Avram Leyon’a vefa borcu

 

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
11 Nisan 2012 Çarşamba

İki senede bir verilen Elcus-Marcus Ödülleri bu yıl da sahiplerini buldu. Son derece başarılı bir şekilde düzenlenen töreni hayli kalabalık bir topluluk izledi. Her biri kendi alanında etkin olan ödül sahipleri alkış sesleri arasında kürsüye çıktılar. Günümüz koşullarında profesyonel yaşam birinci sırada yer alırken, gönüllü çalışanlar azınlıkta kaldı. Bu nedenledir ki, onları bir değil iki kez alkışlamak gerekir.

Salona girene kadar, Şalom Gazetesi’ne verilecek Kültür Ödülü haricinde diğer adaylardan bihaberdim. Nedense gelişmeleri herkesten önce öğrenmek gibi bir merakım yoktur.

Yıllar önce rahmetli Elie Perahya ile sohbet ediyorduk. ‘Kulis’ sözcüğünü kullanmasını pek sevmese de söz konusu ödülün Şalom’a hala neden verilmediğini sorguluyordu. Kültür Ödülü Şalom’a bu konuşmadan çok uzun zaman sonra verildi. Gönül arzu ederdi ki, o gecenin kalabalığının içinde Elie Perahya’yı da görebilelim.

***

Giderek büyüyen kadrosuyla Şalom, profesyonel çalışanları  ve tümü gönüllü yazarlardan oluşan ekibiyle dengeyi oturtabilmiş nadir kurumlarımızdandır. Her ne kadar gençler kurucu üyeleri tanımasa da, biz orta yaş üstü çalışanlar Avram Leyon’dan sonra gelen İzidor Barouh’u, Elie Perahya’yı, Naim Güleryüz’ü, Salamon Bicerano’yu, Cako Molinas’ı, Leon Haleva’yı ve daha birçok kişiyi unutmadık. Bu bağlamda, her yıl andığımız Avram Leyon için mezarı başında artık bir minyan bile oluşmuyor. Moşe Grosman dışında bu görevi yerine getirmeyi sürdüren kalmadı gibi. Toplumumuzun değerleri değişiyor. Yine de bu vefa borcunu hatırlamakta yarar var.

***

Bir Pesah Bayramı’nı daha yaşıyoruz. Dini bilgilerim yeterli değilse bile, geleneksel seder sofralarını doğru bir şekilde yaşatmak için elimden geleni yapıyorum. Annem hala büyük ölçüde yardım etmeyi sürdürüyor. Sofradaki herkes onun yaptığı yemekleri keyifle bekliyor. Sekiz yumurtalı Pesah keklerini fabrikasyon halinde pişirdim. Her gün için bir kek hesabı yaptığımdan, mikserim sonunda hırıltılı sesler çıkarmaya başladı. İlk gece yemekten sonra tatlıları almak için buzdolabını açtığımda salataları masaya getirmeyi unuttuğumu fark ettim. Yemek sonrası en güzel sohbet kahve eşliğinde masanın etrafında yapılandır. Bu arada beyaz örtünün üstündeki kırmızı şarap lekeleri geceye damgasını vurmuştur. Velhasıl, ön hazırlıkları, alışverişi, sizi hasretle bekleyen enginarcısı, pişirmesi ve sonra da yediklerinizi hazmetmesi açısından zor  ama insanın içini ısıtan bir bayramdır. Bu vesile ile aile içindeki kırgınlıkların, dargınlıkların giderilmesi için gönülden dua ederim. Zira, ayrı geçen zaman herkes için bir kayıp.