BAMİDBAR - Tora’yı almaya hazırlanmak

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
24 Mayıs 2017 Çarşamba

Bamidbar kitabının ilk peraşası olan Bemidbar Sinay, Behukotay peraşasının hemen ardından gelir. Rav Hayim Palaçi bu gelişin bir tesadüf olmadığını aslında Bemidbar Sinay peraşasının aslında Tora’nın alınışının bir başka göstergesi olduğunu açıklar. Behukotay peraşasında yer alan berahalarda bizlere vaat edilen aslında bu dünya için gereksinimlerimizin karşılanacağıdır. Hâlbuki bu haftaki peraşada aslen ruhani anlamda Tanrı’nın bizleri Kendisine yaklaştırdığını ve bu sebeple de bir kez daha saydığını ifade etmektedir. Genellikle bu peraşanın Şabat Kala gibi Tora’nın alınmasının arifesinde okunması ise Bene Yisrael’in bu sayımla ruhani anlamda daha da yüceltildiğini ifade eder. 

Prof. Nehama Leibowitz ise bu sayımın diğer sayımlardan olan farkının tarih ve yer betimlemesinin yapılması olduğunu not eder. Midraş Tanhuma bununla ilgili olarak bir öykü anlatmakta ve Tanrı’nın bizlere vermiş olduğu önemi anlatmaktadır.

Sayısının kendisi tarafından bile bilinmediği kadar çok bir varlığa sahip olan bir iş adamı yaşamında sıkıntılı anlar geçirmektedir. Yapmış olduğu iki evlilik de hüsran ile sonuçlanmış her iki eşi de onun için yaşamı çekilmez hale sokmuşlardır. Onlardan ayrılma isteği o kadar ileri plana çıkmıştır ki adam bu iki eşi ile yaptığı evliliklerinin tarihini bile hatırlamak istemez. Derken günün birinde bir arkadaşı ona son derece eğitimli ve görgülü bir kişiyi tanıştırır. Ayrıldığı diğer iki eşinin aksine bu kız tam bir hanımefendi olabilecek özelliklere ve eğitime sahiptir. Bir süre sonra adam bu kızla evlenmeye karar verir ve son derece mutlu bir yaşam sürdüğü bu evliliğinin tarihini her zaman hatırlar.

Benzer bir şekilde Tanrı iki nesle yaklaşmak istemesine rağmen bu iki nesil de O’nu hayal kırıklığına uğratmışlardır. Mabul nesli sonunda yok edilmiş bundan ders almayarak saçma hareketlere girişen Dağılma nesli de insanlık için tam bir başarısızlık örneği sergilemişlerdir. Ancak bunların hemen ardından gelen ve dünyanın kuruluşunun 1948. yılında doğan Avraam gelecek için büyük umutların temelini atmıştır. Tanrı yakınlaşmak ve Tora’yı vermek istediği neslin diğer iki nesilden son derece farklı olduğunu görür. Bu nesil Avraam, Yitshak ve Yaakov’un çocuklarıdır. Onlar Tanrı’nın istediğini mutlaka yapacaklardır. O halde ketubada nasıl evliliğin kesin tarihi ve yeri belirtilmişse bu peraşanın başında Bene Yisrael’in Tanrı’ya daha da yakın durdukları tarih ve yer açıkça belirtilmiştir. Bu hareket Tanrı’nın bizi bizim de Tanrı’yı seçtiğimizin bir göstergesidir.

Tseror Amor adlı kaynak burada sorulması gereken soruyu açıkça sorar. Bu antlaşmanın yapıldığı tarih 2449 yılının İyar ayıdır. Yani Tora’nın alınışının üzerinden yaklaşık on bir ay geçmiştir. Eğer bir ketubadan söz ediyorsak orada yazılması gereken tarih Tora’nın alınışı olan 6 Sivan 2448 olmalıdır. Tarih gecikmesinin sebebinin izahı nasıl yapılabilir?

Bu haklı sorunun cevabı da aslında açıktır. Mısır esaretinden çıkışın amacı Sinay Dağında Tora’nın alınmasıdır ve bu zaten gerçekleşmiştir. Şimdi Bene Yisrael kendilerini farklı bir seviyeye çıkarmak üzeredirler. Bu seviye belli kampların, belli bayrakların, belli bir düzenin olacağı, meleklerin ve Tanrı’nın bizzat eşlik edeceği bir düzene geçiştir. Şehina’nın Mişkan ile merkezde bulunacağı dört yönde üçer kabilelik dört kampın olacağı ve her kampın bir meleğin nezaretinde olacağı bir düzene geçilmek üzeredir.

Tora sadece bir tarih kitabı olarak değerlendirilemez. Tora sözcüğünün anlamı ‘öğretmek’ ve ‘rehberlik etmek’ olarak bilinir. Tora’da mitsvalar yer alır. Bunlardan bazıları ‘yap’ bazıları da ‘yapma’ diyen emirlerdir. Ancak uygulama alanları pratikte olmayan mitsvalar bile öğrenilmelidir. Çünkü Tora devamlı olarak öğrenmek ve öğretmektir. Bamidbar kitabının bütününde belki yolculuklar, tarihsel olaylar, isyanlar işlenmiş olabilir. Bütün bu işlenen konular Vayikra Raba 13/3’te yazılı görüşe göre davranışlarımızı daha yukarılara taşımak ve onları düzeltmek için bir rehber niteliği taşımaktadır.

Pesah Bayramı’nı takiben ilk Şabat gününde Pirke Avot okumaya başlarız. Şavuot öncesi Şabat Kala’da ise altıncı bölümü okuruz. Bu bölüm ‘kinyan ha Tora’ olarak adlandırılır ve Tanaimlerin bu masehete yaptıkları bir ek niteliğindedir. Bu bölümde Tora öğrenenlerin ve hayatlarını buna göre düzenleyenlerin kazanımları da anlatılır.

Altıncı bölüm Rabi Meir’in bir Mişna’sı ile başlar: “Rabi Meir şöyle der: Her kim ki Tora’yı ‘lişma’ sadece Tora’nın onuru için öğrenecek olursa birçok şeye layık olur. O arkadaş ve sevgili olarak çağırılır.  Tanrı’yı sever, insanları da sever. Tanrı’yı memnun eder, insanları da memnun eder.”

Kendini tümü ile Tora öğrenimine veren insan bir gün Gaon olabilir. Ancak neden Rabi Meir kendisine ‘sevgili’ ve ‘arkadaş’ terimlerini yakıştırmıştır. Rabi Meir burada temel bir tezden de söz etmektedir. Kişinin Tora öğrenimi ve buna göre yaşamını yönlendirmesi onu sadece bilgili yapmaz, karakterine de önemli yansımalar getirir. Kişi kendini davranış bakımından eğitirken bir anlamda rafine olur ve saflaşır. Kişi insanlara yakın bir arkadaş ve herkes tarafından sevilen biri olur. Baal Şem Tov bir kişinin insanları sevmesi halinde bu davranışın onu Tanrı’yı sevmek konusunda doğru yönlendireceğini ifade eder ki bu ifade Rabi Meir’in “Tanrı’yı sever, insanları da sever” tümcesi ile örtüşmektedir.

Şavuot Bayramı öncesinde kendimizi bir kez daha Tora’yı almaya hazırlarken karakterlerimizi saflaştırmak, insanları sevmek ve onlara yakın olmak için çaba gösterelim. Gerçek bir arkadaş ve sevilen bir insan olmaya özen gösterelim. Bu çabamız bizleri ebedi bir sevgi olan Tanrı sevgisine daha çok yaklaştıracaktır.

HAG SAMEAH.