi. Şeyh Abdüsselam ittihatçılar tarafından asılınca, kardeşi Şeyh Ahmed 1932’de İngilizlere başkaldırdı. Yanında da onun tedrisatında yetişmiş küçük kardeşi Molla Mustafa Barzani vardı. Molla sıfatı da buradan geliyor.

Barzanilerin Yahudi olması şöyle dursun, bunu iddia edenlerin pek çoğundan daha eski ve köklü sağlam İslam bağları olan, bölgedeki en etkili Nakşi-Halidi dergahlarından birinin başındaki bir aileden bahsetmekteyiz.

Yıldıray Oğur

http://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/o-bayragi-neden-salladilar-5060#

 

 

 

  • İsrail’in etrafındaki kısıtlamalar aslında başarısında önemli rol oynuyor. Çevresi ile savaş içinde olduğu dönemde savaş teknolojilerine yatırım yaptı - özellikle siber güvenlik. Savaş bittikten sonra ordunun bu elit okullarından çıkan ve gerçek savaş ve siber güvenlik uygulaması yapmış mezunları ise kendilerine yeni bir girişim dünyası yarattı. Ekosistemin içinden olan insanların kimine göre doğru zaman doğru yer -yani savaş sonrası boşta kalan eğitimli insanlar- en büyük sebepti ama İsrail devletinin bilim odaklı stratejisi ve sorumluluk alan yaklaşımı önemli rol oynadı. Devletin polisi “neutrality” oldu, yani kazananları seçen veya karan veren değil, pazarın taleplerine ve işaretlerine cevap veren oldu. Politikaları ve kuralları belirleyenler, pazarı sürekli inceleyip ekosistemin ihtiyaçlarını anlamaya çalıştılar ve özel sektörün yatırım yapmadığı en riskli sektörlere yatırım yaptılar. Dilek Dayınlarlı - Hürriyet
  • İSRAİL DEVLETİ KURULUNCA KÜRDİSTAN'DA YAŞAYAN YAHUDİLERİN BİR KISMI GÖÇ ETTİ

Az önce Halepçe sonrası Tel Aviv'deki yürüyüşten bahsettim. Kürtler Yahudilere, Yahudiler de Kürtlere bir sempati duyuyor. Onun nedeni de şudur: İ.Ö. 722'de Babil Kralı Nebukadnezar, Filistin'e saldırdı. O zaman Kenan Diyarı deniliyordu ve orada bir Yahudi devleti vardı. O devlet ikiye bölündü ve Yahudilerin bir kısmını Babil'e bir kısmını da Kürdistan'a sürgün etti. İ.Ö. 586'da Asur İmparatoru II. Sargon tekrar Kenan Diyarı'na saldırdı. Nebukadnezar'ın saldırısından sonra geriye ne kadar Yahudi kaldıysa bir kısmı tekrar Babil'e ve Kürdistan'a sürgün ettiler. O Yahudiler asırlar boyunca Kürtlerle beraber yaşadı. Kimliklerini korudular ama Kürtler gibi yaşamaya başladılar. İsrail devleti kurulunca Kürdistan'da yaşayan Yahudilerin bir kısmı göç etti. Bir duygusal bağlılıkları var. Dünya siyasetinde İsrail çok önemli bir devlettir. O bakımından Kürdistan konusunda olumlu tutum sergilemelerini önemli buluyorum.

İsmail Beşikçi

http://www.dw.com/tr/ismail-be%C5%9Fik%C3%A7i-t%C3%BCrkiye-kendi-k%C3%BCrt-sorununu-%C3%A7%C3%B6zemedi%C4%9Fi-i%C3%A7in-referanduma-m%C3%BCdahil-oluyor/a-40755781

 

  • ORTADA KENDİNCE BİR KÖTÜ GÖRDÜĞÜNDE AKLINA İLK GELEN KELİME “YAHUDİ” YA DA “ERMENİ” OLAN BİR IRKÇI, FAŞİST ZİHNİYETTİR BU

BARZANİ için “Yahudi asıllı” diye pankart astılar dün İstanbul’da.

