Yahudi tarihinin yedi harikası -1

Kral 14. Louis, Katolik filozof ve matematikçi Blaise Pascal ile tartışıyormuş. Kral, Blaise Pascal’dan doğaüstü ile ilgili bir kanıt göstermesini istemiş ve ünlü felsefeci “Yahudiler, Majesteleri, Yahudiler!” demiş. Yahudi tarihini inceleyen herkes, olağanüstü bir yönü olduğunu fark eder. Buna karşın çoğu kimsenin bilmediği, Yahudi tarihinin olağanüstü ve mantık dışı akışının, Tora’da ayrıntılarıyla yer aldığıdır

Estreya SEVAL VALİ Kavram
23 Temmuz 2014 Çarşamba

Bu yazı dizimizde, Rabi Motty Berger ve Rabi Asher Resnick tarafından kaleme almış makaleden esinlenecek ve Yahudi tarihinin yedi harikasının ne olduğunu ve bu harikaları müjdeleyen yedi kehanetin hangileri olduğunu hep birlikte öğreneceğiz.

1. HARİKA: YAHUDİ HALKI EBEDİDİR

Tanrı, Atamız Avraam’a, Yahudi halkının ebedi olacağına dair söz verir ve şöyle der:

Seninle ve ardından gelecek çocuklarınla aramdaki antlaşmayı, nesiller boyu, ebedi olarak bir antlaşma olarak yerine getireceğim” (Bereşit 17:7).

Bildiğiniz gibi anlaşmalar, her iki tarafın üzerlerine düşeni yerine getirmesi koşuluyla geçerlidir. Aksi takdirde anlaşma bozulur. Peki, Yahudiler, Tanrı ile anlaşmalarına uymazsa ne olur?

Şu kehaneti bir dinleyin:

Ayrıca, buna karşın, düşmanlarının topraklarında oldukları zaman bile, onlardan, onları tüketecek kadar, onlarla olan antlaşmamı feshedecek kadar iğrenmeyeceğim ve onları reddetmeyeceğim zira Ben onların Tanrısı Aşem’im. Bu nedenle onlara Tanrı olmak üzere tüm ulusların gözleri önünde Mısır ülkesinden çıkarmış olduğum ilk nesil (ataları) ile olan antlaşmayı, onlar adına hatırıma getireceğim. Ben Aşem’im” (Vayikra 26:44-45).

Başka bir deyişle, işler kötüye gittiği ve Yahudi halkı Tora’ya uymayı bıraktığı zaman bile anlaşma bozulmayacak. Tanrı, ilişkinin sonsuza dek devam edeceğine dair söz veriyor.

Dünya tarihi ile aşina olduğunuz takdirde, bu kehanetin ne kadar tuhaf olduğunu hemen fark edeceksiniz. Uluslar yükselir ve çöker. Sonsuza dek kalıcı değildirler. Edomlu birini şahsen tanıyor musunuz? Moav kökenli bir arkadaşınız var mı? Tarih, güçlü pek çok medeniyetin yükselişine tanık olmuştur: Persler, Babilliler, Moavlılar, Edomlular, Eski Romalılar, Antik Yunanlar, Hititler, Asurlular... Ama hepsi de çoktan yok oldu.

Tora neden Yahudi halkının ebediyen hayatta kalacağını öngörüyor? Daha da tuhaf olanı Pers ve Babillilerden çok daha eski bir medeniyet olan Yahudiler nasıl olur da hâlâ ortalıkta?

