/Kelimelerin satır araları İHTİYAÇLAR VE DUYGULAR

Hem kişisel hem de profesyonel hayatımızda karşımızdakilerle nasıl iletişim kurduğumuz, hayatımızdaki birçok şeyin anahtarıdır. Bu bağlamda ‘şiddetten kaçınma iletişim’ teknikleri bize yol gösteriyor

Eva ÇİTON Ekonomi
16 Şubat 2011 Çarşamba

İster özel ister iş hayatımızda iletişim kurarken bazen istemediğimiz yönde kısır bir döngü içine girebiliriz. Taraflar sadece kendilerini haklı bulurlar, uzlaşma olmaz. Bu tip durumlara birbirlerine istenmeyen sözler sarf edebilirler. Diğer taraf ta “Vay sen bunu bana nasıl söylersin” diyerek bir reaksiyon verme ihtiyacı hisseder. Bu böyle takılır döner.

Mevlana “Doğru ve yanlış ötesinde bir yer var, gelin canlar orada buluşalım” sözleriyle bizi hayattaki gri alanları tanımaya davet ediyor.

Griler var; çünkü herkes çeşitli ihtiyaçlarına ve duygularına bağlı olarak farklı davranış biçimleri gösteriyor. Herkes kendine göre haklı. Ancak eğer duyduğumuz kelimelerin ötesine bakabilirsek karşı tarafın bize aslında hangi ihtiyacını dile getirmeye çalışıyor olduğunu deşifre edebiliriz. Bunu yapabilmek için ise hem kendimizle hem de karşımızdakiyle empati kurmamız gerekir.

Geçtiğimiz hafta İşbirlikçi İletişim / Geribildirim adlı bir seminere katıldım. Eğitmenler bize Şiddetten Kaçınma İletişimini (Non Violent Communication) tanıttılar.

Seminerden edindiklerimi kısaca aktarmadan önce birçoğumuz için yeni olan bu kavramla ilgili kısa bir giriş yapma ihtiyacı duydum.

Şiddetten Kaçınma İletişimi (NVC), her iki tarafın da ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde iletişim kurmak için güçlü bir yöntemdir. Bize, empatik bir şekilde dinlemeyi ve bize özgün duygularla ve ihtiyaçlarımızla nasıl iletişim kuracağımızı gösterir.

Aruna Gandhi diyor ki;“Genellikle şiddet göstermediğimizi sanıyoruz çünkü şiddetin sadece kavga, öldürme, dövme ve savaş gibi sıradan vatandaşın yapmayacağı türde bir şeyler olduğunu düşünüyoruz. Şiddetten kaçınmak, içinizde var olan pozitifin ortaya çıkmasına izin vermek demektir. Bu, ben- merkezci, bencil, açgözlü, nefret dolu, ön yargılı, şüpheli ve saldırgan tavırlar yerine sevgi, saygı, anlayış, takdir etme, merhamet duygularının ağırlıklı olması ve diğerleriyle ilgili olmayı kapsar. Eğer kendimizi değiştirirsek dünyayı değiştirebiliriz ve kendimizi değiştirmek, dilimizi ve iletişim yöntemlerimizi değiştirmekle mümkündür.

Şiddetten Kaçınma İletişiminin (NVC) amacı

Bu iletişim metodununöncelikli amacı, diğer insanlarla bağlantı kurarken ‘vericiliği’ kolaylaştırması. Yani vericilik yürekten gelmeli. Başkaları ve kendimiz için bir şeyler yapıyoruz (hizmet veriyoruz). Bunu bir zorunluluktan veya görevimiz olduğu için ya da cezalandırılmanın verdiği korkuyla ya da bir ödül beklentisiyle, mahcubiyet veya suçlulukla yapmıyoruz. Bunu, vermekten keyif aldığımız için yapıyoruz, çünkü bu doğamızda var.

NVC, bize, kendimizi nasıl ifade ettiğimiz ve diğerlerini nasıl duyduğumuzu yeniden şekillendirme konusunda rehberlik ediyor. Böylece alışılageldik veya otomatik tepkiler vermek yerine, kelimelerimizi, algıladığımız, hissettiğimiz ve ne istiyor olduğumuza dayalı bir biçimde daha bilinçli kullanmaya başlıyoruz. Böylece hem kendimizin hem de diğerlerinin ihtiyaçlarını daha iyi duymaya başlıyoruz.

Koç ve eğitmen Giuseppe Totino ve düne kadar avukat olan ancak son yılda kendini NVC’ye adayan Metin Reyna diyorlar ki; “Gözlemlerken hemen değerlendirmemizi yapıyoruz. Zihin bu konuda oldukça tehlikeli bir araç. Çok analitik, gözlemci ancak hemen yanında bir dolu değerlendirme yapıyor, hikâyeler yazıyor, yorumlar ve sonuçlar çıkarıyor.”

İletişimin % 95’i beden ile kalan ise % 5 ‘i kelimelerle gerçekleşirmiş. Yani kelimeleriniz bir yönü gösterirken, bedeniniz başka bir yönü gösteriyor olabiliyor. Hatta ses tonlarını çok farklı yorumlayabiliyoruz. Dikkatle okuyun; yorumluyoruz, yani gözlemlemenin bir adım ötesine geçiyoruz. Metin Reyna’nın dediği gibi “Zihnimiz çok kurnaz!”.

Biriyle sohbet ederken ya da birini dinlerken beden dilini gözlemliyoruz ve sözle anlattıklarından çok daha fazlasını yorumluyoruz. Çünkü farklı kültürlere de bağlı olarak zihin, gözlemleri yoruma çeviriyor ve bunu otomatik yapıyor. NVC’nin ilk aşaması gözlemler ile yorumları birbirinden ayırmak. Yorumlar; analizi, eleştiriyi, suçlamaları, yargıları ve eski hikayeleri getirir. Bu da iletişimde bağlantının kopmasına sebebiyet verir.