Tepkiler üzerine o pankart kaldırıldı ama o zihniyeti ortadan kaldırmak mümkün değil maalesef.

Ortada kendince bir kötü gördüğünde aklına ilk gelen kelime “Yahudi” ya da “Ermeni” olan bir ırkçı, faşist zihniyettir bu.

İki dakika düşünmez:

Hasbelkader Yahudi ya da Ermeni olarak dünyaya gelse ve sokakta gezerken bu pankartla karşılaşsa...

Ne hissedeceğini...

Yine iki dakika düşünmez:

Almanya’nın yeni Nazileri, “Bütün kötülüklerin anası Türk’tür” diye pankart assalar Alman sokaklarına...

Ne hissedeceğini...

Ahmet Hakan

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/yanilgi-yanilgi-buyuyen-bir-zafer-var-midir-40592656

 

  • TANIDIĞIM “HOLOKOST KURTULANLARI” VEYA YAKINLARI ÜZERİNDEN ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİM Kİ, NAZİ FAŞİZMİ KORKUNÇ BİR ALTYAPIYA SAHİP VE NE YAZIK Kİ ŞU SIRALAR DÜNYADA KOL GEZİYOR

Şalom gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni sevgili dostum, ağabeyim başyazar İvo Molinas, dün gece bir Tweet attı.

“Tarih tekerrür etmek mi zorunda? Naziler tekrar ortalıkta. İki ay önce ABD’de, geçen ay Almanya’da, dün İsveç’te, bugün de İspanya’da…”

Bu tweet sıradan bir içerik taşımıyor.

İnsan olanın, dünya işlerindeki Nazi kafası ile ilerleyen gelişmeler karşısında duyduğu toplam endişeyi içeriyor. Akıl yolu ile çözemeyenin, faşist güçlerle çözüme ilerleme eğilimlerinden duyacağımız korkuyu içeriyor. İdama karşı olmak için asılmak gerekmez. Tanıdığım “Holokost kurtulanları” veya yakınları üzerinden şunu söyleyebilirim ki, Nazi faşizmi korkunç bir altyapıya sahip ve ne yazık ki şu sıralar dünyada kol geziyor.

Bu sağlıksız akılların önüne geçilmezse yarınlar İvo Molinas’ın da dediği gibi “acı tekerrürleri yaşatacaktır”, üstelik coğrafya ve insan tanımaksızın!

Ferhat Atik

http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/1/col/229/art/31324/PageName/KIBRIS_POSTASI_GAZETESI

 

  • İSRAİL TÜM DÜNYADA İNOVASYON ALANINDA BU KADAR SIK GEÇMESİNİN EN ÖNEMLİ NEDENLERİNDEN BİRİ ÇOK İYİ UYGULANMIŞ DİĞER EKOSİSTEMLERLE ENTEGRASYONU. NEREDEYSE TÜM İSRAİLLİ GİRİŞİMLER İLK GÜNDEN GLOBAL PAZARLARI HEDEFLEYEREK KURULUYOR

İsrail olmayan doğal kaynaklarına, savaşlar ile dolu türbülanslı geçmişine rağmen teknolojide çok başarılı olmayı başardı. 8,4 milyonluk ufak nüfusuna rağmen kendisini “Girişimci Ulus” olarak tanımladı ve marka olmayı başardı – İsrail, Amerika ve Çin’den sonra NASDAQ borsasında en çok şirketi olan ülke. 2015 yılında ülkenin teknoloji ihracatı 12 milyar doları geçti.

