Bu hafta ağımıza takılanlar...

“Türk İsrail dostluğu ortak Yahudi-Osmanlı tarihine dayanıyor. Bu dostluk Osmanlıların 1492 yılında İspanya’dan sürgün edilen Yahudilere kucak açmasıyla başlamış ve daha sonra yerli Hıristiyan grupların Osmanlı İmparatorluğu’nu bölme çabalarından dolayı Yahudilerle Müslüman’ların birbirlerine daha da kenetlenmesine kadar varmıştır.” – Dan Diner

İzak BARON Diğer
30 Haziran 2010 Çarşamba

YAHUDİLERİN BAŞARILARINI İLK ÖNCE ÇALIŞKANLIKLARINDA ARAMAK GEREKİYOR, ÇÜNKÜ DİĞER NEDENLER BU BAŞARILARI AÇIKLAMAKTA ÇOK YETERSİZ KALIYOR

Yahudiler dünya nüfusunun binde ikisini oluşturuyorlar (dünyada yaklaşık 14 milyon Yahudi olduğu düşünülmekte), yani her bin kişiden sadece ikisi Yahudi. Sayıca bu kadar az olmalarına rağmen, dünya satranç şampiyonlarının %54’ü, Nobel Fizik Ödülü alanların %27’si, Nobel Tıp Ödülü alanların %31’i, en iyi sekiz üniversiteden oluşan (Brown, Columbia, Cornell, Dartmouth College, Harvard, Pennsylvaina, Princeton ve Yale Universitesi) Ivy Lig olarak adlandırılan üniversite öğrencilerinin %26’sı, Oscar ödülü sahibi yönetmenlerin %37’si, Pulitzer Ödülü kazananların %51’i Yahudi. Bu istatistikleri çoğaltmak mümkün. Bu başarıları sıraladıktan sonra belki de birçok kişinin aklına gelecek ilk şey, Yahudilerin dünyada önemli yerlerde bulundukları ve birbirlerini destekledikleri şeklinde olacaktır. Bazı noktalarda bu argümanın doğruluk payı olabilir ancak birilerinin desteğiyle dünya satranç şampiyonu olamazsınız veya sadece birileri tarafından gözetilerek fizik veya tıp Nobel Ödülü alamazsınız. Yahudilerin başarılarını ilk önce çalışkanlıklarında aramak gerekiyor, çünkü diğer nedenler bu başarıları açıklamakta çok yetersiz kalıyor. Yahudilerin bu kadar çalışkan ve başarılı olduklarını ifade ettikten sonra insan doğal olarak bu insanların ülkesini merak ediyor.

Hüseyin Kaya

http://www.ekopolitik.org/public/news.aspx?id=4800&pid=4082

FİLİSTİN'İN TAMAMI, MÜSLÜMANLARIN TÜMÜ İÇİN KIYAMET GÜNÜNE KADAR İSLAMİ VAKIF'TIR (ALLAH'A ADANMIŞ MÜLK)

Hamas Kuruluş Belgesi'ne (Hamas Şartı) göre, madde 9 'Kuran devletin anayasasıdır'; madde 28 'İsrail, Yahudileri ve Yahudiliği nedeniyle İslamiyet ve Müslümanlara karşı bir meydan okumadır' ve madde 7 'Vakit, Müslümanlar Yahudileri yok etmeden gelmeyecektir’. Aynı belgeye göre, "Filistin'in tamamı, Müslümanların tümü için kıyamet gününe kadar İslami vakıf'tır (Allah'a adanmış mülk)”. Bu belge, Hamas'ın hedeflerini "Filistin'de İslami bir devlet kurmak, Batılılaşma ve laiklikle mücadele" biçiminde belirlemektedir. Nitekim Hamas'ın iktidara gelmesiyle, siyasi kanat liderlerinden Nizar Riyad, "Birkaç saat sonra Gazze Şeridi'nde laiklik sona erecek ve buna ait hiçbir şey kalmayacak. Bugün sapkınlığın sonudur" dedi.

http://newsweekturkiye.com.tr/haberler/detay/39855/Hamas-aristokrasisi

FIKRADA ANNE OĞLUNA “TÜRKÜ ÖLDÜR, YAT DİNLEN” DİYORDU. HÜKÜMETİMİZ ONU DA YAPMIYOR, DURUP DİNLENMEK BİLMİYOR

Oysa Türkleri kendimize düşman etmek aptallıktan da öte bir şey. Kim bilir kaç on yıl var ki, Türkiye bölgedeki en yakın müttefikimiz, bize sanıldığından çok daha yakın bir ülke. Türkiye gelecekte İsrail’le Arap Müslüman dünyası arasında, İsrail’le Suriye, hatta, evet İsrail’le İran arasında arabuluculuk yapabilir. Gelgelelim son olayla Türk halkını kendimize karşı birleştirdik, kimilerine göre bu oldu Türklerin birleşebildikleri tek konu oldu.

