İdeal kadının nasıl olması gerektiğini anlatan yazılarla, resimlerle, yayınlarla yıllardır karşılaşıyoruz. Son zamanlarda bir ünlünün “Neden bu kadar kilo verdiği” sorusuna cevaben “Kendimi yüzde 49 kadın hissediyordum” cevabını vermesi oldukça dürüst ve aslında bir o kadar da acı.
Ceren Polat / Rusya
Biz kadınlar eşsiz değerliyiz, her halimizle güzeliz, doğuyor doğuruyor, kendi canımızla besliyor, büyütüyor ve seviyoruz.
Geçenler de Instagram’da bir paylaşım gördüm. “Kardashianlar dünyasında Diana olmak istiyorum” diye, tamamıyla fake (sahte) vücut biçiminden ise olduğu gibi olmak ve bununla övünebilmek...
Rusya’da Kadınlar Günü’ne yaklaşım, ilgi, alaka muazzam denebilecek düzeyde. 1 Mart’ta baharın gelişi kutlanıyor, her yerde kar olmasına kimse aldırış etmiyor… Bahar geldi çünkü; gelecek yani, umarız… 2 Mart itibariyle herkes Kadınlar Günü moduna hazır. Erkekler kadınların bayramını şimdiden kutlamaya başlıyor; markette, metroda, otobüs durağında herkes sizin Kadınlar Günü’nüzü kutluyor. Sadece erkekler kadınların değil, kadınlar da birbirlerinin gününü kutluyor ki en önemlisi de bu. Kendi değerimizin farkında olmak, kadın olmaktan gurur duymak... Neyse konuya döneyim.
8 Mart resmi tatil. 7 Mart’ta başlıyor herkes birbirine hediye vermeye; özellikle iş yerlerinde ofisler süsleniyor, kadın çalışanların masalarına karanfil, gül, çikolata bırakılıyor… Aslında denen şu, “iyi ki kadınsın…” Türkiye’de ise sürekli üstü kapalı geçen, unutulmaya zorlanan sıradan bir gün olarak görülüyor. Türkiye’de kadın olma zorluğunu düşününce tam tersi olması gerektiği halde...
Bir de şu en sevmediğim kadın-kız ayrımı. Bir takım insanların kadınları tavuk gibi gruplandırdığı, ‘Kadın mısın da Kadınlar Günü’nü kutlayayım? Sen bir kızsın zihniyeti.’ Ama bundan daha da fenası bazı kadınların da kendilerini bu gruplandırmaya sokmaları.
Biz hepimiz kadınız, üç yaşından yüz üç yaşına kadar, çevrenizdekilerin, ailenizin sizi kategorize etmesine izin vermeyin...
İyi ki kadınız... Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun!
