Baharın ilk kitapları

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
31 Mayıs 2017 Çarşamba

Yeni bir ayın başında kitap fırınından taze çıkmış ekmeklerin kokusu henüz burnumuzdayken onların tadına bakmak kadar keyifli bir iş daha olmasa gerek… Bu günlerde benim yaptığım da bu tam olarak. Çok güzel ve keyifli, bizi bize döndüren, hayata baktıran, onun üstünde düşündüren kitaplar var yeni çıkan… Okuyun onları, üstelik bahar da en azından ismen gelmişken…

Ertelemeye son ver!

Böyle kitaplara karşı önyargılıydım zamanında. Hayatın bazı inceliklerinin kitaplardan öğrenilmeyeceğini savunurdum. Ama sonra bu tür kitapları okumaya başladığımda birilerinin çıkıp bizim yerimize bazı doğruları keşfettiğini, sonra da cömertçe bunları bizimle paylaşmayı seçtiğini gördüm. Bu, büyük bir işti. Basit gibi görünen ayrıntılar, aslında bizim kaçmayı tercih ettiğimiz zayıflıklarımızdı. İşte o zayıflıklardan biri de zamanı doğru kullanmama, işleri bilinçsiz olarak erteleme ve bunu hayatı planlama zannetme. Çünkü ertelerken sadece planları değil, kendimizi de erteliyoruz ve kendimizle ilgili ne varsa onları da… Cenk Kahvecioğlu; ‘Sonra Değil, Şimdi’ adlı kitabında bize hayatı zamanında yaşamanın formüllerini anlatıyor. Bunun da düşünerek değil harekete geçerek başarılabileceğini örnekle anlatıyor. Ve şahane bir saptamada bulunuyor: “Kendine değer vermek, harekete geçmekle başlar.”

Bu doğru yolculukta neler yapabileceğimizi, bizi hiç sıkmadan, örnekleri çok karmaşık hale getirmeden bize sunuyor. Kitapta psikolojik terimler yerine herkesin anlayabileceği açıklamalara yer vermiş yazar, son derece basit ama bir o kadar da keyifli bir anlatımla bize hayatımızı zamanın içine doğru bir biçimde yerleştirmeyi öğretiyor.

Aşkta denge var mıdır?

Aslı kim biliyor musunuz? Aslı sizden biri, bizden biri, belki de biziz Aslı… Aşkı yaşamayı, onun her türlü inceliğini anlamayı, heyecanında titremeyi, sıcağında kavrulmayı büyük bir gönüllülükle yaşamak isteyen adı bilinmeyen bütün kadınlar o…

“Benim susuzluklarım, ıssızlıklarım, neşeli kalabalıklarım, unutulmaz anlarım, saklı mucizelerim, savrulduğum fırtınalarım var.

Benim doymuşluğum, görmüşlüğüm, şaşırmışlığım, sınanmışlığım, hatta yaşamışlığım var” diyerek anlatacaklarının ipucunu daha ilk sayfada veriyor bize.

Her kadının aşkla ilgili söyleyecek sözü vardır. Biriktirdiği tecrübeleri, onlardan kendisine çıkardığı payları, ders almışlıkları, hiçbir şey öğrenmemiş tarafları…

Bazen kadınlar, kendi yaşanmışlıklarıyla başkalarına daha kolay yol gösterebiliyorlar. Birbirlerinin dilinden konuşmasalar da kolay anlayabildikleri için… Duygu Özlem Yücel,Dengesiz Bir Aşkın Anatomisi’nde, bize romanında aşkla ilgili ne varsa anlatmış. Aşk hakkında fikri olan, olmaya herkese mutlaka bir şey ifade edecektir.

Onları tanıyor musunuz?

Kimi politikacı, kimi tiyatrocu, kimi müzisyen, kimi spiker… Yetmişlerde doğup ilk gençliklerini seksenlerde yaşayanlar başta olmak üzere onlardan büyüklere de hitap eden bir kitap ‘Tanıdıklarım’

Nasıl sıcak, nasıl güzel, nasıl sahici… Müjdat Gezen, tiyatro ve sinema sanatçılığının yanında ne kadar başarılı bir yazar olduğunu da bizlere bu kitabıyla gösteriyor.

Seksenlerin sonunda ve doksanlarda neredeyse prototip olmuş isimler var kitapta. Süleyman Demirel’den Müzeyyen Senar’a, Kandemir Konduk’tan Türker İnanoğlu’na, Savaş Dinçel’den Halit Kıvanç’a ve Atatürk’e kadar sıralanan yirmi beş kişinin Müjdat Gezen’in ruhunda ve zihninde bıraktığı etkiler, hatıralar ve yaşanmışlıklar var kitapta. O kadar renkli, o kadar samimi ve hakiki ki…Sizi alıp çocukluğunuza, en sağlam dününüze götürüyor. Türk insanın ne kadar büyük değerler yetiştirdiğini bir kez daha düşünüyorsunuz.