• 6-7 Eylül bu yönüyle, Yahudilerin Trakya’yı boşaltmasına sebep olan CHP tarafından kotarılmış 1934 saldırganlığının, dönemin İstanbul Defterdarı Faik Ökte’nin tercih ettiği tanımlamayla 1942’deki “Varlık Vergisi Faciası”nın bir uzantısıdır. Azınlık vakıflarının mal varlığıyla ilgili 1936 kararnamesi, bu kararnameye istinaden bu mal varlıklarının gasp edilmesini kolaylaştıran yargı kararları, laiklik ilkesiyle pek bağdaşmayacak şekilde gayrimüslimleri vatandaştan saymayan uygulamalar aynı familyadandır. Varlık Vergisi’ni Meclis’e sunarken dönemin başvekili Saracoğlu kendi vatandaşlarının bir kısmını yabancı diye tanımlayabilmiştir. Hakkaniyet gereği söylemek gerekir ki, azınlıkların kolektif hakları ve mülklerini yeniden kazanmaları erken dönem AKP döneminin önemli uygulamalarındandır. SOLİ ÖZEL - HABERTÜRK

İzak BARON Diğer
21 Eylül 2016 Çarşamba

 

  • GEÇEN HAFTA 89 YAŞINDA YİTİRDİĞİMİZ, ALARKO HOLDİNG’İN KURUCULARINDAN İSHAK ALATON BÖYLE KOŞULLARDA, CEMAATİNİN “KAYADEZ” (YAHUDİ İSPANYOLCASINDA “SUSALIM” DEMEKTİR) İLKESİNİ REDDETMİŞ VE BÜYÜK BİR CESARETLE TÜRKİYE’NİN EŞİTLİK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNE KATKIDA BULUNMAYA ÇALIŞMIŞTI

Bu türden şiddetin daha derin arka planında ise yüzyıl önce İttihatçıların başlattığı “milli iktisat” politikasına uygun olarak sermayenin Müslüman vatandaşlara transferinin sağlanması hedefi vardır. 6-7 Eylül bu yönüyle, Yahudilerin Trakya’yı boşaltmasına sebep olan CHP tarafından kotarılmış 1934 saldırganlığının, dönemin İstanbul Defterdarı Faik Ökte’nin tercih ettiği tanımlamayla 1942’deki “Varlık Vergisi Faciası”nın bir uzantısıdır.

Azınlık vakıflarının mal varlığıyla ilgili 1936 kararnamesi, bu kararnameye istinaden bu mal varlıklarının gasp edilmesini kolaylaştıran yargı kararları, laiklik ilkesiyle pek bağdaşmayacak şekilde gayrimüslimleri vatandaştan saymayan uygulamalar aynı familyadandır. Varlık Vergisi’ni Meclis’e sunarken dönemin başvekili Saracoğlu kendi vatandaşlarının bir kısmını yabancı diye tanımlayabilmiştir. Hakkaniyet gereği söylemek gerekir ki, azınlıkların kolektif hakları ve mülklerini yeniden kazanmaları erken dönem AKP döneminin önemli uygulamalarındandır.

(…) Geçen hafta 89 yaşında yitirdiğimiz, Alarko Holding’in kurucularından İshak Alaton böyle koşullarda, cemaatinin “Kayadez” (Yahudi İspanyolcasında “Susalım” demektir) ilkesini reddetmiş ve büyük bir cesaretle Türkiye’nin eşitlik ve demokrasi mücadelesine katkıda bulunmaya çalışmıştı. Alaton, Cumhuriyet projesine inanmış ve buna rağmen Varlık Vergisi döneminde Aşkale’ye gönderilerek enkaza dönüştürülmüş, kısa süre sonra da ölmüş bir babanın oğluydu. Buna rağmen bir dönem yaşadığı İsveç’te kalmamış, ülkesine dönüp ailesinin uğradığı haksızlıkla mücadelenin yöntemi olarak ekonomiye ve demokratik siyasete katkıyı seçmişti. Eğer “zor zamanda konuşmak” bu ülkede bulunan en nadide özelliklerden biriyse, nur içinde yatası İshak Bey o özelliğe sahip ender vatandaşlardandı.

