Ekonomi ve piyasa yazmanın zorluğu

Günümüz dünyasında birçok nedenden dolayı para, ekonomi, piyasa, finans hakkında yazı yazmak bir analist, bir yazar için çok zordur. Zor olması sadece edebiyata hâkim olma zorunluluğu, yazım kuralları, noktalama, cümle düşüklüğü bilgisi veya genel kültür gereksiniminden değil birçok veriyi kısa, öz, anlaşılabilir halde yazma gereksiniminden doğar. Peki, parayı ve yönetimini ilgilendiren yazı yazmanın zorlukları nelerdir? Haliyle İstanbul Ekolü ilklerin okulu, muhtemelen ilk defa parayla ilgili böyle bir yazı, haber yapılıyor, bu meyanda sürçü lisan ettiysek, unuttuğumuz olduysa affola.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
22 Şubat 2017 Çarşamba

Para insanlık tarihi boyunca önemli olmuştur. Paranın yönetimi ise her bireyin derdi ve gündemi. Paranın olması ve olmaması ayrı bir derttir. Paranın yeterli olması kavramı ise çok muğlak bir kavramdır. Genelde kimseye yetmez. Çünkü insan arzu ve ihtiyaçlarının sınırı yoktur. İktisat bilimi ise bu yüzden vardır. Kıt kaynakların optimum dağıtılabilmesi için.

Günümüz dünyasında ise birçok nedenden dolayı para, ekonomi, piyasa, finans hakkında yazı yazmak bir analist, bir yazar için çok zordur. Zor olması sadece edebiyata hâkim olma zorunluluğu, yazım kuralları, noktalama, cümle düşüklüğü bilgisi veya genel kültür gereksiniminden değil birçok veriyi kısa, öz, anlaşılabilir halde yazma gereksiniminden doğar. Peki, parayı ve yönetimini ilgilendiren yazı yazmanın zorlukları nelerdir?

Öncelikle yazarın temel ekonomik kuramlar, piyasalar, finansal ürünler, kurumlar ve finansal yönetim hakkında genel ve çoğu kez detay bilgisi olması gerekir. Yabancı lisan(lar) bilmek şart olmasa da çok önemli bir artı değerdir. Haliyle FED’in FOMC tutanaklarını okumak, FT, WSJ, Bloomberg, Reuters sayfalarını karıştırmak gerekir. Akademik olmasa da birçok veriyi ve makaleyi analiz etme becerisi (ve vakti) ister. Bir de konu bulmak var haliyle. İki sene boyunca FED faiz artırır mı diye tartışabilmek kolay değildir. Hele bu tartışmanın frekansı günlükse her gün aynı yemeği bulmak gibidir. Haliyle sorular da beşinci maddedeki gibi hep aynıdır. Yaratıcılık zordur.

 

 1- Paranın temel kuramlarına hâkim olmayı gerektirir. Şöyle örneklersek, beyni ve çalışma (sinir) sistemini anlatmadan beyin ameliyatını anlatmak, para ve faiz kuramlarını anlatmadan Merkez Bankası bilanço analizi ve para politikasını anlatmaya benzer. Bu konuyu bankaların eğitim departmanlarına anlatmakta dahi zorlandığım anlar olmuştur süre nedeni ile. Bir de bunları ufacık haberlere, köşe yazılarına sığdırmaya çalıştığınızı düşünün.

2- Para birçok başlıkla alakalıdır. Ekonomi, finansal hizmetler, finansal yönetim, finansal matematik, finansal piyasalar, finansal kurumlar, risk yönetimi, istatistik, ekonometri, vb. Örneğin finansal hizmetleri alalım. Bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, factoring, leasing, tüketici finansmanı, ödeme sistemleri ve elektronik para, melek yatırımcılık, girişim sermayesi, portföy yönetimi, aracı kurum, forex şirketleri, kitlesel fonlama, vb. gibi birçok finansal aracılık türü vardır. Bunların alt başlıklarına girersek sayfamız yetmez, tanımlarına ve işleyişine girersek lisans diploması vermemiz gerekir. Yazar haliyle bütün bunları 500 ila 1000 kelime arasında ifade etmek zorundadır.

 3- Tehlikeli konudur para. Yazılarda ister istemez insanlar kendince bir sonuç çıkarır ve kararlarını şekillendirir. Bu nedenle yorum, analiz, yatırım önerisi yapmak Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşundan alınacak Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 3 Lisansı ile mümkün olabilmektedir. Bu nedenle yazılarımızda hep bir uyarı notu bulundururuz özetle bu bir yatırım önerisi değildir diye. Zaten gazete, dergi de bir aracı kurum veya portföy yönetim şirketi değildir.

4-  Yazar yatırım önerisi yapmasa dahi okuyucu çok basit bir sorunun cevabını arar. Paramı nereye yatırayım? Altın mı, faiz mi, borsa mı, döviz mi, gayrimenkul mü? İki günlük finansal eğitimlerin en son kapanış sorusudur bu. Yani, okuyucu boş ver kuramları, analizleri bana bir sonuç söyle demektedir. Ki bunu bir önceki maddede cevapladık.