Size bazı temel bilgileri kısaca aktaracağım. Elbette bir iletişim modelini bugünden çok iyi yarına anlayıp uygulamak mümkün değil. Ancak zamanla farklı bir perspektiften bakmanıza yardımcı olarak iletişiminizde ve dolayısıyla hayatınızda fark yaratabilirsiniz.

  • Karşınızdakinin sizi dinlemeye hazır olup olmadığını iyi değerlendirin.
  • Empatik olup hem onun duyguları ve ihtiyaçları hem kendinizinkiyle bağlantı kurun. Böylece onunla bağlantı kurarak dinlemeye hazır hale gelmesini sağlayabilirsiniz.
  • İletişime geçmek istediğiniz kişi o esnada size ateş püskürüyor ya da püskürmeye hazır olabilir. Diyalog esnasında istemediğiniz bir karşılık verebilir. Kelimelerine değil, daha ötesine bakın. Söyleneni ya da yaşananı içinize almayın. Empatik olun. Empatide bulunmanız gereken yer onun bulunduğu zihinsel yapı, yoksa kendi içiniz değil.
  • Yaşadığınız negatif bir olay, bir anda sizi kötü hissettirir ve otomatik olarak reaksiyon vermenize sebebiyet verir. Bunun etkisi zincirleme olarak devam eder.
  • Sizi kötü hissettiren bir olay ya da söz karşısında bir an durup düşünme ve farklı yanıtlar cevap verme seçeneğiniz olduğunu hatırlayın. Öz empati (Self Empathy) kurun; bunu yapabilmek için kendi özünüzle bağlantıya geçin, karşındakiyle bağlantıyı koparmadan empati pillerinizi doldurmayı deneyin. Eğer bunu yapamıyorsanız karşınızdakinden kısa bir mola isteyin.
  • Karşınızdakine mesaj verirken pozitif cümleler kullanın. Bir cümleyi pozitif kurup, ikinci cümleyi “ama …” diye devam ettirirseniz, başta yarattığınız bütün etkiyi bir anda yerle bir edersiniz.
  • Konuşmaya “Gözlemlerime göre…” diyerek başlayın ve gerçekten somut veriler iletin.
  • Sizin sorun olarak tanımladığınız bir şey karşınızdaki için sorun teşkil etmiyor olabilir.
  • Beden dilinden dolayı ya da yüksek ses tonundan dolayı kişiyi kızgın olarak değerlendirebiliriz Ancak kişi aslında kızgın olmayabilir, bu onun kültüründen kaynaklanıyor olabilir.
  • Gözlem yapın ama değerlendirme yapmayın. Değerlendirme yukarıda belirttiğimiz gibi sebeplerden sizi istemediğiniz kısır bir döngüye sokabilir.
  • Bir şey rica ederken pozitif dili tercih edin. Yani “Bu odada lüfen bağırmayın” demek yerine, “Bu odada alçak sesle konuşun” demeyi tercih edin.

Bir kişi, ‘dışlanmış hissediyorum, dikkate alınmıyorum, manipüle edilmiş hissediyorum’ diyorsa bunun anlamı başkadır. Bunlar birer his değildir. Kişinin hissettiği yalnızlık, mutsuzluk, takdir edilmemişlik ve bilgisini diğerleriyle paylaşamamanın verdiği hayal kırıklığıdır.

Anlattığımız şeyi net anlatmaz ise karşımızdaki bunu farklı tercüme edebilir. Çünkü bizler fark etmeden beynimiz her şeyi otomatik olarak kodluyor.

Mahatma Gandi diyor ki; “Bilerek ya da bilmeyerek, her birimiz, öyle ya da böyle bir hizmet sunarız. Bu hizmeti bilinçli bir biçimde verme alışkanlığını edinirsek, ona olan tutkumuz zamanla güçlenecektir. Böylece, yalnız kendimizi değil, bütün dünyayı mutlu ederiz.”

Amacımız pozitif bir sonuç elde etmek ise Gandi’nin de dediği gibi “Dünyayı değiştirmek için önce kendimizden başlamalıyız”

Eğitmenler

Giuseppe TOTINO

Giuseppe Totino, Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) sertifikalı bir profesyonel bir koç. Aynı zamanda Nonviolent Communication (NVC) uygulayıcısı ve eğitimcisi. Yeditepe Üniversitesi’nde lisansüstü öğrencilerine, uluslararası çalıştaylar ve derslerde liderlik, koçluk, iletişim ve çatışma yönetimi dersleri veriyor.

Son olarak Birleşmiş Milletler’de eğitimcilik görevine atandı. Hem ICF Türkiye Yönetim Kurulu hem de iki yıldır keredir ICF Konferans ve Eğitim Yönetim Kurulu üyesi. Ayrıca Avustralya Uluslararası Koç Akademi Fakültesinde çalıştı.

Metin REYNA; 

Metin Reyna, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Kariyerine serbest avukat olarak başladı. Daha sonra 14 yıl boyunca çeşitli yerel ve uluslararası firmalarda hukuki danışman olarak görev yaptı. Daha sonra 7 yıl boyunca Sabancı Holding’de üst yönetimde Hukuk Şefi olarak görev yaptı. Bu görev esnasında bir yandan yöneticilik becerileri kazanırken diğer yanda ve ‘bağışlayıcı iletişim’ tekniklerini kullanma fırsatı buldu. Son olarak kariyer yolunu değiştirdi ve kendisini, hem kişisel iletişim alanına hem de bu kavramı yöneticileri de içerecek şekilde yaymaya adadı.