Akut bel ağrısı hakkında bilmemiz ve yapmamız gerekenler

Bel ağrısı, birçoğumuzun hayatı boyunca en az bir kez yakındığı, 30´lu yaşlardan 60´lı yaşlara kadar doğrusal bir artış gösteren ve günlük yaşamımızı olumsuz etkileyen bir durumdur. Ağrı henüz başlamışken alınacak önlemler, basit hayat tarzı değişiklikleri ve egzersizler ile ağrıyı kontrol altına almak, oluşabilecek ciddi durumları engellemek mümkün olabilir.

Sağlık
8 Haziran 2017 Perşembe

Fzt. Dağhan Pİşkİn

Dr. Fzt. Bülent Özsezİklİ

 

Bel ağrısının altı haftaya kadar devam ettiği durumlar akut, üç aya kadar devam ettiği durumlar subakut, bir yıl ve daha uzun sürdüğünde ise kronik olarak değerlendirilmekte ve ne yazık ki vakaların yüzde 5'i ile 10'unun kronik bel ağrısına dönüşebildiği rapor edilmiştir. Oysaki ağrı henüz başlamışken alınacak önlemler, basit hayat tarzı değişiklikleri ve egzersizler ile ağrıyı kontrol altına almak, oluşabilecek ciddi durumları engellemek çok basit ve mümkün olabilir.

Belimiz hakkında bilmemiz gereken basit anatomi

Bel ağrımızın nedenlerini anlayabilmek ve bel sağlığımızı koruyabilmek için bel anatomimiz hakkında basitçe fikir sahibi olmak önemli. Bildiğimiz gibi kafatasımız ve kuyruk sokumumuz arasında omurgamız uzanır ve 33 omurdan oluşur. Bu omurlardan üstteki 24 tanesi eklemler aracılığı ile birbirine bağlı ve kısmen hareketlidir. Omurların arka kısmındaki boşluk içinden omurilik dediğimiz ve vücudumuzu hareket ettiren tüm sinirlerin köken aldığı önemli yapı geçer. Üst üste olan iki omurun ön kısmındaki gövdeleri arasında ise omurlar arası disk bulunur. Uzun bir kordon şeklinde olan ve vücudumuzun temel iskeletini oluşturan omurgamızı birçok kas grubu ve bağ destekler. Omurgamız dümdüz olmak yerine anatomimiz ve hareketlerimiz ile uyumlu bazı doğal eğriliklere sahiptir. Örneğin; boyun ve bel bölgemizde omurgamız içe doğru kavislenirken, sırt bölgemizde dışbükey bir hal alır.

Omurgamızı destekleyen kasların güçsüzlüğü, gerginliği veya zorlanması, doğal eğriliklerdeki artmalar veya azalmalar ve bunların sonucu olarak omurlarımızın diziliminin ve sağlıklı hareketinin bozulması yaşadığımız bel ağrısının en sık ve başlıca nedenleridir.

Neden en çok belimiz? 

Omurga böylesine uzun bir yapıyken, niçin bize bu kadar sık ve kolaylıkla ihanet eden bel bölgesidir? Buna verilebilecek en basit cevap; vücudumuzun alt ve üst olmak üzere iki ana bölümü olması ve belimizin bu iki bölüm arasındaki en büyük menteşe olmasıdır. Hemen hemen tüm canlıların aksine, insan yerçekimine karşı evrimini tamamlamış ve iki ayak üzerinde dik durabilmiştir. Fakat bu önemli fonksiyonda bele büyük bir ‘yük’ biner: Vücudun üst bölümünü alt bölüm üzerinde dik tutmak!

Anne karnında genetik olarak tamamlanmış dik durabilme becerimiz, doğumumuzdan sonra da cenin pozisyonumuzu yerçekimine karşı değiştirerek fiziksel olarak tamamlanmaya başlar. Ayakta durup yürüyebildiğimizde birçok kas grubumuz omurgamızı dik tutabilmekteyken, bir yandan da yerçekimi, duruşumuzu cenin pozisyonuna çekmeye devam eder. Güçsüz kaslar omurgamızı yeterince destekleyemediğinde, omurgamızdaki eğrilikler ve düzgün hareket yeteneği zamanla bozularak omurlar arasındaki ve etrafındaki anatomik yapılar zarar görmeye başlar. Eğilmek, yerden bir şey almak ve kaldırmak, taşımak, oturmak, yatmak ve kalkmak, uzanmak gibi aktiviteler momentum kuralı çerçevesinde bel bölgemize hayli yük aktarır. Bu yük altında bel kaslarımız omurlarımızı sıkıca sabitleyerek fazla dönme, birbiri üzerinde eğilme, sıkışma gibi hareketlerini önler. Bel bölgesinde ve komşu anatomik bölgelerde ise bazı yumuşak dokular esneyerek hatalı yük taşınmaması için belli eklem hareketlerine izin verir. Yeterli kas aktivitesi olmadığında, esnemesi gereken yapılar yeterince esneyip doğal harekete izin vermediğinde omurlar üzerinde oluşan itme ve çekme kuvvetleri omur ve omurlar etrafındaki yapıları zorlayarak zarar verir. İki omur arasındaki disk dediğimiz yapıların sıkışıp dışarı doğru bazı taşmalar göstermesi, maalesef birçoğumuzun hayatımızda en az bir defa ‘fıtık’ sözcüğünü telaffuz etmesine neden olur. Ancak unutmamak gerekir ki her bel ağrısı fıtık değildir. Bazen fazla zorlanmış bir bağ, bazen hareket edip dönmesi gerektiği pozisyona dönememiş bir omur, hatalı bir oturma şekli ile fazlaca gerilip kendini ‘spazm’ ile korumaya almış bir kas grubu mekanik bel ağrımızın nedenleri arasında olabilir.

Akut bir bel ağrısında ne yapılmalıdır?

Öncelikle profesyonel bir değerlendirme ile ağrı sebebini doğru bir şekilde tayin etmek önemli. Özellikle diskopatilerde görebildiğimiz bazı ödemli tablolar bir süre için mutlak istirahat gerektirir. Bu süre içinde ağrı ve ödeme yönelik ilaçlar reçete edilebilir ve yine bu yakınmalara yönelik birtakım fizik tedavi ajanları ile tedavi yapılabilir. Bir engel olmadığı sürece bazı manuel yaklaşımlarla bel bölgesindeki yapıların rahatlatılması mümkün. Yakınmalara dair uygulanan bu terapiler ile kısa sürede rahatlama sağlanır.

Ve en önemli reçete kalemi egzersiz…

Ancak unutmamak gerekir ki; egzersiz bel ağrısının uzun vadeli olarak giderilmesi ve bel sağlığının korunmasındaki en önemli kısmı. Belimizin sağlıklı hareketi ancak yeterli esneklik ve güç ile sağlanabilir. Ancak her egzersiz herkese uygun olmamakta hatta yanlış verilen egzersizler görülen patolojiyi arttırabilmekte. O yüzden uygun zamanda, mutlaka bir sağlık profesyoneli eşliğinde uygun tedavi ve kişiye özel programlanmış egzersiz programı çizilip, doğru bel kullanımı eğitimi de verilmeli.

Bizler ayakta durduğumuz sürece yerçekimi işlemeye devam edecektir...

Sağlıklı günler...

 

Sorularınızı [email protected] e posta adresine, 05416387300 WhatsApp numarasına iletebilir ya da (0212) 2744462 numaralı telefonu arayabilirsiniz.