5- Finansal okuryazarlık önemlidir. Yazar ne kadar sade anlatmaya çalışırsa çalışsın ekonomik ve finansal terimlerden kaçamaz. Her yazıya ekonomi sözlüğü de eklenemeyeceği için okuyucunun bazı kavramlara hâkim olduğu varsayımı yapılmak zorundadır. Ayrıca sebep sonuç ve iki farklı başlık arasındaki ilişkiyi yazıda bir bütün ve kronolojik sıra ile anlatma zorluğu çoğu kez okuyucuya ne dedi şimdi bu yazı diye sordurur. Dizgiye, ‘mise en page’a yetişme telaşı, zorluğu arasında çıkar bazen o yazılar.

6- Matematik, ekonomi, finans; her ne kadar para herkes için kritikse bile birçok kişiye konu olarak sevimli gelmez. Karışık veya zor algısı vardır çoğu kez (ki o kadar değildir). Yazı bu nedenle çoğu kez maça 1-0 yenik başlar. Biraz sevimli göstermek ve ilgi çekmek adına sanat, spor, sinema ve müzik, ilginç cümleler ile yazılar renklendirilmeye çalışılır.

7- Ekonomi bilimi Fransızca’da éco-politique diye tanımlanır. Haliyle piyasa kendi dinamiklerini belirler, ama gizli el ama açık el kamudur ekonomiye yön ve şekil veren. Her şeyden önce düzenleyici ve kontrol eden sıfatı ile. Dolayısı ile kamuyu yönlendiren ve yöneten de o andaki mevcut siyasi otoritedir. Bu nedenle ekonomi ve siyaset ayrılmaz bir ikilidir. Haliyle ister istemez ekonomi ve piyasa konulu yazıların mutlu veya mutsuz edebileceği bir kesim doğabilmektedir. Yazar kast etmezse dahi olumlu bir konuyu destekleme veya gelişmesi gereken bir yönü kaleme alma durumu yazarı bir anda iktidara veya muhalefete taşıyabilmektedir ki yazarın böyle bir niyeti hiç yokken (bile) bu oluşabilir. Kaldı ki, iyi bir ekonomi piyasa yazarı zaten görüşünden bağımsız olarak yazmalıdır. Keza bir ekonomi piyasa köşe veya haber yazarı yazılarını kendine de yazmamalıdır. Yazacaksa da kendi bloğunda yazmalıdır.

8- Haftalık bir gazetede veya dergide yazmak ise daha da zordur. Yazar yazısını dizgi ve baskı için önceden teslim etmek durumundadır. Gazete veya dergi çıktığında ise yazının konusu çoktan rafa kalkmış veya 180 derece tersi bir durum gerçekleşmiş olabilir. Haliyle günümüzdeki volatil piyasalarda daha yazıyı yazarken gündem değişebiliyor. Örneğin, FED bu çarşamba Türkiye saati ile 21.00’de faiz kararını açıklayacak bu kurlar üzerinde bir hareket doğuracak diye pazartesi günü yazıyı teslim ettiğinizde çarşamba akşamı bir anda Euro/Dolar paritesinde ters yönlü bir hareket oluşabilir (ki oldu) ve yazı talihsiz bir şekilde junk (çöp) seviyesine inebilir. Düzeltmek içinse bir hafta beklediğinizde hem yer az hem gündem değişmiş, yazar golü yediği ile kalacaktır.

9- Buradan hareketle, yazar ve yazılar birbirleri ile çelişmemelidir. Yani, Merkez Bankası faizleri arttırmamalı görüşü beyan edilen bir yazıdan üç hafta sonra geç bile kaldı diye bir yazı olmaz. Tabii, bu durum piyasanın dinamikleri ile ters orantılıdır. O gün piyasa onu gerektirirken bugün bunu gerçekten gerektiriyor da olabilir. Bu ise yukarıdaki 8 ve 9 nolu maddeler ile bir çelişkidir. Bugün doğru olan bir piyasa kararı yarın günün gereklerine göre revizyon isteyebilir. Likidite adı üstünden akışkan. Para hızla hareket ederken yazarın bir konuda veya fikirde sabit kalması demek teknik tabir ile açık pozisyon taşıması anlamına gelir. Belki de ekonomi piyasa yazılarının bazen karışık olması da bu yüzdendir. Yazar gol yememek için yazıyı orta sahada çevirmekte ya da topu taca atmaktadır. Piyasalar Trump ve Brexit ile golü yemiş, yazarınki gayet normal.

Yazıyı gözden geçirince insan bir anda yahu ekonomiyi, bilançoyu yönetmek daha kolay, neymiş bu ekonomi piyasa yazarlığı hissine kapılıyor. Merak edenler için Ekonomi Muhabirleri ve Gazetecileri Derneklerinin tüzüklerine hızlıca bir göz atmayı önerebiliriz. Ekonomi ve piyasa yazısı yazmak belki uzaya roket göndermek kadar karışık değil ama her şey Ceteris Paribus iken bile Mutatis Mutandis durumları var, Türkçesi volatil özetle.