Doğal olaylarda gizlenen mucize PURİM

İbrani takvimine göre, her yıl Adar ayının 14’ünde kutlanan Purim Bayramı,  ‘Artık Yıl’ olması sebebiyle, bu yıl 14 Veadar’da kutlanıyor. Yahudilerin en neşeli ve en eğlenceli bayramlarından biri olan Purim bu yıl, 19 Mart Cumartesi akşamı başlayıp, 20 Mart Pazar akşamı sona eriyor.

Nazlı DOENYAS Kavram
16 Mart 2011 Çarşamba

Eski Pers İmparatorluğu zamanında tüm Yahudileri bir gün içinde yok etmeye hazırlanan baş vezir Aman’ın planları; Yahudilerin derin inançları ve kendi halklarıyla bütünleşmeleri sonucu başarısızlığa uğrar ve Yahudi milleti kurtulur.

 Purim’de hayatın akışı içinde doğal olarak görünen olayların hepsinin aslında Tanrı’nın mucizeleri olduğunun bilinci ve Yahudilerin Tora’yı tekrar kabul etmeleri kutlanır.

Purim Bayramı’nın önemi

Hahamlarımız Midraş’ta, Maşiah döneminde her günün bir Şabat günü olacağını ifade etmişlerdir. Şabat bütün bayramlardan kutsal olduğu için, tüm bayramlar önemini kaybedecek, yalnızca Purim her zaman için geçerli olacaktır, demişlerdir. (Yalkut;Mişle 944) Ve pasukta söylendiği gibi; “Bu Purim günleri Yahudilerin içinden (hiç) fesholmayacak, hatıraları da soylarından (hiçbir zaman) son bulmayacaktır.”(Megila Ester 9:28).

Maskeli balolar, ziyafetler ve bolca içki ile kutlanan neşeli bir bayram olan Purim’in bu kadar özel olmasının sebebi nedir?

Doğal mucizeler

Rabbi Abraham Twerski der ki, öncelikle, Purim mucizesi, doğaüstü bir olgu değildir. Her şey, ‘doğal’ sayılabilecek bir olaylar zinciri sonucu gerçekleşir. Kral Ahaşveroş verdiği partilerden birinde sarhoş olur, Kraliçe onun emirlerine karşı gelince saraydan uzaklaştırılır. Daha sonra güzelliğinden etkilenip Ester’i (Adasa), kendisine kraliçe olarak seçer. Ester, Yahudi kimliğini Kral’dan gizler. Sıkı bir antisemit olan ve Amalek soyundan gelen Aman, başvezirliğe yükselir ve krallıktaki bütün Yahudileri bir gün içinde yok etmek için bir plan yapar. Bu günün hangi gün olacağına karar vermek için zarlar atarak bir tür kura çeker. (Purim=zarlar) Bu arada Kral’ın kapı görevlisi olan, Ester’in amcası Mordehay, iki muhafızın Kral’a suikast planladıklarını duyup Ester’e haber verir ve bu şekilde Kral’ın hayatını kurtarır. Mordehay, Kral tarafından, Başvezir’in hiç hoşuna gitmeyecek kadar yüksek bir şekilde onurlandırılır. Kraliçe, Yahudi halkının bir bütün olup birlikte tuttukları üç günlük oruç ve dualar sonunda Kral’ın huzuruna çıkar, Yahudi kimliğini açıklar. Kral’ın hayatını kurtaran Mordehay’ın, Ester’in ve kendi halklarının Başvezir tarafından öldürülme tehdidi altında olduklarını açıklar. Kral, Başvezir ve tüm ailesinin öldürülmesi emrini verir, Mordehay başvezir konumuna getirilir, Yahudilere, düşmanlarını yok etme izni verilir.

Rabbi Twerski, bu olayların ilk bakışta normal bir saray politika ve entrikası gibi göründüğünü belirtir. Gerçekte ise, her olay, en ince detaylarına kadar Tanrısal müdahaleler sonucu gerçekleşmiştir. Bu da bizlere, doğal gibi görünen olayların her birinin aslında Tanrısal mucizeler olduğu mesajını vermektedir. Purim’i tam olarak idrak etmek, her ‘doğal’ olayı, Tanrı’nın bir mucizesi olarak kabul edip, takdir etmekle mümkün olabilir.

