Bu mektubu yazıyorum

Sibel CUNİMAN PİNTO Köşe Yazısı
22 Ocak 2011 Cumartesi

Le Parisien Gazetesi’nden 12 Ocak tarihinde kısa bir haber: Yeni yıl süper lotosundan 10 milyon Euro ikramiye Arles şehrine çıktı.

Böyle bir haber çoğumuz için çok heyecan verici değildir, hele o şehirde yaşamıyorsak ve loto oynamadıysak… Okur geçeriz, sıradandır ama aslında hayatta çoğu haberin ardında çok daha derin detaylar gizlidir. Gelin hikayeyi biraz deşelim:

İki arkadaş düşünün, 60’lı yaşlarda… 22 yıldır birbirlerini tanıyorlar, ailecek sürekli görüşüyorlar, çocuklarını birlikte büyütmüşler, torun sahibi olmuşlar. Her hafta birlikte Süper Loto oynamaktan da “ya çıkarsa” diye hiç vazgeçmemişler. Noel günü çekilişi için yine birlikte oynamışlar, seçtikleri sayılara maalesef hiç bir ikramiye isabet etmemiş. “Artık seneye bıraktığımız yerden devam ederiz” deyip birbirlerine iyi yıllar dilemişler. İki gün sonra aralarından birini şeytan dürtmüş, “yılbaşı çekilişi için de oynayacağım” demiş ve Noel’deki  aynı rakamlara oynamış. Oynadığı sayılara 10 milyon Euro büyük ikramiye çıkmış!

Hiç bir şeyden haberi olmayan arkadaşının yanına koşmuş. “Biliyor musun, bana borcun var, ben yılbaşı için de loto oynadım sana sormadan, 10 Euro’luk biletin yarısını isterim” demiş. Arkadaşı hiç sorgulamadan 5 Euro’yu uzatmış. İkramiyeyi kazanan, arkadaşına şöyle yanıt vermiş: “Yarın sana 5 milyon Euro’luk çekini getireceğim!”

Arkadaşlar kazançlarını birlikte kutlamaya karar vermişler, ilk önce eşleriyle uzuuun bir dünya seyahati...

Hani öyle hikayeler vardır, masal gibi ama gerçek, hayatın taa içinden, okursunuz, içiniz ısınır, gözleriniz dolar, ‘şu dünyada güzel şeyler hâlâ oluyor’ dedirtir.

Hikaye çok hoş da peki ikramiye size çıksaydı ne yapardınız?

***

Bir mektup okuyorum, bir şarkı dinliyorum, yaşamı sorguluyorum.

Son günlerde Fransa’da dillerden düşmeyen bir şarkı var, Rue Washington albümünde yer alıyor. 83 yaşındaki ünlü Fransız revü yıldızı, şarkıcı, artist Line Renaud tarafından seslendiriliyor. Uzun bir şiir ama sözler öyle anlam yüklü ki üşenmedim, türkçeye çevirdim ve bu ayki köşemde siz Şalom okurlarıyla paylaşmak istedim.

Nereden başlayacağımı bilmiyorum / Çünkü hiç bir şey bitmiş değil / Bu mektubu geçmiş zamanlara yazıyorum / Mutlu günler, yağmurlu günler

Kalemim yolculuk ediyor / Anılarımı çizerken / Öylesine çoklar ki, yerim kalmıyor / Bu mektubu gülümsemelerime yazıyorum

Kendimi tekrar genç ve saf görüyorum / Masumiyetimin zirvesinde / Dikkatliden çok meraklı / Tüm duyularımla beklerken

Tutkularımın arayışı içinde / İlk üzüntülerim, ilk sevinçlerim / İlk ürpertilerimle karşılaşmam / Bu mektubu  ilklerime yazıyorum.

Öyle çok yol katettim ki / Beni asla bir yere götürmeyen, / İkileme yer bırakmayan / Bu mektubu yola çıkışlarıma yazıyorum

Tüm ruhumla seyahat ettim / Her dönemeçten güç aldım / Daha büyük aşkla dönmek için / Bu mektubu dönüşlerime yazıyorum.

Hiçbir şey insandan daha değerli olmadığı için / Bu mektubu karşılaşmalarıma yazıyorum / Parayla zengin değiliz, dostlarım var / Şimdi fark ediyorum 

Büyümemi sağlayan herkese / Tüm o ışıl ışıl bakışlara / Burada olanlar ve diğerlerine / Bu mektubu kayıplarıma yazıyorum.

Bu şefkati nasıl anlatsam / Derinlerde hissettiğim / Bu sıcaklığı nasıl paylaşsam / Bende onca coşku uyandıran

Bir çok sınavdan geçtiysem de / Minnetle doluyum / Bazen endişeler üzerime yağsa da / Bu mektubu şansıma yazıyorum

Eğer kalemim gelecekten bahsetse / Çünkü susma zamanı değil henüz / Henüz bitirmeyi bitirmedim / Benim için daha yapılacak herşey

Bu mektubu bugünüme yazıyorum / İki ayağım da yol üstünde / Dümdüz ileri bakıyorum / Bu mektubu yarınlara yazıyorum.

Bu mektubu nasıl bitireceğimi biliyorum / Çünkü daha henüz başladı / Başka hikayeler bulacağım / Anlatacak başka umutlar

Bu mektubu hayata yazıyorum / Bir teşekkür gibi / Bu mektubu arzularıma yazıyorum / Bir başlangıç gibi

***

Şimdi sizlere ikinci bir soru daha: Peki siz olsanız mektubunuzu neye yazarsınız?