Bu hafta ağımıza takılanlar

Bir keresinde benim ne olduğumun farkında olmayan, aralarında bir Kuran hocası da bulunan birileri Musevilerle ilgili ileri geri konuşmaya başladılar. Sonra ismimi sordular, Soli deyince Musevi olduğum anlaşıldı. Ay, hiç benzemiyorsunuz dedi birisi. Ne yani, boynuzum mu olması gerekiyor? Bu tür saçmalıklar var. Ayrıca eskiden olduğu gibi, cemaatlerin birlikte yaşadıkları ortamda değiliz. Birlikte yaşama kültürünün benimsenmemesi bu tür yobazlıkların doludizgin gitmesine sebep oluyor. SOLİ ÖZEL

İzak BARON Diğer
29 Şubat 2012 Çarşamba

·        ÖZÜR DİLEYEBİLMEK, GEÇMİŞLE BARIŞMAK BİR GURUR VESİLESİDİR

“Ne olduğunu bilmek, atılacak özür adımları için en önemli gerekçe. Biz çok acı çekilmiş, çok da çekilmeye devam edilen bir topraktayız maalesef. Hem ülkemiz, hem çevremiz, hem tarihimiz acılarla dolu. Ama bu acılara rağmen bir arada, insanca yaşamamızın tek yolu ayrım yapmamak ve kurbanların tümüne sahip çıkmak. Bu acılarımızın tümüyle barışmak zorundayız. Bu tavır, kendini milliyetçi olarak tanımlayan insanların da gururunu yüceltir. Özür dileyebilmek, geçmişle barışmak bir gurur vesilesidir.”

...

“Dün Alman Başbakanı Angela Merkel, Neo-Naziler tarafından öldürülen sekiz Türk için özür diledi. ‘Neo-Nazilerin bu cinayetleri bizim omuzlarımızdadır, biz bunun suçlularıyız ve Alman milleti adına özür diliyoruz’ dedi. Almanya’nın 80 milyon insanı da bu saygı duruşuna iştirak etti. Ben de diyorum ki, bugün burada Struma cinayeti için de ya Ankara’dan ya da o gün yönetimde olan partiden birileri çıkacak, o günün hükümeti adına özür dileyecek.

Diyecek ki, ‘Evet, bu bizim omuzlarımızdaki bir cinayettir. Bir günahtır ve biz bunun yükü altında daha fazla ezilmek istemiyoruz. Özür diliyoruz.’ Türkiye’nin özür dileme cesaretini gösterebilmesi lazım. Bunu yapabildiği takdirde arınacak, yücelecek, yükselecek ve saygınlık kazanacak. Artık özür dilemeyi öğrenmeli, bunun erdemini idrak etmeliyiz. Geçmişimizle barışmak en önemli hedefimiz olmalı.”

İshak Alaton

http://gundem.milliyet.com.tr/-hafizalardan-silinmeye-calisilan-bir-facia-/gundem/gundemdetay/25.02.2012/1507483/default.htm?ref=OtherNews

·        ANKARA’DAKİ MİT İLE İSTANBUL’DAKİ SAVCILIK ARASINDA YAŞANAN GERİLİMİN ORTA YERİNDE HEMEN ‘MOSSAD PARMAĞI’ ARANMASI VE ‘İSRAİL FAKTÖRÜ’ KEŞFEDİLMESİ, BUNUN EN SON ÖRNEĞİ OLDU

Ankara’daki MİT ile İstanbul’daki savcılık arasında yaşanan gerilimin orta yerinde hemen ‘Mossad parmağı’ aranması ve ‘İsrail faktörü’ keşfedilmesi, bunun en son örneği oldu.

Ve enteresan bir biçimde, tartışmanın her iki tarafı da bu ‘Siyonist oyun’u kendi pozisyonlarına yönelik bir komplo olarak algıladılar. (Zaten Türkiye’de kural odur: Her siyasi grubun komplo teorisyenleri, her kimi sevmiyorlarsa, bilumum “karanlık güçleri” onun arkasında sayarlar.)