Soli Özel

http://www.haberturk.com/yazarlar/soli-ozel/1298003-eylulun-soldurduklari

 

  • 'ONA NEDEN YİYECEK VERİYORSUN?' DİYE SORMUŞTU LİMOR. 'TAVŞANLAR YOM KİPPUR'DA ORUÇ TUTMAZLAR' DEDİ BİR ÇOCUK VE TAVŞANI SEVMEK İÇİN UZANDI

Daniella Carmi adil ve merhametli bir gözle okuyor çağımızı. Küçük okurlarına da doğruyu ve sevgiyi aşılıyor. İkinci Dünya Savaşı'nda sırf Yahudi olduğu için Nazilerin baskısına maruz kalan ve ailesiyle birlikte dolap kapağıyla kamufle edilmiş bir odada saklanan Anne Frank'ın hikayesini anlatıyor çocuklara. Onun müze haline dönüştürülen evine işaret ediyor, tarihi bilinçleri uyandırmak ve etkin kılmak adına. Daha önce atalarının yaşamış olduğu bu zulmü gösterirken her şeyin tersine çevrildiğini bugün de aynı şekilde başkalarının şiddete uğradığını sezdiriyor. Çocuk hassasiyetiyle sunduğu bu pasaj oldukça dikkat çekicidir:

“Yeni mahallemi keşfetmek için gri tavşanımla sokağa inmiştim. Meraklı gözlerle bana bakan bir grup çocuğa denk gelmiştim. Bir kız ot yolup tavşanıma uzatmıştı. 'Ona neden yiyecek veriyorsun?' diye sormuştu Limor. 'Tavşanlar Yom Kippur'da oruç tutmazlar' dedi bir çocuk ve tavşanı sevmek için uzandı. 'Sizin evde oruç tutulmuyor mu?' diye sormuştu Limor yanıma biraz daha yaklaşarak. 'Bu tavşan kesinlikle dindar değil' diye bahane uydurmuştum ben de. Limor da diğer çocuklar da meraklı gözlerle bana bakmıştı. 'Bütün Yahudiler Yom Kippur'da oruç tutar' demişti Limor kararlı bir ses tonuyla. Ben de ısrarımda kararlıydım. 'Ama bu tavşan Yahudi değil!' 'Peki, sen?' Cevap vermemiştim. Limor birden gülmeye başlamış, onunla beraber diğer çocuklar da gülmüştü. Tavşanımı okşamış ve ağlamamak için kendimi zor tutmuştum.''(s.37)

Nurbanu Dönmez

http://www.yenisafak.com/hayat/sinirlar-duygulara-engel-mi-2532947

 

  • YAHUDİLİK İLE İLGİLİ TÜM ANTİSEMİT KLİŞELER BİRBİRİ ARDINA BU TWİTTLER İLE GÖZ ÖNÜNE DÖKÜLÜRKEN, ÖLÜMÜN BİLE BİR ANTİSEMİTİZM TETİKLEYİCİSİ OLABİLECEĞİNİ GÖRMÜŞ OLDUK

Dün gece Alarko Şirketler Topluluğu eski yönetim kurulu başkanı İshak Alaton’un kalp yetmezliği nedeniyle yatırıldığı hastanende vefat ettiği haberini aldık. Haber sosyal paylaşım ağı Twitter’da hızla yayılırken, #İshakAlaton hashtag’i ile yapılan taziye ve başsağlığı tweetlerinin yanı sıra nefret ve suçlama dolu tweetler de hızla çoğaldı. Bu nefret sözlerinin pek çoğunda ise antisemitizm yine başroldeydi.

Yahudilik ile ilgili tüm antisemit klişeler birbiri ardına bu twittler ile göz önüne dökülürken, ölümün bile bir antisemitizm tetikleyicisi olabileceğini görmüş olduk.

