Torunuma mektuplar 10/ Zamanını iyi kullan...

Sahip olduğun parayı olmadık şeylere harcamadığın gibi, sahip olduğun zamanı da olmadık kişiler ve olaylara harcama.

Sara YANAROCAK Kavram
22 Aralık 2010 Çarşamba

Canım Guy’cığım, babaannesinin kuzucuk torunu;

Sen bu hafta okulunda kreş sınıfından, yuva sınıfına geçtin. Çünkü sen artık yürümüyorsun, koşuyorsun! Çekmeceleri boşaltıyor, her tarafı dağıtıyorsun. Kendi başına yemek yiyip tepeden tırnağa kirleniyorsun. Kendince konuşuyorsun. Üstelik bunları 15 gün gibi çok kısa bir zamanda gerçekleştirdin.

Zaman Guy, zaman çok önemli. Zamanını nasıl kullandığın, nasıl harcadığın çok önemli. Zamanını doğru ve isabetli kullanırsan, herşeyi yapmaya vaktin olur. Örneğin, doğru bir zamanlama ile hem okula gider, hem dönüşte ders çalışabilir, geriye kalan kaliteli bir zamanda ise istediğin keyifli şeylere vakit ayırabilirsin.

Guy David, bu dediklerim sadece okul dönemlerinde değil, iş hayatında, seyahatlerinde, tatillerinde, hatta haftasonlarında veya akşamları yatağa gidene kadar harcayacağın, kullanacağın zamanların için de geçerlidir.

Ünlü bir yazarın şöyle bir söylemi var; “Şu hayatı öyle bir yaşa ki, kendini alkışlayasın. İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse bir kaç mantıklı cümle söylemelidir.”*

Guy, bu cümlenin içindeki esas anlamı kavradın mı? İnsan olmanın yolu sadece makine gibi çalışıp, yiyip, içip, yatmak değildir. İnsanı insan yapan unsurlar, sanatla yoğrulmak, okumak, görmek, gözlerini ve ruhunu estetikle doldurmaktır. Bunun için de zamanını kullanmayı, programlı olmayı bilmelisin. İnsan, tüm günün yoğunluğunun ardından sevdiği şeylere ve hobilerine vakit ayırdığı zaman, daha saygın ve üretken bir birey haline gelir.

Seyahatlerinde bile zamanlarını iyi programlamalısın. Seyahat ne salt yiyip içmekten, ne de alışverişten ibarettir. Seyahat ettiğin vakit, hem o ülkenin kültürüne, hem sosyal hayatına, hem yemeğine, hem de küçük alışverişlere zaman ayırmalısın. Bunların tümünü yaşayabileceğin bir seyahat, hem paranı, hem vaktini, hem de zevkini boşa harcamayacağın bir deneyim olacaktır. Hayatta hiç bir zaman ‘vakit bulamıyorum’ diye bir bahanenin arkasına saklanma. Hayasızca harcanan tonlarca zamanlarımız vardır. Onları bir incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle boşa harcarız.

“Hepimiz kaybettiğimiz ya da ulaşamadığımız şeyler için zamanı suçlarız. Oysa unutmamak lazımdır ki, zaman konuşacak olsa, hepimiz utanırız.”**

Guy, bazen zamanı bahane edip, vakitsizlikten dem vurup, çok önemli şeyleri ıskalıyoruz. Basit gibi görünen bir çok şeyi erteliyoruz ve hep ‘geniş zaman’larda yaşıyoruz. Sonra ertelediğimiz için bazı fırsatlar elimizden kaçınca ‘di’li’, ‘miş’li’ geçmiş zamanlarda kalıyoruz.

Bu söylediklerimin içinde sevdiklerini aramak, onlarla buluşup mutlu saatler yaşamak, sonradan keşkelere kapılmadan “seni seviyorum” demek, özlediklerini sıraya koymadan aramak, istediğin kitapları okumak, güzel bir filmi izlemek... gibi sonsuz seçenekler var. Ama en önemlisi ne biliyor musun? Bütün bunlar için zamanlarını doğru kullanmak ve bunun için istekli olmak...

Guy David, ben senin tüm bunları ihmal etmeyecek bir insan olmanı gönülden diliyorum.

Çünkü şu anda oyuıncaklarınla oynarken, hem etrafı dağıtıyor, hem kirletiyor, hem birşeyler atıştırıyor, hem bilgisayarı elliyor, hem de baby tv’ye göz atabiliyorsun. Yani uyanıkken, zamanını kendince çok iyi kullanıyorsun. Mektubuma çok sevdiğim bir şiirle son veriyorum:

“Kendi kendime konuştum bazen evimde,

Hem kızdım, hem güldüm halime.

Sonra dedim ki söz ver kendine;

Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.

Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.

Uçmayı biliyorsan, düşmeyi de bileceksin.

Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredeceksin.

Öyle hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.

Öyle değerliymiş ki zaman,

Hep acele etmem bundan, anladım.” ***

Seni çok seven babaannen Sara

 

* Victor Hugo ** Lev Tolstoy  *** Nietzsche