Web´de dikkat çekenler

Bu çözümsüzlüğün ardında İsrail’in demografik değişimini de incelemek gerek. İsrail eskiden laik çoğunluk ve dindar azınlıktan oluşurdu. Artık nüfus ultra-Ortodokslar, laikler, milliyetçi dindarlar ve Araplar olarak ayrılıyor. Netanyahu’nun kurduğu koalisyonlara baktığımızda dindar ve sağcıları görüyoruz. Yerleşimlerde yaşayanlara baktığımızda yine aynı grup karşımıza çıkıyor. Amerikan Yahudileri ile İsrail arasındaki sorunun kökenine indiğimizde, tüm Yahudiler için kutsal olan Kotel (Ağlama Duvarı) konusunda, liberal Amerikalılar ile, devletin desteğiyle dikte edilen Ortodoks dini kuralların çatışmasıyla karşılaşıyoruz. KAREL VALANSİ – www.t24.com.tr

İzak BARON Diğer
18 Ocak 2017 Çarşamba
  • İSRAİL ESKİDEN LAİK ÇOĞUNLUK VE DİNDAR AZINLIKTAN OLUŞURDU. ARTIK NÜFUS ULTRA-ORTODOKSLAR, LAİKLER, MİLLİYETÇİ DİNDARLAR VE ARAPLAR OLARAK AYRILIYOR

Filistin sorununa geri dönersek, Netanyahu iki devletli çözümü desteklediğini söyleyip doğrudan görüşmelere bel bağladığına göre İsrailli diğer liderler bu konuda nasıl düşünüyor derseniz, Naftali Bennett’e göre Filistinliler zaten bir devlete sahip; Gazze ve orada neler yaptıkları belli. Şu anki kamuoyu yoklamalarına göre bir sonraki başbakan seçilmesi muhtemel Yair Lapid’e göre ise iki devletli çözüm olabilecek tek çözüm ve eğer iki devletli çözüme ulaşılamazsa İsrail Devleti’nin Yahudi devleti olarak özelliği kaybolur. Oslo’dan beri düzenlenen görüşmelerden hiç bir sonuç çıkmadığına göre bu konuda yeni bir yaklaşım benimsenmeli diyen Lapid, konu ile ilgili Türkiye’nin de katılacağı bölgesel bir konferans düzenlenmesi gerektiğini düşünüyor.

Bu çözümsüzlüğün ardında İsrail’in demografik değişimini de incelemek gerek. İsrail eskiden laik çoğunluk ve dindar azınlıktan oluşurdu. Artık nüfus ultra-Ortodokslar, laikler, milliyetçi dindarlar ve Araplar olarak ayrılıyor. Netanyahu’nun kurduğu koalisyonlara baktığımızda dindar ve sağcıları görüyoruz. Yerleşimlerde yaşayanlara baktığımızda yine aynı grup karşımıza çıkıyor. Amerikan Yahudileri ile İsrail arasındaki sorunun kökenine indiğimizde, tüm Yahudiler için kutsal olan Kotel (Ağlama Duvarı) konusunda, liberal Amerikalılar ile, devletin desteğiyle dikte edilen Ortodoks dini kuralların çatışmasıyla karşılaşıyoruz.

İsrail gittikçe sağa kayarken, Filistinliler bölünmüş, terör saldırıları sürerken, bölge ülkeleri kendi hayati dertlerine dalmış, kimse gerçek anlamda barışı sağlamak için uğraşmak istemediğinde, barışa olan inanç her geçen gün görerek kanıksadığımız şiddet ve kötülükle gölgelendiğinde, bu konuda o cesur adımların atılacağını beklemek gerçekten çok zor.

Karel Valansi

http://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/2017de-israil-filistin-barisi-mumkun-mu,16332

 

  • OBAMA’NIN 8 YILLIK BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE SERİN HATTA ZAMAN ZAMAN SOĞUK İLİŞKİLERİN YENİDEN ESKİ “NORMALLERE” DÖNECEĞİ BEKLENTİLERİ VAR.

