Sinemaseverlerin yeni tercihi Amazon ve Netflix

Kısa sürede önemli sayıdaki sinema ve televizyon izleyicilerinin tercihi haline gelen Netflix ve Amazon, büyük ve köklü film şirketlerinin ömrünü doldurduğunun habercisi mi?

Sanat
8 Şubat 2017 Çarşamba

Ali Abaday

Sundance Film Festivali bittiği zaman Amazon ve Netflix yine herkesin dilindeydi. Çok da uzun olmayan bir süre içinde özgün içeriklerini üretmeye ve bağımsız yapımların dağıtımını üstlenmeye başlayan iki şirket sinema sektörünün bilinen büyük markalarının artık korkulu rüyası.

Geçen sene Amazon’un çoğu şirketin peşinde olduğu, Kenneth Lonergan’ın yönettiği ‘Manchester by the Sea’ filminin dağıtım hakkını Sundance’da ilk gösteriminin ardından 10 milyon dolara alması büyük şaşkınlık yaratmıştı. Amazon gibi Netflix de geçen sene çoğu kişi için sürpriz sayılacak sözleşmeler yapmıştı.

Bu yıl da başta Amazon’un Judd Apatow’un ‘The Big Sick’ filminin dağıtım haklarını 12 milyon dolara alması Sundance’ın en önemli haberi oldu. Netflix ise yine önceliğini belgesellerden yana kullandı.

Amazon ve Netflix’in sinema sektöründeki bu girişimleri ayrıca prodüksiyonlarını üstlendikleri yapımların gördüğü ilgi Paramount, Sony, Universal gibi büyük şirketlerin kısa sürede değişime ayak uydurmazlarsa yok olacaklarının da bir göstergesi olarak düşünülüyor.

Büyük şirketleri korkutan ancak bağımsız hikâye anlatıcılarını, farklı yapımların peşinde olanları mutlu eden bu iki şirketin izledikleri stratejilere bakınca her şeyin 2012 yılında Netflix’in tek bir bölümü dahi izlemeden House of Cards’ı iki sezon sipariş etmesiyle başladığı fark ediliyor.

O döneme kadar sadece DVD kiralayan ve yeni yeni stream hizmeti vermeye başlayan Netflix, dizinin yapımcılarına verdiği özgürlüğün karşılığını Altın Küre ve Emmy ödüllerindeki adaylıklar kadar House of Cards’ı izlemek için abone olan kişilerle de gördü.

Netflix’in her hareketini takip eden Amazon da kendi film ve dizilerini çekme kararı aldı. Amazon Netflix’ten farklı olarak bu yapımları kısa süreliğine önce sinemalarda gösterip sonra internetten yayınlama politikasını seçerken Netflix Amerika’daki gösterimler için önceliğini internete verdi.

Netflix’in Epix ile yaptığı, büyük şirketlerin gişe rekortmeni filmlerinin internette yayınlama haklarını 2015 yılında bırakması da büyük şaşkınlık yaratmıştı. Çoğu kullanıcı için Netflix sinemada kaçırılan filmlerin DVD’sini almadan izleneceğini platformdu. Ne var ki Netflix bu anlaşma için harcadığı parayı kendi ürettiği içeriklere aktarma kararı aldı.

Netflix’in yapımcılığını üstlendiği Cary Joji Fukunaga’nın yönettiği ‘Beast of no Nation’ın aldığı tepkiler, şirketin doğru yolda olduğunu gösterdi.

Bu süreçte Amazon ise Woody Allen gibi ünlü sinemacıların yeni filmlerinin yapımcılığını üstlenirken ayrıca hikâye anlatıcıları için internette bir site açtı. Buraya eklenen fikirlerin çektiği ilgiye göre şirket projelerin beyaz perdeye aktarılıp aktarılmamasına karar veriyor. 

Sonuç olarak yenilikten kaçan, eski film veya dizilerin yeniden çekimlerine güvenen sinema dünyasına karşı çoğu izleyicinin önceliği bu iki şirketin yapımları. Çoğu kanal yöneticisinin tepkilerden çekinerek onay vermediği şiddet ve cinsellik içeren sahnelerin yapımlarda, yeri geldiğinde rahatça kullanılması da abone sayılarındaki artışa yansıdı.

Son dönemde çok da özgün işler üretemeyen, seyircinin neleri izlemek istediği üzerine fazla kafa yormayan büyük Hollywood firmaları yakın zamanda uygun stratejiler geliştirmezlerse cep telefonu pazarında çoğu şirketin yaşadığına benzer bir şekilde kendilerini iflasın içinde bulabileceği tahmin ediliyor.