Öte yandan, daha da geniş bir çevrede, “oyuna gelmeyelim”, “tuzağa düşmeyelim” telkinleri yapıldı. Bunlar akl-ı selime davet çabalarıydı elbette, ama ortada “hata” değil de ‘oyun’ görmeye devam ediyorlardı.

“Peki sen ne görüyorsun kardeşim” derseniz, diyeceğim şudur: Son iki haftada yaşanan ‘muhafazakarlar-arası gerilim’in tüm detaylarına vakıf değilim. Ama bunun, her devlette rastlanan bir ‘kurumlar-arası gerilim’ olabilecek iken, bu kurumlar hakkında geliştirdiğimiz abartılı algılar nedeniyle haddinden fazla köpürmüş olması mümkün.

Temel sorun ise bence şu: Bizim ülkede hemen hiç kimse “acaba hata bizde mi” diye kendini sorgulamadığı için, sorunların ve krizlerin kaynağını hep dışarda, bilinmeyende arıyor. Bunun sonucunda da, herkesin birbirinden kuşku duyduğu ve karnından konuştuğu, dolayısıyla da her siyasi çizginin bir diğerine bakarak pozisyon aldığı ve bir türlü uzlaşamadığı bir güvensizlik hüküm sürüyor.

Ondan sonra da “bizi birbirimize düşüren hainler kim” diye merak edip duruyoruz. Oysa bizi birbirimize düşüren, biziz.

Mustafa Akyol

http://www.stargazete.com/yazar/mustafa-akyol/bizi-birbirimize-dusuren-hainler-kim-haber-427278.htm

·                   HAREDİ TOPLUMUNU GÜÇ KULLANARAK REHİN ALMAYA KALKIŞAN LAİK LÜTUFKÂRLIK İLE BUNUN ARASINDA BÜYÜK BİR MESAFE VAR

Küçük kızlara tüküren veya şiddet eylemine karışan ultra-Ortodoks manyaklara karşı alınacak tedbirleri konuşurken hepimiz aynı resmin içerisindeyiz; hoşgörü şampiyonu ve şiddeti kınayan bir ulusun mensuplarıyız. Fakat Haredi toplumunu güç kullanarak rehin almaya kakışan laik lütufkârlık ile bunun arasında büyük bir mesafe var.

Doğru, devletin ideal Yahudi karakteri hakkında aramızda ideolojik farklılıklar var; bu meseleler Knesset’in demokratik forumunda tartışılmaya devam edilecektir. Fakat son zamanlarda Haredi câmiasını “eğitmek” üzere zâtı kendinden menkûl “aydınlanma hocaları” peyda etti. Örneğin doğum oranını azaltmak için “çocuklarınıza zarar veriyorsunuz” deniliyor (Dr.Avi Simchon).  Kendilerini Haredilerin eğitiminden mes’ul görenler var bir de. Onlar da “Harediler arasındaki uçurumu ve cehaleti gidermeliyiz” (Knesset üyesi Hotovely); “işe gidin, bu sizin iyiliğiniz için” (Knesset üyesi Ben Eliezer) diyorlar. “Ders verme” amaçlı başka bazı süper-nine seansları da var ve elbette ki hepsi bizim iyiliğimizi düşünüyor; herkes bizim kendimizi iyi hissetmemizi, hârika ve mutlu bir hayat sürmemizi istiyor.

2012 yılında olduğumuzu, İsrail toplumunun televizyon tarafından şekillendirildiğini, tüm Haredilerin dışarı çıkıp para kazanma, gösterişli jeeplere binme, lüks bir hayat sürme, sadece iki çocuk yapıp şirin bir köpek besleme fırsatı olduğunu biliyoruz. İyi de durup kendinize şunu sormanız gerekmez mi? Belki de hayatlarımızı nasıl sürdüreceğimizi biliyoruzdur?

Kaygılandığınız için teşekkür ederiz ama bizim için ve çocuklarımız için neyin iyi olduğunu biliyoruz. Pirkei Avot (Atalarımızın Ahlak Öğütleri) okumalarının İngiltere tarihi okumaktan daha önemli olduğunu, Yahudi değerlerinin devletin kimliği için temel müfredat dersleri kadar önemli olduğunu düşünüyoruz. Evet, mahrumiyet içinde yaşamayı, aza kanaat etmeyi tercih eden, çağlardan gelen Yahudi değerlerini korumak amacıyla kariyer ve para peşinde koşmaktan vazgeçip Tevrat çalışmalarına değer verenler var.

