Vaethanan – Şabat Nahamu: Tanrı’ya güven

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
17 Ağustos 2016 Çarşamba

“Ki mi goy gadol aşer lo E.loim kerovim elav K’Ad… E.loenu behol korenu elav – kim Kendisine her seslenişimizde bize yakınlık gösteren Tanrı’mız Ad… gibi kendisine yakın bir tanrısı olan büyük bir ulustur.” (Devarim 4/7)

Vaethanan peraşasında okuduğumuz bu cümlede Moşe çok önemli bir ayrıntıyı açıklamak için yol arayışındadır. Kısaca ve güncel terimlerle Moşe’nin burada söylemek istediği Tanrı’nın ofisinin kapısının her zaman açık olduğudur. Bir Yahudi olarak Tanrı’ya dua etmek için belli bir zaman yoktur. Her saat, her mevsim ve her durumda açık olan kapılardan içeri girmek mümkündür. Bu zamanlarda Tanrı ile konuşmak mümkün olduğu gibi O’nun bizi dinlediği de bellidir. “Karov Ad… lehol koreav – Tanrı O’nu çağıranlara yakındır. O 7/24 bizim dualarımızı dinlemek için kapısını açık tutmaktadır.

Bu açıklama Tefila zamanı ve saatlerinin değişeceği anlamını taşımamaktadır. Bunun için belli kurallar ve belli bir düzen vardır. Ama Tanrı her zaman bizim dualarımızı dinlemeyi istemektedir. Günlük dualarını devamlı olarak icra eden bir kişi bazı nedenlerden dolayı arada bir bunu kaçırdığında ümitsizliğe düşmemelidir. Çünkü dua zamanı her andır ve bu yanlışını telafi etme şansı bulunmaktadır. Bir randevu kaçmıştır ama yenisi hemen düzenlenmiş durumdadır.

İlk cümlede yer alan ‘baet ai – o zamanda’ sözleri Tefila saatlerinin bir dua zamanı olduğunu fazladan göstermektedir. Elbette her zaman ofisin kapıları açıktır ama Tefila saatleri özel saatlerdir ve bunu kaçırmamak gerekir.

İlk cümlede yer alan ‘lemor – söyledi’ sözcüğü duanın sözcüklerden oluşması gerektiğini işaret eder. Burada bilinmesi gereken sözcüklerin ağzımızdan kutsal ve olumlu bir şekilde çıkması gerektiğidir. Laşon  ara amacı ile sözcükleri çıkarmak yarar değil sahip olduğumuz olumlu edimleri yok edecek düzeyde zarar verecek kadar tehlikelidir.

Birçoğumuzun aklına şu anda gelen soru açıktır. Peraşanın başında Moşe bilgelerin sözlerine göre 515 farklı Tefila denemiş ve Erets Yisrael’e girebilmenin çarelerini aramıştır. Bunun sonunda Tanrı’nın cevabı ‘yeter’ olmuştur. Eğer dualar her zaman Tanrı katında kabule açıksa neden Moşe gibi biri bu yanıtı almıştır?

Tanrı Moşe’yı duaların sonuna geldiğinde durdurmuştur. Moşe’nin ne amaçla dua ettiğini en başından beri bile Tanrı onu ne ilk duasında ne de beş yüz dua geçtikten sonra durdurmaz. Tanrı’nın ‘rav lah- yeter’ emri dualar bittikten sonra gelir. Tanrı bu duaları tabir yerinde ise ‘dua bankası’nda muhafaza etmekte ve gerektiğinde kullanmaktadır. 

İnsanoğlu olarak bizler Tanrı’nın dualarımızda istediklerimizi bazen vermemesine bazen hiç duymamış gibi görünmesine karşı bir umutsuzluk bir güven kaybı yaşarız. Hâlbuki bu güven kaybının gereği yoktur. Bizim için gerekli ve iyi olan bir şey elbette Tanrı tarafından zamanı geldiğinde sağlanacaktır.