Uçak yolculuğu artık daha güvenli

Her ne kadar uçak kazaları meydana geldiğinde manşetlerden düşmüyorsa da, uçak yolculuğu halen en güvenli seyahat yollarından biri. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) verilerine göre, 2015 yılında 37,6 milyon uçuşta 3,5 milyar kişi güvenle yolculuk etti.

Ekonomi
3 Ağustos 2016 Çarşamba

Havalimanları söz konusu olduğunda ise, İsrail’deki Ben-Gurion Uluslararası Havalimanı dünyanın en güvenli havalimanlarından biri olarak kabul ediliyor. Güvenlik katmanları her yıl buradan geçen 16 milyon yolcuya yalnızca kısmen görünür durumda.

İsrailliler seyahati biraz daha kolay ve çok daha fazla güvenli hale getirmeyi vaat eden pek çok yenilikte de başı çekiyor.

İşte bunlardan birkaçı:

X-Test: Patlayıcıları koklayarak tespit etmek için farelerin eğitilmesi

Bazıları fareleri haşere olarak görse de, İsrailli X-Test şirketi kemirgenlerin oldukça sıra dışı bir özelliğini kontrol altına alarak bundan yararlanmayı sağlıyor. Bu küçük memeliler havalimanı güvenlik kontrol noktalarında patlayıcıları koklayarak tespit edebiliyor, dolayısıyla yolcuları korurken güvenlik yetkililerine de zaman ve para tasarrufu sağlıyorlar.

İsrail Savunma Kuvvetleri’nden emekli subaylar tarafından kurulan X-Test, patlayıcıları tespit etme ve etkisiz hale getirme alanında ün yapmıştır. Şimdi ise, farelerin keskin koku alma duyularından sınır geçiş noktalarında ve havalimanlarında uyuşturucu maddeleri, patlayıcıları ve yabancı maddeleri tespit etmek için yararlanan şirket, bu konuda çığır açıyor. Özel olarak eğitilen fareler kafeslerle farklı kontrol noktalarına götürülerek gizlice insanları ve eşyalarını koklayacak, potansiyel olarak ölümcül bir madde kokladıklarında ise yetkilileri uyaracaklar.

Eski bir bomba imha uzmanı olan, X-Test’in arkasındaki isim Yuval Amsterdam, farelerin kokuları ayırt etmede patlayıcı tespit eden köpeklerden daha etkili olduklarını ileri sürüyor. Amsterdam, The Independent’a verdiği röportajda “Koku yetenekleri açısından köpekler kadar iyiler, ancak daha küçükler ve eğitilmeleri daha kolay. Eğitildiklerinde biyosensörlere dönüşüyorlar”dedi.

Tracense: Beş saniyede güvenlik kontrolü

Uçuş yaptığınız havalimanında henüz bomba koklayan fareler yoksa, büyük ihtimalle zaman harcatan bir güvenlik kontrolünden geçmeniz gerekecektir.

Neyse ki, İsrailli bir üniversite araştırma ekibi, en sıkı güvenlik taramalarının süresini dahi büyük ölçüde kısaltacak nanoteknoloji tabanlı bir bomba tespit çipi üretti.

Tel Aviv Üniversitesi araştırmacıları ve Tracense şirketi tarafından üretilen TESS prototipinde kullanılan nano-sensörler, havada bir katrilyonda birkaç moleküle kadar oranda bulunan patlayıcı, biyolojik ya da kimyevi maddeleri yaklaşık 4,8 metre öteden tespit edebiliyor. Nano boyutlu sensörler, çipin ‘kokladığı’ moleküllerin türünü tespit ederek, bunların bilinen tehlikeli madde türlerine ait olup olmadıklarını analiz ediyorlar.

Tracense’in çipi, ticari ve askeri alanlarda kullanılan TNT, RCX ve HMX kimyasallarını, ayrıca sıklıkla ev yapımı patlayıcı cihaz imalatında kullanılan ve tespiti daha zor TATP ve HMTD patlayıcılarını yakalayabiliyor. Ekip, ürün denemeleri sırasında çipin patlayıcı maddeleri havasız ortamlarda, hatta sigara dumanıyla ‘çok kirlenmiş’ yerlerde dahi yalnızca beş saniye içinde tespit edebildiğini de gördü

Faception: Suçluları tespit için yüz tanımlama yazılımı

Yeni kurulan İsrailli yüz tanımlamadan kişilik profilleme şirketi Faception, geliştirdikleri yazılımla teröristleri, suçluları, pedofilleri ve diğer sapkınları tespit edebileceklerine inanıyor.