Işıl Demirel

http://www.avlaremoz.com/2016/09/12/ishak-alatonun-ardindan-isil-demirel/

 

  • HELE ŞİMDİ İNSANLARIN İLK FIRSATTA BU ÜLKEDEN AYRILIP GİTME TEHDİDİ SAVURDUKLARINI DÜŞÜNÜNCE İZAK ALATON DAHA DA YÜCELİYORDU GÖNLÜMDE

Tüm bunlara rağmen, İzak Bey'in benim için önemi daha ötesindeydi. Ne yalan söyleyeyim aile öyküsünü bilmezdim. Bir akşam TV'de ailesinin hikâyesini anlatırken yakaladım onu. Aman Allahım... Babası, İstanbullu bir zat. İşi gücü var. Her akşam çıkınca yazıhanesinden Halkevleri'ne gidiyor. İnsanlara ücretsiz ve kendisi de tek kuruş almaksızın Fransızca öğretiyor. CHP'li. Kemalist. Ülkesinin geleceğine inanan bir insan.

Günü geliyor ve tarihimizdeki kara değil kapkara, katran karası, kömür karası Varlık Vergisi kaya gibi gelip çarpıyor, diğer yüzlerce insan gibi ona da. Kendisini Aşkale'de buluyor. İzak Bey, oradan saçları bembeyaz, hayata, her şeye küsmüş bir enkaz olarak döndüğünü belirtiyordu. Kardeşi İzak Bey'in, başka olayların da üstüne gelmesiyle Türkiye'yi terk edip yurtdışına gidiyor.

***

İşte asıl ilginç, çarpıcı yanı işin, bundan sonra başlıyor. O hengâmeye rağmen İzak Bey Türkiye'de kalmayı seçiyordu. Kalacak, burada çalışacak, burada aile kuracaktı. TV'de bunları dinleyince kendisine bir mektup yazdım. O da bana uzun bir mektupla yanıt verdi. En son, yaş günü nedeniyle düzenlenen törende karşılaştık. Gene bu bahisleri açtım. Bilir misiniz, onca dağdağaya rağmen bana dönüp 'bu ülke bana her şeyi verdi' dedi. Aldıklarını aklına bile getirmiyor, onları yanlış yönetimlerin yanlış tutumları sayıyordu. Başka türlü paylaşma esaslı sosyal demokrasiye ne diye akıl ve gönül yatırsındı?

***                                                                                            

Heyecandan, yüreğim kabararak dudağımı ısırdığımı anımsıyorum. Öyle milliyetçi duygularla falan değil. Bunun nasıl bir irade, azim, insan sevgisi, özgüven ve özüne inanmak olduğunu düşünerek. Bu ülkenin tüm o Yahudi, Rum, Ermeni ve Levantenlerle birlikte kurulduğunu bir daha ayrımsayarak. Hele şimdi insanların ilk fırsatta bu ülkeden ayrılıp gitme tehdidi savurduklarını düşününce İzak Alaton daha da yüceliyordu gönlümde. İzlediğim hastalığından sonra vefat haberi geldiğinde 'Türkiye biraz eksildi' dedim. Daha ne diyeyim...

Hasan Bülent Kahraman

http://www.sabah.com.tr/yazarlar/kahraman/2016/09/14/turkiye-biraz-eksildi-izak-alaton

 

  • 1960’LAR ÖNCESİNDEN BAŞLAYARAK, KESTANE PAZARI ÇEVRESİNİ MEKÂN TUTMUŞ MUSEVİ TÜCCAR TAYFASI, İKİLİ PROPAGANDALARIN ETKİSİ ALTINDA İZMİR’İ TERK EDİP İSRAİL’E DOĞRU YELKEN AÇMIŞTI; MOŞE’NİN AİLESİ DE…

Kestane Pazarı ana caddeye (Kemeraltı) paralel üzerinde aynı adı taşıyan bir caminin de bulunduğu yine uzun bir caddenin adıdır.

FETÖ’ye ‘dış destek’ bulmak için Kemeraltı’na, Kestane Pazarı ve çevresine lâf uzatanlar da oldu.

Doğrudur. 1950’lerin sonuna kadar, Kestane Pazarı Caddesi üzerinde yer alan toptancı dükkânları sahiplerinin bir bölümü Musevi vatandaşlarımızdı.

