Adalet ve atalet

Köşe Yazısı
17 Ağustos 2011 Çarşamba

NEDİM BÜYÜKABOLAFYA


Aradan geçen yıllardan sonra o günleri kimlerin bir kabus olarak, kimlerin  bir rüya gibi hatırladığı bilinmez ama yaşanan o günlerin hatıralardan kolay kolay silinmeyeceği kesindir.

Son iki aydır Türk spor camiası -maddi olarak değilse bile manevi olarak gerçekleştirdiği baskı  ile eşdeğer- bazı olaylarla karşı karşıya kaldı. Pazartesi günü TFF’nin almış olduğu göstermelik kararla da ateşin üzerini kumla örtülmeye çalışıldı. Elde edilmeye çalışılan bu sessizlik ileride mahkemenin alacağı bir kararla yaşanan bugünlerden daha büyük çalkantılara sebebiyet verebilir. Anlaşıldığı üzere söz konusu olan olay ‘şike’ söylentileridir.

***

Türk insanı genel olaylar karşısında iki ayrı  çözüm yolu  arasında seçim yapar. Bunlardan biri ‘adalet’ diğeri ise ‘atalet’.

Sözlük, Adalet için “Hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır”; Atalet için ise “Eylemsizlik cisimlerin hareket durumlarını koruma eğilimleridir” açıklamalarında bulunuyor.

Şanssız bir dönemde TFF Başkanlık koltuğuna oturan Mehmet Ali Aydınlar da içinde yaşadığı toplumun özelliğini göstererek ‘atalet’li bir karar verdi ve “Durmak yok, yola devam” dedi.

Fakat ne gerekçeyle bu kararı aldığını ve ileride alınacak kararlar karşısında nasıl bir tedbir planı hazırladıklarını açıklamadı.

Peki  ne idi bu yaşananlar? Onca ifade, onca resim, söylentiler, ses kayıtları, belgeler, hepsi yalan mı? Geçersiz mi yoksa gereksiz mi? Yetersiz mi, ya da ne için yetersiz?

Tüm bu yaşanlar için benim naçizane fikrimi açıklamak istiyorum.

Alınacak herhangi bir ceza kararı durumunda özel ve devlet  kurumları ciddi, çözümleri oldukça güç sorunlar içinde kalacaktı. Bahis firmaları, yayıncı kuruluşları ve devlet kurumları birbirleri içine girmiş  kesişen kümeler misali bir para trafiği içindeler. Verilecek en ufak bir cezada tüm bu kesişen kümeler arasındaki düzenli akan trafik darmadağın olacaktı.

Bu durum karşısında ‘bu sorunu ben başlatmadım, ben devam ettirmeyeceğim’ düşüncesiyle TFF sanki bir olay olmamış gibi aradan çekildi. Kelimenin tam anlamıyla ‘topu taca attı’.

Peki ileride ne olacak?

Eğer ki mahkeme  soruşturma sonunda takipsizlik  neticesiyle atalet derse sorun yok (mu?)

Amma deliller yeterli bulunurda herhangi  ceza kararı alır da  adalet  derse ne olacak, nasıl geri dönülür?

Verilen kupalar, ikramiyeler, UEFA’da oynanan ve oynanması gereken maçlar ve gelirleri ne olacak?

Belli değil…

Bu nedenledir ki TFF almış olduğu bu kararla kendini ateşe atmaktan kaçınmıştır.

Acaba TFF’nin aldığı bu karar mahkeme üzerinde  bir baskı oluşturur da, oradan da atalet kararı çıkarsa ne olacak?

O zaman nasıl bir açıklama yapacaksınız bu halka?

Aziz Yıldırım’a ve Tayfur Havutçu’ya ve  diğer göz altına  alınan kulüp yöneticilerime ne cevap vereceksiniz?

Pardon  adalet kalmadı size atalet verelim…