Nükleer Kuzey Kore ve korku

Alber NASİ Köşe Yazısı
20 Eylül 2017 Çarşamba

 

Britanya, 2001 yılından beri radikal terör örgütlerinin tercih ettiği saldırı merkezi haline geldi. El Kaide ve son yıllarda IŞİD, Londra ve Britanya’da düzenledikleri saldırılarla çok sayıda can alırken, toplum üstünde korkunç bir baskı oluşturmayı başarıyor. Bir yandan AB’den ayrılmanın sancılarını çeken İngiltere, diğer yandan terörle başa çıkmaya çalışıyor.

Avrupa ana kara kıtasında nispeten önlenen ve sıkı güvenlik önlemleriyle önüne geçilen terör saldırıları adada engellenemiyor. İngilizlerin IRA ile mücadelesinin de yıllar aldığı göz önünde bulundurulduğunda, İngiliz standartlarının terörle mücadelede yetersiz kaldığı sonucuna varılabilir.

***

Kuzey Kore’nin kuruluş yıldönümünde nükleer deneme veya füze denemesi yapmaması Kuzey Kore’ye bağlı politik riskin ortadan kalktığı algısını yaratmıştı. Ancak geçen cuma günü Kuzey Kore’nin yaptığı yeni bir balistik füze denemesi, yürekleri ağızlara getirdi. Aslında gündemden düşmemek için elinden geleni yapmasına rağmen Kuzey Kore ister istemez gündemden düşecek. Herhangi bir askeri müdahale bütün dünyayı mahvedebilecek bir çılgınlığa dönüşebilecekken, ekonomik yaptırımların gerçekten işe yarayacağını düşünmek anlamsız. Tam bir dikta rejimiyle halkın ihtiyaçları ve istekleri tamamen görmezden gelinerek yönetilen bir ülkeye ekonomik yaptırım uygulanması ne kadar sonuç verebilir ki? Daha önce İran’a uygulanan yaptırımlar gerektiği gibi sonuca ulaşamamış ve yönetimde son derece sınırlı değişimlere sebep olmuştu. Kuzey Kore’de ise ekonomik yaptırımlar Kuzey Korelilerin daha da ezilmesinden başka hiçbir işe yaramayacak ve dünyada siyasi bir güç olma telaşında olan Kuzey Kore lideri Kim Jong’un bu talebi dünyanın geri kalanı tarafından sessizce kabul edilecek.

Bu arada İran Cumhurbaşkanı Ruhani İran’ın nükleer programını denetleme kapsamında ABD’nin ek denetimlerini reddetti. Ruhani Obama döneminde imzalanan anlaşmayı bozma niyetinde olmadıklarını ama ABD’nin taleplerini kabul etmeyeceklerini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump konu anlaşmayı seçim öncesinde eleştirmiş ve yönetime gelir gelmez yürürlükten kaldırmak için elinden geleni yapmaya başlamıştı. Ruhani verdiği röportajda anlaşmanın bozulması halinde ABD’nin bedel ödemesi gerektiğini iddia ediyor. Ancak ABD dışında Rusya tarafından da kabul edilen ve imzalanan anlaşmanın yürürlükten kaldırılması ve İran’a yeniden ambargo uygulanması o kadar da kolay görünmüyor.

***

Yahudi takvimine göre 2017 yılını geride bırakırken dünya ve insanlık geçmiş yüzyıllara göre (en azından geçmiş 30 yüzyıla göre) daha iyi bir konumdayken, yine de olması gereken standartlardan çok uzak.

Teknolojik gelişmelere bağlı olarak hayat kalitesi bir yandan artarken, her geçen gün kirlenen ve kalabalıklaşan dünyada gerçek hayat kalitesi düşüyor. Savaşlarda hatta terör olaylarında ölen insanların oranı azalırken, korku artıyor. 

Umut ederim ki 5778 yılı dünya ve üzerinde yaşayan canlılar için daha güzel bir yıl olur.

Hag Sameah…