Bu olay “Cast Lead” Operasyonunun 2. bölümünü oluşturuyor. O zaman da dünyadaki pek çok ülke bize karşı çıkmış, dostlarımız üzülmüş, düşmanlarımız sevinmişti. Şimdi aynı şeyi belki daha büyük başarıyla tekrar yaptık. Dünya kamuoyu aleyhimize dönüyor.

Bu yavaş ilerleyen bir süreç. Tıpkı barajın ardında suyun birikmesine benziyor. Su ağır ağır, sessiz sedasız yükselir, yükselir. Kimse değişikliği fark etmez. Fakat su yüksekliği kritik seviyeyi aşınca baraj yıkılır ve felaket tepemize iner. Şu anda o noktaya doğru düzenli bir biçimde ilerliyoruz.

Fıkrada anne oğluna “Türkü öldür, yat dinlen” diyordu. Hükümetimiz onu da yapmıyor, durup dinlenmek bilmiyor. Öyle görülüyor ki, dostlarımızın son ferdini de bize düşman edinceye kadar da durmayacak.

Uri Avnery

http://odatv.com/n.php?n=bir-turku-oldur-yat-dinlen-2206101200

GAZZE İÇİN AYILIP BAYILMAK SERBEST DE KENDİ EVLATLARIMIZ İÇİN Mİ YASAK!

Medya tarafı genelde bu ortak kararlara uydu. Ama hükümetler, sorumlular ne yaptı o sırada derseniz bilmiyorum. Bilmeye değer bir şey yapmadıkları için olsa gerek. Ama tabii ben yine de hükümetin ‘medyaya yönelik suçlayıcı tavrını’ anlamakta zorlanıyorum. “Bu haberleri niye yapıyor muşuz, ayılıp bayılanları niye gösteriyor muşuz.” Vallahi anlamadım. Mavi Marmara’da ölenler için yapılan gösterileri yayınlarken televizyonlar, Gazze için ayılıp bayılanları, gözyaşı dökenleri ekranlara taşırken kızıp suçlayan yoktu bizi. Gazze için ayılıp bayılmak serbest de kendi evlatlarımız için mi yasak!

Fatih Altaylı

http://www.haberturk.com/yazarlar/526146-gazzeye-serbest-evlatlarimiza-yasak

İSRAİL ARTIK BÜTÜN GÜÇLERİNİ TOPLASA, BERABERİNDE BÜTÜN UŞAKLARINI BAŞIMIZA YIĞSA…

İsrail artık bütün güçlerini toplasa, beraberinde bütün uşaklarını başımıza yığsa… En milliyetçisini iğdiş etse, en dindarımızı sustursa, başımıza Amerika’yı musallat etse, üzerimize dünya kadar bir taş koysalar, bu millet yine de ayağa KAL KA CAK tır! Aklınız almasa da, bilginiz ermese de, havsalanıza sığdıramazsanız da, milletin ekseriyeti buna layık görünmese de Allah bu milleti ayağa kaldıracaktır. Bu sadece umut değil!  

İşte bakın. Bütün alçaklıklar hamiyet kisvesi giyip karşımıza çıktığı, bütün melanetler ‘kriter’ olup önümüzde kırıttığı, bütün kin ve nefretler batı değerleri diye üzerimize yığıldığı, laiklik adı altında dinimiz elimizden alınmak istendiği, her türlü oyunlar ve zulümlerle bu millet kısırlaştırılmak, imkansızlaştırılmak ve gayriye muhtaç hale getirilmek istendiği halde başarabildiler mi bize diz çöktürmeyi?