Damat ve babası için de -ilginç bulacağınızı düşündüğüm- birkaç satır.

Damat ve babası “Ortodoks” diye adlandırılan çok katı Yahudi.

Baba, İsrail’e yardım için milyarlar akıtmış.

Babanın bir diğer özelliği de “Demokrat Partili” oluşu.

Demokrat Parti başkan adaylarına da her seçimde ciddi para desteklerinde bulunuyor. Ve bunu -onaylarını almadan hatta haber bile vermeden- ailesinin fertleri adına da yapmış. Aile başsavcılıktan resmi görevliler gelip sorular sorduğunda -kendilerinden habersiz Demokrat Parti adayına yapılan bağışlardan- haberdar olmuş.

Hatta... Kızının kocası öfkelenmiş, “Ne hakla benden habersiz benim adıma bağış yaparsın” diye dava açmış. Yani... Cumhuriyetçi Parti’den başkan seçilen Trump’ın “dünürü” böyle bir Demokrat Partili... Dünür ve aile hakkında bu soruşturmayı açan başsavcı ise Trump’ın seçim kampanyası boyunca hep yanı başında.

Hem de soruşturmanın bir diğer muhatabı olan Trump’ın damadıyla aynı ekipte.

İyi mi?

Başsavcı Trump’ın bakanları arasında yer almayı ya da çok üst düzey bir görev bekliyormuş. Ama galiba hevesi kursağında kalacak.

Buna karşılık damat Trump’ın Beyaz Saray yıllarında da öyle görünüyor ki “sağ kolu” olacak. Ona çok güveniyor. İsrail de bu yakınlıktan umutlu. Gelecek için iyimser. Obama’nın 8 yıllık başkanlığı döneminde serin hatta zaman zaman soğuk ilişkilerin yeniden eski “normallere” döneceği beklentileri var.

Ortadoğu yeniden şekillenirken ABD faktörü bu aile ilişkileri de dikkate alınarak düşünülmeli.

Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinin yeniden düzelme yoluna girmiş olması bu açıdan da bir faktör.

Güneri Cıvaoğlu

http://www.milliyet.com.tr/bir-trump-dizisi-siyaset-ydetay-2378193/

 

  • HİTLER’İN YASALARINA UYMUŞ OLMAK GÜNÜN SONUNDA EİCHMANN’I KURALLARA UYAN İYİ BİR YURTTAŞ DEĞİL, MİLYONLARCA İNSANIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN BİR SOYKIRIM SUÇLUSU YAPTI

Adolf Eichmann, soykırım sırasında Avrupa’nın dört bir yanından toplama kamplarına getirilen Yahudilerin nakledilmesiyle görevliydi. 1932’de Avusturya Nazi Partisi’nde üye olmuş ve aradan geçen 12 yılın sonunda akıl hocası ve soykırım uzmanı haline gelmişti. 1960’da Arjantin’de yakalanıp Kudüs’e götürüldü. Eichmann yargılandığı mahkemede kendini şu sözlerle savundu: “ben sadece yasalara uygun olarak görevimi yerine getirdim.” 2 milyona yakın Yahudi öldürdüğü tahmin edilen Nazi subayı kendisini yasaların dışına çıkmayan sıradan bir devlet memuru olarak tarif ediyor ve buna inanıyordu. O, ne yaptıysa ulusu ve devleti için yapmıştı! Bunu ‘kör bir itaat’ olarak niteleyen Hannah Arendt, ‘Kötülüğün Sıradanlığı’ adlı kitabında ‘görevini yerine getiren yurttaş’ söyleminin sıradanlığı ve altında yatan ulus-devlet idealizminin yol açtığı kötülüğü tarif ederken; kutuplaştıran, ötekileştiren, düşmanlaştıran ve bütün bunların vatanı savunmak adına sahiplenildiği benzer politik ve ahlaki tavırların sürdürülmesinin yeni Eichmannlar yaratacağını anlatır. Hitler’in yasalarına uymuş olmak günün sonunda Eichmann’ı kurallara uyan iyi bir yurttaş değil, milyonlarca insanın ölümüne neden olan bir soykırım suçlusu yaptı.

