Rabi Noah Weinberg’in bilgelik mirası

Rabi Noah Weinberg (1930-2009) uzun seneler boyunca, yakında gazetemiz tarafından röportajı yaparak tanıtılması planlanan Yeruşalayim’deki Aish HaTorah Yeşivasının kurucusu ve başıydı. Bu ayın Tora’nın Yolunda yazısında Rabi Weinberg’in hayat hakkındaki görüşlerini sizinle paylaşacağım. Bir bilgenin, anlaşılması gayet kolay bir dille kâğıda dökülmüş olan fikirlerinden yararlanacağımızdan ve hayatı nasıl yaşamamız gerektiği konusunda esinleneceğimizden kuşkum yok. Buyurun başlayalım.

Estreya SEVAL VALİ Kavram 0 yorum
24 Şubat 2016 Çarşamba

Rabi Noah, söyleyeceklerini beş ana başlık altında toplamış: a) Ne bildiğinizi bilin; b) Hayatı tanımlayın; c) Hayatın amacını anlayın; d) Hayatı seçin; e) Hayatı yaşayın.

Şimdi konuları açalım:

Ne bildiğinizi bilin

1.

A. Açıklık ya da Ölüm

B. Ne için yaşadığımızı bilmiyorsak, hayatı görmeden yanından geçip onu ıskalayabiliriz.

C. Ne için yaşadığımızı bilmiyorsak, yürüyen bir ölüyüz.

2.

A. Hayat mücadelesi, akıl sağlığı mücadelesidir.

B. Hepimiz deliyiz. Kişi, içine delilik ruhu girmemişse günah işlemez. Bu açıdan deli olduğumuzun sürekli bilincinde olmamız çok önemlidir. O zaman deliliğimizin tam tutsakları olmayız.

3.

A. Dünyadaki en büyük hastalık bilgisizliktir. Cehalet insanı öldürebilir. Örneğin kişi kendini, hayatının amaç ve anlamını anlayamıyorsa, bu onu intihara kadar götürebilir.

B. Cehalet aynı zamanda en bulaşıcı hastalıktır. Tüm toplumlara yayılır. Onunla mücadele etmek son derece zordur; bunun başlıca nedeni, kurbanın hastalığa kapıldığının genellikle farkında olmamasıdır.

4.

A. Hepimizin hakikati anlama konusunda içgüdüsel bir yeteneği vardır. Bir melek biz daha doğmadan bize bütün Tora’yı öğretti.

B. Son tahlilde, neyin doğru olduğunu anlama konusunda kendi yargımıza dayanmak zorundayız. Bu bir meziyet ve zorunluluktur; yitirmemeye çok dikkat etmeliyiz.

5. Bilginin pek çok ön koşulu vardır. Bunlardan biri gerçekle yüzleşmektir. Olayları görmek istediğimiz gibi değil, oldukları gibi görmeliyiz.

6. Yaşadığımız toplumun değerleri, beynimizi yıkıyor. Örneğin Kızıl Çin’de yetişmiş olsaydık, oradaki büyük çoğunluk gibi düşünürdük. Hakikati aramadığımız sürece, çevremizin meydana getirdiği ‘ürünler’ olarak kalırız.

7.

A. Mantık bizi yönetir. Tanrı bize boşuna akıl vermedi.

B. Aklımızla hareket etmeliyiz.

8. Eğer kendimizi bilmiyorsak, hiçbir şey bilmiyoruz.

9. Büyüklüğün sırrı, tinsel muhasebemizi yapmaktır. Her gün şu üç soruyu sormak için zaman ayırmalıyız:

A. Ne için yaşıyorum?

B. Günümüzü gözden geçirelim ve soralım: Neyi değiştirmem gerekiyor?

C. Bu konuda ne yapacağım?

 

Hayatı tanımlayın

1. Hayat bir bilimdir. Bu bilimi öğrenmek, sevgi, iyi, özgür irade gibi kavramların tanımlanmasını gerektirir. Bu fikirler sübjektif deneyime değil, bilgeliğe dayanır. Yaşam bilimi doğru düzgün yaşamanın ön koşulu olarak tanımlanabilir ve tanımlanmalıdır da; objektiftir ve herkesin erişimine açıktır.

