Dilberler’den Konak Sineması’na

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
5 Nisan 2017 Çarşamba

Zaten var olmayan yön kavramım giderek büyüyen şehir ve içinde kasaba boyutunda siteler günümü pek de kolaylaştırmıyor. Araba kullanmadığım için ‘Yandeks’ gibi kişiyi düzlüğe çıkartan yardımcılar da işime yaramıyor. Pazar gecesi katıldığım bir düğünde yaşlı bir çiftle ayaküstü sohbet ettik.

Nadir de olsa hâlâ var olan, nereye gitse yüzünde mutluluk beliren insanlardı. Gecenin incisi, ‘Zaman sana uymuyorsa, sen zamana uyacaksın’ sözleri oldu. Bir anda bütün boşluklar yerine oturdu.

Fi tarihte kısıtlı yaşam alanımızda, kaybolmak denen bir mevhum olmazdı. Mesela, ‘Dilberler’den sağa sap, Konak Sinemasına doğru git, sağdaki üçüncü ev…’ En çok uzaklaştığımız yer ise Kapalıçarşı’ydı. Nuruosmaniye Kapısından girer, gümüşçülere doğru ilerler. ‘Süren’ ve ‘Melda’yı görünce rahatlardık. Yolumuzu kaybetsek bile söz konusu baba dostu dükkân sahipleri yanımıza bir çırak verir, gerekli yere götürürdü. Artık onlar da yok. Adresi hangi dükkâna göre anlatacağız? Olay zamana uymaksa, çevremde gördüğüm gençler gümüşe pek meraklı değiller. Neyse ki, Nuruosmaniye Kapısı hâlâ yerinde duruyor. Hâlâ da oradan girip çıkıyorum.

***

Geçtiğimiz hafta Şalom, yazıları ve Pesah dolayısıyla verilen ilanlar sayesinde dolu doluydu. Tam 34 sayfaydı, adeta bir ‘Le Monde’. Metin Bonfil’in ‘Çikın or Pasta’ makalesini, Joelle Pinto’nun ‘Pinokyo dünyası’nı ve Rıfat Karaköy’ün Rüştü Reçber’le yaptığı olağanüstü söyleşiyi henüz okuyamadınızsa, sakın atlamayın.

***

Kredi kartı ekstrelerinde sayfanın ortalarında daire şeklinde bir grafik yer alır. Harcama oranlarının hangi sektörde kullanıldığını belirtir. Yüzde 20 gezi, yüzde 30 yiyecek gibi…

Gazetemizin son sayısında alınan reklamları dikkatle inceledim. Oranlarıyla kesin bir grafik çizemeyeceğim. Ancak toplum bireylerinin sırasıyla balıkçılar, konut, sigorta, sağlık, gıda, eğlence sektörlerinde harcama yaptıkları görülüyor.

***

Sinagoga bir düğün için gitmiş olmak beni o denli sevindiriyor ki anlatamam.

Tersi durumunda içimde bir yumru gitmek bilmiyor. Oysa pazar günü evlenen gelin Roys’un rahmetli büyükbabası Albert Kazez, bir gün şöyle demişti, ‘Bar Mitsva veya düğüne gitmeyebilirsin, telafisi vardır. Ama cenazeyi kaçırmayacaksın, o son görevdir.

Neve Şalom’da Roys ve İlker’i tevada gördüğümde bu sözler yankılandı içimde. Az sonra basamakları çıkan büyükbaba Av. Yuda Reyna’nın heyecanla karışık mutluluğu töreni daha da anlamlı kıldı.

Roys ve İlker yüreğiniz gülüşünüz kadar sıcak olsun, gerisi gökteki yıldızlardır.