Mehmet Ali Bulut

http://www.haber7.com/haber/20100623/Ya-Ak-Parti-dusecek-ya-Israil-Hukumeti.php

İSRAİL, BİR BAKIMDAN ORTADOĞU’NUN, DÜNYA ÇAPINDAKİ EKONOMİK MUCİZESİ OLARAK PARLIYOR

 

İsrail, bir bakımdan Ortadoğu’nun, dünya çapındaki ekonomik mucizesi olarak parlıyor. Ülkenin, değil bölge, küresel çapta teknoloji, bilgisayar şirketleri var. Öyle parmak ısırtan gelişmelere imza atıyorlar ki, yaptıkları sadece iş olarak değil, insanlık tarihi açısından da önemli. Öte yandan, İsrail kamuoyu, ülkenin siyasi dünyasının tüm kusurlarının, çözüm üretemeyen, didişmeler, kavgalarla kısırlaşan köhneliğinin farkında. Ama hükümet eleştirilse de, devleti-orduyu-İsrail ulusunu sahiplenme duygusu, yurtseverlik/milliyetçilik, ne olarak adlandırılırsa adlandırılsın, ülkeyi sahiplenip koruma güdüsü, kamuoyunun kendi kusurlarına şöyle bir boy aynasında bakmasını engelliyor.

Sezin Öney

http://taraf.com.tr/sezin-oney/makale-israil-turkiye-arap-sokaklari.htm

ESİRİNİZİN KILIĞINA SOKTUĞUNUZ BİRİNİ KALABALIKLARIN ÖNÜNE ÇIKARTIP, ONA KENDİSİNİ AŞAĞILATICI ŞEYLER SÖYLEYEREK EĞLENİYORSANIZ

Hamas’ı ulusal kurutuluş mücadelesi veren bir örgüt olarak görenlerin de unuttuğu bazı gerçekler var; seçim kazanmak meşruluğa yetmez, muhaliflerinizi avlıyorsanız, kendi halkınıza karşı idam dahil insan hakkı ihlallerini çekinmeden yapıyorsanız meşruluğunuz tartışılır. Hamas’ın, İsrail içine düzenlediği ve çoluk çocuk birçok insanı hedef alan intihar saldırıları için öldürülen ruhani lideri Şeyh Yasin gibi, ‘Canım zaten hepsi askere gidiyor dolayısıyla orada sivil yok, çocukların da büyüyüp günahkâr olmasını engelliyoruz’ diye düşünebilirsiniz. Hatta belki Hamas’ın kız kardeşi İslami Cihad’ın El Halil’deki barış gözlemcisi Binbaşı Cengiz Toytunç’u 2002’de katletmesine ‘geçmişte kalmış’ diyebilirsiniz. Ama esire iyi muamele etmek insanlığın emri olduğu halde kuruluş yıldönümü kutlamalarında, esirinizin kılığına soktuğunuz birini kalabalıkların önüne çıkartıp, ona kendisini aşağılatıcı şeyler söyleyerek eğleniyorsanız, orada İslami bakış açısından da bir sorun var demektir.

Ayşe Karabat

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=1004627&Yazar=AYŞE

SANKİ HÜKÜMET BÖYLE BİR OYUN PLANINI B SEÇENEĞİ OLARAK MASADA TUTUYOR

Yani, İsrail'in Mavi Marmara gemisinde yaptıklarına karşılık özür dilenmez ve tazminat ödenmezse caydırıcılık, inandırıcılık ve itibar kaybımız hesap ediliyor.

Bu sözler üzerine çeşitli yorumlar yapılabilir. Ama benim dün, aynı zamanda milli bilince sahip başarılı bir diplomattan duyduklarım önümüzdeki süreçte İsrail'in özür dileme baskısı altında kalacağını gösteriyor.

Reel politik mevcut İsrail hükümetinin buna yanaşmayacağını işaret ediyor.

O halde şimdi dillendiremeyeceğim senaryolar devreye girebilir. İsrail, hiç beklemediği bir zaman diliminde Türkiye'den karşılık bulabilir. Hele Türkiye'nin seçim atmosferine girdiğini düşününce bu olasılık daha da artıyor.

Tehlikeli mi? Evet. Ama dün dinlediklerim bana bunu hissettirdi. Sanki hükümet böyle bir oyun planını B seçeneği olarak masada tutuyor.