İbadet ihtiyaçlarını karşılamak üzere biraz ileride bir de ‘sinegog’ vardı; sinegogun bulunduğu sokağa ‘Havra Sokağı’ adının verilmesi boşuna değildi.

İzmirli, sebze-meyve ihtiyacını, Havra Sokağı’nda tezgâh açmış esnaftan karşılardı; hâlâ da öyledir sanıyorum…

Museviler İzmir’de Karantina semtini mekân tutmuşlardı.

[Burada, Attila İlhan’in ‘Karantinalı Despina’ şiirini hatırlayabilir, hatta ezberinizdeyse okuyabilirsiniz de.]

Karantina İzmir’de asansörün de bulunduğu semtin adıdır. Musevi vatandaşlar asansörün bulunduğu aşağı semtte (şimdi adı Dario Moreno Sokağı’dır) oturur, ancak çocuklarını en yakın ilkokul olan, asansörün çıktığı Halil Rifat Paşa Caddesi üzerindeki Kemal Reis İlkokulu’na gönderirlerdi.

Benim de okuduğum Kemal Reis İlkokulu’nda, pek iyi geçindiğim sıra arkadaşım Moşe, üçüncü sınıftan itibaren aramızda olamadı.

1960’lar öncesinden başlayarak, Kestane Pazarı çevresini mekân tutmuş Musevi tüccar tayfası, ikili propagandaların etkisi altında İzmir’i terk edip İsrail’e doğru yelken açmıştı; Moşe’nin ailesi de…

İkili propagandaların bir ucunda, küçük yaş belleğimde kalmış Müslüman tüccar ve esnafın camlarına astığı “Vatandaş Türkçe konuş” ihtarı varsa, diğer ucunda da 1948’de kurulmuş İsrail’e ilk giden İzmirli Museviler’in oradan yönelttiği “Hadi gelin” baskısı bulunuyor.

Kestane Pazarı çevresinde dükkânı olup Karantina semtinde oturanların çoğu…

Gittiler…

Fehmi Koru

http://fehmikoru.com/bugun-9-eylul-feto-ile-bahti-karartilmak-istenen-izmirime-bir-guzelleme-denemesi/

 

  • İSRAİL VE TÜRKİYE BÖLGEDE EŞSİZLER VE DOĞU-BATI, DİNDAR-LAİK AYRIMININ ORTASINDA OLMALARI İLE BENZERSİZLER. KAOSA DÜŞMEDİLER, RADİKAL AVRUPALI KONSEPTLERİ BENİMSEMEDİLER VE MİLLİYETÇİLİKTEN KURTULDULAR VE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ’NİN DENGİ OLMADILAR

Türkiye ve İsrail toplumlarındaki bugünkü bölünmelere baktığımızda, Sağ ile Sol, dindar ile laik, azınlık ile çoğunluk arasındaki bu çok taraflı ihtilafın nasıl yaşandığını açık şekilde görebiliriz. Türkiye ve İsrail’de daha dindar ve sağcı bir kamuoyunun yükselişi eski Solu siyasi boşluğa düşürdü. Bu büyük ölçüde her iki ülkede solun klasik Batı Solu olmamasından kaynaklanıyor. Hiçbir zaman 1950’ler zihniyetinden kurtulamadılar.

Türkiye’de, kurumların ve ordunun hakimiyeti üzerinden devlet gücüne tutunmak isteyen unsurları “derin devlet” olarak karakterize ediyorlar.

Bu derin devlet mantalitesi “bir zamanlar devletin sahibi bizdik, onu elimizden aldılar,” şeklinde. Recep Tayyip Erdoğan ile siyasi muhalifleri arasındaki kültürel savaş, bu derin devleti siyasi sistemden çıkarıp atma konusunda oldu. Türkiye, derin devleti, farklı, çok milliyetçi ve daha dindar bir sistemle değiştirdi.

İsrail’in sürekli kültürel kavgaları da derin devletin ülke kurumları üzerindeki etkisini ortadan kaldırmakla alakalı. “İsrail ordusu artan milli dinci nüfuzla mücadele ediyor” gibi makaleler veya Temmuz ayında Solla bağlantılı bazı isimlerin İsrail’de bir darbe olması gerektiğini ima ettiği haberleri okuduğumuzda, Türkiye’deki kültürel ihtilafın bir yansımasını görürüz.

