Kadının yalnızlığı, çaresizliği

Pelin Esmer, basit ve yalın konulu “GÖZETLEME KULESİ”nde toplumun acı gerçeklerini dile getiriyor

Viktor APALAÇİ Sanat
5 Aralık 2012 Çarşamba

Görkemli bir Karadeniz dekorunda, hayatın acımasız gerçeklerinden kaçmak için yalnızlığa sığınmış, karşı cinsten iki ezik insanın öyküsünü izliyoruz. Cinselliğin hala tabu olduğu geleneksel bir ailede, tecavüze uğrayıp hamile kalan talihsiz bir kadın, derdiyle baş başa kalabileceği, gözden uzak bir ortama sığınmayı çıkış yolu olarak görüyor. Pelin Esmer’in iyimserliğini korumaya çalıştığı final bölümü izleyicinin içini ısıtıyor. İlk sinema rolünde Nilay Erdönmez çok başarılı.

Pelin Esmer ‘Gözetleme Kulesi’nde, toplumumuzda kadının yalnızlığını, çaresizliğini, basit ve yalın konulu bir film aracılığıyla, gündeme getiriyor.

Görkemli bir Karadeniz dekorunda, hayatın acımasız gerçeklerinden kaçmak için yalnızlığa sığınmış, karşı cinsten iki ezik insanın öyküsünü izliyoruz. Öykünün çıkış noktası ‘suçluluk duygusu’ kavramından besleniyor.

Seher (Nilay Erdönmez) tahsilini üstlenen dayısı tarafından cinsel istismara uğramış, ailesi ve toplum tarafından yalnız bırakılmış bir kadın.

Cinselliğin hala tabu olduğu geleneksel ailelerde tecavüze uğrayıp da hamile kalan, öyküdeki talihsiz kadın, derdiyle baş başa kalabileceği, gözden uzak bir ortama sığınmayı çıkış yolu olarak görüyor.

Tosya’nın, kış aylarında insanın içini ürperten bir otobüs durağında, kırsal kökenli fakir bir genç kadının istenmeyen bir gebelikten kurtulma çabası duygusal bir tonda anlatılıyor.

Güç duruma düşmüşken, aile tarafından da yalnız ve çaresiz bırakılan genç kadın yazgısı ile baş başa bırakılır.

İki ay önce izlediğimiz ve konusu itibarıyla ‘Gözetleme Kulesi’ ile akrabalıklar taşıyan ‘Araf’ta Yeşim Ustaoğlu, otoban üstündeki bir benzin istasyonunun lokantasında çalışan, kırsal kökenli bir genç kızın aşık olduğu kamyon şoförü ile yaşadıklarını anlatıyordu. İki kadın yönetmenin kadın kahramanları, yalnız bırakılmaları konusunda birbirlerine çok benziyorlar. Tek farkla ‘Araf’taki kadın düşük yapıyor, ‘Gözetleme Kulesi’ndeki istenmeyen çocuğu doğuruyor.

Dekor iki filmde de aynı, otoyol üzerinde, mola veren otobüslere hizmet veren lokantalar. Erkekler hep aynı, kamyon şoförü de, kendisine emanet edilen yeğenini iğfal eden dayı da, sorumsuz ve bencil tipler.

 

YAZGILARI BİRLEŞEN İKİ YALNIZ İNSAN

Tek farkla, Yeşim Ustaoğlu’ndan daha iyimser olan Pelin Esmer, kadın kahramanın karşısına tepelerdeki gözetleme kulesinde orman bekçiliği yapan Nihat’i çıkarıyor.

Kendi neden olduğu bir trafik kazasında, karısını ve oğlunu yitiren Nihat (Olgun Şimşek) vicdan azabından kurtulmanın yolunu, insanlardan uzak ıssız bir yörede, tek başına yaşamayı seçmede buluyor.

Suçluluk duygusundan kaçan, başlarına gelen felâket ile baş etmek üzere iyileşmek için yalnızlığı seçen iki kahramanıyla film, sadeliği içinde kışkırtıcı bir özelliğe sahip.

Etkileyiciliğini arttırmak için hiç müzik kullanmamayı seçen Pelin Esmer, filmin ikinci yarısında yükselen tansiyonla bizlere çağdaş bir trajedi izlettiriyor.

Bir hayli durgun tempoda anlatılan filmin ilk yarısında otobüs hostesliği ile başlayan işini aşçı ve garson olarak sürdüren gizemli Seher ile tanışıyoruz. Yol üstü lokantaya uğrayan müşterilerden biri olan, orman bekçisi Nihat, sessiz, sakin, az konuşan bir genç adamdır.

Hamileliğini gizleyen, annesinden beklediği yardımı alamadığı için gözden uzak bu lokantada doğum yapmayı bekleyen Seher, tek başına doğurduğu bebeğini yol kenarına bırakıp kaçar.

 

 

ÇIKIŞ NOKTASI:SUÇLULUK DUYGUSU

Bebeği kurtaran, ikisini gözetleme kulesinde himayesine alan, altın Nihat, Seher’e anneliği öğretmeye çalışırken, özlemini duyduğu bir aileyi kurmayı mı hedefliyordur?

42 yaşındaki yönetmen-senarist-yapımcı-görüntü yönetmeni Pelin Esmer, Boğaziçi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji mezunu. Belgesel-drama karışımı, bol ödüllü ilk iki filmi, ‘11’e 10 kala’ ve ‘Oyun’dan sonra, kurmaca filmi ‘Gözetleme Kulesi’ ile Adana Altın Koza Film Festivali’nden, En İyi Yönetmen, Kadın Oyuncu dahil beş ödülle döndü, tiyatro oyuncusu Nihal Erdönmez’i sinemaya kazandırdı. Doğum yapmış bir kadının vücudunun görünümüne sahip olabilmek için diyetisyen nezaretinde 10 kilo olan, fiziksel bir değişim gösteren Erdönmez mükemmel bir kompozisyon çiziyor. Ondan geri kalmayan Olgun Şimşek ile filmi baştan sona sürüklüyorlar.

‘Pandora’nın Kutusu’, ‘Bahar ve Sonbahar’dan sonra görkemli Karadeniz dekorları sunan filme, Eken Özgür görüntü çalışması ile katkıda bulunuyor. Final öncesi fırtına sahnesi çok etkileyici.

 

GÖZETLEME KULESİ

Yön ve Sen: Pelin Esmer Gör: Eken Özgür

Oyuncular: Olgun Şimsek – Nilay Erdönmez – Mendere Samancılar – Rıza Akın

Laçin Ceylan