Bu garip olayı pek çok kişi gözlemledi. Aralarından biri de ‘Yahudiler Hakkında’ adlı bir deneme yazan ünlü Mark Twain’dir (The Complete Essays of Mark Twain, s. 249):

“Mısırlılar, Babilliler, Persler yükseldi, gezegeni ses ve görkemle doldurdular, sonra solup yittiler. Yunan ve Romalılar onları takip etti, büyük gürültü çıkardılar ve gittiler. Başka halklar ortaya çıktı, meşalelerini bir müddet yüksekte tuttular ama söndü... Şimdi ya alacakaranlıkta oturuyorlar ya da kayboldular. Yahudi hepsini gördü ve hepsini yendi. Her zaman olduğu gibi, çökme, zayıflama ve yaşlılık belirtisi göstermiyor, enerjisinde azalma yok, keskin ve araştırmacı zekâsında donukluk yok... Yahudiler hariç, her şey ölümlüdür. Bütün güçler geçer ama o kalır. Ölümsüzlüğünün sırrı nedir?”

İnançlı bir Hıristiyan olan Leo Tolstoy da aynı konuda düşünmüş ve şöyle yazmış (Jewish World, Londra 1908):

“Yahudi, ebediyetin simgesidir. Binlerce yıllık işkence ve katliamın yok edemediği, ateşin de, kılıcın da, engizisyonun da yeryüzünden silemediği o; Tanrı’nın vahyine ilk tanık olan, kehanetin bekçiliğini öylesine uzun bir süredir yapan ve dünyanın geri kalanına aktaran o. Böyle bir ulus yok edilemez. Yahudi, ebediyetin kendisi kadar kalıcıdır.”

Siyon Liderleri Protokolleri adındaki düzmece kitabı hiç duydunuz mu?

Protokollere göre dünyanın dört bir yanındaki hahamlar her yüz yılda bir gizlice toplanır ve gelecek yüz yılın dünya tarihini belirlerler. Protokoller bu sözde toplantıların notlarıdır. Bu kitap, tüm zamanların, Kutsal Kitap hariç, en çok satan kitabıdır. İnsanlar bu safsatayı niye yutuyor? İnsanlar, siyahîlerden nefret etmiştir, Doğululardan da öyle ama onlara ait bir protokol bulamazsınız. Nedense Siyon Liderleri Protokolleri, insanlara mantıklı geliyor. İnsanlar bu kitabı okuyor ve ‘Evet,’ diyor, “Yahudiler dünya tarihini planlamak üzere yüz yılda bir toplanıyor.” Dünya, toplu bilincinde, Yahudilerin hep ortalıkta olduğunu fark etti.

Yahudi olmayan tarihçi ve A History of the Jews adlı çok satan kitabın yazarı olan Paul Johnson’un bu konudaki tezi şöyle: “Yahudiler özel bir halk olduklarına hep birlikte ve öyle bir tutkuyla o kadar uzun zamandır inandı ki, öyle oldular.” Başka bir deyişle, ‘Secret’ın eski bir versiyonu!

Birincisi, iki Yahudi’nin olduğu yerde üç görüş vardır. Bütün Yahudilerin aynı fikirde olması, ancak mucizedir. İkincisi başka ulusların aynı şeyi düşünmesine engel neydi? Onlar da “Yeterince ortalıkta göründük artık fethedilelim ve yok olalım,” mı dediler?

En çok olmak istediğiniz nedir? Diyelim ki, doktor olmak istiyorsunuz. Sürekli doktor olduğunuzu düşünürseniz, sonunda kendinizi doktor olmuş bulur musunuz?

İKİNCİ HARİKA: DAĞILMIŞLIK

Yahudilerin, bir ulusu tanımlayan üç temel özelliği taşımadığı düşünülürse, ebedi bir ulus oluşları daha da şaşırtıcı gelecektir. Nedir bu üç temel özellik? Toprak, dil ve tarih.

Yahudilerin ortak bir toprağı var mı?

Yahudi halkının çok büyük bir çoğunluğu, 2000 yıl boyunca Yisrael toprağına ayak bile basmadı. Yisrael ortak bir rüya idi ama ortak toprak değildi.

Aramızdan kaçı İbranice konuşuyor? Peki, kaçı iyi İbranice konuşuyor? Tarihlerinin önemli bir kısmı boyunca Yahudiler İbranice konuşmadı. Evet, haftanın Tora bölümü sinagogda İbranice okunuyordu ama konuşulan diller Aramice, Ladino, Yidiş, Fransızca, İngilizce ve başka birçok dildi.