2.

A. Sevgi; erdem, güzellik ve iyilik gördüğümüz ve kişiyi bu özelliklerle özdeşleştirdiğimiz zaman hissettiğimiz bir haz duygusudur.

B. Sevgi bir seçim ve zorunluluktur; öylesine başımıza gelen bir şey değildir.

C. Sevgi, bir kişiyi erdemleriyle özdeşleştirmek ve kusurlarını görmezden gelmektir. Nefret ise bir kişiyi kusurlarıyla özdeşleştirmek ve erdemlerini görmezden gelmektir.

D. Başkalarının erdemlerini görmek suretiyle onları sevmeyi öğrenebiliriz.

3.

A. Mutluluk, sahip olduklarımızı takdir ettiğimiz zaman hissettiğimiz bir haz duygusudur.

B. Mutlu olmayı kendimize, başkalarına ve Tanrı’ya borçluyuz.

C. Mutlu olmaya çalışmak için nelerle kutsandığımızı dikkate almamız gerekir.

4. Sevinç, iyiyi öngördüğümüz zaman hissettiğimiz hazdır.

5. Hayranlıkla karışık dehşet, muazzam güç ve görkem karşısında ne kadar küçük ve anlamsız olduğumuzu anladığımızda hissettiğimiz hazdır.

6. Lider, sorumluluk alan, problemleri çözen ve takipçilerin aksine, ne yapacağının kendisine söylenmesini beklemeyen kişidir.

7. Özgür iradenin özü, ölümün karşısında hayatı, kaçmanın karşısında gerçekliği seçmektir. Hayatı seçin.

8. Fanatik kimdir? “Ben haklıyım, aksine ikna etmek için beni mantıklı argümanlarla sıkmayın,” diyen kişidir. Ne var ki, haklı olduğuna inanan ve bu konuda tutkulu olan kişilerin çoğu haksız yere fanatik olmakla suçlanır.

9. Alçakgönüllülük, uysal olmakla aynı şey değildir. Moşe yaşamış olan en mütevazı kişiydi ama hiç de uysal sayılmazdı. Alçakgönüllülük şunu bilmektir: Sahip olduğumuz her şey Aşem’den gelir. Tek önemli olan Aşem’in İradesini yerine getirmektir.

10. Anlamsız nefret (sinat hinam), yanlışları yüzünden insanlardan nefret etmektir.

11. Tanrı Korkusunun özü, seçimlerimizin sonuçları ile karşılaşmaktır. Ödül de, ceza da, gerçeklikle yüzleşmenin başlıca yollarıdır.

12. Evlilik, bir bütünün iki yarısını birleştiren kutsal bir bağdır.

13. Boşanma, bir uzvun kesilmesi gibidir. Gerekli olabilir ancak acılıdır ve bedeli çok ağırdır.

14. Özgürlük, büyümek ve gelişmek için gerçekten istediğimiz her şeyi yapabilme yetisidir. Serbestlik, herhangi bir şeyi, iyi ya da kötü olduğuna bakmaksızın yapma yetisidir.

15. İnanç mantığa dayanır ve Yahudiliğin temelidir. İman; duygulara, gözü kapalı kabule dayanır ve Tanrı ile ilişki kurmanın temelini zayıflatır.

16. Tora talimat demektir. Torat Hayim, Tanrı’nın, Yaşamı Kullanma Kılavuzu verdiği anlamına gelir. Bu dünyadaki amacımızı yerine getirmek için Tora’nın ana hatlarına uymamız gerekir.

17. İbranice Het sözcüğü çoğu zaman yanlış olarak günah şeklinde algılanır; oysa hedefi ıskalamak, hata yapmak anlamına gelir. Herkes hata yapabilir.

18. Eğlencenin özü, kişinin kendini keşfetmesidir.

19. Tanrı’nın görüntüsünde yaratılmış olmak, özgür irade sahibi olmak demektir. Bizi insan yapan, budur. Kişi bu gücü nasıl kullanacağını anlayıncaya kadar, insanlığının kilidini çözemez.