İsmail Küçükkaya

http://aksam.com.tr/2010/06/26/yazar/17906/ismail_kucukkaya/_karsiligini_veririz_.html

TÜRKİYE İÇİNDE YETERLİ MİKTARDA İSRAİL DÜŞMANLIĞI YOKSA BÖYLE SANSASYONLAR YAPARAK YARATMAK GEREKİR!

İran bile diplomatik yaklaşıma cevap verip bir anlamda nükleer tehdit olmayacağı sinyalini vermişse ne gam, bakın şimdi de ufukta Türkiye beliriyor! Eğer, Türkiye içinde yeterli miktarda İsrail düşmanlığı yoksa böyle sansasyonlar yaparak yaratmak gerekir! Kurgu budur ama son derece tehlikelidir. El Fetih'e karşı zamanında Hamas'ı yeğleyen İsrail'in bu gibi tehlikelerin farkında olmaması düşünülemez. Türkiye'nin ise bu son derece sevimsiz, "Hadi gel seninle düşman olalım" teklifine balıklamadan atlamaması fakat uluslararası meşruiyet zemininden bir an bile ayrılmaksızın vatandaşlarının haklarını sonuna dek savunması gerekir.

Yusuf Hakan Erdem

http://www.fatihaltayli.com.tr/content.cfm?content_id=6266

TÜRK SİYASETİNİ HAMAS MİTİNGİNE ÇEVİREN, BU RUH HALİMİZE BAŞKA HANGİ TEŞHİS KONABİLİR?

Cüneyt Ülsever dünkü yazısında Türkiye'yi gaibe sürükleyen hastalığın teşhisini koydu. “İdeolojik şizofreni...”

Ankara'yı Kudüs, İstanbul'u Gazze ilan eden; Kudüs'te zafer namazına hazırlanan, Türk siyasetini Hamas mitingine çeviren, bu ruh halimize başka hangi teşhis konabilir? Teşhis doğrudur da tedavisi nedir? Tabii ki seçim...O zamana kadar da kendi yaramıza tuz basacağız. Ortak mutluluğu paylaşamıyoruz, hiç olmazsa ortak ıstırabımızı biraz daha fazla hissedelim. Çünkü bu, ortak vatanın ıstırabıdır...

Ertuğrul Özkök

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=15134902&yazarid=10&tarih=2010-06-25

“BİZİ GAYRİMÜSLİM DİYE TANIMLADIĞINIZDA İNANMADIĞIMIZI SÖYLÜYORSUNUZ”

‘Gayrimüslim’ sözü artık tedavülden kalkıyormuş. Egemen Bağış ‘gayrimüslim’ yerine, ‘farklı inanç grupları’ kavramını kullanma kararı aldıklarını açıklamış. Önce iki şey kafama takıldı:

1. Bunca yıldır dolaşımda olan ‘gayrimüslim’ kelimesinde aşağılama yok ki, sıkıntı duymak niye?

2. ‘Gayrimüslim’ Müslüman olmayan demek değil mi? ‘Farklı inanç grupları’ndaki ‘farklı’ ise kimden, hangi gruptan farklı demek oluyor?

‘Uyarı’yı yapan Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi Patrik Vekili Yusuf Çetin, Aramice’de ‘müslim’in inanan anlamına geldiğini hatırlatarak “Bizi gayrimüslim diye tanımladığınızda inanmadığımızı söylüyorsunuz” demiş. Türkçe’deyse sıradan vatandaşın lügatinde de, Mustafa Nihat Özön’ün Osmanlıca Türkçe Sözlük’ünde de ‘Müslim’, ‘İslam dininde olan’ demek. Şimdi biz bunca yıldır Türkçe’ye sadık kaldık diye hata mı yaptık yani?

Nur A. Çintay

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=1004962&Yazar=NUR ÇİNTAY A.&Date=28.06.2010&CategoryID=96

TÜRKİYE VE İSRAİL ORTAKLIĞI HENÜZ TAMAMEN SÖNMÜŞ DEĞİL

“Türkiye ve İsrail ortaklığı henüz tamamen sönmüş değil. Öncelikle silahlanma alanında olduğu gibi ortaklık devam ediyor. Diğer yandan ise Türk İsrail dostluğu ortak Yahudi-Osmanlı tarihine dayanıyor. Bu dostluk Osmanlıların 1492 yılında İspanya’dan sürgün edilen Yahudilere kucak açmasıyla başlamış ve daha sonra yerli Hıristiyan grupların Osmanlı İmparatorluğu’nu bölme çabalarından dolayı Yahudilerle Müslümanların birbirlerine daha da kenetlenmesine kadar varmıştır.”