Tüm üzülenlere ve “aydınlanma hocalarına”: Eski Mossad şefi Efraim Halevy “Haredilik, İsrail Devleti’ne karşı Ahmedinejad’dan daha büyük bir varoluşsal tehdittir” derken neredeydiniz? Veya gazeteci Gabi Gazit “onları paketleyip Brooklyn’deki ilkel kardeşlerinin yanına yollayacağım” derken neredeydiniz?  Kanal 10’nun söyleşi yaptığı bir Aşdod sâkini “birgün elime Uzi’yi alıp Haredileri vuracağım. Onunu birden” derken neredeydiniz?

Avi Mimron

http://www.dunyabulteni.net/?aType=yazarHaber&ArticleID=17418

·        FARKINA DAHİ VARMADAN TANIK OLDUĞUMUZ ŞEY İSE, BÜTÜN DÜNYAYI YAHUDİLERDEN KURTARMAK ÜZERİNE KURULMUŞ OLAN YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNİN ORTAYA ÇIKMAKTA OLUŞU

Yahudi nefreti, İsrail’in şeytanlaştırılması, antisemitizm ve anti-Siyonizm kavramlarının hepsi bir biri yerine kullanılabilen ve bir biri ile aynı kabul edilen terimler halini aldı.

Dahası bu terimlerin hepsi, kamuya yönelik yapılan konuşmalarda siyasi olarak kabul edilebilir terimler halini aldı. Artık bu terimleri her yerde duyar olduk; Arap liderlerinin söylemlerinde, Avrupa’daki bazı kurumlarda, ABD ve Avrupa’daki akademisyenlerden ve “ifade özgürlüğü” haklarını kullandıklarını iddia eden gazetecilerin hepsinden artık bu terimleri duyuyoruz.

Bunların hepsi Yahudi nefretinin toplumsal olarak kabul görmesine sebep oluyor.  Farkına dahi varmadan tanık olduğumuz şey ise, bütün dünyayı Yahudilerden kurtarmak üzerine kurulmuş olan yeni bir dünya düzeninin ortaya çıkmakta oluşu.  Bu fikir size tanıdık geliyor mu?

Yahudi nefretini siyasi olarak doğru bulan bu söylem Batlı medya organları, bloglar ve sivil toplum kurluşları tarafından etkili bir şekilde ortaya konuyor. Bu yayınlarda Yahudiler ve İsrailliler diğer halk ve milletlerden ayırılarak, en temel hak olan var olma hakkından yoksun bırakılıp, var olmaları dahi şeytanlaştırılıp gayri meşru bir hale getiriliyor.

...

Yahudilere yönelik saldırıların hacminde ciddi bir artış var ve İsrail ve Yahudilere yönelik entellektüel savaşta son derece hız kazanmış durumda. Artık İsrail ve Yahudilere yönelik siyasal olarak doğru kabul edilen antisemitizmi reddetmenin tam zamanı.

Ron Jager

http://israilblogu.com/2012/02/23/antisemitizm-siyasi-olarak-kabul-edilebilir-bir-olgu-oldu/

·        SONRA BANA İSMİMİ SORDULAR, SOLİ DEYİNCE MUSEVİ OLDUĞUM ANLAŞILDI. AY, HİÇ BENZEMİYORSUNUZ DEDİ BİRİSİ. NE YANİ, BOYNUZUM MU OLMASI GEREKİYOR?

Şimdi şunu belirteyim, bizim kültürel çerçevemizi, bunu böyle kurgulamış olsak da olmasak da Müslüman toplumu içinde Musevi olmamız belirliyor, sadece Musevi olmak degil. Mesela bir Amerikan Yahudi’si ‘Jesus’ diye küfür edebiliyorsa ben de burada ‘Allah belanı versin’ diye gayet güzel yerel küfürlerimi ediyorum.

...