İsrail’in etrafındaki kısıtlamalar aslında başarısında önemli rol oynuyor. Çevresi ile savaş içinde olduğu dönemde savaş teknolojilerine yatırım yaptı - özellikle siber güvenlik. Savaş bittikten sonra ordunun bu elit okullarından çıkan ve gerçek savaş ve siber güvenlik uygulaması yapmış mezunları ise kendilerine yeni bir girişim dünyası yarattı. Ekosistemin içinden olan insanların kimine göre doğru zaman doğru yer -yani savaş sonrası boşta kalan eğitimli insanlar- en büyük sebepti ama İsrail devletinin bilim odaklı stratejisi ve sorumluluk alan yaklaşımı önemli rol oynadı. Devletin polisi “neutrality” oldu, yani kazananları seçen veya karan veren değil, pazarın taleplerine ve işaretlerine cevap veren oldu. Politikaları ve kuralları belirleyenler, pazarı sürekli inceleyip ekosistemin ihtiyaçlarını anlamaya çalıştılar ve özel sektörün yatırım yapmadığı en riskli sektörlere yatırım yaptılar.

(…) Yatırım mekanizmaları: 1992 yılında Venture Capital pazarına kıvılcım olması için Yozma (İbranice “girişim” anlamı taşıyor) kuruldu. İsrail şirketleri teknolojide iyiydi ancak yönetim deneyimleri ve becerileri yoktu. Yozma ile 10 girişim sermayesi kuruldu ve bunların yüzde 40’lık kısmı program tarafından geri kalanı da risk garantisi verilmesiyle çekilen yatırımcılarla sağlandı.

Telaviv’in global olarak bağlantılı hale getirilmesi: İsrail tüm dünyada inovasyon alanında bu kadar sık geçmesinin en önemli nedenlerinden biri çok iyi uygulanmış diğer ekosistemlerle entegrasyonu. Neredeyse tüm İsrailli girişimler ilk günden global pazarları hedefleyerek kuruluyor, Yüzde 69 Amerika ve İngiltere’ye “leap frog” ederek açılıyor. Oluşan başarı hikayeleri diğerlerini de sürüklüyor. Diğer taraftan da devlet diğer ülkelerden İsrail ekosistemini desteklemesi için girişimcileri çekiyor.

İsrail’den alınabilecek çok ders var. Güçlü yönlerimizi kullanmalı, globalde farklılık yaratacak derin teknolojilere odaklanmalı, yönetim deneyimi olmayan girişimlerimize hem akıl hem de para ile yardım edebilecek girişim sermayesini geliştirmeli ve global ekosisteme entegre olmalıyız.

Dilek Dayınlarlı

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/dilek-dayinlarli/savasin-ortaya-cikardigi-ikinci-yeni-silikon-vadisi-israil-40597523

 

  • SON DERECE SAMİMİ BİR DUYGUYLA KALEME ALDIĞIM BİR CÜMLE, TÜRKİYE’DE YAŞAYAN BAZI MUSEVİ KARDEŞLERİMİZİ RAHATSIZ ETMİŞ... TANIŞIKLIĞIMIZ OLANLARDAN BİRİ DÜN WHATSAPP ÜZERİNDEN BAYAĞI BİR ELEŞTİRMİŞ BENDENİZİ... EFENDİM BEN BUNU YAZARAK TÜRKİYE’DEKİ MUSEVİ KARDEŞLERİMİZİ DE BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİNE DESTEK VERİYORLAR DİYEREK HEDEF GÖSTERİYORMUŞUM...

BENİ en çok sinirlendiren şeylerden biridir; yazdığın bir şeyin esas mesajından çıkarılıp ısrarla yanlış anlaşılması... Önceki gün İsrail Devlet Başkanı Binyamin Netanyahu’nun, 19 Eylül’de görüştüğü ABD Başkanı Donald Trump’a Kuzey Irak’taki referandumla ilgili, dahası kurulması düşünülen bağımsız Kürt devletiyle ilgili, “Ya tam destek verin ya da engel olmayın!” dediğini aktardım. Bırakın Türk basınını dünya basınında dahi yer almayan bu bilgiyi Barzani’ye yakın bir haber kaynağımdan aldığımı da aktardım. Tabii bu bilgileri aktarırken de başka kaynaklarımın İsrail’in bağımsız Kürdistan ya da bağımsız Kürt devletinin kurulması konusunda neden Barzani’ye tam destek verdiğinin nedenlerini sorguladım...

