AHARE MOT - KEDOŞİM :TORA ile yaşamak

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
17 Nisan 2013 Çarşamba

Tora şöyle demektedir: “İnsanın, onlara uyduğu takdirde onlarla yaşayacağı kanunlarımı ve yargılarımı koruyun; Ben Aşem’im” (Vayikra 18:5).

Talmud, bu pasuktan önemli bir sonuç çıkarır: Bir insanın elinde iki seçenek varsa – ya bir günahı işleyecek ya da öldürülecekse – o zaman bu kişinin yapması gereken, ölmemek ve söz konusu günahı işlemektir. Fakat bu kuralda üç tane istisna vardır: Bunlar; “Avoda Zara – putperestlik”, “Şefihut Damim – cinayet” ve “Giluy Arayot – Yasak cinsel ilişkiler” – bunlardan biri ile ölüm arasında seçim yapılması gerektiğinde, ölüm tercih edilmelidir.

Fakat söz konusu üç istisna dışındaki kurallar söz konusu olduğunda Alaha’nın isteği açıktır: Gerekirse domuz ye, Şabat’ı ihlal et, Pesah’ta ekmek ye – ama ölme. Neden? Bunu, pasuktan öğreniyoruz; Tora’nın emirleri “onlarla yaşamak” içindir; ölmek için değil. Yani bizler Tora’yı yaşayarak uygulamalı ve öğrenmeliyiz. Bu tabii ki pasuğun ilk bakışta yüzeysel bir incelemesi olarak karşımıza çıkar. Bu pasuğun yüzeysel incelemesi, bizi, Tora’nın bize “İnsan yaşamı, mitsvaların yerine getirilişinden daha önemlidir” mesajını verdiği sonucuna götürebilir. Dolayısıyla Şabat’ı gerektiği gibi uygulamakla yaşam arasında bir tercih yapıldığı zaman, yaşam, mitsvadan daha önemlidir gibi görünebilir. Bu genel bir kuraldır: Üç mitsva dışında, bir seçim yapmak gerekiyorsa, yaşam, mitsvalardan daha önemlidir. Birçoğumuz bu pasuğu bu şekilde algılamaktan ve öğrenmekten hoşnut oluruz ancak gerçek biraz daha derinlerde saklıdır. Bunu da çağımızın en önemli otoritelerinden biri olan Rabi Moşe Feinstein açıklar.

Rabi Moşe Feinstein, kitabı İgerot Moşe’de, kendisine bambaşka bir konuda sorulan bir soruya cevap verirken, bu konuyu biraz açmaktadır. Buna göre, pasuğun anlamının son paragrafta açıklandığı gibi anlaşılması hatalıdır. Pasuk bize sadece “yaşam, mitsvalardan daha önemlidir” demekte değildir. Bunun en basit kanıtı da, Tora’nın, Onkelos tarafından yapılmış olan Aramca çevirisindedir. Onkelos, bu pasuğu “mitsvaları, onlar sayesinde ‘gelecek dünya’da yaşamak için yerine getirin” şeklinde çevirmektedir. Başka bir deyişle, pasukta belirtilen “onlarla yaşayın” ifadesi, bu dünyadaki değil, gelecek dünyadaki yaşamı ifade etmektedir. Dolayısıyla pasuğun anlamı aslında “yaşam mitsvalardan daha değerlidir” şeklinde anlaşılmamalıdır.

Pasuğun bize söylemek istediği “Bu dünyadaki yaşamımızdaki en değerli şey, mitsvaları yerine getirmektir; çünkü bu mitsvalar, bize gelecek dünyada hak kazandıracak olan şeylerdir”. Pirke Avot altıncı bölümünde bu konuda şunları anlatır: Bir kişi bu dünyadan göçtüğünde ne altın ne gümüş ne de değerli taşlar ona eşlik eder. Ona eşlik edecek olan öğrendiği Tora ve kazandığı mitsva ile iyi edimlerdir. Durum bu şekilde bilindiği zaman pasuk daha kolay anlaşılır.

Tora da işte tam olarak bu sebeple, Şabat ile öldürülmek arasında bir tercih yapmak gerektiğinde, emri “yaşa!” olarak vermektedir. “Yaşa!” – neden mi? – sadece ‘yaşamak uğruna değil’; çünkü sadece yaşamış olmak, Tanrı’nın mitsvalarından daha önemli değildir. “Yaşa! Çünkü yaşadığın sürece daha çok mitsvayı yerine getirebileceksin!” Bu sebeple, ölmemek için bu Şabat günü tehdit altında ihlal et ve yaşa ki, gelecekte çok daha fazla sayıda Şabat’ı uygulayabilesin. Ölüm tehdidi altında Pesah’ta matsa yerine Hamets ye ki, gelecekte çok daha fazla sayıda mitsvayı yerine getirme şansına sahip ol – çünkü seni “gelecek dünya’daki gerçek yaşama” götürecek şey budur.

Bu tamamen farklı bir perspektiftir. Yaşam, sadece amaçsızca yaşamış olmak için kendi adına bir değer değildir. Yaşam, sadece işe gitmek, bir maç seyretmek ya da müzik dinlemek adına bir değer değildir. Yaşamı yaşanmaya değer yapan şeyler bunlar değildir. Yaşamı yaşanmaya değer yapan ne midir? “Gelecek Dünya’ya hak kazanabilmeyi sağlama fırsatları”. Çünkü bu yaşamın gerçek ve ebedi bir amacı vardır.