Tora’nın yeniden kabul edilmesi

Rabbi Twerski, Talmud’da belirtilen: “Yahudiler Sina Dağı’nda Tora’yı kabul etmelerine rağmen, Purim mucizesinden sonra tekrar kabul etmişlerdir” (Shabbos 88a) bölümünü de şöyle açıklar. Yahudilerin Sina’da Tora’yı kabul etmeleri, doğaüstü mucizelere şahit olmalarından sonra ve yine doğaüstü mucizeler eşliğinde gerçekleşmişti (hasta olanlar iyileşmiş, körler görmeye başlamış, sağırlar işitmeye başlamış...vb)

Ondan sonra gelen nesiller, bu tarz mucizelerle karşılaşmadıklarından dolayı, inançlarını sorgulayabilirlerdi. Ama Purim’den sonra, ‘doğal’ olayların bile aslında birer mucize olduklarını idrak edip, Tora’yı da Tanrı’nın tartışmasız ve şüphesiz hükümdarlığının bir ispatı olarak kabul ettiler.

Rabbi Yaakov Hillel, Gemara’da, Tanrı’nın Sina Dağı’nı kaldırıp İsrailoğulları’nın kafalarının üzerinde tutarak, Tora’yı kabul etmedikleri takdirde dağın onların üzerlerine kapanacağından bahsedildiğini belirtir. Der ki; burada akıl karıştıran bir ikilem vardır. Bir tarafta Yahudilerin Tora’yı alırken, ağız birliği edip “Naase venişma-yapacağız ve dinleyeceğiz” demeleri, diğer tarafta Tanrı’nın, Sina Dağı’nı onların başlarının üzerinde tutup Tora’yı kabul etmeleri için ikna etmesi. Bu durum, bin yıla yakın bir süre, Ester ile Mordehay zamanına kadar devam eder.

Rabbi Hillel; Tanhuma Midraş’ında burada hiçbir ikilem olmadığının açıkça belirtildiğini vurgular. Yahudiler, Sina Dağı’nda ‘Yazılı Tora’yı hevesle kabul edip “yapacağız ve dinleyeceğiz” demişlerdi. Onların kabul etmekte zorlandıkları ise, ‘Sözlü Tora’ idi. Sözlü Tora’yı, Yahudiler ancak Mordehay ve Ester zamanında istekle ve gönüllü olarak kabul etmişlerdir. Rabbi Hillel, bunun ne kadar önemli olduğunun üzerinde durulması gerektiğini, çünkü Sözlü Tora olmadan Yazılı Tora’yı layığıyla uygulamanın mümkün olamayacağına dikkat çeker. Yazılı Tora’da açık olarak belirtilmeyen, sadece Sözlü Tora ile açıklanabilen ve tam olarak uygulanması gereken binlerce kural vardır. Dolayısıyla Yazılı ve Sözlü Tora, aynı bütünü teşkil eder. Yahudi halkı Yazılı ve Sözlü Tora’yı Sina Dağı’ndan beri kabul edip uygulamışlardır. Ama Mordehay ve Ester zamanında, Purim’den sonra, ‘kendi istekleri’ ile kabul etmişlerdir.

Purim’de ne yapılır?

1) Zeher Lemahatsit Aşekel- Yarım Şekelin Anısına

Bet-Amikdaş Dönemi’nde, Adar ayı boyunca tapınağa bağış amacıyla, 20 yaşını geçmiş her kişiden, yarım şekel bağış toplanırdı. Bu şekilde nüfus sayımı da yapılmış olurdu. Bu bağıştan bahsederkenZeher Lemahatsit Aşekel-Yarım Şekelin Anısına” olduğu söylenmelidir, çünkü bu gerçek Mahatsit Aşekel bağışı değildir, sadece onun ‘anısına’ yapılan bir bağıştır.

Günümüzde, Roş Hodeş Adar- Adar ayının başlangıcından (bu yıl içinVeadar ayının başlangıcı–5 Mart Cumartesi akşamından itibaren), Purim’de Megila Ester’in okunmasına kadarki zaman sürecinde, ailedeki her birey için, yarım gümüş şekel değerinde bir bağış yapılır. Bu mitzvayı en iyi şekilde yerine getirmek isteyenler, yaşına bakmaksızın ailenin her bireyi için, hatta evin hanımı hamileyse, karnındaki bebek için de bu bağışı yaparlar.