Faception, geçen kasım ayında gerçekleştirilen Paris katliamlarından sorumlu 11 teröristin dokuzunu, yalnızca fotoğraflarını kendi yazılımıyla tarayarak ve yüz özelliklerine dayanarak terörist olarak tespit edebileceğini ileri sürüyor. Faillerin çoğunun önceden sabıkası olmamasına rağmen, Faception kendi yazılımının teröristlerin ve suçluların belirlenmesinde ulusal güvenlik ve polis için hayati önemde bir araç olabileceğini belirtiyor.

CEO Shai Gilboa, CTO Dr. Itzik Wilf ve baş profil uzmanı David Gavriel tarafından 2014 yılında kurulan şirket, 15 sınıflandırıcıdan oluşan bir veritabanı geliştirmiş ve bunların kişilik özelliklerini yüzde 80 kesinlikle tespit etmek için kullanıldığını bildiriyor.

Faception, geliştirdiği teknolojinin tanıtımını geçtiğimiz günlerde bir amatör poker turnuvasında yaptı. Yarışmacıların resimleri profesyonel oyunculardan oluşan bir veritabanıyla karşılaştırılarak, hangi dört yarışmacının üstün geleceği tahmin edildi.

Xsight: Havaalanı pistlerinin temiz tutulması

X-Test’le karıştırmayın: Xsight Systems, gelişmiş pist sensörü çözümlerini sunan ve dünya çapında önde gelen havalimanları tarafından tercih edilen İsrailli bir şirket. Teknoloji, havaalanı pistlerinin ve çevrelerinin sürekli olarak kontrol altında tutulmasını sağlıyor.

Şirket, ürettiği teknolojinin Seattle-Tacoma Havalimanı’nı yerdeki ve gökteki tehlikelerden koruyacağını bu yılın başlarında açıkladı. Seattle Limanı tarafından gerçekleştirilen testler ve değerlendirmelerden sonra, havalimanının yüklenicisi Leidos, Xsight’ın RunWize sistemini kuracak. Bu sistem, FOD, yani Yabancı Madde Birikintisi olarak da bilinen pist ‘çöpünü’ otomatik olarak tespit ediyor. Ayrıca sistemin içinde, ciddi ve yaygın bir sorun olan kuşların jet motorlarına kaçmasına karşı uçakları koruyan, Xsight’ın özgün BirdWize sistemi de bulunuyor.

FODetect, Federal Havacılık İdaresi ve Federal İletişim Komisyonu’nun FOD Tespit Donanımı yönetmeliğine bütünüyle uygun. Boston Logan, Bangkok Suvarnabhumi Uluslararası Havalimanı ve Tel-Aviv Ben-Gurion Uluslararası Havalimanı gibi havalimanlarında kullanılıyor.‘Washington Post’un haberine göre, bu dört kişinin ikisi sonuçta etkinliğin üç finalisti arasına girdi.

Sensority: Güvenlik kameralarının daha akıllı kullanımı

Tüm dünyada, herhangi bir anda bilgi parçaları yayınlayan yaklaşık 200 milyon güvenlik kamerası var. İsrailli genç ve yenilikçi bir şirket bu kameraları daha akıllıca kullanmak istiyor.

Valriy Blyus, Dmitry Goldenberg ve Tal Catran tarafından kurulan Sensority, video analizi alanında ilginç bir teknoloji sunuyor. Geliştirdikleri yazılım, mevcut kameraların altyapısına bağlanarak kaydedilen bilgi akışını alıp gerçek zamanda işleyebiliyor. Basit bir kamera kullanarak bir kişinin nabzı, yaşı, dakikada aldığı nefes sayısı gibi fizyolojik parametrelerini izleyebiliyor ve alınan verileri analiz ediyor.

Vizyonları, fizyolojik parametrelere dayalı herhangi bir uygulamanın oluşturulabileceği ve pek çok alanda kullanılabileceği bir platform oluşturmak: atletler için verileri izlemek; bir hastanın hayati değerlerini almak için yazılımı vücudu dıştan hızla taramak amacıyla kullanmak; nabızdan kimlik belirlemek için biyometrik sistem; nefes alma sıklığı, ter gibi nitelikleri kullanarak suç veya terör tahmininde bulunmak...