(…) Türkiye bu iki Ortadoğu cumhuriyetinin daha eski olanı olduğu için, Türkiye’de Erdoğan yönetimi altında neler olduğunu incelemek akıllıca olabilir. Türkiye’de laiklik konusunda bir erozyon yaşandı ve entelektüalizmin aşağılanmasında bir artış oldu. Bir derin devlet türünü düzeltmek isterken ülke kalıcı şekilde sağa savruldu ve bir daha merkeze dönemeyebilir.

İsrail’in de Türkiye gibi bir sorunu var, eski entelektüel elitleri devlete giderek daha yabancılaştılar, o derece ki bazıları devlete nefret kusuyor. İsrail’de 1950’lerin eski rejimi altında zenginleşmiş, güvenlikli sitelerde yaşayan, en ayrıcalıklı aynı elitler, en çok “Mizharim ve yerleşimciler” olarak gördükleri bir kesim tarafından “ülkelerinin” ellerinden alınmasına öfkeliler. Bu tam da iktidarda oldukları zaman katılımcı bir demokrasi inşa etmeye çalışmak yerine kendileri için bir Avrupalı muhafaza oluşturarak kendilerini farklı olanlardan ayırdıkları için böyle.

Yargıdan orduya ve sinemaya kadar her şeyi etkileyen ayrılmış eğitim sistemleri, ayrılmış toplumlar ve kayırmacı ağlar yarattılar. İster Arap olsun, ister Ortadoğulu Yahudiler olsun, isterse dindar Yahudiler veya Ruslar ya da Etiyopyalı göçmenler olsun, farklı olan herkesle dalga geçtiler ve aşağıladılar. Sonra da tüm bu gruplar seçimlere yabancılaştığında şaşırdılar.

Kökenleri Avrupa’da ölmüş olan Avrupalı milliyetçilikte yatan ve dünyadaki modern yeri sıkı sıkıya Ortadoğu’da olan bir devleti nasıl yönetirsiniz? Ne tamamen laik ne de dindar? Ne tamamen Doğulu ne de Batılı? İlk önce devletin Avrupalı olduğu yalanını bırakmanız lazım.

(…) İsrail ve Türkiye bölgede eşsizler ve Doğu-Batı, dindar-laik ayrımının ortasında olmaları ile benzersizler. Kaosa düşmediler, radikal Avrupalı konseptleri benimsemediler ve milliyetçilikten kurtuldular ve İran İslam Cumhuriyeti’nin dengi olmadılar. Ama yüz yüze oldukları iç ve dış düşmanlardan kaynaklı tehlike, bir yandan ulusal azınlıkları ile uzlaşırken diğer yandan ekonomik ve askeri alan dahil, bu görece başarıyı uzun vadeli bir başarıya dönüştürmek.

Seth J. Frantzman

https://dunyadanceviri.wordpress.com/2016/09/06/israilin-kokenleri-pariste-ya-da-berlinde-degil-istanbulda-seth-j-frantzman/

 

Netten okumalar

 

  • ADEL –BEDROS DAĞLIYAN

http://halkinnabzi.com.tr/adel/

 

  • İSHAK ALATON İYİ BİR ADAMDI AMA YAHUDİYDİ! – YAŞAR SÜNGÜ

(Hürriyet yazarının, 2 ay önce iş adamı İshak Alaton ile yaptığı söyleşiden alıntılar. Teşekkürler İshak Alaton, teşekkürler Jale Özgentürk).

http://www.hurriyet.com.tr/ishak-alaton-veda-etmeden-once-boyle-demisti-hic-pismanligim-yok-40222591

Dün toprağa verilen İshak Alaton'un eleştiri ve önerileri dışarıdan biri gibi değil, içeriden biri gibi değil mi?