2) Ester Orucu

Ester, halkının canını bağışlaması için Kral’ın huzuruna çıkmadan önce, tüm Yahudilerin, kendisiyle birlikte üç gün oruç tutup dua etmelerini istemişti. Bu üç günlük oruç, o zaman 13, 14 ve 15 Nisan tarihlerinde tutulmuştu. Bu tarihlerin her yıl Pesah’a rastlaması yüzünden, hahamlarımız oruç gününü, savaşın gerçekleştiği 13 Adar tarihinde, bir gün olarak sabitlemeyi uygun görmüşlerdir. Bu şekilde her yıl, Purim’den önceki gün,13 Adar’da oruç tutulur.

Normal (12 aylık) yıllarda 13 Adar günü tutulan oruç, bu yıl ‘Artık Yıl’ olması sebebiyle, Veadar ayında tutulur. 13 Veadar, bu yıl Şabat gününe denk geldiği için, oruç önceki Perşembe, 11 Veadar–17 Mart Perşembe günü tutuluyor. Bu orucun tutulmasını Ester istediği için, “Ester Orucu” adıyla anılır. Halk arasında yaygın, ama yanlış bir inanış da; bu orucu sadeceadı Ester olanların tutması gerektiğidir. Hamile, süt veren kadınlar hariç, sağlıklı ve bar/bat mitzvasını yapmış her Yahudi, Ester Orucu’nu tutmakla yükümlüdür.

 Ester orucu bu yıl,17 Mart Perşembe sabahı gün doğmadan başlayıp, aynı günün akşamı, yıldızlar çıkınca sona eriyor.

Ester orucu gününde Minha duasında yakarış duaları Tahanunim yapılmaz.

Tarih boyunca Yahudilerin savaşa çıkmadan önce daima oruç tutup dua ettikleri görülmüştür. Moşe Peygamber de Amalek’in saldırısı sırasında oruç tutmuştu. Orucun verdiği mesaj, savaşı kazandıran şeyin yapılan onca hazırlık, insani güç ve kahramanlık değil, Tanrı’ya bağlılık ve dua ile sadece ve sadece Tanrı’nın İsteği olduğudur.

3) Şabat Zahor - Hatırlama

Purim’den önceki Şabat (bu yıl 19 Mart Cumartesi), “Şabat Zahor” dur. İsrailoğullarının tarih boyu düşmanı olan Amalek’in soyundan gelen Aman, Purim’de yenilgiye uğratılmıştı. Purim’den önceki Şabat günü, dualara ve günün peraşasına ek olarak Devarim kitabından, Amalek’in yaptıklarının hiçbir zaman unutulmaması gerektiği bölüm eklenir. “Amalek’in Mısır’dan çıkışınız sırasında sana yaptığını hatırla… Unutma!”(Devarim 25:17-19) Bu peraşanın okunmasıyla, Tora’nın direkt olarak emrettiği bir mitzva yerine getirildiğinden,o gün mutlaka  Şabat  duasında bulunarak, bu mitzvaya gereken önem gösterilmelidir.

4) Megila Ester okunur

Megila Ester, Purim olaylarının,  bizzat kahramanları Ester ve Mordehay tarafından anlatıldığı deri parşömen üzerine yazılmış kitabıdır. Talmud Yeruşalmi Megillah 1:5 kısmında, Megila Ester’in önemi şöyle belirtilir: “Gelecekte bir zaman, tüm Peygamberler Kitabı-Nevi’im- ve diğer yazıtlar-Ketuvim-önemini kaybedecek. Sadece Tora’nın Beş Kitabı ile Sözlü Tora’nın kanunları ve Megila Ester’in değerleri aynen baki kalacaktır”.

Kadın erkek herkes Megila’yı okumak/dinlemekle yükümlüdür. Megila, bayram boyunca iki kere okunur: Purim’in başladığı gece 13 Adar –bu yıl 19 Mart Cumartesi akşamı Arvit duasından sonra ve Purim günü– bu yıl 20 Mart Pazar sabahı.

