Namaste!

Berk YÜKSEL Toplum
29 Ağustos 2018 Çarşamba

“Bilgeliği aramak bilgeliktir.” Dr. Daisetz Teitaro Suzuki

‘Namaste’ sözcüğünü, Sanskrit dilinde ‘Nama’ kökünden gelen ‘namas’: eğilmek ve ‘te’ eki: sen, seni kelimelerinin birleşimi oluşmuştur. “Önünde saygı ile eğilmek, senin önünde eğilirim, selamlarım, saygılarımla” anlamlarını taşımaktadır. “Merhaba, güle güle,  teşekkür ederim, vs...” benzeri birçok anlama gelmektedir. Tanrı’nın bir parçası, O’ndan ayrılan bir zerre olarak kendini hisseden bireyin; kendisi gibi O’ndan gelen zerrelere kalben selam verişidir. Farklı biçimlerde selamlama yapılmaktadır (eller üçüncü göz hizasında veya göğüs hizasında, başın üstünde birleştirilerek).

Bir kaynakta da şöyle geçer: “Namaste selamında iki elin beş parmağı da birleştirilir. Bunun anlamı: ‘Sol el beş parmağı’ (Karmanın beş duyusu) ile ‘Sağ el beş parmağının’ (ilimin, bilginin beş aracı) birleşmesidir. ‘Namaste’ selamındaki sağ ve sol el parmaklarının birleştirilmesi, karma ve eylemin (hareketin) uyumlu olması gerektiğini, sağduyulu hareket edip, buna göre eylemlerde bulunmamız gerektiğini anlatıyor.” “Düalite’den, on parmağın bütünleşmesi ile kutsal onlunun oluşmasına kadar” birçok anlam taşımaktadır. Madde ve mananın, ruh ve bedenin birliği, farklı kutuplardan tamamlayıcılığa geçiş gibi birçok anlam çıkarılabilinir.

Bu selam derinsel bir düşünce ile “Ruhunuzu (içsel gerçekliği, içinizdeki ve içimdeki Tanrıyı) selamlıyorum” anlamlarına gelmekte. “İçimdeki tanrısal öz, senin içindeki tanrısal özü selamlar...”, şeklinde bu kelimeyi açıklamak daha doğru olacaktır. Bilinçli ve hissederek dile getirildiğinde saygı, hoşgörü, sevgi, kibarlık, şükran, huzur, farkındalık ve birliği çağrıştırır.

İngilizce karşılıklarını Türkçeye çevirecek olursak, “Senin ve benim içimdeki ruha saygı gösteriyorum; senin ve benim ruhlarımız bir, biz biriz;  sana ve tanrısal özüne selam olsun, vs...” şeklinde de kullanılmaktadır. Sevenlerinin eskiden ‘Lost’ dizisinden de sıkça duyduğu bu selamlama sözcüğü farklı kültürlerde farklı sözcükler ile ifade edilmiştir.

Kalpten saygı ve sevgi ile selamlama, gönül selamı, özün özü selamı, özel titreşim sağlayan kelimeleri kullanarak hitabet ve bunlara beden dilinin farklı şekillerde eşlik etmesi her kültürde farklı biçimlerde mevcuttur. Önemli olan şekil özentiliği değil, her zamanki gibi özü görebilmektir. Kişide hangi sözcük heyecan yaratıyorsa, ona kendince bir değer katıp, hissederek kullanmak elbette önemlidir. Aksi kullanımlar, özentilikten öteye maalesef geçememektedir. Kabı kullanmak, kaptan fayda beklemek, şekil ile oyalanmak, zarfa, yüzeye, şekle önem verip mazrufu yani içeriği, özü, derinliği görmezden gelmek bireyin zaman kaybederek kendini ve çevresini kandırması ve sonuçta özün önüne yeni perdeler çekmesinden başka işe yaramayacaktır. Her insan kaynakta olanı mikro ölçekte yansıtır. İçindeki karanlığı mı yoksa aydınlığı mı beslemek tercihi ise kişiye kalmıştır... Namaste...

Platon sorar: “Bilgisizlik neden kötüdür?” diye... Cevabı kendisi şöyle verir: “Cahil kişi güzellikten, iyilikten, akıldan yoksunken; hepsini kendisine toplamış sanır da ondan...”