Almanlar, iktidar olduktan sonra yetkilerin kendisine sınırsız bir güç bahşettiğine inanan bir deli tarafından kandırılmış insanlar değildi. Nazi ideolojisini sahiplenmiş, inanmış ve çoğaltmışlardı. Sessizleştiren, iyi ve kötüyü ayırt edebilme muhakemesini nefretle felce uğratan bir iktidarın açtığı yolda, insanlık tarihine yeni bir kıyım yazarak yürüyorlardı. Hitler, her vatansever Almanı ırkına, kinine sahip çıkmaya çağırıyordu. İçte ve dışta düşmanlar bertaraf edilmeli ve yüce Alman ulusu dünya sahnesinde hak ettiği yeri almalıydı. Bunun için kaybedecek bir dakika zamana, oyalanacak tek bir itiraza yer yoktu. Üstün ırkın yükselişine kimse engel olamayacaktı. Olağanüstü şeylerin gerçekleştirilebilmesi için olağanüstü yetkilere ihtiyaç vardı. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan günler...

Gözde Bedeloğlu

http://www.birgun.net/haber-detay/horvath-sesleniyor-142973.html

 

  • “MESELA KUDÜS’ÜN BAŞKENT YAPILMASI KONUSUNDA DESTEK VERİRSE ABD, BÜYÜKELÇİLERİNİ KUDÜS’E TAŞIRSA ZATEN YERLEŞİMLER KONUSUNDA SERT BİR POLİTİKA YÜRÜTEN İSRAİL, BUNDAN DAHA DA CESARET ALACAKTIR.”

“Burada en önemli konu Trump yönetiminin İsrail politikasının ne olacağıdır ve bunun bölgeye nasıl yansıyacağıdır. Obama yönetimi, BMGK’daki karara çekimser oy kullanarak Netanyahu’dan intikam almıştı. Trump, Obama’nın yaptığının aksine İsrail ile daha yakın ilişkilere girerse İsrail’in birtakım hırslarını tetiklemesi söz konusu olabilir. Bunu ikili ilişkiler ve bölgesel ilişkilerde bir risk alanı olarak görüyorum. Mesela Kudüs’ün başkent yapılması konusunda destek verirse ABD, büyükelçilerini Kudüs’e taşırsa zaten yerleşimler konusunda sert bir politika yürüten İsrail, bundan daha da cesaret alacaktır. 5-6 yıldır Suriye ve Irak savaşları sebebiyle gündemden düşmüş olan Filistin meselesi tekrardan gündeme gelebilir. Bu da Suriye iç savaşındaki yayılımcı tutumuyla meşruiyet kaybetmiş İran’ın tekrardan meşruiyet kazanmasına sebebiyet verebilir. Bu durum bir anda Türkiye-İsrail ilişkilerini bir sınava tabi tutacaktır. Kriz anlarında Türkiye net bir şekilde Filistin’in yanında saf tutacaktır. Diğer anlamıyla baktığımızda önümüzdeki dönemde Türkiye-Rusya-İran’ın Suriye’de anlaşmaya çalışması gibi bölgesel güçlerin arasında birbirleriyle spesifik konularda anlaşma gayreti olacaktır.  Türkiye-Rusya-İran arasında olduğu gibi diyelim ki Türkiye- Suudi Arabistan- İsrail arasında da olabilir. Belli konular üzerinde başka ikili, üçlü ülkeler arasında da yakınlaşmalar olabilir. Menfaatlerin örtüştüğü, sorunların çözümüne dayalı iş birliği yöntemleri ortaya çıkacak.”