Megila okunurken, kötü kalpli Aman’ın adı her geçtiğinde, sinagogdaki çocuklar ellerindeki ‘kaynana zırıltısı’ oyuncaklarını çevirerek, yetişkinler ise ayaklarını yere vurarak, protesto şeklinde bol gürültü çıkarırlar.

5) Matanot Laevyonim-İhtiyaç kişilerine hediye

Purim’de en az iki fakire yiyecek/içecek/giyecek veya para olarak hediye gönderilir. Bu mitzva, Purim Bayramı’nda herkesin eşit şekilde neşelenmeye hakkı olduğunu vurgular.

6) Mişloah Manot-Öğün yollamak

Purim’de bir arkadaşımıza, pişirme/uğraşma gerektirmeyecek, yemeye hazır, en az iki çeşit yiyecek yollanır

Gözlem Yayınları- Purim-Megilat Ester kitabında, Matanot Laevyonim ve Mişloah Manot’un sadece birer hediye olmadığı, çok daha derin anlamlar içerdiği anlatılır. Bu iki mitzva da, halkın birbirine duyduğu sevgiyi, birlik ve beraberliği simgeler. Burada, Aman’ın, Kral Ahaşveroş’a Yahudi halkını kötülerken, onlar hakkında söylediği: “İmparatorluğunuzun tüm eyaletlerinde, halklar arasına dağılmış, bölünmüş bir halk var”(Megila 3:8) sözlerini yalanlarcasına, akranlar arasındaki sevgi ve bütünlük göze çarpar. Bu bütünlük, her zaman Yahudiler için hayati önem taşır. Halkın bütünlüğü, özellikle Purim Bayramı’nda daha çok vurgulanır. Çünkü Yahudileri yok olmaktan kurtaran, Ester ve Mordehay sayesinde Yahudi halkının kalplerinin sevgi ve bütünlük hisleriyle dolması ve tek bir amaç uğruna, tek bir kalp gibi hareket etmeleriydi.

7) Seudat Purim-Purim Ziyafeti

Seudat Purim, Adar ayının 14.günü başlayıp, 15 Adar’a kadar uzanabilen neşeli, keyifli, bol, hatta “Aman lanetlidir” ile “Mordehay mübarektir” sözlerini ayırt edemeyecek duruma gelene kadar şarap içilmesi makbul olan bir ziyafet ve kutlamadır. Megila’nın genelinde Purim mucizesi ziyafetler ve davetler arasında gerçekleştiği için, hahamlar bu günde törensel bir ziyafet yapılmasını öngörmüşlerdir. Mordehay da, Yahudilere, 14 ve 15 Adar tarihlerini “ziyafetve sevinç, herkesin birbirine öğünler gönderme ve yoksullara armağanlar (verme) günleriyapmaları talimatını verdi”(Megila Ester 9:22).

8) Dua

Purim’de, Amida duasına ve Birkat Amazon’a (yemekten sonra söylenen şükür duası), Aman’ın Yahudileri yok etmek isterken Tanrı’nın bizi kurtarıp onları kendi kazdıkları kuyuya nasıl düşürdüğünü anlatan “Al Anisim” bölümü eklenir.

9) Purim Kutlamaları

Purim’de eğlenceli ve yarışmalı kıyafet partileri düzenlenir. Kıyafet değişikliğinin sebebi, bir yoruma göre, Purim mucizelerinin diğer mucizelere göre farklı özellikler taşımasından kaynaklanır. Bir mucize olduğu barizdir, ama Tanrı’nın bu mucizelerdeki Eli ‘gizli’ olarak yer alır. Megila’nın hiçbir yerinde Tanrı’nın Adı’na rastlanmaz ve her şey doğal gibi görünen bir planın parçasıdır. Bunu hatırlamak için, kostümlerimizin arkasına ‘gizleniriz’.

Purim’de kırmızı beyaz renkte ve çeşitli şekillerde yapılan ‘Mavlaç’ şekeri yenir, çocuklara bayram harçlığı verilir, ‘Aman’ın kulakları’ adı verilen bir çeşit tatlı hazırlanır.

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amaçlıdır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için Özel Günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.