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasarsungu/ishak-alaton-iyi-bir-adamdi-ama-yahudiydi-2031788

 

  • ALATON: “ÖZÜR DİLEYEREK ARINAN DEVLET İSTİYORUM – HALİT KAKINÇ

http://odatv.com/ishak-alatonu-bir-de-benden-dinleyin-1209161200.html

 

  • KANUNİ’NİN YAHUDİ BANKERİ, YETENEKLİ DONA GRACİA’NIN GİZEMLİ HİKÂYESİ – CANSU ÇAMLIBEL

http://www.hurriyet.com.tr/kanuninin-yahudi-bankeri-yetenekli-dona-gracianin-gizemli-hikayesi-40221069

 

  • RİTA ENDER’LE SON KİTABI “İSMİYLE YAŞAMAK” KİTABI ÜZERİNE – RİVA HAYİM

http://www.avlaremoz.com/2016/09/09/rita-enderle-son-kitabi-ismiyle-yasamak-kitabi-uzerine-riva-hayim/

 

  • 6-7 EYLÜL SALDIRILARININ 61 YIL GİZLİ KALAN BELGESİ! – ALİ DAĞLAR

http://www.diken.com.tr/6-7-eylul-saldirilarinin-61-yil-gizli-kalan-belgesi/

 

  • BU TOPRAKLARIN GÖRDÜĞÜ EN BÜYÜK UTANÇ GÜNLERİNDEN BİRİ: 6-7 EYLÜL OLAYLARI – METE GÜRKAN

https://gaiadergi.com/bu-topraklarin-gordugu-en-buyuk-utanc-gunlerinden-biri-6-7-eylul-olaylari/

 

  • 6-7 EYLÜL TARİHİMİZDE SOLMUŞ BİR SAYFA DEĞİL, HALA CANLI…-MURAT SEVİNÇ

http://www.diken.com.tr/6-7-eylul-tarihimizde-solmus-bir-sayfa-degil-hala-canli/

 

  • 6-7 EYLÜL'ÜN SON TANIKLARI - NİKOLAOS STELYA    

http://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2016/09/06/6-7-eylulun-son-taniklari/

 

  • 6/7 EYLÜL VE TRAVMALAR – ÖZGÜR KAYMAK

http://bianet.org/bianet/azinliklar/178499-6-7-eylul-ve-travmalar

 

  • 6-7 EYLÜL OLAYLARININ PEK BİLİNMEYEN İSYANI: BURGAZADA DİRENİŞİ

https://onedio.com/haber/6-7-eylul-olaylarinin-pek-bilinmeyen-isyani-burgazada-direnisi-581014

 

Takılan tweetler

 

İkinci Dünya Savaşı ‏@ww2turkiye  5 Eyl

Nazi dönemindeki ırk yasaları gereği Yahudi doktorlar reçetelerinde Yahudi olduklarını belirtmek zorundaydılar.

 

 

 

Ladinodersleri ‏@ladinogunlugu  8 Eyl

Ken su korason kijo vengar, su kaza vido kemar Kalbinin öcünü almak isteyen evinin yandığını görmüş (kin tehlikelidir)

 

Bir Türk Yahudisi ‏@TurkiyeYahudisi  13 Eyl

Lizbon şehrinde sadece 1 sinagog bulunmakta

 

 

 

 

 

 

Karel Valansi ‏@karelvalansi  12 Eyl

Yolda karşılaşan iki Yahudinin birbirine "iyi bayramlar" dilediği tek yer Türkiye olmalı :)) #onlyinturkey

 

HasanBulentKahraman ‏@HBKahraman  10 Eyl

Muhteşem blumenthal ailesi onlarsız ses dünyamız eksik olacaktı üstelik geç zamana kadar yaşadı marsel bey

 

 

Emre Kongar ‏@emrkongar  17 Eyl

Çok var ama... 1 örnek: Nazilerin Yahudi soykırımı yapmadığını yazanlar. Ya da "yapmakta haklıydı" diyenler!

 

Gecinizz ‏@Gecinizz  8 Eyl

Isyerim ulus oditoryuma (ozel musevi lisesi) yakin oldugundan kendimi gun icerisinde ekstra guvende hissediyorum. 3 ekip araci,10 polis..