Burhanettin Duran

http://www.haber7.com/roportaj/haber/2244409-3-soruda-turkiye-israil-iliskilerinin-gelecegi

 

  • GREENBLATT VE ÖZELLİKLE FRİEDMAN'IN, YENİ BAŞKANI HUSUSEN YERLEŞİM YERLERİ VE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM POLİTİKASI KONUSUNDA ETKİLİYOR OLMALARI ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİN BÖLGEDE BİR ÖNCEKİ DÖNEME GÖRE DAHA ZOR GEÇECEĞİNİ GÖSTERİYOR

Yeni başkanın kampanya süreci boyunca İsrail konusunda danışmanlığını yapan Jason D. Greenblatt olmuştu. Greenblatt, Başkanlık seçimlerinin hemen öncesinde, 2 Kasım 2016'da, Trump'ın İsrail Büyükelçisi olarak görevlendirmeyi planladığı David Friedman ile ortak bir açıklama yaparak yeni yönetimin önceliklerinden birisinin kendisini İsrail'e kara çalmaya adamış olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin ödeneğini kısmak olduğunu söylemişti. Bu açıklama, ABD'nin yeni dönemde İsrail konusunda önceki dönemlere nazaran daha uzlaşmaz ve sert bir tavır içerisine gireceğini gösteriyordu.

Greenblatt ve özellikle Friedman'ın, yeni başkanı hususen yerleşim yerleri ve iki devletli çözüm politikası konusunda etkiliyor olmaları önümüzdeki dönemin bölgede bir önceki döneme göre daha zor geçeceğini gösteriyor. Zira ABD, geleneksel olarak savunduğu İki Devletli Çözüm politikasından Tek Devletli Kesin Çözüm politikasına oldukça sert bir geçiş yaparak bölge politikasındaki radikal dönüşümün fitilini ateşleyecek izlenimi veriyor.

Geçtiğimiz haftalarda Trump'ın ofisinden yapılan açıklamada Greenblatt'ın yeni başkana tüm uluslararası meseleler ve ticaret anlaşmaları konusunda yeni dönemde danışmanlık yapmayı sürdüreceği belirtildi. Bu nokta önemli, çünkü Greenblatt'ın, Friedman'dan belli noktalarda ayrı düşündüğü geçtiğimiz günlerde İsrail basınına yansıdı. İddialara göre Greenblatt iki devletli çözüm seçeneğinin masadan kaldırılmaması gerektiğini düşünüyor ve yerleşim yerleri meselesinde daha ılımlı bir noktada. Ancak aynı Greenblatt'ın iki devletli çözümde diretilmemesi gerektiğine ilişkin şu cümlesi de akılda tutulmalı: “Tek devletli çözüm, çözüm için en iyi yol olmayabilir fakat bu çözüm yolu Filistinliler tarafından da kabul edilebilir." Neticede ne kadar radikal düşüncelere sahip olursa olsun bir Büyükelçinin dış politika çıktılarındaki etkisiyle, güçlü bir danışmanın etkisi arasında büyük bir fark olacağı bilinen bir durum.

Bu radikal dönüşümün bölgesel yansımasının boyutlarının ne olacağını, kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlarının ne olabileceğini şimdiden kestirebilmek oldukça güç. Ancak İsrail'in, her seferinde isteksizce oturtulduğu müzakere masasının, masanın sahibi tarafından ortadan tamamen kaldırılması dolayısıyla duyduğu memnuniyeti gizleme ihtiyacı hissetmediği muhakkak.

Ömer Çubukçu

http://www.yenisafak.com/hayat/trumpin-kaotik-israil-politikasi-2597867

 

Netten okumalar

 

  • GELİNLE DAMADIN KATILMADIĞI DÜĞÜN – KAREL VALANSİ

http://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/gelinle-damadin-katilmadigi-dugun,16370

 

  • ANNE FRANK’IN HATIRA DEFTERİ VE ANNE FRANK EVİ

https://www.morkitaplik.com/anne-frankin-hatira-defteri-ve-anne-frank-evi/

 

  • VARLIK VERGİSİ YA DA ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU MU, LEFTER Mİ? – EGE GÖRGÜN

http://www.goal.com/tr/news/454/t%C3%BCrkiye-haberleri/2017/01/13/31472602/yorum-varl%C4%B1k-vergisi-ya-da-%C5%9F%C3%BCkr%C3%BC-sara%C3%A7o%C4%9Flu-mu-lefter-mi