Bir keresinde benim ne olduğumun farkında olmayan, aralarında bir Kuran hocası da bulunan birileri Musevilerle ilgili ileri geri konuşmaya başladılar. Sonra bana ismimi sordular, Soli deyince Musevi olduğum anlaşıldı. Ay, hiç benzemiyorsunuz dedi birisi. Ne yani, boynuzum mu olması gerekiyor? Bu tür saçmalıklar var. Ayrıca eskiden olduğu gibi, çok kısıtlı yerler dışında, cemaatlerin birlikte yaşadıkları ortamda değiliz. Birlikte yaşama kültürünün benimsenmemesi bu tur yobazlıkların doludizgin gitmesine sebep oluyor.

...

Meşruiyetini İslam’dan alan bir rejimin Kudüs’ü nükleer silahla bombalayacak olması, ister istemez o rejim açısından cok da akıllı bir iş olmaz gibime geliyor. İran’a da irrasyonel bir aktör denilemez kesinlikle. Bana sorarsanız Pakistan çok daha tehlikeli bir ülkedir. Ama, o tabi İsrail’i tehdit etmiyor.

...

Öyle bir korku, İsrail’in kuruluşundan beri var. Bir kere başlangıçta ‘Holocaust’un ve bunun çok fazla sömürülmüş olmasının etkisi var. İsrail, kendisini etrafındakiler tarafından kabul edilmeyen, düşmanlarla çevrili ve her an yok edilmesi ihtimali olan bir topluluk olarak görülüyor.

...

Ben Davos’taki olaya, başbakanın siyasi duyularının kuvvetli oluşunun önemli bir göstergesi diye bakıyorum. Bana sorarsanız 83-84 yaşındaki Şimon Peres, Tayyip Erdoğan gibi bir siyasetçiye, parmak sallayarak bağırmaması gerektiğini bilmeliydi

Başbakan da bir an bile tereddüt etmeden tepki verdi

Tayyip Erdoğan o volelik pası kaçıracak biri değildi, çaktı, sayiyi aldi.

Soli Özel

http://www.gecce.com/yazi/yerine-gore-yahudi-yerine-gore-alevi-hatta-islamciyim-184636.html

·        DERKEN ALTI GÜNLÜK İSRAİL HARBİ ÇIKTI. BEN DE YAHUDİYİM YA! HÜRRİYET BENİ İSRAİL’E YOLLUYOR. 84 GÜN HARP MUHABİRİYİM. ÖLMEDİM AMA. İSRAİL AMERİKA DESTEĞİ İLE ALTI GÜNDE BÜTÜN ARAP MEMLEKETLERİNİ ALDI

Sonra bana dediler “Senin adın Zozo olacak”. “Aaa dedim Zozo kadın ismi”. Zozo Dalmas Atatürk’ün Selanik’teki sevgilisi. Onunla röportaj yapmaya gittim Selanik’te. Atatürk ile ilkokulu beraber bitirmiş. Atatürk daha sonra Kuleliye geliyor. Kadın altmışbeş yaşındaydı. Atatürk’ün resimleri olan bir albümü vardı “Atatürk kısa boyluymuş be”… Ama kadın vermedi ki bana albümü… Birlikte plajlara gitmişler. Bir kadın vardı Atatürk’ün görüştüğü, opera okuyordu. Maria Callas’dan öğrenmiş. Park Otel’de Atatürk’ün dizlerinde otururmuş. O zaman zengin Yahudiler ve Rumlar öğleden sonra Park Otel’de oturmaya giderlermiş. Bir gün Atatürk, kadını bir Yahudi’nin dizinde otururken görüyor. Ne kadar saygılı bir adammış. Adamın üstüne sandalyeyi fırlatmamış ve aynayı kırmış Atatürk. Şimdi o ayna Pera Palas’ta Atatürk’ün odası var orada duruyor. “ Bak maceralara bak”

...

