AAZINU - Sözler

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
20 Eylül 2017 Çarşamba

“Aazinu aşamayim vaadabera vetişma aarets imre fi.”

Bu haftanın peraşası bir beyanla başlamaktadır. “Dinleyin gökler konuşacağım, yer de benim ağzımın sözlerini işitsin.”

Dikkat edildiyse burada aslında aynı şey için iki farklı İbranice sözcük kullanılmıştır. Söz konusu olan ‘aşamayim – gökler’ ise ‘aazinu’ sözcüğü kullanılır ki bu sözcük kulak vermek, dikkat etmek, dinlemek, not etmek anlamlarında kullanılabilen bir sözcüktür. Yeryüzü için kullanılan sözcük ise ‘vetişma’ anlam olarak ‘dinleyecek’ şeklinde dilimize çevrilebilir.

Kelime kullanımı konusunda oldukça tutumlu olan Tora’da bir tek anlam için farklı iki sözcük kullanılıyorsa mutlaka burada alınması gereken bir ders vardır. Tora açıklayıcıları bu farklılığın sözlerin nereye yöneltildiğinin önemli olduğunu ve farklılığın buradan kaynaklandığını öğretirler. Sözlerin ilk yöneltildiği yer gökyüzüdür. Genellikle insanların gökyüzü söz konusu olunca hayalleri ve beklentileri daha yüksektir. Çünkü gökyüzü ulaşılmaz gibi durur. Buradan bir duyma, işitme beklentisi varsa kullanılan sözcük de daha keskin ve kararlı olmalıdır. Kulak vermek dinleyicinin dikkatini çekmek amaçlı güzel bir deyimdir. Eğer hitabın yöneltileceği yer beklentilerin daha az ancak kırılganlığın daha fazla olduğu yeryüzü gibi bir yer ise hitap için kullanılan sözcük daha yumuşak seçilmiştir.

Çoğumuzun konuşurken, tartışırken, eleştirirken yani sözlerimizi kullanırken genellikle göz ardı ettiği bir nokta vardır; karşımızda kimin olduğu ve sözlerimizin ona nasıl etki edeceği… Birçoğumuz konuşmalarımızın karşımızdakine ne etki ederse etsin bildiğini mutlaka sözlerini seçmeden doğrudan söyler. Bu sözler olduğu gibi gerçeği yansıtıyor olabilir. Bu sözleri kullanan kişi mutlak haklı da olabilir. Ancak seçilen sözler ve ton, haklılığının karşı taraf tarafından da anlaşılması için çok gereklidir. Kullanılan sert sözcükler veya aşırı bir tonlama, isteyerek veya istemeyerek karşımızdakinin kırılmasına neden olabilir. Bu kırılma zaman içinde düzeltilse bile olay kırılan bir vazonun parçalarını bulup yeniden yapıştırmaya benzer ki o vazo asla eskisi gibi olamaz. Kipur gününü henüz geçirmemiş olan ve gelecek ile ilgili birçok iyi karar almış olduğumuza inandığımız bu günlerde peraşamızın verdiği bu ders aslında sadece bu zamanlarda değil sözlerimizi kullanacağımız her zamanda bizlere gerekmektedir.  

Hepimizin bildiği bir ifade vardır.  Kalpten gelen sözler kalbe yerleşir. Eğer sözler dikkatlice seçilir, konuşulacak kişi doğru belirlenir ve zaman iyi ayarlanırsa o sözler mutlaka hedefini bulur ve ulaşılmak istenen kişi mesajı alır. Sözlerimiz ulaşılması gerekenler tarafından algılanmıyorsa mutlaka o sözlerde, talepte, ulaşılan kişide veya sözlerin iletilmesi konusunda bir hata vardır. Kiminle muhatap olunması gerektiği biliniyorsa sözlerin ve