20. Bazı insanlar ‘mutlak’ diye bir şey olmadığına inanır. Ancak mutlak olmadığı kavramı bile, bir mutlakıyettir.

 

Hayatın amacını anlayın

1. Aşem dünyayı bizim zevkimiz için yaratmıştır. Beş zevk seviyesi vardır ve her biri amacımızla farklı bir boyutta bağlantı kurmamızı sağlar.

2. Zevki acının tersi olarak görmek, çökmekte olan bir toplum işaretidir. Acı, zevk için ödediğimiz bedeldir.

3. Tanrı’nın Adını Mübarek Kılma (Kiduş Aşem) fırsatı her yerde bulunur.

4. Neslimizin en acilen yapması gereken, Yahudi halkının asimilasyonunun sonucu olan Tanrı’nın Adının kirletilmesi (Hilul Aşem) ile mücadele etmektir.

5. Dindar bir Yahudi için sevinçli bir şekilde yaşamamak, Hilul Aşem’dir.

6.

A. Herkes iyi olmayı ister. Herkes doğru olanı yapmak ister.

B. Tanrı ile yaşayarak doğru olanı yapmak, Tanrı için ölerek doğru olanı yapmaktan daha zordur.

C. Ne için yaşadığımızı öğrenmek istiyorsak, neyin uğruna ölmeye hazır olduğumuzu bilmek zorundayız.

D. Neyin uğruna ölmeye hazır olduğunuzu bilmiyorsak, daha büyümedik demektir.

E. Uğruna ölecek şey için yaşamamışsak, tam manasıyla yaşamadık demektir.

7. Hayatın kendisi bir armağandır. Yaşadığımız için sevinmeliyiz. Biraz yaşayalım!

8. Doğru olanı yapmaktan ötürü zevk alalım. Zorunluluklarımızı yerine getirdiğimiz için zevk alalım. Bu, insana öz saygı kazandıran anlamlı bir hayatın verdiği zevktir.

9. Tanrı’nın bize gelmesindense, bizim O’na gitmemiz (O’nu taklit etmemiz) daha iyidir.

10. Eylemlerimiz bütün dünyayı mükemmelleştirebileceği gibi, dünyayı yıkıma da götürebilir. Farkı yaratan, yaptıklarımızdır. Bütün dünya bizim için yaratıldı: Bu hem bir armağan, hem de sorumluluktur.

11. Fiziksel dünya zevkimiz için verildi: tadını çıkarmayı öğrenelim ve bunun için Tanrı’ya teşekkür edelim.

12. Her insanın “buna değer mi?” dediği anlar vardır; “Bütün bunlar ne için?” Bu anlardan korkmayalım ve onları, hayatımızdaki amaca ulaşmak için kullanalım.

13. Tora’daki 613 mitsva’nın tamamının hedefi, Altı Sürekli Mitsva’dır (1. Bir Tanrı olduğunu bil; 2. Başka tanrılara inanma; 3. Tanrı Tek’tir; 4. Tanrı’yı sev; 5. Tanrı’dan kork; 6. Kalbin ve gözlerin seni yoldan çıkarmasın).  Bunlar, ulaşmaya çalıştığımız durumu tasvir eder.

14. Yaşama hedefimizi yerine getirecek her şeyi maddi dünyada öğrenebiliriz.

15. Bütün mitsva’ları yerine getirdiğimiz halde, amacı yine ıskalayabiliriz çünkü Tanrı’ya sevinçle hizmet etmemişizdir. Tora, bizim iyiliğimiz ve zevkimiz içindir. Bunu takdir etmeliyiz.

16. Birine vereceğimiz en büyük armağan onu bağımsız kılmak, ona kendini armağan etmektir. Bir ebeveyn, çocuklarının yerine geçemez. Çocukların kendileri olmayı seçmeleri gerekir.

Size okyanusta damlalar sunduğumu sanıyorum sevgili okurlar. Üzerinde düşünecek çok konu var. Yazımıza, Aşem’in izniyle, gelecek ay devam edeceğiz.  Esen kalın.

 

 

 

 


1 Yorum