Formula 1’in altın çağı

Oscar’lı Ron Howard, ‘Zafere Hücum’da araba yarışlarını sevmeyenleri dahi etkilemeyi başarıyor

Viktor APALAÇİ Sanat
2 Ekim 2013 Çarşamba

Ölümcül bir spor olduğu için nefret ettiğim spor dalları arasında yer alan Formula 1 araba yarışlarına hayatımda ilk kez ‘Zafere Hücum/Rush’ ile sempati duydum. Filmografisinde dönem filmlerine ve biyografilere önem verdiğini gösteren, Oscar ödüllü yönetmen Ron Howard, Formula 1’in altın çağı olan 1970’lerden yaşanmış bir öyküyü perdeye taşırken, araba yarışlarını seveni- sevmeyenini kucaklayan, belgesel tadında kaliteli bir filme imzasını atmış.

1970’li yılların iki efsanevi Formula 1 yarışçısı İngiliz James Hunt ile Avusturyalı Niki Lauda arasındaki dillere destan rekabeti anlatan film, yalnız Grand Prix tutkunlarını değil, sıradan sinema izleyicisini de etkileyen mükemmel bir film.

Kendisine Oscar adaylığı getiren, önceki biyografi filmi ‘Frost/Nixon’ da beraber çalıştığı senaryo yazarı Peter Morgan ile beraberliğini ‘Zafere Hücum’da da sürdüren Ron Howard, altın tepsi üzerinde sunulan kusursuz senaryonun hakkını, etkileyici bir mizansenle veriyor.

Haşarı, yakışıklı, çapkın ve karizmatik İngiliz sürücü James Hunt (Chris Hemsworth) ile Germen disiplinine sahip, mükemmeliyetçi Avusturyalı Niki Lauda (Daniel Brühl) kıyasıya yarışan iki güçlü rakiptir.

1970’li yılların başında rakipsiz olan, sürüş gücü ve deli cesaretiyle ünlü İngiliz pilotun yerine göz koyan Lauda’nın ek avantajı yarış arabalarının mekaniği üzerindeki derin bilgisidir.

Şampiyon olabilmek için hızlı olmak kadar fiziksel ve psikolojik dayanıklılığın önemini ve yapacakları en ufak bir hatayı hayatlarıyla ödeyeceklerini bilen iki deneyimli pilot ölümcül bir yarışın içine girerler.

1976’da Nürenberg’deki Alman Grand Prix’sinde ölümcül bir kaza geçirip mucize eseri kurtulan Ferrari pilotu Niki Lauda devre dışı kalınca, birinciliği ezeli rakibi James Hunt’a kaptırır. Hırsı ve öfkesiyle pistlere geri dönen ikili, amansız mücadelelerini, sağanak halinde yağan yağmur altında, Japonya’daki şampiyonu belirleyecek yarışta sürdüreceklerdir.

İKİ ZIT KARAKTERİN ÖLÜMCÜL REKABETİ

Mükemmel bir öykü anlatıcısı olarak tanınan, aktör, yönetmen ve yapımcı Ron Howard ilk ödülü olan Altın Küre’yi En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu olarak 1976’da ‘The Shoolist’ ile almıştı. 59 yaşındaki sanatçının kariyerindeki en önemli başarı, 2002 yılında ‘Akıl Oyunları / A Beautiful Mind’ filmiyle kazanmış olduğu ‘En İyi Yönetmen’ Oscar ödülü. Gerçek hayat kesitini perdeye aktaran belgesel tadındaki filmlerinin en ünlüsü ‘Frost/Nixon’du (2008).

Senaryoda, ele aldığı iki ana karakterin tahlillerini derinlemesine yapan filmde, Ron Howard önemli şeyleri ve mesajlarını iri laflara ihtiyaç duymadan seyircisine iletmeyi başarıyor.

İyi aileden gelen, baba mesleğini sürdürme teklifini reddeden, ailesinin tasvip etmediği Formula 1 pilotluğunda başarı basamaklarını hızla tırmanan Niki Lauda ile kadın düşkünü, hayattan keyif almasını bilen, uçarı, gamsız James Hunt gibi iki zıt karakteri film başarıyla perdeye aktarıyor.

Kararlı, dürüst, çalışkan, bilgili, azimli, mantıklı, başarıya endeksli Avusturyalı pilot ile basit zevkleri olan içkici, âlemci, fırsatçı İngiliz, girdikleri ölümcül mücadelede, yeri geldiğinde birbirlerini takdir etmeyi de biliyorlar.

Korkunç bir uğultu içinde, birbirlerini geçmeye çalışırken, bir tekerlek sürtmesinin, en ufak bir yanlışın hayatlarına mal olacağının bilincinde yarışan Formula 1 pilotlarının mücadelesi, perdeye dönemin belgesel kayıtlarıyla harmanlanarak yansıtılıyor.

Yönetmen Ron Howard dönemin atmosferini yansıtmada kusursuz. Sinema dili, bu spora kayıtsız olanları etkileyecek kadar başarılı.

İzleyicilerin nefesini kesen bu seyirlikte iki başrol oyuncusu üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getiriyorlar.

Düzgün fiziğine, Thor olarak karşımıza çıktığında hayran olduğumuz Chris Hemsworth, James Hunt rolünde, yakışıklılığının yanında, iyi bir aktör olduğunu kanıtlıyor.

‘Goodbye Lenin’ ile ilk çıkışını yapan Tarantino’nun İnglorious Basterds’inde oynayan Alman aktör Daniel Brühl, efsanevi Niki Lauda’nın özelliklerini perdeye taşırken, kusursuz bir kompozisyon çiziyor.

Formula1 kulislerinde yaşanan ayak oyunlarını, araba yarışı endüstrisinde dönen dolapları, yarış arabası şirketleri arasındaki kıyasıya rekabeti, ‘Zafere Hücum’ ustalıkla sinemaya taşıyor.

‘RUSH’

Yön: Ron Howard

Sen: Peter Morgan

Müzik: Hans Zimmer

Oyuncular: Daniel Brühl, Chris Hemsworth, Olivia Wilde, Alexandra Maria Lara, Pier Francesco Pavino