Mafya-FBI işbirliği

‘KARA DÜZEN’ biri FBI ajanı, diğeri mafya lideri olarak yolları kesişen iki çocukluk arkadaşının yaşanmış hayat öyküsünü anlatıyor.

Viktor APALAÇİ Sanat
28 Ekim 2015 Çarşamba

Aktörlükle başladığı kariyerini yönetmenlikle sürdüren Scott Cooper’ın Amerikan tarihinin en azılı gangsterlerinden James Bulger’ın hayatını anlattığı film, mafya türüne güçlü bir halka olarak ekleniyor. ABD’de 20’li büyük bunalım yıllarında ortaya çıkan gangsterlik olaylarında, suçlularla işbirliği yapan yozlaşmış emniyet güçleri, ülkenin yakın tarihinin karanlık sayfalarının kahramanları. Dönemin atmosferini başarıyla yansıtan mekân seçimi, yapım ve kostüm tasarımı, belgesele yakın sinema dili, usta işi fotoğraflar, mükemmel bir oyuncu kadrosu ‘Kara Düzen’i birinci sınıf bir kara film yapıyor. Johnny Depp, psikopat katil rolüyle Oscar’a aday gösterilebilir.

Aktörlükle başladığı sinema kariyerini yönetmenlikle sürdüren Scott Cooper’ın ‘Kara Düzen/Black Mass’i, gangster-mafya türüne güçlü bir halka olarak eklenen kaliteli bir film.

‘The Boston Globe’ gazetesi muhabirleri Dick Lehr ile Gerard O’Neill’in yazdıkları kitaptan alınan film, Amerikan tarihinin en azılı gangsterlerinden James Bulger’ın hayat öyküsünü anlatıyor. ABD’de 20’li bunalım yıllarında artan gangsterlik olaylarında, suçlularla işbirliğinde bulunan yozlaşmış emniyet güçleri, ülkenin yakın tarihinin karanlık sayfalarının kahramanları.

1970’li yıllarda Boston’un güneyindeki bazı bölgelere hâkim olan İrlanda kökenli mafya lideri James Whitey Bulger’ın, FBI ajanı John Connoly ile yaptığı işbirliğinden sonra, nüfuzunu arttırıp yükselişini anlatan film, mafya-devlet ilişkisine yeni bir boyut getiriyor.

Yaşlı annesi, oğlu ve güzel karısıyla, eyalet senatörü olan kardeşiyle (Benedict Cumberbatch) aynı evde yaşayan Bulger (Johnny Depp), aynı mahallede büyüdüğü çocukluk arkadaşı FBI ajanı John (Joel Edgerton) ile işbirliği yapar.

Bulger, bölgedeki rakibi İtalyan mafyasından Angiulo ailesine karşı FBI’a muhbirlik edecek, bu bilgiler karşılığında FBI onu görmezden gelecektir.

Filmin inandırıcı olması, yönetmen Scott Cooper’ın dönemin atmosferini yaratmadaki başarısının yanı sıra, senaryonun yaşanmış bir hayat öyküsüne dayanmasından alıyor.

Mükemmel yapım tasarımlı, sürükleyici, modern bir suç filmi vasfını taşıyan ‘Kara Düzen’in başarısı, mizansenin belgesele yakın bir sinema dilini tercih etmesinden geliyor.

Suç dünyasının senaryoda iyi işlenmiş karakterleri, giyim-kuşam-saç stili ve mekân seçimi ile ilgili başarılı yapım ve kostüm tasarımı, yakın plan ağırlıklı usta işi fotoğraflar, akıcı bir sinema dili ‘Kara Düzen’i birinci sınıf bir film yapıyor.

BULGER ‘KÖSTEBEK’ FİLMİNE DE İLHAM VERMİŞTİ

Francis Ford Coppola’nın 1972 tarihli ilk ‘Baba/The Godfather’ filmiyle başlayan, Martin Scorsese ve Brian De Palma’nın filmleriyle gelişen, mafya-gangster türünün çeşitli yapıtlarını izledik.

Bol Oscar ödüllü üç ‘Baba’ filmi, Brian de Palma’nın ‘Yaralı Yüz/Scarface’ ve ‘Dokunulmazlar/The İntouchables’ başyapıtları Martin Scorsese’nin ‘Sıkı Dostlar/Good Fellas’ ve ‘Köstebek/The Departed’ gibi mafya başyapıtları, ‘Kara Düzen’ ile akrabalık taşıyan filmler.

Scorsese’ye yıllardır beklediği En İyi Yönetmen Oscar ödülünü 2006’da getiren ‘Köstebek’in senaryosu, ‘Kara Düzen’in kahramanı Bulger’ın yaşam öyküsünden esinleniyor.

