İsrailli Arap Nasrin Kadri şöhret merdivenlerini tırmanıyor

İlk albümünün çok ses getirmesinin ve İsrail Devlet Başkanı Reuven Rivlin’in önünde sahne almasının ardından İsrailli Arap sanatçı Nasrin Kadri, sivillere yönelik bıçaklama olaylarından duyduğu rahatsızlıkla bestelediği, şiddet ortamında yaşamayı ve şiddeti sona erdirme umutlarını konu edinen son şarkısı ile dikkatleri çekiyor.

Nelly BAROKAS Kültür
28 Ekim 2015 Çarşamba

İsrailli-Arap ses sanatçısı Nasrin Kadri geçtiğimiz hafta sonu Herzliya’daki Dublin kulübünde sahne alacaktı. Ancak Nasrin, Şabat çıkışı menajerini arayıp konseri iptal etmesini istedi. Çünkü son günlerde gerçekleşen terör olayları tüm enerjisini yok etmişti.

Nasrin Kadri, “Durumun hassasiyetinden dolayı insanların konsere gelmeyeceklerini düşünüyordum, oysa menajerim kabul etmedi. Konser salonuna geldiğimde bir sürprizle karşılaştım, her taraf tıklım tıklım doluydu. Sahneye çıkınca o denli heyecanlandım ki gözyaşlarımı tutamadım” demekte.

İsrailli Arapların ellerinde bıçakla masum sivillere saldırdığı bu günlerde, İsrail’de Nasrin Kadri olmak çok kolay değil. Güvenlik sorunlarının yaşandığı İsrail’de Nasrin bir simge, emsal oluşturan bir kişi. O Yahudi dünyası ile Arap dünyası arasında kalan çok güçlü bir sese sahip bir sanatçı. Yahudi dünyasında yaşıyor, Arap dünyasını içinde hissediyor. Kimseyi incitmemeye çalışıyor, sözlerini dikkatle kullanıyor.

“Her iki toplumu da seviyorum, ikisi de benim için çok değerli. Müzik yapıyorum, insanlar beni seviyor. Yaşadığım Rishon Lezion’da etrafımda stresli ve korku içinde gördüm insanları. Bu beni çok üzüyor. İki halk arasındaki bir savaşın ortasında duruyorum adeta” sözleri ile duygularını açık yüreklilikle ifade ediyor.

Bir Müslüman Arap olarak Nasrin Kadri her iki lisanda şarkı söylüyor, kâh İsrail devlet başkanının karşısında, kâh bir Arap köyünde… Kendisi ile gerçekleştirilen söyleşide, “19 yaşındaki genç bir kadın teröristin gelip kendini patlatmasını düşünüyorum. Eğitimli bir genç kızmış. Bunu niye yaptığını anlamaya çalışıyorum” demekte.

“Yanıtını buldunuz mu?” sorusunu, “Böylesi radikal bir şeyi niye yaptığını, onu neyin motive ettiğini anlayamıyorum. Böyle bir şeyi kabullenmek mümkün değil, ama bizlerin de herkes gibi yaşamak istediğimizi bilmeniz lazım” sözleri ile yanıtladı.

Yeni şarkınız “A Bit Different”ın sözlerinde Rishon Lezion’daki evinizden, markalardan, sushi yemekten bahsediyorsunuz. Yahudiler arasında yaşadığınız için mi bu derece özgürce ifadeler kullanıyorsunuz? Belki sizin sınır ve bariyerleriniz yoktur.

“Her birimiz için sınır ve bariyerler yıkılmalı bence. Burada yaşıyorum, herkesten saygı görüyorum ve barış içinde yaşamaya devam etmek istiyorum. Herkes gibi vergimi ödüyorum, o halde neden eşitlik olmasın ki… İnanın, ben İsrail’deki Müslüman toplumun çok büyük çoğunluğunun görüşlerini temsil ediyorum.”

O halde ne yapmak gerekir? 

“Ateşi söndürmemiz lazım, bunun için her şeyi yapmaya hazırım. Gerekirse Knesset’e gider, orada barıştan bahsederim. Ancak barış kan dökülmeksizin, şiddete başvurulmaksızın sağlanmalı… Sorunu olan eline bıçak alıp masum insanlara saldırmamalı. Kan dökmekle bir şeye ulaşılamayacağını görmüyorlar mı? Binyamin Netanyahu, Knesset’te Arap Milletvekili Ahmad Tibi ve Obama bir araya gelip en adil çözümü bulmalılar.”

Nasrin Kadri, İsrail toplumu içinde yaşayan örnek bir kişi. Bir müzik yarışmasını kazandı, güçlü sesi ve sahnede verdiği barışçı mesajlarla ilgi çekti. Müzikle barış köprüleri kurulabileceğine inanıyor.

Bu günlerde gerçekleşecek piyano festivali kapsamında da sahne alacak olan Nasrin Kadri, “Şimdilerde durum çok hassas olsa da ben iyimserim. Önyargılı olanlar bir Arap kadının bu ülkede başarılı olamayacağını düşünüyorlar. Tüm bu önyargılı insanlara şimdiden söylüyorum, başarılı olacağım, telaffuzumdaki Arap vurgusuna rağmen başarılı oluncaya dek çalışmaya devam edeceğim” diyor.

Az da olsa, radikal bir kesim ‘Araplara ölüm’ diye bağırıyor. Yarın bu kişiler sizin konserinize gelebilirler, buna ne diyorsunuz?

“Bu sesleri duymak tabii üzücü… Tüm Araplar aynı olmadığı gibi, tüm Yahudiler de aynı değil. Her iki tarafta da ateşe körükle gidenler var. Böyle bağıranların amacı Knesset’te daha çok sandalye kapmak.”

Ya Tapınak Tepesi?

“Orası bizim için çok kutsal, aynen Batı Duvarının sizin için kutsal olduğu gibi. Bu konudaki anlaşmazlık insanların karşılıklı konuşmaları ile hallolabilir. Sorun şu ki karşılıklı konuşması gereken kişiler ilişkilere daha fazla zarar veriyorlar. Benimle siyasi konularda değil de müzik konusunda söyleşeceğiniz günlerin geleceği umudunu taşıyorum”.

Kaynak: Times of Israel