Bir cümleyle bu işin nedeninin Tevrat’a kadar gittiğini söyledim ve hiç mıncıklamadan konuyu direkt işin erbabı Murat Bardakçı’ya havale ettim. Son derece samimi bir duyguyla kaleme aldığım bir cümle, Türkiye’de yaşayan bazı Musevi kardeşlerimizi rahatsız etmiş... Tanışıklığımız olanlardan biri dün WhatsApp üzerinden bayağı bir eleştirmiş bendenizi... Efendim ben bunu yazarak Türkiye’deki Musevi kardeşlerimizi de bağımsız Kürt devletine destek veriyorlar diyerek hedef gösteriyormuşum... Bunları demeden önce tabii bir de beni bilgilendirmiş... Bilmiyordum sağolsun sayesinde öğrendim ki; “İsrail bir devletmiş, Musevilik ise bir din!”

Uzatmayayım... Bu eleştirilere biraz bozuldum doğrusu. Zira hiç haklı değil. Evet biliyoruz, İsrail bir devlet ama o devletin katı katıya bağlı olduğu dini referanslar var. Ve ne yazık ki İsrail politikalarını bunlar üzerinden güttü hep ve gütmeye de devam ediyor. Ayrıca Kuzey Irak’ın dahil olduğu iddia edilen “vaat edilmiş topraklar” mevzusunu ben uydurmadım.

Sevilay Yılman

http://www.haberturk.com/yazarlar/sevilay-yilman-2383/1649856-barzani-bizimle-dalga-mi-geciyor

 

 

Netten okumalar

 

  • NAZİ DÖNEMİNİ YAŞAYAN YAHUDİLER AFD'NİN YÜKSELİŞİNE NASIL BAKIYOR?

http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41396391

 

  • YAHUDİ SOYKIRIMI'NDAN KURUTULAN SELBİGER AFD HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR?

http://www.dw.com/tr/yahudi-soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1ndan-kurutulan-selbiger-afd-hakk%C4%B1nda-ne-d%C3%BC%C5%9F%C3%BCn%C3%BCyor/av-40740530

 

  • KİMLİK SORUNU ÜSTÜNE DÜŞÜNCELER: İSRAİL’İN 10 BÜYÜK YAZARI

https://oggito.com/kimlik-sorunu-ustune-dusunceler-israilin-10-buyuk-yazari-09201741713

 

  • PORTEKİZ'DE YAHUDİLERİ KURTARAN SUCUK - THEODORA SUTCLİFFE

http://www.bbc.com/turkce/vert-tra-41418299

 

  • HAMAS: MEŞRUİYET ARAYIŞINDA BİR ADIM DAHA – ATİLLA AYTEMUR

http://www.serbestiyet.com/yazarlar/atilla-aytemur/hamas-mesruiyet-arayisinda-bir-adim-daha-819770

 

  • BÖLÜNMÜŞ YAHUDİ LOBİSİ: NETANYAHU VE SOROS – ŞEVVAL ŞİMŞİR

http://www.gazetebilkent.com/2017/10/01/bolunmus-yahudi-lobisi-netanyahu-ve-soros/

 

  • 10 ALMAN ÖĞRENCİDEN 4’Ü AUSCHWİTZ’İN TOPLAMA KAMPI OLDUĞUNU BİLMİYOR – GÜLÇE ERTEKİN

https://gaiadergi.com/10-alman-ogrenciden-4u-auschwitzin-toplama-kampi-oldugunu-bilmiyor/

 

Takılan tweetler

 

Ragıp Soylu‏Onaylanmış hesap @ragipsoylu  27 Eyl

Daha fazla

“Yahudi demek şeytan demektir” algısıyla, Avrupa’da hep şikayet ettiğimiz “Müslüman teröristtir algısı” arasında hiçbir fark yok.

 

ivo molinas‏ @basyazar  1 Ekim

Tarih tekerrür etmek mi zorunda? Naziler tekrar ortalıkta. İki ay önce ABD'de, geçen ay Almanya'da. Dün İsveç'te, bugün de İspanya'da...