Geçmişten günümüze Girit Yahudilerinin tarihi

Tarih içinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Girit Adası Yahudilerin en eski vatanlarından biriydi. Yahudilerin buradaki varlıkları milattan önceki yüzyıllara dayanıyor.

Perspektif
14 Haziran 2017 Çarşamba

Siren Bora


 

Tarihi içinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Girit Adası, Yahudilerin en eski vatanlarından biri de oldu. Yahudilerin bu adadaki varlıklarına ait kanıtlar, millattan önceki yüzyıllara dayanıyor.

Girit’te Yahudilerin varlığına ilişkin, pek çok bilim insanı tarafından da kabul gören en eski bulgu, Girit Gortyna’da yaşayan Yahudilerle ilgilidir. Spyriadakis’e göre, Hellenistik dönemde Grek dünyasındaki en büyük ve en önemli Yahudi cemaatlerinden biri, MÖ 2. yüzyılın ortalarında Gortyna’da kurulmuştu. Bazı tarihçilere göre, Hellenistik Dönem’de ve Roma Dönemi’nde Girit ve Gortyna, özellikle Yahudi nüfusun toplandığı bir merkez niteliğini taşımaktaydı. Girit, Roma İmparatorluğu 395 yılında ikiye bölündükten sonra, Doğu Roma’nın (Bizans’ın) yönetimi altına girdi. Bu dönemde, Girit Adasındaki Yahudi varlığını kanıtlayan üç somut örnek mevcuttu. Bunlar Grekçe mezar yazıtlarıydı. İlk kanıt, Girit Kandiye’ye 44 kilometre uzaklıktaki eski Gortyna yerleşim bölgesindeki Hagioi Deka’da bulunan MS 5. yüzyıla ait bir mezar yazıtıydı. Yazıtta Satyros ve Moses adları göze çarpmaktaydı. İkinci kanıt, eski Arcade bölgesinde bulunmuştu. Yazıldığı tarih, MS 3. ya da 4. yüzyıl olarak saptanmış olan bir mezar steliydi. Üzerinde, son derece açık ve okunaklı bir şekilde yazılmış olan Yosefos ve Yudas adları (İbrani kökenli adlardır) yer almaktaydı. Eski Arcade, bugün hem Hebroi ya da Hebraioi olarak anılmakta hem de eski Yahudi mezarlığının bulunduğu yer olarak tanımlanmakta. Üçüncü kanıt ise, MS 5. yüzyıla ait bir mezar taşıydı. Adanın en batısında yer alan Kastelli Kisamou’da (Kisamos’da) bulunmuştu. Yazıttan edinilen izlenime göre, bir sinagog yöneticisinin eşi olan Sophia adlı kadına aitti. Taşın Kisamos’taki varlığı bu bölgede bir Yahudi sinagogunun da var olma olasılığını düşündürüyordu. Öte yandan mezar taşı üzerindeki yazıttan, Gortyna’lı olduğunu öğrendiğimiz Sophia vebadan ölmüştü. Mezar, adanın en batısında ücra bir alandaydı. Bu bölge, her ne kadar Gortyna kentinden çok uzakta yer almakta ise de; mezar için seçilen yerin niteliği, Yahudi geleneklerine göre, salgın hastalıklardan ölenlerin izole edilmiş bir alana gömülme âdetini akla getirmekteydi.       

Girit Adası (Cidonia ve Gorytna kentleri hariç), Kurtuba’lı Müslümanlar tarafından 827-828 yılında fethedildi. Yaklaşık 150 yıl Müslüman yönetimi altında kalan Girit, 961 yılında Bizans tarafından geri alındı. Adanın Bizans tarafından tekrar ele geçirilmesinin, Girit Yahudilerini zor duruma soktuğunu düşündüren bazı bulgular mevcut. Ancak bütün zorluklara rağmen, Giritli Yahudiler, 961 tarihinden sonra da adadaki yaşamlarına devam etti.

 

 

VENEDİK YÖNETİMİ ALTINDA GİRİT YAHUDİ CEMAATİ (1204-1669)