 

  • SELANİK YAHUDİLERİNİN “KIRIK ANILARI” – SERDAR KORUCU

http://www.avlaremoz.com/2017/01/16/selanik-yahudilerinin-kirik-anilari-serdar-korucu/

 

  • MİLAS’IN GEÇMİŞİNDE KALAN ŞERBET: SÜBYE - H. AVNİ KUNDURACIOĞLU...

http://www.milasonder.com/kose-yazisi/552/milasin-gecmisinde-kalan-serbet-subye.html

 

  • GAZETELER VE TELEVİZYONLAR NASIL SAF DEĞİŞTİRİYOR? SÖVERKEN ÖVMEYE BAŞLIYOR? ÖRNEKLİ..

http://www.ocakmedya.com/dunya/2017/01/15/gazeteler-televizyonlar-nasil-saf-degistiriyor-soverken-ovmeye-basliyor-ornekli/

 

  • FİLİSTİN'DE SON DURUM NE – RAFAEL SADİ

http://odatv.com/filistinde-son-durum-ne-1501171200.html

 

  • BARIŞA GİDEN YOL: İSRAİL İÇİN ZAFER, FİLİSTİNLİLER İÇİN YENİLGİ - DANİEL PİPES

http://tr.danielpipes.org/17175/barisa-giden-yol-israil-zaferi-filistin-yenilgisi

 

  • ISRAEL'DE Kİ TURKİYELİLER BİRLİGİ'NİN DUZENLİ SEKİLDE YAYİNLADİGİ BULTENLERİN OCAK 2017 SAYİSİ

http://media.wix.com/ugd/4ccaf6_ef706db238154b158204176d30e69684.pdf

 

  • CHP’NİN BIYIK ÖLÇÜMÜ DEĞİL, NAZİLERİN BURUN ÖLÇÜMÜ

https://teyit.org/chpnin-biyik-olcumu-degil-nazilerin-burun-olcumu/

 

Takılan tweetler

 

ishak ibrahimzadeh ‏@ishak5723  14 Oca

Sn @GaroPaylan ın adımızı da kullanarak genelleştirdiği iddialarında yaşanmışlarımızı "soykırım, katliam" olarak adlandırmasını red ediyoruz.

 

ivo molinas ‏@basyazar  13 Oca

''Yahudiler olmasa ölümsüzlük de olmayacak''F.Nietzsche (Yahudi dostu Köselitz'e mektubundan)

 

 

Türk Musevi Toplumu ‏@tmusevitoplumu  10 Oca

Halen "azınlık" nefretine sessiz kalınması ateşe körükle gitmek gibi ! @adalet_bakanlik @Akparti @CemaatVakiflari

http://www.abcgazetesi.com/akpli-yonetici-elinde-dolar-bulunduran-vatan-hani-yahudidir-39675h.htm

 

Karel Valansi ‏@karelvalansi  13 Oca

Basit denklem. Suriye'deki savaştan uzak duran İsrail buna rağmen bir depoyu vurduysa orayı Hizbullah kullanıyordur https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201701131026752884-israil-suriye-sam-/

 

Selin Nasi ‏@selinnasi  16 Oca

Paris'te düzenlenen, İsrail &Filistin'in katılmadığı barış konferansı için en isabetli yorum @TzipiHotovely :"Gelin ve damatsız düğün gibi!"

ivo molinas ‏@basyazar  14 Oca

İsrail'in yandaş basın patronundan Netanyahu'ya:'Başbakan kalmanız için elimizden geleni yapacağız'..

 

 

Deniz Saporta ‏@DSaporta  10 Oca

@TC_Basbakan vah güzel ülkem vah...bunları okumak artık canımı çok acıtıyor...ne zaman DUR!!!

 

 

We Remember ‏@WeRememberShoah  16 Oca

Istanbul, Turkey #WeRemember