Peres, umut ve dinmeyen savaşlar

Alber NASİ Köşe Yazısı
6 Ekim 2016 Perşembe

Yahudi takviminde 5776 yılını geride bırakırken İsrail bir efsanesini daha kaybetti. İsrail’in kuruluş aşamasında yer almış son isimlerden olan Şimon Peres, girdiği yaşam mücadelesine yenik düştü.

Barışçıl kişiliğiyle İsrail’e barışı getirmek için uğraşan İsrailli liderlerin en başında gelen eski İsrail devlet başkanının kaybı üzüntüyle karşılandı. İsrail’in kurucuları arasında yer alan Peres’in ölümüyle artık İsrail tamamen 2. Dünya Savaşı’nı yaşamamış nesile emanet.

Birçok dünya liderini bir araya getiren Şimon Peres’in cenaze törenine katıldığı için eleştirilen Filistin Özerk Yönetimi Lideri Mahmud Abbas, cenaze sonrasında verdiği demeçlerde İsrail ile barışa hazır olduğu mesajını iletti. Filistinli lider bu mesajları oldukça sık veriyor olsa da, sıra görüşme masasına geldiğinde imkânsızı isteyerek ve/veya görüşme esnasında halkı kışkırtarak, bir sebep bularak, barış masasından kalkıyor. Buna rağmen, rahmetli Peres’in hep söylediği gibi UMUT’u kaybetmemek gerek. Filistinli liderlerin, farklı zamanlarda, en elverişli koşullar altında bile  barış masasından kalktığını göz önüne alındığında, UMUT etmenin ne kadar yerinde olduğunu sorgulansa da, umut etmekten başka çare olmadığı da aşikar.

***

Ortadoğu’da işler her geçen gün daha da karışırken, dünya ekonomisi ve güvensizlik yeni krizleri tetiklemeye aday. ABD ile Avrupa arasında adı konmamış bir savaş devam ediyor. Bu savaş, Almanların en büyük bankası Deutche Bank’ı tehdit eder boyuta geldi. Tamamı halka açık olan Deutche Bank’a Amerikan Federal Hükümeti’nin mortgage krizinde usulsüz kredi kullandırılmasına bağlı olarak 14 milyar dolarlık ceza bildiriminde bulunması bir anda gözleri hem bu bankaya, hem de Avrupa bankacılık sistemine yöneltti. Geçen haftayı bu krizle geçiren ve kaygıyla kapatan  piyasalar bu hafta başında ABD’nin geri adım atmasıyla derin bir nefes aldı. Peki, ne oldu da 14 milyar dolarlık ceza bir anda 5,5 milyar dolara düştü? 14 milyar dolarlık cezanın gerekçesi neydi? Ya indirimin sebebi?

Uzağa gitmeye gerek yok. Bu kararların hemen hemen tamamı siyasi ve adı konulmamış bir savaşın etkileri. Ancak Deutche Bank gibi bir bankanın zayıflamasıyla batması arasında oldukça büyük farklar var. ABD, Deutche Bank’ın batmasının olası artçı etkilerin hesaplamış veya öngörmüş olmalı ki cezadan çark etti. Her ne kadar bir Avrupa bankası olsa da, bu büyüklükteki bir bankanın batmasından ABD’nin ve ABD-Avrupa ticaretinin etkilenmemesi mümkün değil. Zaten büyüme sorunu yaşayan bir dünyada böyle bir krize bile bile girerek güvensizlik ortamı yaratmak kimsenin işine gelmiyor.

***

Obama başkanlık koltuğunda gün sayarken, ABD en sevilmeyen iki başkan adayından en iyisini seçmeye çalışacak. Her ne kadar seçim anketleri Hillary Clinton’un önde gittiğini söylese de gelmiş geçmiş en garip başkan adayı olan Donald Trump’un seçilmesi de pek şaşırtıcı olmayacak. Özellikle son zamanlarda değişik halkların seçimlerde ve referandumlarda -Brexit örneğinde olduğu gibi- beklentilerden çok farklı eğilimlerde oy kullanmış olmaları Trump’ın seçilmesi durumunda gerçekte pek sürpriz öğesi barındırmadığını gösteriyor. Hiç şüphesiz savaş şekilleri, politika yapma şekilleri, çözümler,  sorunlar ve toplumların eğilimleri hızla değişiyor.  Dengeyi sağlamanın ve korumanın her geçen gün zorlaştığı dünyada Yahudi takviminde yıl 5777’yi gösterirken, sadece Yahudiler için değil tüm dünya için barışın ve huzurun kalıcı olması dileğiyle, Şana Tova!