Casus yazılım

 

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
15 Haziran 2011 Çarşamba

Biliyorum çoğunuzun gözü Pazar gecesinden beri pasta dilimleri görüyor; bir kısmı sarı, bir kısmı kırmızı, arada daha küçük mavi bir pasta dilimi, küçük beyaz, yeşil, vb bölünüyor pasta dilimleri. Bunlar limonlu, frambuazlı, yaban mersinli tartlar da değil maalesef. Gazete okurken bile renklerle yüzdelere bölünmüş Excel grafikleri görmek Pazar gecesi televizyon ve internet başında seçim sonuçları seyretmenin doğal getirileri. Bu hafta seçimlerle ilgili çok yazılacak ve çok okunacak. O yüzden, siyasi konulara girmek istemediğimden, konuyu uzmanlarına bırakmak gerektiğinden ve zaten yazımı geç yolladığım için sabırlı yayın yönetmenime mahcup olduğumdan başka konulardan bahsetmek lazım bu hafta…

***

İki akşamdır internetsiz yaşamın nasıl olacağını gördüm. Borcumu ödememe rağmen banka ile adsl şirketi arasında olan iletişimsizlik yüzünden bir türlü açılamayan internetim, bana bilgisayarımın ve internete bağlı olmamın hayatımın ne kadar önemli bir parçası olduğunu tekrar gösterdi. İstediğim anda yazımı yollayamadım, e-postalarımı BlackBerry’min minnacık ekranından attım. Borcum ödendikten yaklaşık 11 saat sonra kavuştuğum internetim açıldıktan sonra ise görmemişin interneti olmuş misali beş tane pencere açtım; favori haber sitelerim, facebook, gmail, hatta facebook kadar benimseyemediğim twitter… Bir de yarım kalmış yazımı tamamlamak üzere açtığım word aplikasyonu. Elim ayağım geri gelmiş gibi hissettim…

İnternet bağımlılığını çok kötü yönde kullanıp insanların en mahrem anlarını iğfal edenler olduğunu da biliyoruz. Yine de bazen okuduğum haberler beni şaşırtıyor. Geçtiğimiz Çarşamba akşamı yakalanan yirmi yaşındaki Kaliforniyalı bir adam iddialara göre düzinelerce saf kadın internet kullanıcısının bilgisayarına casus yazılımlar yükleyerek en mahrem anlarını kendi bilgisayarına aktarıyor. Örneğin kıyafetlerini değiştirirken veya soyunurken elde ettiği görüntüleri kendi bilgisayarına atıyor. Kadınları kandırış şekli ise şöyle;  bilgisayarlar ekranlarında internal sensor (iç sensör) hatası gören bayanlar altta yazan bir tavsiyeyi okuyorlar. Tavsiye ise bu: “Eğer ne yapacağınızdan emin değilseniz, dizüstü bilgisayarınızı birkaç dakika sensörü temizlemesi için sıcak buharın yakınına koyun.” (Bu olay uydurmam gibi gözükse de, Reuters’ın web-sitesinde okudum). Burada casus yazılımı yükleyen sapığa kızarken, bilgisayarlarını evdeki sıcak buhar içeren tek oda olan banyoya koyan kadınlara da içimden biraz kızmamak elde değil. Bilişim çağında kadınların bu kadar saf olmalarına inanmak güç. Sıcak buharın faydaları çok; spordan sonra kasları gevşetir, nezleden tıkanmış burunu açar, gözenekleri açar… Fakat laptopu düzeltmek iyi niyetle saflık arasındaki ince çizgiyi metrelerce geçer. Tutuklanan Kaliforniyalının suçlu olup olmadığı belli olacak…

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, dumandan veya buhardan bilgisayar tamir olmaz. Tanrı hepimizin internetini casus yazılımlardan korusun…