Derken altı günlük İsrail Harbi çıktı. Ben de Yahudiyim ya! Hürriyet beni İsrail’e yolluyor. 84 gün Harp Muhabiriyim. Ölmedim ama. İsrail Amerika desteği ile altı günde bütün Arap memleketlerini aldı. İki memleket kaldı. Biri Kral Faruk yani Mısır, diğeri de Ürdün Kralı. Kral Faruk Amerika’ya “ Durdur şu Yahudileri, yoksa benzinini keserim” dedi. Öteki taraftan Irak diyor ki “Durdur Yahudileri yakarım yoksa seni” dedi. Öyle bitti savaş. Daha sonra Çek ve Rusların savaşı başladı oraya gittim. Tankların altında resimlerim var. Çekiyorum ama ölmüyorum, ölmedim ben. Çekoslovakya’da 26 gün kaldım. Çekoslovakya’dan geldim Paris’teki ayaklanmalara gittim. Uçakla da yollamıyorlar ki otobüsler, terenler ile gidiyorsun. Dedim ki döndükten sonra “Ben bırakıyorum bu işi”

Zozo Toledo

http://bagimsizkelimelercumhuriyeti.blogspot.com/2012/02/turkiyenin-ilk-paparazzisi-zozo-toledo.html

·        İLKOKULDA DİN DERSİ SAATİ GELDİĞİNDE, IRVİN SCHİCK, DAVUT KOHEN VE BEN ÇOK SEVİNİRDİK

İlkokulda din dersi saati geldiğinde, Irvin Schick, Davut Kohen ve ben çok sevinirdik.

Biri şimdi Şehir Üniversitesi'nde öğretim görevlisi, biri göz doktoru, bense gördüğünüz gibi henüz bir baltaya sap olamadım.

Nasıl olurdu, öğretmen "Haydi bakalım, Müslüman olmayanlar dışarı" mı derdi, hatırlayamıyorum.

Şimdi düşününce, sınıfın yüzde 90'ı otururken üç beş çocuğun kalkıp gitmesi sevimsiz bir duygu uyandırıyor içimde. El kadar çocukları o yaşta ayırmak, birbirlerinden farklı olduklarını hissettirmek herhalde makul bir pedagojik yaklaşım olmasa gerek.

Ama o zamanlar öyle düşünmezdik. İçimizdeki "Heheeyt" narasını bastırmaya çalışarak bahçeye fırlar, dersten kurtulmanın zevkini çıkarırdık.

Zavallı Müslüman arkadaşlarımız da pencerelerden bizi izleyip kıskanırdı herhalde.

Roni Margulies

http://marksist.org/haberler/6417-roni-margulies-musluman-cocuklarin-bahtsizligi

·                   MAVİ MARMARA’DA YAŞANAN OLAYLARDA ‘ŞEHİT OLACAĞIZ’ DİYE YOLA ÇIKANLARIN EMELLERİNE (?) ULAŞTIKLARI GÜNLERİN SONRASINDA HÜKÜMETLERARASI ÇATIŞMALARA NEDEN OLABİLECEK BİLİNÇLİ SÜRTÜŞMELERİN YAŞANMASI TÜRK DIŞ POLİTİKASI AÇISINDAN STRUMA FACİASINDAN DAHA BÜYÜK BİR UTANÇ YARATMADAN, DİLERİZ Kİ GEMİ FACİALARININ ÖNÜNE GEÇİLİR VE İSRAİL-TÜRKİYE DAYANIŞMASI KALDIĞI YERDEN DEVAM EDER

Seçim propagandalarının mahalle kavgasına dönüştüğü günlerde Gazze’ye gönderilmek istenen gemi krizi yeniden hortladı. Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini çarpıtarak, “Kılıçdaroğlu İsrail'e diyor ki, biz olsaydık, Mavi Marmara'ya izin vermez, onları göndermezdik diyor. Gazze'ye insani yardım gidecek, göndermezdik diyor.” tarzı söylemleri, Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinden ve anlattıklarından bütünüyle bağımsız olduğundan İsrail üzerinden yapılan âşık atmalar, gün geçtikçe kendini daha da belli eder oldu. Mısır’ın Refah Sınır Kapısı’nı açmasıyla, ikinci bir gemi krizinin rahatça engelleneceğini savunan Kılıçdaroğlu, Gazze üzerindeki ablukanın Mısır sınırından kalktığı için sırf olay çıkartmak amacıyla geminin, Gazze Limanı’na yaklaşmak yerine Refah üzerinden yardım yapmasını söylemesiyle ve AKP’li milletvekillerinin gemiden son anda inmesiyle ortalık iyice karıştı. Her şey gayet açık olarak ortadayken CHP’ye yönelik kışkırtmalara halk ne kadar kanar, bilmiyorum; ama tüm bu gemi/gemicik ve deniz taşımacılığı krizleri, Türk sularında geçen bambaşka bir faciayı bana anımsattığından Mavi Marmara’nın ortalık karıştırıcılığından değil, Struma’nın hüzünlü sonundan bahsetmek istedim.