Yukarıda adı geçen mafya filmlerinin ortak noktası, kahramanları olan gangsterlerin tümünün hasta ruhlu, psikopat, şiddet eğilimli insanlar oluşudur.

İrlanda kökenli Bulger, acımasız, maço, öldürmekten zevk alan, psikopat, cani bir karakterdir. Alkatraz’da dokuz yıl hapis yatmış bu azılı gangster, 1981’de ansızın hastalanan küçük oğlunun, ardından yaşlı annesinin ölümünden sonra, kendisine dokunulmazlık kazandıran FBI ajanı, çocukluk arkadaşı John’a şantaj yapacak kadar gözü kararır. Kısa zamandaki yükselişi FBI’ın dürüst ajanlarının dikkatini çekince ‘Boston’un Suç Lordu’nun sonu gelir.

Etrafına dehşet saçan, gayeye ulaşmak için oluk oluk kan akıtan bir mafya liderinin önlenemez yükselişini anlatan ‘Kara Düzen’ belki türüne bir yenilik getirmiyor ama aksiyonu bol, hareketli mizanseni ile anlattıklarını iyi anlatıyor.

Cinayet, tefecilik, şantaj ve kaba kuvvete dayanan karanlık yöntemlerle Bulger’ın suç dünyasındaki yükselişi, türe yeni bir soluk getirmeyi amaçlayan bir sinematografi eşliğinde anlatılıyor.

 

SENATÖR VE MAFYA LİDERİ KARDEŞİ

45 yaşındaki, Virginia doğumlu Scott Cooper, oyunculukla başlayan sinema kariyerini, ‘Çılgın Kalp/Crazy Heart’ (2009) ve ‘Kardeşim İçin/Out of the Furnace’ (2013) gibi seviyeli filmlerle yönetmen olarak sürdürdü.

Alkolik bir country şarkıcısının hayatını anlatan ilk film, bu rolü canlandıran Jeff Bridges’e En İyi Aktör Oscar Ödülünü getirmişti. Robert Duvall ve Colin Farell gibi prestijli aktörler Jeff Bridges’e replik veriyorlardı.

Scott Cooper’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Kardeşim İçin’ ekonomik sıkıntılarla boğuşan iki kardeşin, suç dünyasından kurtulup, daha iyi bir hayat kurma hayallerini anlatıyordu. İki kardeşi Christian Bale ile Casey Affleck canlandırıyordu.

Cooper’ın son filmi olan ‘Kara Düzen’, Hollywood’a malzeme vermeyi sürdüren gangster türünden, yaşanmış bir hayat öyküsünü, Boston’da mafyayla polisin iç içe olduğu bir yozlaşmayı anlatıyor.

70’li, 80’li yıllarda Güney Boston’a hâkim olan İrlanda mafyasının lideri James Bulger’ın öyküsünü derli toplu anlatan film, türün meraklılarını hoşnut edecek cinsten.

Film, muhbirliği seçen Bulger çetesinin azılı bir tetikçisinin ve önemli isimlerinin FBI ajanlarına yaptıkları itiraflar ile başlıyor.

Sonra geriye dönüşlerle, biri politikaya soyunup eyalet senatörü olan ağabey Billy ile karanlık işlere girip azılı bir mafya lideri olan kardeş James’in hayatını anlatıyor.

Filmin başarısında kalabalık oyuncu kadrosunun tümünün usta işi performanslar ortaya koymasının rolü var.

Son yıllarda ekranlarda gördüğümüz en cani karakterlerin biri olan, muhbirlik yaparak rakiplerini ortadan kaldıran Bulger’de Johnny Depp kariyerinin belki de en etkileyici performansını çıkarıyor.

Hakkında 11 cinayet ve diğer suçlardan iki kere müebbet cezası olan Bulger, bugün 86 yaşında, cezasını çekiyor.

Bulger’e benzemesi için, seyrek saçları, mavi lensleri ve ağır makyaj altında tanımakta zorlandığımız Johnny Depp, bu yılki En İyi Erkek Oyuncu Oscarı’nın güçlü adayı.

FBI’da terfi etmek hırsıyla adeta körleşen Connolly rolünde, Avustralyalı aktör Joel Edgerton müthiş oynuyor. Bulger’le yaptığı gizli meşum ve tehlikeli işbirliği kontrolden çıkınca kariyerini kaybedip hapsi boyluyor.

Geçen yıl, Nazilerin Enigma kodunu çözen İngiliz Alan Turing’in hayatını anlatan ‘Yapay Oyun/The Imitation Game’de Oscar adayı olan İngiliz aktör Benedict Cumberbatch senatör rolünde ölçülü oyunuyla dikkati çekiyor.

Oyuncu kadrosunun başarısını tamamlayanlar ise filmin iki aktrisi (Dakota Johnson ile Juno Temple) ve eski tüfeklerden deneyimli Kevin Bacon oluyor.