İsrail Başbakanı Netanyahu, Filistin Yönetiminden, üç Filistinlinin gerçekleştirdiği ve sınır güvenlik polisi Hadar Malka’nın bıçaklanarak hayatını kaybetmesiyle suçlanan terör saldırılarını resmen kınamalarını talep etti.
İsrail Başbakanlıktan yapılan açıklamada, “Başbakanımız, gerek Filistin Yönetiminden gerekse diğer uluslardan bu saldırıyı kınamalarını talep etmektedir” dendi.
Açıklama, Mahmud Abbas’ın lideri olduğu El Fetih Partisinin üç teröristi de vurarak öldürdükleri için İsrail güvenlik güçlerini kınamasının ardından yapıldı. Cuma akşamı geç saatlerde El Fetih tarafından yayınlanan bildiride, Kudüs’ün eski şehir kısmında iki eşzamanlı saldırı gerçekleştiren üç teröristin İsrail güvenlik güçleri tarafından vurulmaları bir ‘savaş suçu’ olarak değerlendirildi.
El Fetih Sözcüsü Usame el-Kavasimi tarafından okunan bildiride, “El Fetih, İsrail işgal kuvvetlerinin Kudüs’te üç Filistinli genci öldürerek işlediği savaş suçunu kınamaktadır. Uluslararası çevrelerin sessizliği İsrail’e daha fazla Filistinlinin kanını dökme cesareti vermektedir” dendi.
İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman ise, El Fetih’in bu tavrına keskin bir cevap vererek, açıklamanın ‘barış için karşılarında bir ortak bulunmadığını’ net bir şekilde gösterdiğini söyledi.
Liberman ayrıca Malka’dan övgüyle bahsederek, polisin saldırı anında silahını çektiğini, terörist kendisini bıçaklarken dahi mücadele ettiğini belirterek cesaretini, kararlılığını dile getirdi ve kadın polisin herkes için ilham verici biri olduğunu vurguladı.
Otomatik silah ve bıçaklar taşıyan üç saldırgan, birbirine yakın iki bölgede aynı anda saldırıya geçtiler. İkisi Zedekiah’nın Mağarası civarında görev yapan polislere saldırırken bir diğeri de Şam Kapısına yakın mesafede bulunan bir bölgede Malka’yı bıçaklayarak öldürdü. İsrail güvenlik örgütü Şin Bet, saldırganların her üçünün de daha önce terörist aktivitelere katılım göstermiş olduklarını bildirdi.
Olayların ardından Netanyahu, ağır yaralı olarak Hadasa Hastanesine götürülen ve burada yaşamını yitiren Malka’nın ölümünden duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi.
İsrail’in Birleşmiş Milletler Elçisi Danny Danon, Cumartesi günkü toplantıda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni saldırıyı kınamaya çağırdı. Danon konuşmasında, “Filistin Yönetiminin teröristlere ve ailelerine ödediği paralar, bugün yaşadığımız bu hain saldırıları teşvik ediyor. Filistin Yönetimi barış sürecine destek verdiği sözünü vermekte fakat aynı zamanda her ay düzenli olarak teröristlere ödeme yapmakta ve çocuklarını nefret etme konusunda eğitiyor. Uluslararası kuvvetler Filistin Yönetiminden bu tahammül edilemez şiddete dur demesini talep etmeli” dedi.
İsrailli yetkililerin bildirdiğine göre, Filistinliler son dört yılda yaklaşık 4 milyar İsrail şekelinden (1,12 milyar ABD Doları) fazla bir yardımı, Filistinli mahkûm ve İsrail’e karşı düzenledikleri terör saldırılarında hayatını kaybetmiş ‘şehitlerin’ ailelerine ulaştırdılar. Kudüs, Filistin’in bu politikasının saldırı gerçekleştirme ihtimali olan kişiler için motivasyon kaynağı olduğu konusunda ısrar ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada Filistin Yönetiminin bu politikaya bir son vereceğini iddia etmişti. Filistinliler bunu inkar ettikten sonra geri adım atan Tillerson, aslında sadece Ramallah ve Washington’daki yetkililerin bu konuyu aktif olarak görüştüklerini demek istediğini açıkladı.
Diğer yandan, kendi tarihinde ilk kez, IŞİD Kudüs’teki bir saldırıyı üstlendi. Grup tarafından yapılan açıklamada, “Tanrı’ya şükür Kudüs’ün kalbinde bir saldırı gerçekleştirmeyi başardık. Aslanlarımız zorla İsraillilerden intikamımızı aldılar. Tanrı’nın da yardımıyla bu son saldırımız olmayacaktır” denildi.
Hamas ise, açıklamayı dikkate almayarak, her üç saldırganın da farklı Filistinli terör örgütlerine bağlı olduklarını bildirdi. Hamas’tan yapılan açıklamada, “Saldırıyı gerçekleştirenlerden ikisi Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, diğer biri de Hamas’a bağlı hareket eden kişilerdir” dendi.
