Nereye vermeli?

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
30 Kasım 2016 Çarşamba

Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Kızı ikinci çocuğuna hamileydi. Oturduğu eve sığmayacakları için yeni bir ev arayışına girdiler. Karı-koca iş hayatında yoğun olduklarından bulunan evleri dolaşıp elemek  arkadaşıma neşeli (!) bir uğraş oldu. Zaman ilerleyip istedikleri gibi bir yer bulunamayınca hamiş kızımız gerilmeye başladı. Aman gerilmesin, üzülmesin diyerek, anne ve baba zaten önceden düşündükleri planı hayata geçirmeye karar verdiler. Oturdukları daireyi gençlere verecekler, kendileri de daha küçük bir yere geçeceklerdi. Zaten oğulları da aynı apartmanda oturuyordu. Sonuçta aile konseyi toplandı. ‘Olurdu, olmazdı, burası sizin, katiyen oturmayız’la başlayan ‘istemem yan cebime’ hikâyesiyle, aylar süren arayıştan sonra mutlu sona ulaşıldı.

***

Bundan sonraki adım, arkadaşın kendisi için ev aramasıydı. En önemli kriter ise doğru semti bulmaktı. Zira kızı Etiler’de annesi de Nişantaşı’nda olacaktı. Özetle gün içinde kimi zaman torunlarıyla ilgilenecek, kimi zaman da artık sokağa çıkamayan annesinin ihtiyaçlarını karşılayacaktı. Neyse ki şansı yaver gitti. Gayrettepe’de yeni inşa edilmiş bir apartmanda bir daire tuttu. Artık bir süre Etiler, Gayrettepe, Nişantaş üçgeninde gidip geleceği aşikârdı.

***

 Büyük evden daha küçüğüne geçecekti. Evi boşaltırken isteği, giysi, çeyizden kalma örtüler, kadın/ erkek ayakkabısı, mutfak eşyası vs gibilerini doğru yerlere verebilmekti. ‘Hangi kuruluşu aradıysam, hepsi bir naz, bir niyaz. Ben de bir kısmını dağıttım, bir kısmını da Beşiktaş Belediyesi’nin yürüttüğü ‘Dost Eller’ kampanyasına bağışladım. Kapıma kadar geldiler, kaç kez de teşekkür ettiler’ diye anlattı. Gerçi insanın evini kendi eliyle boşaltabilmesi ayrı bir nimet. Öte yandan, sadece kayıplarda değil, kişilerin bir yerden diğerine geçerken kullanmayacakları mutfak eşyası, giysi gibi eşyaları verebileceğimiz kurumlar var mı yok mu? Bunu öğrenmek isteyen pek çok insan var. Cevabını verecek tek bir yetkili dahi sanırım konuya açıklık getirecektir.

***

Arkadaşım kendi kendine işini hallededursun, kızı ve damadı çok da fazla enerji sarf etmeden, mimarlık bürosu olan iki gençle anlaştılar. Biri evde ölçüleri alırken, diğeri öbür evdeki bilgileri bilgisayara aktarıyordu. Kısa bir süre sonra taşınacakları evin üç boyutlu taslağı ortaya çıkmıştı. Marangoza sipariş verilmiş, boyacı ve parkeciyle anlaşılmıştı. Şimdi oturdukları evi boşaltmak da zor değildi. Gençler için atmaktan kolay ne vardı ki…

Bu arada arkadaşım Gayrettepeli olmuştu bile. ‘O kadar çok verdim ki, şimdi eksikleri tamamlıyorum’ diye gülüyor.

Hani bazen sorarlar, ‘Ev kadını bütün gün ne yapar?’ diye.