Ne değişti?

Rıfat KARAKÖY Spor
12 Ekim 2011 Çarşamba

Tarihler 3 Temmuz 2011’i gösteriyordu. Türkiye yeni güne şok içerisinde uyandı. Teknolojinin de gelişmesiyle Edirne’den, Kars’a her yere yayıldı haber: “Türk futbolunda şike var” dendi. Herkes Twitter, Facebook gibi sosyal platformlardan haberleri paylaşıyor, kanallar haber verme yarışı içerisine giriyordu. Bunca haberin içerisinde internetin de etkisiyle ‘haber kirlilikleri’ ortaya çıktı. Biri “Fenerbahçe düşecek” diyordu; diğeri “Fenerbahçe’ye bir şey olmaz!”

Operasyondan en çok etkilenen takım hiç kuşkusuz Fenerbahçe oldu. Başkanı, asbaşkanları, altyapı sorumlusu cezaevine gönderildi. İlk günlerdeki haberler iç açıcı değildi. Fenerbahçe’nin düşmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu. Kulislerde TFF’nin Fenerbahçe’ye “Transfer yapmayın, çünkü düşebilirsiniz” dediği konuşuluyordu. Düşünsenize dünyanın yatırımını yapıp ardından düşseniz o maliyeti nasıl karşılarsınız? Geçen sene şampiyonluk apoleti takan takımın eli kolu böylelikle bağlandı. Transferin son haftasına kadar elini kıpırdatamadı Fenerbahçeli idareciler. “En kötü şey belirsizliktir” derler ya çok doğru maalesef. Belirsizlik yüzünden kimse önünü göremedi. Yabancılar kazan kaldırmaya başladı. Riski göze alamayan yöneticiler de küçülmeye gitmeyi kabul ederek, yabancıları elden çıkarmakta buldular çareyi. Çare güzel hoş ama bu plana sadık kalabildi mi sizce Fenerbahçe?

Diego Lugano, 2,5 milyon Euro karşılığında PSG’ye transfer oldu. Andre Santos 7,5 milyon Euro’ya Arsenal’in yolunu tuttu. Niang 7 milyon Euro’ya Al-Sadd takımına gitti. Emenike 9 milyon Euro’ya Rusya’ya satıldı. Fenerbahçe bu oyuncuların bonservislerinden 28 milyon Euro gibi bir ücret kasasına koydu.

Bir de Fenerbahçe’nin aldığı oyunculara göz atalım. Emanuel Emenike Rusya’ya satıldığı fiyata Karabükspor’dan alınmıştı: 9 milyon Euro. Sezer Öztürk; Eskişehirspor’dan 2,7 milyon Euro’ya alındı. Eskişehirspor’a ayrıca 1 milyon Euro değerindeki Abdülkadir Kayalı bonservisi ile verildi. Orhan Şam, Gençlerbirliği’nden 3,5 milyon Euro verilerek alındı. Serdar Kesimal’ın bonservisinin maliyeti Fenerbahçe için 2 milyon Euro oldu. Joseph Yobo ve Reto Ziegler için Everton ve Juventus kulüplerine yaklaşık 1 milyon Euro kiralama bedeli ödendi. Son olarak transferin son gününde Henri Bienvenu, İsviçre’nin Young Boys takımından 4 milyon Euro bonservis ücreti ödenerek transfer edildi. Fenerbahçe bu oyuncuları alarak 24 milyon Euro’luk harcama yaptı.

Karşılaştırmalara bakarsak eğer bonservis bedeli bazında Fenerbahçe’nin kazancı 4 milyon Euro. Şimdi diyeceksiniz ki gönderilen oyuncuların yıllık kazançları, gelenlerden çok daha fazlaydı. Ancak burada da çok büyük farklar yok. Örneğin Andre Santos Fenerbahçe’den yıllık 2,5 milyon Euro alırken, yerine kiralık olarak alınan Reto Ziegler Fenerbahçe’den yıllık 2 milyon Euro alacak. Fenerbahçe’nin 5-6 milyon Euro’da futbolculara ödenen paralardan kazandığını var sayarsak ortaya 10 milyon gibi bir rakam çıkıyor. Baktığımız zaman Fenerbahçe sadece Emenike’nin bonservisine bu parayı ödeyebiliyorken sizce sadece 10 milyon Euro kazanmak için mi böyle bir değişim içerisine girdi?

Bu sorunun cevabı bilinmez ama Fenerbahçe yönetimi yalnızca yaklaşık 10 milyon Euro gibi bir para kazanmak için bu değişimi gerçekleştirmişler ise bana göre bu oldukça büyük bir yönetim zaafıdır. Ancak eğer kamuoyunun bilmediği başka bir şeyler bilip hesaplarını ona göre yapıyorlar ise orasını bilemeyiz. Bu sorunun cevabını ilerleyen günlerde göreceğiz, ancak gerçek olan tek şey Acıbadem ile olan sponsorluk sözleşmesini bir dakika bile düşünmeden fesh edebilen bir kulübün 10 milyon Euro kâr elde etmek için bütün kadrosunu bozmayacağıdır.