Çan Ezan Hazan

Yahudi kimliği Beki L. Bahar için çok önemliydi. Antisemit olaylara tahammül edemez, duygularını dile getirmek için Judeo-Espanyol’u devreye sokardı. Sıra kelimeleri yazıya dökmeye gelince, istediklerini satır aralarında konuştururdu.

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
24 Ağustos 2011 Çarşamba

Araştırmacı/yazar Beki L.Bahar, ya da ona hitap ettiğim şekliyle, Bayan Beki’yi yaklaşık yirmi yıl önce Şalom’da tanıdım. Zaman içinde yazar/editör ilişkisine dostluk da eklendi. Gazeteye her gelişinde elleri dolu olurdu. Hep bir bahanesi vardı. Ya yeni bir kitabı çıkmıştı, ya yazdığı oyun sergilenmeye başlayacaktı.

‘Çaylar sizden, pasta benden’ derdi. Kimi zaman ‘Ordan Burdan’ başlıklı köşesi için yazı getirir, ‘Yeriniz varsa koyun, yoksa başka yere vereceğim’ diye önüme bırakırdı. Bir gün bile ısrarcı davranmadı. Ama emeğinin heba olmasına da dayanamazdı. Kimi zaman bazı konularda fikrimi sorar, hiç yılmadan konuşturmayı başarırdı. Sonra da, ‘Çok vaktinizi aldım; gideyim de çalışın’ derdi.

***

Yaşı, kimliği ne olursa olsun, herkesle anlaşırdı; iyi ilişkiler kurmada uzmandı Beki L. Bahar. Bir anne ve büyükanne olarak çocuklarının, torunlarının üzerine içten içe titrerdi. Genç yaşta kansere yenik düşen kızının yasını yaşamı boyunca içinde tuttu.

Alçakgönüllülüğün zirvesinde olan bu ‘hanımefendi’ ne kendi, ne de aile bireylerinin başarılarını sohbet konusu yapmadı. Öte yanda; sevimli, güler yüzlü görüntüsünün ardında, kararlı, taviz vermeyen, dimdik duruşu olan bir Bayan Beki  vardı.

Beki L. Bahar’ı, Bayan Tilda yerine sadece adımla hitap etmesi için ikna etmem zaman aldı. Sonra da, farklı sohbetlerimiz oldu. Fransa’da yaşadığı dönemler; Seine Nehri kıyısında yaşamı için aldığı kararlar…

‘Köşe yazılarını derle, bir kitap yap’ diye ısrar ederdi. ‘Böyle bir kitabı kim alır ki?’ dediğimde, ‘Yeni bir kitabın oluşmasına öncü olur’ şeklinde açıklama getirirdi. Sözünü dinlemedim. Kim bilir belki vakti gelmiştir.

***

Belki Türkçe’yi  çok düzgün konuştuğundan, belki bir süre orada yaşadığından ötürü, çoğu insan Beki L. Bahar’ı Ankaralı zanneder. ‘Bir Zamanlar Çıfıt Çarşısı’ adlı anı kitabında ise, yazar konuya açıklık getirir. ‘Benimle röportaj yapmaya gelenlerin genelde ilk sordukları doğum yerim olur. Tanıtım yıllardır değişmez. Edirneli bir anneden ve Bursalı bir babadan İstanbul’da doğdum. Ankara’da büyüdüm, Eskişehir kökenli bir aileye gelin gittim…’

***

Yahudi kimliği Beki L. Bahar için çok önemliydi. Antisemit olaylara tahammül edemez, duygularını dile getirmek için Judeo-Espanyol’u devreye sokardı. Sıra kelimeleri yazıya dökmeye gelince, istediklerini satır aralarında konuştururdu.

İnanıyorum ki, yazdığı onca kitap ve tiyatro eserinin  yanı sıra, İstanbul halkı Beki L. Bahar’ı “Çan, Ezan, Hazan” sesleriyle ölümsüzleştirecek.

Mekânı cennet olsun.