“Sünni Türkiye Hamas’a dinsel açıdan Şii İran’a göre daha yakın. Ve Türkiye Müslüman ama Arap olmayan bir ülke olarak İsrail’in çıkarları açısından İsrail’i çevreleyen Arap ülkelerinden daha güvenilir. Kaldı ki, Türkiye bir NATO ülkesi olarak halen batıya bağlı ve AB adayı olarak Brüksel’in kontrolü altında olan bir ülke.”

Dan Diner

http://odatv.com/n.php?n=gazze-82.-vilayet-mi-olacak-2706101200

“MÜSLÜMAN ÜLKELERE LİDERLİK” HEVESİ

Uluslararası kritik ilişkileri ‘Müslüman ülkelere liderlik’ hevesiyle veya iç politikada puan kazanma hesabıyla din kavgasına çevirirseniz, diğer Müslüman ülkelerin, Arap ülkelerinin yapmadığı çıkışları yapar İslâmcı diktatörlerle kol kola girerseniz o ülkeler veya liderler sizi alkışlar ama dünya politikasında durumlar bir anda ülkenizin aleyhine dönebilir. Bu nedenle ‘monşerler’ diye alay ettiğiniz ama yıllarını dışişlerinde geçirmiş diplomatların görüşlerine başvurmak önemlidir.

Ruhat Mengi

http://haber.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=hamasi-gazzeye-sor&Newsid=313318&Categoryid=4&wid=4

HELENLER TARAFINDAN YIKILAN TAPINAĞIN ‘TRAVMA’SI

İsrail’in Batı’nın baş tacı ettiği ‘demokrasi’ ile sorununu belirleyen unsurlardan birisi bu tutumuysa, diğeri de aslında ‘demokrasi’nin İsrail’in Helenleştirilmesi anlamına geleceği endişesini taşıyan güruhları içinde barındırmasıdır. İsrail’in her türlü uluslararası baskıya karşı tutumunda, geçmişte, çok eskilerde Helenler tarafından yıkılan Tapınağın ‘travma’sının o ‘oluşum’ mensuplarının ‘bellek’lerinde tazeliğini korumasından olsa gerektir.

Fikret Cemal

http://stargazete.com/acikgorus/israil-olusmayan-bir-olusum-haber-272907.htm

HENÜZ HİÇBİR İSRAİL ÜST DÜZEY ASKERÎ GÖREVLİSİNE GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLMEDİ

Hafta sonu Kanada'da ABD Başkanı Barak Obama ile görüşen Başbakanımızın koltuğunun altındaki üç dosyanın biri direkt, biri dolaylı, biri de örtülü bir şekilde İsrail'le alakalıydı: Türk gemisine saldırı, İran'a yaptırımlara hayır oyu vermiş olmamızın izahı ve PKK terörüne karşı işbirliğinin devamı yönündeki talebimiz. Kısacası kararlılığımızı gösterdik ve nisbî bazı kazanımlarımız da oldu. Ama hiç değilse henüz hiçbir İsrail üst düzey askerî görevlisine görevden el çektirilmedi; İsrail'in Gazze ablukası yumuşatılmadı; İsrail hükümeti sarsılmadı; ABD'nin İsrail'i kayıtsız şartsız destekleme politikasında bir değişiklik sağlanamadı. Bu arada gemilerimiz ve gazeteci ve gönüllülerimizin el konulmuş bilgisayarları, kişisel eşyaları hâlâ onur kırıcı bir şekilde İsrail'in elinde bulunuyor.

Kerim Balcı

http://zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1000301&title=israille-ugrasmak-kararlilik-kadar-akillilik-da-ister

Netten Okumalar

Ne antisemitizmdir - DOÇ. DR. YUNUS EMRE KOCABAŞOĞLU

http://taraf.com.tr/haber/ne-antisemitizmdir.htm

Merhaba cumartesi

http://www.turkhaber.com.ua/index.php?option=com_content&task=view&id=1420&Itemid=9

Kim bu Yahudiler?

Mesela "Masorti", İsrail'de nüfusun yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor. İşte belli başlı akımlar...

http://newsweekturkiye.com.tr/haberler/detay/39970/Kim-bu-Yahudiler