Araplara kış geri geldi

Alber NASİ Köşe Yazısı
12 Aralık 2012 Çarşamba

Mısır’da Hüsnü Mübarek’in devrilip Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesi ve Mursi’nin başkan seçilmesi Mısır’da işlerin düzelmesini sağlamadı. Gelen demokrasinden ziyade, Mübarek rejimi kadar totaliter bir rejime özenen bir yönetim anlayışı oldu.

Mursi’nin kendisini firavun yetkileriyle donatmaya çalışması Mısır’ı bir kez daha ayağa kaldırdı. Mursi geri adım atmasına attı ama niyetini belli etti. Amacının Mübarek rejimini düzeltmekten ve halka daha fazla özgürlük ve demokrasi vermekten ziyade Mübarek’in yerine geçmek olduğu anlaşıldı.

Mısır’da bir hareketlenme başlamış olabilir ama demokrasinin ağır aksak bile oturması en az bir nesil alacaktır. Bu arada Tahrir Meydanı durulmaz. Durulsa da silah zoruyla, namlu altında durulur.

İçten içe kaynayan başka bir ülke ise Irak; Başbakan Maliki kendine bağlı bir ordu oluşturdu.

Bu arada Kuzey Irak Özerk Bölgesi’nde Mesut Barzani canla başla Kuzey Irak’ı kalkındırmakta. Merkezi Irak Hükümeti bu oluşuma ne kadar sempatiyle bakıyordur acaba?  Kürtlerle Maliki’nin ordusunun birbirinin boğazına saldırması an meselesi. Olası bir iç savaşta kıyımın körfez savaşından daha çok olacağı kesindir.

Suriye’de durum iyileşmekten ziyade kötüleşmekte. Ölen insan sayısı şimdiden onbinlerle ifade edilmekte. Esad rejiminin kimyasal silah kullanma riski konuşuluyor. Kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmaya yeltenen bir lider. Peki, ne uğruna? İktidar, gücü kaybetmeme, yargılanma ve idam korkusu...

Ortadoğu’nun yetiştirdiği liderlerde bireyi yok sayma yaklaşımı, bireylerde de kendilerini kul görme yaklaşımı bitmedikçe Araplara bahar falan gelmez. Kış geri gelir.

Daha önce de yazmıştım. Demokrasi kültür işidir. Nesilden nesle aktarılması ve hazım edilmesi gereklidir. Bilmek gerekir, önceden eğitimini almış olmak gerektirir, bir bakıma genetik koda işlenmiş olması gerekir. Okulda öğretilmez; öğretilse de pek anlaşılmaz alt yapı yoksa. Aileden gelir, bireyden gelir. Bireyin kendisinin güdülecek koyun olmadığının bilincinde ve farkındalığında olması gerekir. Aksi takdirde yasaların en demokratiğini, en çoğulcusunu koyun; bireyde iş yoksa demokrasi falan olmaz.

***

Maya takvimine göre Dünya’da 21 Aralık’tan sonra yani gelecek cumadan itibaren bir aydınlanma dönemi başlayacak. Tesadüf müdür yoksa bir ilgisi var mıdır bilinmez; 21 Aralık aynı zamanda Ekinoks’tur ve Kuzey yarım kürenin karanlığı en uzun yaşadığı gündür. Noel de, Hanuka da hep bu tarihin çevresinde kutlanır.

Biz Yahudiler bu bayrama ‘Işık Bayramı’ deriz. Bir ışık bir aydınlanmanın karanlıktan aydınlığa çıkışın bayramıdır Hanuka. 

Tüm insanların, tüm bireylerin aydınlanması dileğiyle, öncelikle kendi özgür iradelerini kazanması dileğiyle… Hanuka Bayramı kutlu olsun...