Citi’den İsrail - Arap programına 1,5 milyon Şekel yatırım

Dünyanın en büyük şirketleri arasında sayılan Amerikalı Citigroup, özellikle azınlıklar arasındaki sosyal girişimciliği, ticareti ve teknolojiyi destekleyen İsrailli PresenTense şirketine yaklaşık 1,5 milyon Şekel yatırım yapacağını açıkladı.

Dünya
28 Eylül 2016 Çarşamba

Citigroup’un yatırım yapacağını açıkladığı miktar, PresenTense şirketinin Hayfa, Yafo ve Hayfa’nın dışında kalan Baka al-Gharbiya merkezli önemli programlarına aktarılacak.

PresenTense CEO’su Guy Spigelman, “Girişimcilik, nüfusların gelişmesine ve hatta kapsamlı bir sosyal değişime katkı sağlayabilecek güce sahip” diyerek programlarının amacının ‘start-up ulus’ konseptini Tel Aviv’in dışına da çıkartarak İsrail’in Arap azınlığının daha kolay ulaşabileceği bir yere taşımak olduğunu belirtti. Spigelman Citigroup’un yatırımının düzinelerce daha Arap girişimcinin gruba katılmalarına izin vereceğini ve İsrail-Arap girişimciliğini destekleyeceğini ekledi.

PresenTense’nin İsrail ekonomisinde Arap girişimlerini sağlamaya çalışmasının yanı sıra, mayıs ayında ayrıca Arap toplumundaki girişimci konseyi olan MasarUp’ı faaliyete geçirdi. Bu konsey beş sene içerisinde 500 Arap start-up şirketinin açılmasına yardımcı olmayı hedefliyor. Şirketin diğer bir programı olan Leap Hayfa programı ise daha çok gelişmiş ve daha da genişlemeyi amaçlayıp ikinci raund yatırımı arayan şirketlere odaklanıyor. Yafo’daki PresenTense Sub programı, Yafo sakinlerini Tel Aviv’de hâlihazırdaki aktif start-up ortamıyla tanıştırmayı amaçlıyor.

İsrailli Arapların teknoloji eğitime erişimleri genelde daha az; coğrafi olarak önemli yüksek teknoloji merkezlerinden izole yaşıyorlar. İsrail’in teknoloji sektöründe parlayabilmeleri için dil ve kültürel bariyerleri de aşmaları gerekiyor.

İsrail Merkez Bankası, Dünya Bankası, IMF ve OECD, ülkenin çoğalmakta olan Arap ve ultra-Ortodoks azınlık gruplarının düşük ekonomik durumlarına dikkat çekiyor: İsrail’in orta ve uzun dönemli ekonomik mücadeleleri arasında bu grupların durumu bir sorun olarak ortaya çıkıyor. 2059 yılına kadar bu iki grubun toplam nüfusunun İsrail’in toplam nüfusunun yarısından fazlasını oluşturacağı tahmin ediliyor.