AMERİKA’NIN ÜNLÜ ÇOCUK DOKTORU ANLATIYOR: mutlu çocuk yetiştirmenin püf noktaları

Çocuk yetiştirme konusunda ABD’nin önemli isimlerinden biri olan Dr. Harvey Karp, büyüyen çocuğumuzla nasıl iletişim kurmamız gerektiğini anlatıyor. Mahalledeki En Mutlu Bebek ve Mahalledeki En Mutlu Yumurcak kitaplarının yazarı olan Dr. Karp, Acıbadem Hastanesi’nde annelerle bir araya geldi, sorularını yanıtladı…

Eva ÇİTON Gençlik - Eğitim
22 Eylül 2010 Çarşamba

Yumurcaklar tıpkı mağara adamları gibidir; ilkeldirler. Onların oyuncaklarını paylaşmasını, kızınca sizi tırmıklamamalarını veya tükürmemeleri gerektiği gibi şeyleri 4 yaşına kadar beklememeniz gerektiğini bilin. Bu tip şeyleri ancak 4 yaşından sonra bekleyebilirsiniz. Onlar ne kadar kızgın olurlarsa biz o kadar sakin olmalıyız. Çocuklar kızgın olduklarında gerekli sözlerin gerekli şekilde söylenmesi gerekir.

Ebeveynler çocuklarıyla neden mücadele ederler?

Biraz eğitimle mücadele etmelerine gerek kalmaz.

Peki çocuklar neden mücadele ederler?

Onlar için apartman dairelerinde hayat sıkıcıdır. TV, video oyunları, rutin bir hayat. Gereğinden fazla ya da az uyaran var. Unutmayalım ki çocukların sol beyni henüz gelişmemiştir. Dolayısıyla henüz mantık yürütme yetenekleri zayıftır. Bu yüzden tepkisel olurlar. Tarzan’ın dümdüz bir apartman dairesinde yaşadığını düşünebiliyor musunuz? Bir de etrafında bütün hayvanların olduğu bir çiftlikte olduğunu düşünün. Yani parkta olması gereken bir çocuk evde durursa perdeyi yakabilir.

Sol beyin; kelimeleri ve mantığı temsil eder. Sağ beyin ise duyguları, müzikaliteyi, sözsüz iletişimi, jest ve mimikleri temsil eder. Kızgın olan bir yetişkin bile mantıklı olamaz ve sol beynini kapatır. 9 aylık bir bebeğe “üzgünüm” dersen anlamaz, ama ağlarsan anlar. Paylaşma konusunda vaaz verince senin onu anlamadığını sanarak daha kuvvetli bir şekilde anlatmaya çalışır, yani bağırır, ağlar. Bu tip durumlarda karşınızda yetişkin varmış gibi davranmanın faydası olmuyor, çünkü onlar ilkel birer mağara adamıdırlar. Aptalca davranırlar, zıplarlar ve dans ederler. Onlar her şeyi kendiler yapmak ister.

Ebeveynler için 2 önemli kural;

Fast food kuralı;  onlara saygı gösterin

Toddler-ese; yani yumurcakça konuş

İletişimin dansı ileri geri tıpkı bir tenis maçı gibidir; “Merhaba bebek” de bekle, sana bir takım seslerle tepki verecektir, sonra başka bir şey söyle yine bekle, bazı sesler daha çıkaracaktır.

Fast food kuralında çocuğunuzu anladığınızı ses tonunuzla ifade etmelisiniz; ne çok sakin ne de çok histerik olmamalısınız. Unutmayın fark yaratan şey kelimeler değil verdiğiniz tepki, yani neyi nasıl söylediğinizdir.

Örneğin kafasına makarna koyan yumurcağa gülerek bundan hiç hoşlanmadığınızı belirtirseniz, bunu yapmaya devam eder. Anlamasını istediğiniz şeyi yumurcakça, kısa cümlelerle, duygusunu aynalayarak iletin ve mesajı tekrarlayın. Bu yaşta her şey her zaman işe yaramayabilir, ama deneyeceksiniz ve dikkatini başka bir şeylere çevireceksiniz.

Fast Food Kuralı 1;

Kısa cümleler kullanın ve tekrarlayın. Bütün gün istediğiniz kadar yetişkince konuşabilirsiniz ama eğer yumurcak kızgın ise bu bir işe yaramaz.

Mağara adamları kelimeyi anlamaz ama ses tonunu anlar. Yani makarnayı kafasına döktüğünde net bir ses tonuyla “Yapma” yerine “Çikolata” bile diyebilirsin. Ses tonundan “Çikolata ne demek bilmiyorum ama bunu bir daha yapmamalıyım” mesajını anlayacaktır.

Çocuğunuz mutluysa ona “Çok iyi babaya söyleyeceğim” diyor muyuz? Demiyoruz. Kızgın, korkmuş olduklarında çok sakin kalırsak ya da daha fazla bağırırsak kendilerini kaale alınmamış hissedip içlerine atarlar.

DEDİKODU YAP

Örneğin ona bakmadan, onun hakkında yanındaki birine duyacağı şekilde dedikodu yap. Bu,  yetişkinlerde bile işe yarıyor.

APTALI OYNA

Yumurcaklar her şeyi kendilerine isterler ve kendi başlarına yapmak isterler. Örneğin bir şeyi yapamıyormuş gibi görünüp onun yaparak size göstermesini beklerseniz kendilerini akıllı, güçlü ve hızlı hissettirirsiniz.

Doktor olarak kendisine gelen çocukların yanında bilerek bir şeyler düşürdüğü zaman çocukların ağlamayı kesip kendisini hayretle izlemeye başladığını belirtiyor. Böylece çocuk kendi kendine “Bunu ben bile yaparım, annem beni bu beceriksize neden getirdi acaba?” diye düşür.

ÇOCUĞUN SABRINI UZATMA

Çocuğun sabretmesi için ona bağırma. Başka bir şeyle ilgilenirken çocuk “Anne benimle ilgilen” diye gelirse, “Bir saniye tatlım” deyip diğer işe dönüp, o işi kısa sürede bitirerek onun sabretmesini sağlayıp yeniden ona döndüğünde beklediği için ödüllendirmeliyiz.

Konuşma sonunda ben de imzalı bir rehber kitap edinmiş oldum; kızımla ilgili soru sorabilme fırsatını yakaladım. Kendisi yine güler yüzle, ilgili ve sabırlı bir şekilde yanıtladı. Kendisine teşekkür ediyorum. Anladığım kadarıyla birçok anne kendisine mail yoluyla ulaşıp soru sorup mutlaka cevap alıyorlarmış.