Başlıca Yerleşim Merkezleri

Antik Çağ’da, Girit’teki Yahudi yaşamının merkezi konumunda olan Gortyna’daki Yahudi varlığının izleri, muhtemelen adanın Venedik hâkimiyeti altına girdiği yıllarda büyük ölçüde silindi. Bu yüzden, Giritli Yahudilerin ne zaman Gortyna’dan ayrılmaya başladığını saptamak hemen hemen olanaksız. Adanın tekrar Bizans hâkimiyeti altına girdiği 961 yılından önce, Gortynalı Yahudiler yavaş yavaş Kandiye’ye (Heraklion’a) yerleşmeye başlamış olmalılar. Nitekim Girit’te, Gortyna’dan sonra bilinen en eski Yahudi yerleşim merkezi Kandiye’ydi. Girit, Venedik hâkimiyeti altına girdiği sırada Giritli Yahudilerin yaşadığı başlıca yerleşim merkezleri, adanın kuzeyinde yer alan Kandiye, Resmo (Retimo-Rethimnon), Sitia ve Milopotamo (Castel Milopotamo)’ydu. Sitia ve Milopotamo Yahudileri hakkında ayrıntılı bilgi mevcut değil. 1228 tarihli Takkonot Kandiye’de sözü edilen Girit’in dört Yahudi cemaati, söz konusu dört yerleşim merkezinde yaşayan Yahudi cemaatleri olmalıydı. Çünkü adanın güneyinde, yaklaşık olarak eski Gortyna yerleşim bölgesinde, Venedikliler tarafından inşa edilmiş olan Castelnuovo’da yaşayan Yahudilerin uzun bir süre, cemaat liderinden ve ruhani liderden yoksun olduğu bilinmekte. Başka bir deyişle henüz cemaat statüsü kazanmamışlardı. Dolayısıyla, cemaate ilişkin resmi bir belgeyi imzalamaları da olanaksızdı. Aynı bölgede yer alan Bonifacio Yahudileri hakkında ilk bilgi ise, daha geç bir tarihe, 1321 yılına aitti.

Kandiye Yahudi Mahallesi (Zudecha-Yudaika), Bizans döneminden devralınmıştı. Kandiye’nin kuzeybatısında yer alan bu mahalle, kent surlarının içerisindeydi ve Dermata Körfezi ya da diğer adıyla Deriler Körfezine bakan bir deniz seti boyunca uzanmaktaydı. Mahalle, Kurduba Arap Yönetimi döneminden kalma kent duvarları ve onun kuzeybatı köşesinin karşısında yer alan iki adet denizden duvarla çevrilmişti. 1571 yılında, Lorenzo de Mula, Zudecha’yı şöyle betimliyor: “İşgal ettikleri yer, kentin en güzel yeri. Denize yukarıdan bakan bir bölgede ve güzel görünümlü evlere sahipler.” Kandiye’de, Zudecha haricinde Yahudilerin yaşadığı iki mahalle daha mevcuttu. O mahallelerde de, gönüllü bir toplumsal ayrışma söz konusuydu.

Resmo da (Retimo - Rethymnon), Bizans döneminde önemsiz bir yerleşim merkeziydi. Bu dönemde kentte Yahudilerin yaşadığına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmuyor. Kent, Girit’in Venedik Cumhuriyetinin yönetimi altına girmesinden sonra hızlı bir gelişme gösterdi. 1228 yılında yayınlanan Takkanot Kandiye’nin altında, Resmo Yahudi Cemaati yöneticilerinin de imzası bulunmakta. 1362 yılında ise, cemaat reformlarını ilan eden Girit’teki ilk Yahudi sinagogu, Resmo Sinagoguydu. Hatta bu tarihten önceki yıllarda, cemaatin bir hazan’a ve şohet’e sahip olduğu biliniyor. 1448 yılında, Resmo Yahudi Mahallesinin sınırları haçlarla işaretlenmişti.       

Günümüzde, yegâne Girit Sinagogunu barındıran Hanya kentine Yahudi Cemaati’nin yerleşme tarihi, 1252 yılı civarıydı. Lorenzo de Mula, 1571 yılında Hanya’da yaşayan 300 Yahudi’nin yaşamını şöyle betimliyor: “Surlarla çevrilerek tamamen izole edilmiş, kentin her yeri ile bağı kesilmiş bir mahalde, evlerinde yaşıyorlar.” Hanya’nın iki sinagogundan biri olan Kahal Hayim’in giriş iç kapısı üzerinde, 1521 tarihi yazılı. Bir süre, Zantiote Sinagogu olarak anılmış. Yapılış tarihi, Venedik dönemi olup, önce kilise olarak inşa edilmiş. Kilisenin, Girit’in Osmanlı yönetimi altına girdiği dönemde sinagoga dönüştürüldüğü düşünülüyor. Şimdiye kadar sözü edilen kentler, Girit Adasının kuzey kıyısı boyunca kurulmuş olan kentlerdi. Ayrıca, Girit Yahudilerinin, adayı tam olarak kontrol amacıyla Venedikliler tarafından inşa ettirilen kalelerde yaşadığı biliniyor. Bu kaleler, Girit’in güneyinde, eski Gortyna bölgesinde inşa edilen Castelnuovo ve Bonifacio’ydu.

Castelnuovo Yahudilerinin büyük bir bölümü, 1364 yılında Venedik yönetimine karşı çıkan Rum isyancılar tarafından katledilmişti. Söz konusu katliama rağmen, Castelnuovo’da 1370 ile 1629 yılları arasında Yahudilerin yaşamaya devam ettiği biliniyor.