...

Mavi Marmara’da yaşanan olaylarda ‘şehit olacağız’ diye yola çıkanların emellerine (?) ulaştıkları günlerin sonrasında hükümetlerarası çatışmalara neden olabilecek bilinçli sürtüşmelerin yaşanması Türk dış politikası açısından Struma faciasından daha büyük bir utanç yaratmadan, dileriz ki gemi facialarının önüne geçilir ve İsrail-Türkiye dayanışması kaldığı yerden devam eder.

Selin Süar

http://www.azizm.com/index.php?option=com_content&task=view&id=660&Itemid=47

·        AVRUPA'DA YAŞAYAN MİLYONLARCA TÜRK HAKKINDA, İNSANLARIN BAZEN NE KADAR ÖN YARGILI VE TOLERANSSIZ OLDUĞUNDAN BAHSEDİYORUZ DA BİZ KENDİMİZ KENDİMİZE NE KADAR TAHAMMÜL EDEBİLİYORUZ?

Ardından Can Bonomo seçildi. Tanımayan birçok insan vardı, herkes araştırmaya başladı ve bir şey keşfetti. Neydi? Kendisi Sefarad Yahudisiydi, 540 yıl önce Osmanlı'ya gelenlerden... Eee? Yok efendim dans ederken Illuminati'ye gönderme yapıyormuş da yok nasıl bizi temsil edermiş de... Sadece insanların kabullenememesi, etnik farklılıkları, din farklılıklarını kabul edememeleri. Tek etnisiteden, tek dinden ve tek dilden homojen bir toplum istemeleri... Sizce bu Osmanlı'dan kalan Türkiye için mümkün müdür? Avrupa'da yaşayan milyonlarca Türk hakkında, insanların bazen ne kadar ön yargılı ve töleranssız olduğundan bahsediyoruz da biz kendimiz kendimize ne kadar tahammül edebiliyoruz?

Bir başka gözlemim de Wikipedia oldu. Can Bonomo'yu farklı dillerde arattığınızda, her dilde farklı bir şeyin üstünde durulduğunu görüyorsunuz. Mesela İspanyolca hariç tüm dillerde Sefarad Yahudisi yazıyor. İspanyolca'da ise sadece 'judeo' denmiş. Almanca'da ise detaylı olarak Sefarad Yahudilerinin tarihine gönderme yapılmış. İşte Engizisyon Mahkemeleri tarafından kovulan Müslüman ve Yahudilerden, Yahudilerin Osmanlı'ya gelişinden dem vurulmuş. Bilmiyorum bu bir hassasiyet mi? Yani Almanlar'ın bu mevzuya karşı olan hassasiyetlerinden ötürü mü bu açıklamalar. Ya da İspanyolca'sında neden bu konudan hiç bahsedilmiyor, diğer tüm dillerde bahsedilirken. İspanyol arkadaşıma bunu sorduğumda, biz İspanya'da yaşamış olanlara da judeo diyoruz, Sefardi demiyoruz gibi bir açıklama yaptı; sonra kendi ailesinin de aslında Yahudi kökenli olduğunu ama Katolikliği kabul ettiğini yoksa Bermejo soyadının nereden gelebileceğini sordu bana.