Ya ortak tarih konusu? Bunun için zamanda çok geriye gitmek gerekir. Yahudiler son yüzyıllar boyunca dünyanın dört bir yanında dağınık yaşadı. Ortak bir tarihleri yoktur.

Dolayısıyla ebedi bir ulus olmak için güçsüz adaylar olduğumuz yetmezmiş gibi, ortak bir toprağımız, bir dilimiz ve bir tarihimiz de olmadığından, herhangi bir tür ulus sayılmaya da uygun değiliz.

ÜÇÜNCÜ HARİKA: ANTİSEMİTİZM

Ulusların dağılmasına ve yok olmasına neden olan üç unsur hangileridir?

Önce başka bir ulus tarafından fethedilirler ve zamanla baskın kültürün içinde asimile olurlar. İyi de fetih ile asimilasyon arasında ne olur? Zulüm olur.

Güçlü ulus şöyle der: “Sizin farklı giyinmenizden, farklı bir dil konuşmanızdan, farklı ibadet etmenizden hoşlanmıyoruz. Bizim gibi olmalısınız.”

Sosyologlar buna: “The dislike of the unlike” diyor. İngilizce’sini yazdım çünkü kulağa hoş geliyor. “Benzer olmayana karşı duyulan hoşnutsuzluk” şeklinde çevirebiliriz.

Baskı altındaki halktan biri sonunda durumu kavrar. “Neden zulüm gördüğümüzü biliyor musunuz?” diye sorar. “Farklı olduğumuz için bizi sevmiyorlar. Farklılıklardan vazgeçelim, bize daha iyi davranacaklardır.”

Kulağınıza hiç geldi mi, ‘Edom lobisi çok etkin’ diye. Ya da medyayı Babilliler kontrol ediyor diye? Gelmemiştir tabii çünkü bu uluslar kimliklerini çok uzun zaman önce kaybetti. Uluslar baskın kültüre asimile olmaya çalışırsa, olan budur çünkü. Peki, Yahudiler asimile olmaya çalışınca ne olur?

Yahudiler kitle halinde ne zaman asimile olmaya çalıştı? 150 yıl önce Almanya’da. Nesiller boyu süren hoşgörüsüzlük ve zulmün ardından Aydınlanma Devri başladı ve Yahudiler nihayet tünelin ucundaki ışığı gördüğünü sandı. “Şimdi zamanıdır” dediler. “Almanlar farklı yediğimiz, farklı giyindiğimiz, farklı ibadet ettiğimiz ve kızlarıyla evlenmediğimiz için bizden nefret ettiklerini söylüyor. Farklılıklarımızı bir kenara atalım ve tıpkı onlar gibi olalım!”

O zaman ne oluyor peki? Tarihi bir anormallik. Tarihte ilk kez, “benzer olmayana karşı duyulan hoşnutsuzluk” aniden yerini benzer olana karşı duyulan hoşnutsuzluğa bırakıyor! (Dislike of the like) Naziler diyor ki, “Farklı olduğunuz için sizden nefret etmiyoruz. Sizden artık bizim gibi olmaya çalıştığınız için nefret ediyoruz!” Ve dünya tarihinin gördüğü en vahşice tepkiyle yanıt verdiler.

Ne oldu peki? Farklılıklarımızdan vazgeçersek, hâkim kültüre karışmak daha kolay olacaktı hani? Holokost, tarihin normal kurallarına tamamıyla karşıydı!

Yahudiler söz konusu olduğunda, tarihin bütün kuralları nasıl olur da tersine dönüyor?

Yalnız tarihin mi, fiziğin de!

İşe bakın ki, yerim bitti sevgili okurlar! Tam da fizik kurallarına girecektik... Unutmayın, gelecek sefere bize çok ilginç bir fizik kuralından söz edeceğim. Hem de buzlu suyla ilgili! Havaya uygun yani.

Şen ve serinde kalın.

devam edecek...