Wannsee’den Auschwitz’e

Holokost, Yahudileri, Yahudiliği, Yahudi değerlerini, Yahudi kültürünü, Yahudi olan her şeyi yok etmeye azmetmiş bir insan topluluğunun, siyasi, askeri, beşeri, ekonomik, teknolojik tüm yol ve yöntemleri kullanarak, kutsal saydığı bu hedefe ulaşmada acımasız ve kararlı adımlarla yol aldığı bir zamanı ifade eder.

Marsel RUSSO Köşe Yazısı
25 Ocak 2012 Çarşamba

Holokost, Yahudileri, Yahudiliği, Yahudi değerlerini, Yahudi kültürünü, Yahudi olan her şeyi yok etmeye azmetmiş bir insan topluluğunun, siyasi, askeri, beşeri, ekonomik, teknolojik tüm yol ve yöntemleri kullanarak, kutsal saydığı bu hedefe ulaşmada acımasız ve kararlı adımlarla yol aldığı bir zamanı ifade eder.

 

Tarihin derinliklerinden bu yana, Yahudi adımlarını her an takip eden - kaynağı, dayanağı ne olursa olsun - antisemitizmin bir baş yapıtıdır. Bu anlamda, tekilliği ve öncesizliği tartışılmaz.

Bu sürecin mihenk taşlarından biri Wannsee Konferansı’dır kuşkusuz. 20 Ocak 1942’de, Hitler ordularının batıyı dize getirdiği ve doğuda Rus steplerinde esmeye devam ettiği bir dönemde, Nazi kıyım makinesinin Berlin’in şirin bir banliyösünde yaptığı sıradan bir toplantı olarak tarihe mal olacakken, sonuçları itibarı ile, ‘Nihai Çözüm’ün hayata geçirildiği bir mutabakat toplantısına dönüşmüştür.

Holokost’un Yahudi anısındaki travmatik yeri ölçüşüp biçilemeyecek kadar büyük ve derindir. Seyahat kısıtlamaları ile başlayan, sürgüne gönderilmeler ve sınır dışı etmelerle devam eden, Nürnberg yasaları ile hukuki boyut edinen, zorunlu alıkoymalar, çalışma ve toplama ve nihayetinde ölüm kampları ile zenginleşen bu süreçte, Nihai Çözüm, Avrupa Yahudiliğinin, geri dönüşü olmayacak bir şekilde imha edilmesinin adıdır.

Gerçi Kavgam’ın sayfalarında bu niyetin varlığı görülebilmekteydi… Gerçi Nasyonal Sosyalist Parti’nin programında Ari ırkını öne çeken ve diğerlerini düşmanca sıfatlarla hiçe indirgeyen unsurların varlığı da görülebilmekteydi… Gerçi Rusya’nın ve Ukrayna’nın ele geçen bölgelerinde zaten binlerce Yahudi Einsatzgruppen namluları ucunda ölümü buluyor ve toplu mezarlara istifleniyorlardı… Eş deyişle, tek kanun koyucu olarak Adolf Hitler kararını vermiş, Yahudi olan her şeyin ortadan kaldırılması ve Avrupa’nın Judenfrei / Yahudi’den arındırılmış olması için düğmeye basmıştı…

Bu anlamda Wannsee’yi önemli kılan, Nihai Çözüm kararının oluşması değil – çünkü o karara zaten çok daha önce varılmıştı – tüm Alman devlet mekanizmasının öncelikle ve sorun çıkarmaksızın bu amaca hizmet etmesini sağlamasıydı, kısaca sürecin yönetilmesi için devletin çeşitli organları arasında bir koordinasyon oluşturmasıydı. Göring tarafından Heidrich’e verilen bu ‘kutsal görev’, SS ailesi içinde kalmalı ve sonuçlarından onurlandırılanlar bunun için canlarını dişlerine takarak çalışanlar olmalıydılar.

Wannsee’de ev sahipliği yapan Heidrich’in konferansın toplanmasından beş ay kadar sonra Bohemya’da Çek ve Slovak direnişçiler tarafından öldürülmesi dahi, işletilmeye başlanan çarkı etkilememişti. Aralarında Eichmann’ın da bulunduğu birçok SS mensubu, bakanlık müsteşarı gibi irili ufaklı dişliler, öylesine uyum içinde çalışmaya başlamışlar, aralarındaki rekabeti öylesine daha yapıcı hale getirmişlerdi ki, işlerin başarısızlığa uğraması olanaksız hale gelmişti…

Neticede yapılan Führer’in emirlerini uygulamaktan başka bir şey değildi. Dolayısı ile son derece yasaldı ve buna itaat etmemek, sahip çıkmamak düşünülemezdi… Wannsee’de masanın etrafında oturanların Yahudi düşmanı olup olmadıkları ise tartışılması gereken apayrı bir konu. Kudüs’teki duruşmasında Eichmann kendini asla Yahudi düşmanı olarak tanımlamadığını ifade eder; hatta kendini Herzl’i okuyan ve Yahudi Sorununa çözüm bulmak için çalışan biri olarak niteler. Benzer bir yaklaşıma Hans Frank’ın oğlu Niklas Frank’ın babası ile ilgili olarak yaptığı röportajda da rastlamak mümkün…

Yahudiler Hitler tarafından kurban seçilmişlerdi. Nazi ideolojisi bu irrasyonel nefretin etrafında hayat bulmuş, ırkçı yaklaşımı onun için bir var oluş ilkesi haline gelmişti. Wannsee Konferansı ise Yahudi sorununa oluşturulan modelin hayata geçirilmesi sürecini kontrol altına alacak,  kötülüğün sıradanlığı ile yoğrulmuş son derece teknik ve bir o kadar soğukkanlı bir toplantı idi…

Ve üzerinden 70 yıl geçti… Unutmamak için…