Benim merak ettiğim şu, son on yılda tarihsel acılar gitgide daha yüze çıkıyor. Daha rahat konuşuluyor, ifade ediliyor. Bu konuda mesela İspanyolların ne düşündüğünü merak ediyorum, ya da bu konu hakkında herhangi bir açıklama yapılmış mı sonrasında.  540 yıl geçmiş olabilir, sonuçta tarihte önemli bir olay.

http://egecita.blogspot.com/2012/02/eurovision-2012-komplo-teorileri.html

·        İSRAİL, KAFASINA KOYDUĞUNU YAPABİLEN, GÖZÜ KARA BİR GÜÇ. ÜSTELİK AMERİKA'DA ETKİLİ BİR DESTEK TABANI VAR

İsrail'in İran'a saldırı planları yaptığı yönündeki duyumlar, Obama yönetimini ciddi endişeye sevk etti. İsrail, kafasına koyduğunu yapabilen, gözü kara bir güç. Üstelik Amerika'da etkili bir destek tabanı var. Şu sıralar Obama yönetimi İsrail'in önleyici saldırısını engellemek için, önleyici propaganda yapıyor. ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey, geçenlerde CNN'e verdiği mülakatta bu tür bir saldırının 'istikrar bozucu' olacağını söyledi. Obama'nın Milli Güvenlik Başdanışmanı Tom Donilon, İsrail'i ziyaret ederek muhataplarına teenni telkininde bulundu. Ancak İsrail hükümetinde pek yumuşama emaresi görünmüyor. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, General Dempsey'in beyanatına 'İran'a hizmet ettiğini' öne sürerek sert karşılık verdi. İran'a yapılacak bir saldırının sonuçlarından en çok Amerika ve Obama yönetimi etkilenecek. Ortadoğu'da içinde İran'ın da bulunduğu yeni bir savaş çıkması, petrol fiyatlarının fırlaması demek. Zira İran saldırıya uğrarsa, dünya petrol trafiğinin neredeyse dörtte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehditleri yapıyor. Bu da, yeni yeni toparlanma emareleri gösteren Amerikan ekonomisini yeniden darboğaza itebilir. Ekonominin merkezde olacağı başkanlık seçimlerinde Obama'nın kazanma şansı zora girebilir. Seçim senesini fazla suya sabuna dokunmadan atlatmak isteyen, o nedenle Suriye konusunda bile elini taşın altına fazla sokmayan Obama yönetimi, İran kovanına çomak sokma niyetinde hiç değil.

Ali H. Aslan

http://zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1251258&title=abd-endiseli-ya-israil-irani-vurursa

·        Netten okumalar

·        BENİM GİBİ BİR ARAP – Lee Habeeb

http://israilblogu.com/2012/02/22/benim-gibi-olan-araplar/

·        HAMAS YENİ BİR EV SAHİBİ ARIYOR (Özgür Atak)

http://haber.sol.org.tr/serbest-kursu/hamas-yeni-bir-ev-sahibi-ariyor-ozgur-atak-haberi-51797

·        TÜRKİYE'NİN VETOSU İSRAİL’E NATO’YU KAPATIR – Çağrı Erhan

http://www.usakgundem.com/yazar/2368/türkiye-39-nin-vetosu-İsrail’e-nato’yu-kapatır.html

·        AL SANA BİR MOSSAD ACANI DAHA – Rafael Sadi

http://www.hasturktv.com/arsiv/3335.htm

·        VAGON-Lİ OLAYI VE ‘ÖZ DİL’ ZORBALIĞI – Ayşe Hür

http://duzceyerelhaber.com/kose-yazi.asp?id=6682&ayse_hur-vagon-li_olayi_ve_‘oz_dil’_zorbaligi

·        ROSENBERGLER SUÇLUYDULAR – Fikret Ertan

http://zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1251253&title=rosenbergler-sucluydular

·        Ladino / Seyredin

·        LA ROSA ENFLORECE

http://www.youtube.com/watch?v=TMUcEpVS1LU

·        NOA VAX IN SONGS FROM MY GRANDMOTHER CHİLDHOOD

http://www.youtube.com/watch?v=mozHdyUkpew

·        LOS DESTERRADOS | LA KOMİDA LA MANYANA

http://www.youtube.com/watch?v=XYT0JspcCrg&feature=youtu.be

·        Netten dinledin/seyredin

·        YASEMİN İNCEOĞLU'YLA NEFRET SUÇLARI

http://www.youtube.com/watch?v=NbBmj5TN4kk