Boy aynası ne işe yarar?

Mois GABAY Köşe Yazısı
15 Haziran 2011 Çarşamba

Herhangi bir aynanın hayatımızda ne denli bir işlevi olduğunu hiç düşündünüz mü? Ayna denilince akla kimilerine göre kadınların güzelleşme çabası ile ilgili özdeşleşen bir nesne gelir, boşuna dememişlerdir bir elinde cımbız bir elinde ayna diye! Biz erkekler ise daha barışık dururuz genelde ayna karşısında, onu her gördüğümüzde ne kadar yakışıklı olduğumuzu hisseder, ister istemez saçımızı tarar ve kendimize bir paye veririz. Aynanın çok çeşitleri vardır, boy aynası, dev aynası, dikiz aynası hepsi ayrı ayrı işlevleri görürler. Her ailenin evinde genellikle çıkışa yakın bir yerde çıkmadan son kez üstümüze bakıp kusurlarımızı görmek, bir yanlışlık varsa düzeltmek için bir boy aynası bulunur. Boy aynasının diğer aynalardan farkı tüm vücudumuzu görmemizi sağlayarak kendi resmimize bir bütün olarak bakmamızdır.

Boy aynasının yanında bir de dev aynası vardır. Dev aynası nesneleri olduğundan büyük göstererek vücudumuzdaki kusurları daha yakından görmemizi sağlar. Bir de “kendini dev aynasında görmek” vardır. Çoğu zaman günlük hayatta farkında olmadan hepimizin yaptığı bir hatadır bu. En ufak bir iltifatta ya da gaza getirildiğimizde bir anda “kendimizi dev aynasında görmeye” alışmışızdır. Önce yavaş yavaş büyültürüz aynayı her geçen gün dozu arttırır hatta dev aynasına bile sığamaz oluruz. Bir insanın dev aynasında kendini görmesi onun boy aynasının kırılması anlamına gelir. Yanlışları görmemezlikten gelip muhalif seslerin susturulmasıdır insanın kendini dev aynasında görmesi. Mesela turistik derici dükkânlarında genellikle her köşede bir boy aynası bulunur ancak her zaman geriye doğru eğik durumdadır. Bu sayede müşteri üstüne giydiği deri ceketle kendini o hafif eğik aynada normalden daha yakışıklı bulur ve etrafındakilerin onu dev aynasına sokması ile de kolaylıkla ihtiyacı yokken bile o ceketi almaya niyetlenir. Kışlalarda da her yerde bir boy aynası bulunur, erler boy aynasında her an kendine bakabilip esas duruşunu düzeltebilsin diye… Boy aynası tiyatro ile uğraşanların ve toplum önünde hitap etme niyetinde olanların da en iyi dostudur. Herkesten evvel konuşmanızı ya da repliğinizi onun önünde okur kendinizin neye benzediğini hareketlerinizi ona göre belirlersiniz.

Sabah evden çıkarken boy aynasına bakarız belki ama gündüz genelde bakmayız. Keşke boş yere sinirlendiğimiz, birbirimizi kırdığımız hayattaki bir an durup da bir baksak şu boy aynasına...

Bundan sonra sizlere şimdiye kadar yazdığım bazen kendimizi bazen de etrafımızı tanımaya yönelik yazılarımı, “Boy Aynası” adını verdiğim bu köşede yazacağım. Bu bir moda köşesi değil; amacım günlük hayatta boy aynasına ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda kendimizi sadece dışımız ile değil her yönü ile eleştirebilmek. Basın, kendini dev aynasında görenlerin boy aynası olmalıdır. Etrafımızın dev aynaları ile kaplı olduğu bu günlerde birilerinin bize boy aynalarını hatırlatması gerekir. Bizim boy aynamız hayatımızın aynası olacak, kimi zaman en dokunulmaz gördüklerimize çoğu zaman da kendimize tutacağız boy aynamızı…

Hayatımız boyunca kendimize ne kadar çok dev aynasından değil de boy aynasından bakarsak o kadar gelişir olgunlaşırız. Aynaya bakmak insanın kendisine bir seyirci gibi dışarıdan bakmasının sonucudur. Zor bir anınızda durup aynaya üzgün bir suratla bakın ve ardından dil çıkarın. Her sabah aynaya baktığınızda hayatın sizden neler alıp neler verdiğine bir kez daha dikkat edin. Geçmişte aynadaki görüntünüz bir sis bulutu gelecek ise uzak bir hayal olduğunda yaşadığınız anın kıymetini bir kez daha anlarsınız.

Bir Çin atasözü şöyle der: “Eğer işler kötüye gidiyorsa, bir aynaya bakın…”