Bonifacio Yahudilerine ilişkin eldeki ilk bilgi, 1321 yılına aitti. Sonra, 1339, 1379, 1395 ve 1440 tarihlerinde bölgedeki Yahudilerden söz eden çeşitli kayıtlar mevcut. Venedik Cumhuriyetine ait belgelerde, Girit’te kırsal alanda yaşayan Yahudilere ait kayıtlar da mevcut. Bu kayıtların en ilginci, kırsal alanda bir Girit köyünde, Kandiye’nin güneyinde bulunan Temenos bölgesindeki Pala Köyünde tek başına yaşayan, bir Yahudi ailenin varlığı. Bu olağandışı bir durumdu. Çünkü bir yandan güvenlik endişesi, dinsel zorunluluklar ve gereksinmeler, öte yandan mevcut yönetimlerin yaptırımları, her yerde ve her zaman, Diaspora Yahudilerini komünal yaşamı seçmeye zorlamıştı.

Nüfus

Girit Yahudilerinin etnik kökenini şu şekilde sınıflandırmak mümkündü: Girit’te eskiden beri var olan Romaniotlar, Orta Avrupa’dan göç edenler, 1320-1335 yılları arasında Napoli Krallığının uyguladığı baskılar nedeniyle kaçanlar, 1394 yılında Napoli’den, 1492 yılında İspanya’dan sürgün edilenler ve sonraki yıllarda Avrupa’nın değişik kentlerinden ayrılmak zorunda kalanlar, Fransa, Mısır, İstanbul, Eğriboz, Rodos, Mağrib ve Kudüs’ten gelenler. Kısaca söylemek gerekirse; Girit Adası genelinde, Romaniotlar, Aşkenazlar ve Sefaradlardan oluşan kozmopolit bir yapı hâkim görünümdeydi.

Kandiye Yahudi Cemaati, adadaki en büyük Yahudi cemaatiydi. Ada Venedik yönetimi altına girdikten sonra, 1228 yılında, kentte kurulduğu belirlenen bir sinagog mevcuttu: Kandiye Eliya Peygamber Sinagogu. Bu sinagog, var olduğu saptanan en eski Girit sinagoguydu. Volterra’lı Meshulam’ın verdiği bilgiye göre, 1481’de “Kandiye’de tahminen 600 hane Yahudi yaşamaktaydı.” 1627 nüfus sayımı sonuçlarına göre, Kandiye Yahudi nüfusu, toplam kent nüfusunun yedide birini oluşturmaktaydı. Öte yandan, 1571 yılında Hanya Yahudi nüfusu, sadece 300’dü. Venedik yönetimi döneminde, Resmo’daki ve diğer yerleşim merkezlerindeki Yahudi nüfusu hakkında herhangi bir bilgi mevcut değil. Eldeki tek veri, 1627 tarihli Venedik nüfus sayımı sonuçlarında yer alan, Girit Yahudilerinin toplam nüfusuna ilişkin bilgi: Adanın toplam nüfusu 192.725 iken, Yahudi nüfus 1160’tı.

Venedik Cumhuriyetinin yönetimi altında olan Girit’te yetişmiş pek çok Yahudi bilim insanı mevcuttu. Delmedigo ve Capsali Ailelerinin mensupları örnek verilebilir. Sözgelimi Yosef Solomon Delmedigo, Galileo’nun öğrencisi, Spinoza’nın ise öğretmeni olmuştu. Delmedigo’lar aslen Almanya kökenliydiler. Nitekim ailenin kurucusu olan Judah, 14. yüzyılın sonlarında Almanya’dan Girit’e göç etmişti. Aile soyadı, uzun yıllar kayıtlarda Aşkenaz olarak yer almış; bir süre sonra, İtalyanca kökenli bir soyadı olan Delmedigo ile değiştirilmişti. Muhtemelen ya Venedik yönetiminin kuvvetli nüfuzunun ya da adaya gelen İspanya ve Portekiz asıllı göçmenlerle olan kültürel etkileşimin (Sefarad kültürünün etkisi) sonucunda alınmış bilinçli bir değişiklik kararı olmalıydı.

Cemaat Yönetimi

Girit Yahudi Cemaati, ‘Condostablo’ adı verilen bir cemaat lideri tarafından yönetilmekteydi. Cemaatin ileri gelenleri ve zenginleri tarafından seçilen lider, cemaatin her şeyinden sorumluydu. Seçilen lider, bir süre sonra, cemaat mensupları arasından ‘haşbanim’ yani mali müşavirler adı verilen yardımcılarını seçmekteydi. Adı geçen görevlilerin göreve başlayabilmesi, Venedik Cumhuriyeti yönetiminin onayı ön koşuluna bağlıydı.

Gelecek hafta: Venedik yönetimi altında, Yahudilerin diğer gruplarla etkileşimi ve ekonomik etkinlikleri

*Bu makalenin kapsamlı ve ayrıntılı metni, Kuşadası Belediyesi tarafından Şubat 2017 tarihinde yayımlanan ‘Geçmişten Günümüze Girit Tarih-Toplum-Kültür Uluslararası Sempozyum- Bildiriler 16-18 Ekim 2015 Kuşadası’ başlıklı bildiri kitabında yer alıyor.