Bunun benzer parametreler kullanan yalan makinelerine benzediği söylenebilir.

Etkileyici fikirlerden biri, bu yapılan analizi yakın zamanda havalimanlarında büyük bir endişe konusu olan Ebola virüsü gibi virüsleri ve bulaşıcı hastalıkları tespit etmek için kullanma önerisiydi. Sensority, havalimanından uçağa binişe ya da uçaktan çıkışa kadar olan uzun yolun bilgi ve veri açısından altın madeni olabileceğine inanıyor.

Güvenlik kontrol noktaları ortadan kalkmıyor, ancak doğru teknolojiyle umuyoruz ki bunlardan geçmek hepimiz için daha kolay hale gelirken, aynı zamanda uçuşumuz da çok daha güvenli olur.

İsrailli genç ve yenilikçi şirket Zebra Medical Vision 12 milyon dolar topladı

Şirket bugünlerde osteoporoz, karaciğer yağlanması ve amfizeme yönelik görüntüleme sonuçlarının analizini destekleyen algoritmalar sunuyor.

Zebra Medical, 2014 yılında CEO (İcra Kurulu Başkanı) Elad Benjamin, CTO (Teknolojiden Sorumlu Başkan) Eyal Toledano ve başkan Eyal Gura tarafından kuruldu. Gura, şirketi, geçirdiği dalış kazasından sonra kurdu. Yanlış tedavi gördü, çünkü kendisinin röntgenini çeken teknisyen filmi doğru şekilde analiz edememişti. Zebra Medical genç bir şirket olmasına rağmen, şimdiden İsrail dijital tıp endüstrisinde oldukça ünlü ve 2015 yılı için ‘Globes’da gelecek vaat eden yeni şirketlerden biri olarak seçildi. Geliştirdiği ürün, Clalit Sağlık Hizmetleri dâhil birtakım sağlık kuruluşlarında pilot uygulama aşamasında.

Benjamin, “Radyoloji şu nedenlerle bir personel krizine doğru sürükleniyor: nüfus artışı, özellikle de yaşlı ve hastalar, gelişmekte olan ülkelerin radyoloji hizmetlerine daha fazla maruz kalması ve radyolog sayısı değişmezken görüntüleme cihazlarının miktarında artış olması. Radyologların zamandan tasarruf ederek görüntüleri analiz etmelerine yardımcı olmak ve onları rahatlatmak istiyoruz, böylelikle çabalarını daha karmaşık vakalara ayırabilirler.” dedi.

Benjamin’e göre, hastaneler bugünlerde sistemi iki şekilde kullanıyor. İlki, yeni çekilen bir görüntüleme filmini analiz etmede radyologlara yardımcı olmak, diğeri ise daha yenilikçi olan yol ise farkında olmadıkları belirli bir durumdan mustarip olan hastaları tespit etmek için hastanede var olan tüm görüntü veri tabanlarını incelemek. Bu hastanenin kârına potansiyel olarak katkıda bulunabilir. “Bir hastane, tanı konulmuş bir hasta için daha fazla ödeme alır; bir hastaya tanı konulmadığı ve hastalığı kötüye gittiği takdirde ise risk altına girer. Bu nedenle erken teşhis önlemlerini başlatmaya değer.”

Şirketin işine aşina olan kaynaklar ve biyomedikal pazar, ürünün ilaç şirketlerinin de işine yarayabileceğini söylüyor. Kendi ürünlerine yönelik potansiyel müşterileri belirlemede ürünü kullanabilirler. Benjamin, “Bu bir olasılık, fakat biz öncelikle ürünü piyasaya değil, ilk amacın hastalara fayda sağlamak olduğu bir yer için pazarlamakla ilgileniyoruz” diyor.

Şirket algoritmalarının her biri ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay gerektiriyor. Bu süreç birkaç ayda tamamlanıyor. Şirketin iş modeli, yazılım aracılığıyla iletilen bilgilerin hacmine bağlı ödeme ile hisse senetlerinin satışı şeklinde. Benjamin, “Bu finansman dizisinden elde edilen para biz kâr edinceye kadar bize yetmeli” diyor.

Derleyen: Nur Şaul Barakas

Kaynak: itrade.gov.il

Globe